The Expanse : Uzay Operası Özleyenlere
174 yorum dkamoy 04 Aralık 2015 09:28
Son yıllarda (özellikle SciFi olan eski ismini değiştirdiğinden bu yana) bilim kurguya doyurulacağız diye defalarca sırtımızı dayayıp bizi boşluğa düşüren SyFy kanalı epey iddialı bir uzay operası ile karşımızda: The Expanse
Aslında 14 Aralık’ta ekranlarla tanışacak olan dizi, 23 Kasım’da kanalın web sitesinde ilk bölümü online paylaşılarak izleyici ile buluştu. 14 Aralık’ta başlayacak olan bu sezon, 15 Aralık’ta 2. bölümle devam edecek ve ardından hafta hafta yayınlanarak 10 bölüm sürecek; Noel arası vermeden 2 Şubat’ta sona erecek.
Sonradan ek: Dizi ilk 3 sezonunu Syfy’da geçirdikten sonra -kanalın onu yarı yolda bırakmasının ardından- Amazon’a transfer oldu ve 6 sezonluk ömrüne burada devam etti.
İçindekiler:
- Tür: Uzay Operası
- Kitap Serisi Uyarlaması
- Mutfak
- Konu
- Karakterler
- Gezegenler ve İstasyonlar
- Örgütler
- Sözlük
- Tırıvırı Bilgiler
- Yazardan
- Videolar
Türün adını okuyunca hemen aklınıza uzayda geçen bir pembe dizi gelmesin. Sadece bir gönderme sözkonusu. Tabii üstteki fotoda çağrıştırdığı gibi müzik ile de alakası yok.
“uzay operası” viki maddesinden en basit tanımını alıntılayalım: Bilim kurgunun çoğunlukla uzayda geçen, heyecan verici maceraların yer aldığı ve romantizmin vurgulandığı bir alt türüdür.
En iyi örnekleri: Yıldız Savaşları (Star Wars) filmleri, Uzay Yolu (Star Trek) , Battlestar Galactica ve türevleri gibi yapımlardır.
Yani aslında şurada da dendiği gibi basbayağı bilim kurgu işte.
Gelelim The Expanse‘e…
Dizi James S.A. Corey ikilisinin meşhur kitap serisinden uyarlanıyor. Halen devam eden serinin ilk ve en bilinen kitabı Leviathan Uyanıyor (Leviathan Wakes). Bu meşhur kitabı Game of Thrones yazarı George R.R. Martin‘in “sıkı uzay operası (kickass space opera)” diye tanımladığını da not düşelim.
Serinin kitapları şöyle:
- Leviathan Wakes (2011)
- Caliban’s War (2012)
- Abaddon’s Gate (2013)
- Cibola Burn (2014)
- Nemesis Games (2015)
- Babylon’s Ashes (2016)
SyFy, dizi için proje önüne gelince, 2014 Nisan’ında deneme bölümü görmeden direkt sipariş verdi.
Kanal yetkilisi o sırada yaptığı açıklamada bunun efsane ölçekte bir dizi olduğunu belirtip, Syfy’ın şu ana dek en iddialı dizisi olmaya aday olduğunu ekledi.
Ekim 2014’te Toronto’da çekimlere başlandı.
İlk bölümü dizinin yaratıcıları Mark Fergus ile Hawk Ostby kaleme aldı. İkiliyi Children of Men (Son Umut ), Iron Man filmlerinin senaryosuyla hatırlatalım.
İlk bölümü Terry McDonough yönetti.
Dizinin yapımcı yazarları arasında Naren Shankar da yer alıyor.
İlk bölüm San Diego Comic-con’da Temmuz 2015’te izleyicilere sunuldu.
Mayıs 2015’te ise henüz onay haberini almadığımız 2. sezon için senaryo hazırlanmaya başlandığı haberi geldi.
200 yıl sonraki gelecekteyiz. Gelin dizinin ilk sahnesinde bizleri karşılayan açıklama ile giriş yapalım:
Dünya’yı Birleşmiş Milletler kontrol etmektedir.
Mars, bağımsız bir askeri güçtür.
İç gezegenler Asteroit Kuşağı kaynaklarına bağlıdır.
Kuşaklılar uzayda yaşayıp çalışmaktadırlar.
Kuşak’ta hava ve su, altından daha değerlidir.
Yıllardır gerginlikleri giderek artan Mars ve Kuşak artık savaşın eşiğindedir.
Tümünü tutuşturacak tek bir kıvılcımdır.
Astronomi bilgileri kuvvetli/taze olmayanlar için Güneş Sistemi’mizi iki farklı görselle hatırlatalım hemen.
Kuşak doğumlu polis dedektifi Miller, Julie Mao isimli kayıp bir genç kadını bulmakla görevlendirilir.
Hikayemizin ikinci kahramanı James Holden’in de bir buz taşıyıcısı gemisinde yardımcı kaptan iken gerçekleşen bir kazanın ardından yolları Miller ile kesişiyor.
İşte Dünya, Mars ve Kuşak arasında gergin günler yaşanırken bu ikili, kendilerini insanlık tarihindeki en büyük komployu ortaya çıkartmaya girişmiş bulacak.
Tat kaçırmadan bu konu ancak bu kadar detaylandırılır deyip epey kalabalık olan kadronun ön plandaki karakterlerine sizi yormadan girelim.
İlk bölümde görüp de gözünüzün ısırabileceği birkaç oyuncuyu da es geçmeyelim, siz imdb’lemeden sizin için etmiş olalım:
(Yazının bu kısmını dizinin ilerleyen bölümlerine göre yeniden düzenleme ya da kaldırma hakkımız saklı olsun.)
Athena Karkanis (Octavia Muss rolünde)
Kristen Hager (Ade Nygaard rolünde)
Joe Pingue (Kaptan McDowell rolünde)
Elias Toufexis (Kenzo rolünde)
Jonathan Banks (yüksek rütbeli bir subay rolünde)
Lola Glaudini (Dulcinea rolünde)
Julian Richings
Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen Dünya, çok kalabalık ama hala olumlu bir havası var. Teknolojideki eksiğini insan sayısı ile kapatıyor. |
Ay’ımız kolonize olalı çok olmuş ve Dünya’nın Birleşmiş Milletleri tarafından yönetiliyor. Dünya’nın bir uzantısı denebilir. |
Mars’lı Kongre Cumhuriyeti (Martian Congressional Republic (MCR)) tarafından yönetiliyor. Nüfusu az, ama zenginliği ve teknolojisiyle Dünya ve Kuşak’a bin basıyor. |
Kuşak-dışı bir asteroid. Yörüngesi Mars/Dünya ile Mars/Jüpiter’le kesişiyor. İlk Kuşak’lı madencilik operasyonu burada yapılmıştı ama kaynakları sona erince, politik anlamda önemini yitirmiş bir şehre dönüştü. |
Kuşak’ın liman şehri. Zenginliğin çoğu bu şehrin iskelelerinden akıyor ama kalıcı olmuyor. Politik anlamda sürekli sıcak bir şehir. |
Kuşak’ın en kararlı şehri. Yiyecek kaynakları buradan sağlanıyor. Ayrıca, Kuşak’lıların çoğunun ileri düzeyde tıbbi ve doğum öncesi yardım için kullandığı yer. |
Tycho İstasyonu
Kuşak’ın incisi. Özel işletmeye ait bir mobil uzay platformu. Mobil uzay istasyonları ve büyük gemilerin inşası için kullanılıyor.
Anderson İstasyonu
Uzaklara savrulmuş uygarlıklar için ikmal deposu görevi gören ücra ve küçük bir istasyon.
E o Güneş Sistemi 1 günde kolonize olmadı herhalde değil mi? The Expanse’in etkin güçlerini de -şimdilik- logoları ve isimleri ile analım.
Diziye özel bazı durum ve terimleri de paylaşmadan olmaz.
(Yazarın notu: Dizi ilerledikçe bu terimlerin türkçelerini altyazarlar ile ortak hale getirmeye çalışacağım.)
Anderson İstasyonu: Kuşak’ta su ve hava için kullanılan küçük bir istasyon
Beltsider (Kuşakgil): Kuşak’lılar için kullanılan bir başka terim
Currencies (dövizler): Gelecekte geçerli tüm para birimleri dijitalleşmiş. Yasadışı transferler de kumarhane çipleri ile yapılıyor.
Communications Lag (haberleşme gecikmeleri): Uzaklık nedeniyle Dünya ile Ay arasındaki iletişim 8 saniye rötarlı sağlanıyor. Dünya-Kuşak arası gibi daha uzun mesafelerde bu süre artıyor.
Comms Array (iletişim dizisi): Bir geminin dışında bulunan, iletişim için kullanılan fiziksel sistem
Crash Couch (yangelyat koltuğu): Yüksek g (bkz. viki maddesi) sözkonusu olduğunda oturulması gereken jel oturaklı sandalye. Bir gemi yüksek hızda giderken (Esptein Sürüşü sağolsun, Kuşak dışına yolculuk artık mümkün), yolcular zorlanıyor. Yangelyat koltuğu da bu yolculuğun olumsuz etkisini azaltıyor.
Cinnamon Stick (kabuk tarçın): Eğlenceli bir ilaç. Sakinleştirir.
Data Cube (veri kübü): Geleceğin flaş belleği
Dirtsider (pislikgiller): Dünyalılar, Marslılar. Bu gezegenlerde büyümüş olanlar.
Earth-Mars Coalition Navy (Dünya-Mars Koalisyonu Donanması): Mars’ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Dünya ile Mars arasında oluşturulmuş birlik.
Epstein Drive (Epstein sürüşü): Kuşak’ın en ücra köşelerine kadar yolculuğu sağlayan teknik gelişim
EVA Suit (EVA kıyafeti): Ekstra Vasıta Aktivitesi kıyafeti. Vakumda giyilir. Basınçlı bir kıyafettir vs.
Flip and burn (dön ve yak): Gemilerin kullandığı bir taktik. Gemi hızlanırken (bu sırada yerçekimi yaratır) varış noktasına olan uzaklığının ortasında motorları birden durdurup gemiyi döndürür, ardından da hız keserler (bu sırada yerçekimi yaratırlar).
Hand Terminal (el terminali): Herkeste olan bir kişisel bilgisayar, genelde sesle aktif hale gelir.
HUD: Heads Up Display (Uyarı Ekranı): Bir uzay elbisesinin başlığındaki ekran
Lozeng (Focus Drug) (odaklanma ilacı): Aşırı odaklanmaya neden olur. Zamane yalan makinasıdır.
MCRN: Martian Congressional Republic Navy (Mars’lı Kongre Cumhuriyeti Ordusu): Mars, Güneş Sistemi’ndeki en ileri orduya sahiptir.
Salvage Mech (hurdacı): Tek operatörle çalışan bir tamir makinası
Star Helix Security (Star Helix Güvenlik): Miller’ın işvereni olan Dünya’lı özel bir güvenlik firması
Stealthships (kamufle gemiler): Radar ve ladarlardan (lazer radar) kaçabilmek için enerji emme özelliğine sahip olan gemiler. Bu tür bir teknolojiye sahip tek ordunun Mars olduğu biliniyor.
THR’ın dizi başlamadan paylaştığı “The Expanse Hakkında Bilmediğiniz 10 Gerçek” listesi dursun şimdilik burada:
- Yerçekimsiz alanda seks sahnesi için gerçek bir “seks koreografçısı” (evet böyle de bir meslek varmış) ile çalışılmış.
- Dizi 3 kitabı kullanacakmış: Leviathan Wakes, Caliban’s War ve Abaddon’s Gate. Kitabın yazarları da senaristlerle sürekli dirsek temasındaymış.
- Kitaplardan farklı olarak, aslında ta 2. kitapta tanışılan bir karakter olan Chrisjen Avasarala dizide baştan yer alıyor.
- Cas Anvar’a göre canlandırdığı Alex Kamal karakteri tam bir geek malzemesi. Firefly ya da Battlestar Galactica’dan fırlamış bir tipe benzetiyormuş Alex’i: Teksas aksanlı, Mars doğumlu, eski bir asker olan pilotun teki
- Dizi Pinewood Toronto Stüdyoları’nın 1 değil, 2 değil, 3 ayrı setinde çekiliyormuş.
- “Yerçekimsiz alanda ağırlığınız yok ama kütleniz var. Bu da hareketi daha da zorlaştırıyor” demiş Cas Anvar.
- Alpha House yıldızı Florence Faivre’i Julie Mao’yu canlandırırken izleyeceğiz. Karakter, Jules-Pierre Mao’nun kızı. Galaksideki en güçlü ailelerden birinin üyesi. Ama yine de sahip olduklarından bir çırpıda vazgeçivermiş. Aklı fikri adalette. Ha bu arada dövüş sporlarında iyi biri.
- İlk iki bölümü arka arkaya günlerde yayınlayacaklar çünkü 2. bölüm ilk bölümün açık kalan sonundan devam edecekmiş. (Yazarın notu: Amma laf ola beri gele maddesi olmuş bu da. Anladık 10’u tamamlayamadınız.)
- Kitap olay odaklı ilerlerken, dizi karakter odaklı geçecekmiş.
- Expanse 5.000, 10.000 yıl sonrada geçmiyor, çok daha yakın bir gelecekte. “Uzaydayız evet ama işi de öyle harika kıvırdığımız söylenemez. Uzayda çok hızlı gidince canımız yanıyor ya da bir yerden bir yere gitmek zaman alıyor” diyor başrollerden Steven Strait.
Syfy’dan gelecek yeni ürünlere ne kadar temkimli yaklaşsam da -kitap uyarlamalarına daha bir güvendiğimden olsa gerek- diziye nispeten yüksek beklentili girdiğim bir gerçek. Neyse ki ilk bölümüyle gerçekten de beklentilerimin epey üstünde çıktı The Expanse.
Hem efektleriyle, hem “şimdilik” ayakları yere basan ve yavan olmayan evreni ile, hem de merak unsurunu tadında bırakışıyla iyi bir giriş yaptığını düşünüyorum.
Şimdilik “lütfen ilerleyen bölümlerde düşmesin bu çizgi” diyebiliyorum.
Öyle olsun ki yazarınız da bu tanıtımı güncellemeyi istesin.
Giriş Jeneriği
1:30 dakikalık fragman
1:51 dakikalık fragman
yorumlar
Söz konusu Expanse ise ses kısılmaz, bağıra bağıra Expanse
Dizilerde güncel olamadığım için pek yorum yapamıyorum ama bu diziye yorum yapmamak büyük haksızlık olur..Yılın en büyük sürprizi diyebilirim.Gerçi tanıtım videoları bizi iyi bir şey beklediğini gösteriyordu ama doğrusu bu kadarını beklemiyordum.Bir sinema filmi yapar gibi son derece özenli bir yapım ortaya koymuşlar.Görüntüler müzık ve efekt kullanımı işlenen konunun anlatış biçimi ne derseniz deyin ancak bu kadar iyi olur.Giriş jeneriyi bile oldukça etkileyici,(8. bölümden itabaren kulllanmışlar nedense) syfy yıllar sonra kendine yakışanı yaptı nihayet.
@ozgun14 : Başlık hortlayınca geldi aklıma. Ben sana bişi dicektim Expanse ile ilgili finali izleyince, neydi?
[dönüp üstteki yorumları okur]
…
Yok gayet düzgün, kabul edilebilir normal bir sezon finali oldu. Rahat rahat dalabilirsiniz ilk sezona. Ben de bi ara baştan 2. kez izlemeyi düşünüyorum. Doyamadım. (ilk 3 bölümü başkalarına izletmek için 2 kere izledim gerçi ama…)
parenthood bitiyor bugün devamına bunu alayım o halde tişikkür
https://www.youtube.com/watch?v=bE9PfsHiMas
@ilterisMayadagli Ha ama elbette “güncel ve düzgün bir bilim kurgu izleyesim var” diyene asıl Expanse öneriyorum ama yetişkin bilim kurgusu olduğu için hafif bişi arayanlara zor gelebiliyor.
@dkamoy kaliteli ilk bölümünü izledim karakterlere ısınamadım neyse kilijoysa da bundanda 4 bölüm izleyeceğim bide buna aşırı büyük beklenti ile başladım ondanda farklı gelmiş olabilir 3ünede(dark matter ) onayı verdim sağol yorumların için
https://www.youtube.com/watch?v=06EIAuYRRTw
https://www.youtube.com/watch?v=x3v9gUNAZGg&feature=youtu.be
The Expanse 1.Sezon 1.Bölüm Yorumum
Daha önce ilk bölümü izleyip burun kıvırmıştım sonrasında Netflix’de karşıma çıkınca tanıtımı ve yorumları okuyup yeniden gaza gelerek izledim ve ”BAYILDIM”
İlk izlediğimde hangi kafayla izleyip burun kıvırdığımı anlayamıyorum şuan !!!
Tabi FullHD ve Türkçe Dublaj(Efektlere daha çok odaklandım ) izlememin katkısı büyük ! Oyunculuklar arasında hiç göze batan olmadı .
Efektler zaten çok iyi Anlaşılan çok fazla para harcamış syfy .
Reytingleri pek iyi değil umarım 2.sezonda yükselir ,
Bölümlerin çok uzun olmaması bir avantaj kesinlikle ! Zaten bir sürü hikayeyi birlikte anlatıyor . 10 Bölümde bütün karakterlerin hikayelerinin işlemelerini zor görüyorum başarırlarsa Helal olsun !! Julie ve Chrisjen karakterlerinini pek fazla görmedik ancak baya merak ettim doğrusu Jim karakterini baya sevdiğimi söyleyebilirim .
En sevdiğim Uzay Operası Star Trek serisi onda biraz yakın bulduğumu söyleyebilirim
İlerki bölümler bu bölüm ayarında olsun , daha üstüne koyarak ilerlerse beni için çok üst sıralara çıkar . Hll SyFy Dark Matter ve Kilijoys’tan para kısıp buna vermiş herhalde İyide yapmış
BÖLÜM PUANI : 9 Mükemmel
Edit : İzlerken böyle bir diziye ”AÇ” olduğumu anladım
@dkamoy ÇOK İYİ BİR TANITIM YAZMIŞSIN , KEŞKE SENİ DİNLEYİP DAHA ÖNCE TEKRAR DENESEYMİŞİM
@ilterisMayadagli Geç olsun güç olmasın.
The Expanse 1.Sezon 2.Bölüm Yorumum
İlk bölümün devamı gözüyle bakarsak Fena sayılmaz .
ilk bölüme göre daha tempoluydu .
Sonu da heyecanlıydı 3.bölümü merak ettirdi .
Efektler ve oyunculuklar ilk bölüm gibi iyiydi !
Bir çok klişe görmemize şaşırdım .
Dedektif Miller olduğu sahneler hiç ilgimi çekmedi sıkıcıydı biraz
2.BÖLÜM PUANI : 7,3
Ben böyle tanıtım görmedim. Bu siteyi nasıl kaçırırım? Kaçınılmaz son, üye oldum! Emeğinize sağlık, gerçekten The Expanse için böyle detaylı bir tanıtım yok. Herkesler atıp tutmuş, bir siz atomlarına ayırmışsınız. Tam bir uzay aşığıyım. Bir şeyi izlemem, oynamam ve okumam için uzayda geçmesi yeterli. The Expanse, uzay operası sınıfında ilkler arasına girer. BSG`yi bitirdikten sonra (ne yazık ki bir BSG değil. ) oluşan uzay operası açlığımı doldurmaya yaklaşmış tek aday diyebilirim. Birinci sezonun ağır ilerleyişinin sonunda bir çok soru işareti ile final yapmış, ikinci sezon olur mu diye korkutmuştu. Bu gün, ikinci sezon bir ve ikinci bölümleriyle beraber iyi başladığını düşünmekteyim. Koca bir senenin ardından, “Bu hafta nasıl geçer?” yakınmaları hoş geldin.
@Memoli Hoşgeldiniz. Ne kadar da şevklendirici bir yorum ile geldiniz, teşekkürler. “Yetişkinler için bilim kurgu” diye tanımladığım bu dizinin sevenleriyle karşılaştıkça diziyi çeken benmişim gibi seviniyorum.
Bahaneyle herkese bir sesleneyim:
Ben bu tanıtımı yeni başlayacak birilerine bilgi verme/iştah açma açısından çok karmaşık ve eksik buluyorum.Bunun çözümü de konuyu biraz daha açmak gibime geliyor ama ilk sezonu izledikten sonra üsttekinden daha fazla ne versem sezonun tadını kaçıracağımı düşünüyorum. Bu yüzden de üsttekileri değiştirmeye bir türlü elim gitmedi. Önerilere açığım.
2×4 güzel bölümdü, ilerledikçe güzelleşti dizi, reytinginin bu kadar düşmesi kötü olmuş ama
@dizimania O zaman “I chose wisely” diyorum. (Geçen sezonki tecrübem sayesinde bu sezon biriktirme yoluna gittim.)
Beklentini yükseltmek gibi olmasın ama beğeneceğini düşünüyorum 2. sezonu.
Dizinin kitaplarına baktım şu anda 3 kitabı set halinde indirimdeymiş. İlgilenen olursa diye yazayım dedim.
@dizimania Tastamam oraya gönderme idi wisely.
Ben hala ilk kitabın ortalarındayım. Mevzuyu bilince biraz ittire ittire gidiyorum.
İleride
Velhasıl kelam ben bu sezonu geçen sezondan daha çok sevmiş olabilirim. Ya da en azından eşit sevdim.
Gel gör ki adamlar karakterlere eğildikçe ve
sık sık “ah bi de oyunculuklar iyi olsaydı” deyip durdum.
Kısaca dizi tam gaz devam benim için maşallah. Yetişkin bilim kurgusu izlemek isteyenlere tavsiyem baki.
Yazın izleyeceğim ben bunu. Senin yorumunu bekliyordum, iyice hevesim arttı @dkamoy.
Oyunculukları böyle kabul edeceğiz artık, yapacak pek bir şey yok. Ben
sevdim bu arada. Shohreh Aghdashloo, çok sevilen bir oyuncu değil ama nedense onun olduğu sahnelerden keyif alıyorum.
Battlestar Galactica’dan kalan boşluğu yeterince doldurdu. Bilim kurgu sevenlerin kaçırmaması lazım.
Shohreh Aghdashloo sevilmiyor muymuş? Bak bunu bilmiyordum. Kadına bir sempati ya da antipatim yok. Genelde onun olduğu sahnelerden ben de memnunum. Haa ama bak onun sayesinde kadraja giren Nick E. Tarabay (a.k.a. spartacus/ashur) günümü gün etti bak hakkını yemeyeyim. Adama bayılıyorum.
O bu sezon gelen sevdiğini ben de sevdim, bak evet. Ama Holden tayfasını oynayanlar hala odun abicim ya…
Bu arada bizim evde “bu holden, bildiğin jon snow be” teşhisi konulduktan sonra oyunculuğa takılmamak hem biraz daha zorlaştı, hem de biraz daha kolaylaştı.
Ay tipi andırıyor Con Sınov’u
Shohreh Aghdashloo için, eski dizilerinden bir iki olumsuz yorum okumuştum zamanında. Sanırım sevilmiyor düşüncesi o zamanlardan kalma. İnsanlara itici gelen aksanını, tipini, ses tonunu ben seviyorum. Oynadığı karaktere yakışıyor (Sadavir Errinwright gibi).
ben bunu ilk başladığında denemiş yarısına gelemeden kapamıştım. sonra tekrar deneyip biraz daha izleyip yine kapamıştım. bu sefer ilk bölümü tamamlayabildim başarıyla ama ikinin ortalarında kendimle yüzleşmek zorunda kaldım.
bir dizi sevmeyi çok istemek bir şeyi değiştirmiyormuş. neden bilmem ama bu diziyi izlemek için çok zorladım kendimi, başka dizilere de bu kadar şans vermemişimdir hani. sanırım bsg’nin hatırına ona benzer bir şeyler izleme hayaliyle sürekli zorlayıp durdum. ama olduramadım.
ilk iki bölümde ilgimi çeken karakter olmaması en büyük etken oldu onu da belirteyim. karakterlere ısındırma tanıtma çabaları da olmadı pata küte girdiler sezona. izlerken altyazı okumaktan zaten olabildiğince sıradan ve akılda kalıcı olmaktan uzak yüzleri iyice kaçırınca hepten saçma sapan bir hal aldı dizi benim için. karakterleri adam gibi oturtamadım derken bu noktaya geldim.
neyse işte sonuç olarak benden buna pas. ama bu tanıtım o kadar cezbedici ki ileride tekrar denersem de şaşırmam. gitmeden ellerine sağlık diyip de kaçayım
@ozgun14 Ben anlıyorum seni. Bu zor bir dizi. Anlamadan da ilerlemesi insanı soğutur. İlk 4 bölümü bitirmeden de bu şekilde toparlaman zor olacak. Aynı şehirde olsak gel beraber izleyelim derdim.
bak yine gaz verdin arşivden kaldırmadım, biraz zaman geçsin bu sefer, son bir kez daha olmak üzere, adam gibi baştan 4 bölümü ilk bölümleri türkçe altyazıyla (belki takibi kolaylaştırır benim için) izleyip tamamlamak şartıyla denerim. sevsem rahatlayacağım vallahi
Buraya yorum yaparak diziyi bana hatırlattığınız için kınıyorum sizi
2.Sezonu izlemek her ne kadar çok istesem de başka birine söz verdiğimden onun uygun olmasını bekliyorum.
Neyse o zaman ben bir daha ilk sezonu izleyeyim
Gerçekçi, üstüne çalışılmış ve iyi tasarlanmış akla mantığa yatkın. Her şeyden öte, insanı bir gün güneş sistemimizde bu şekilde koloniler kurabileceğimize inandırmayı başarıyor. Kesinlikle bu açıdan ayakları yere basan bir bilim-kurgu. Bu arada Tycho istasyanunda ki(2×2) hava kilidi sahnesine takılan kişiler için,
Tüm bunların yanında senaryonun da ilgi çekici bir şekilde ilerlediğini düşünüyorum. Aklımızda belli başlı bazı soru işaretleri bırakıyor ancak sıkmıyor ve yeni olaylar patlak veriyor. Hatta yeri geliyor olaylara yetişemiyorsunuz.
umarım önümüzdeki sezon bunu cevaplarlar. 2. sezonun yeni oyuncularından Frankie Adams ve Nick E. Tarabay(ağır top ) kesinlikle 2. sezonu çok daha izlenebilir kılmışlar. Sağda solda gördüğüm kadarıyla kilolarından dolayı “Bu ne biçim asker? Balık etli asker mi olurmuş?!” gibi serzenizlerde bulunanlar var. Bunu da Mars’ın yerçekimi kuvveti Dünya da ki nin yaklaşık %38’i kadardır, dokunmayın Drapperime üzerim. . Şaka bir yana, bence iyi bir seçim ve rölün hakkını veriyor.
İlk sezon antipati beslediğim Chrisjen, 2.sezonda da ki tavırlarıyla gönlümde yer edinmeye başladı ve olaylarda kilit noktalardan biri oldu.
eminim herkesi yaralamıştır. Özellikle 2. sezona çok hızlı girmesiyle bu kadar çabuk ölmesi üzücü oldu. Ama geri döneceğini düşünüyorum. Julie döndü, Miller mi dönmeyecek.
Ve Alex! Sana gelecek olursak ilk bölümden bu yana karekterini bozmayan, kişilik olarak sürekli daha iyiye giden ve pilotluk becerileriyle en büyük övgüyü hak eden yegane kişi.
En sevdiğim karakter olmayı başardı. Naomi ablaya değinecek olursam bana göre Beltsider`lerin çektiği acıları ve zorlukları seyirciye başarılı bir şekilde aktarıyor. 2. sezonda yaptığı hamlelerin altında yatan sebeplerde hep bunlar var. Son olarak Holden. Holden, 2. sezon gözümden düştü.(Girmiş miydi ki?) Sürekli ergen tripleri, içimi şişirdi. Hele o küçük Emrah bakışları yok mu!
Olayların bu kadar merkezinde olan birinin bu kadar dar görüşlü olmasına anlam veremiyorum.
Epey uzun bir yazı oldu ancak dizi bunu gerçekten hak ediyor. Kesinlikle şu anda yayınlanan en iyi bilim-kurgu ve bir şans vermeyi hak ediyor. Seyirciye harika bir uzay operası sunuyor. Anlattığı diplomatik ilişkiler, insanlık adına çıkarılabilecek dersler ve daha fazlasıyla harika bir evren ve oraya ait olmak istiyorsunuz. Kapanışı yapmadan şunu söylemelliyim ki, diziye başlamadan ve ya çok fazla ilerlemeden buradaki reheber niteliğindeki yazıyı okumakta fayda var. Dizi karmaşık ilerliyor, istasyondan istasyona, gezegenden gezegene, gemiden gemiye atlıyor duruyor ve belli başlı yerleri ister istemez kaçırıyorsunuz.
Ve 2×13 sonundaki o harika konuşma.
“the sides change sometimes.
what we think we’re fighting for.
who we tell ourselves are the good people.
but it just seems we can’t ever stop fighting war after war after war.
ıt’s part of being human.
an ugly part, but ı don’t think it will ever change.
technology certainly hasn’t changed it.
guns.
railguns.
nuclear bombs.
no weapon ever brings peace.”
“bazen ne için savaştığımızı düşündüğümüzde kendimize şu kişiler iyi insanlar dediğimizde taraf değiştiririz.
ancak belli oldu ki savaş üstüne savaş çıkıyorsa durdurmak için elimizden bir şey gelmiyor.
bu insanlığın bir parçası.
kötü bir parça olmasına rağmen değişeceğini hiç sanmıyorum.
teknolojinin bunu değiştirmediği ortada.
silahlar,
raylı toplar,
nükleer bombalar,
hiçbir silah barış getirmez.”
(Alıntıdır)
The Expanse casts Lost star Elizabeth Mitchell in key role
@necdetcem7 Anarşik onlar anarşik. A harfine bak.
@dkamoy Tamam o zaman da A harfi nerede
@necdetcem7 bkz. Üstteki tanıtımda Dış Gezegenler Birliği + hani ben yukarıda armutu pişimişim ama onu görmesen de accık gugılla yahu.
http://expanse.wikia.com/wiki/Outer_Planets_Alliance
Tişikkür ederim biraz üşengeçliğime geldi
İlk sezonu bitirdim. Çok iyi bir bilim kurgu dizisi olmuş. Öyle çok fazla bilim kurgu fanı değilim ama konusu, zamazingoları falan güzel. Bütün bir sezonu da hepimiz kardeşiiiizzz ne gerek var kavgaya. Marslısı da, Dünyalısı da, Kuşaklısı da insan be kardeşim. Ama öyle olmuyor işte, bu olayların çıkmasının en büyük sebebi insan olmaları zaten.
Çok fazla her karakterle bağ kurmadım ama Miller, Chrisjen Avasarala (kopyala yapıştır yaptım ) ve Naomi’yi seviyorum. Jim i de seviyorum ama serseri mayın bu çocuk, iyilik uğruna her şeyi berbat edecek bir tip. Geçmişi de kabarık bu konuda.
Bir de şu
Julie Mao’nun ölmemesini dilerdim, yazık oldu. Ayrıca ilk bölümde ölen Ade de öyle. Ade diyince aklıma ‘Bilmen gereken bir şey var Jim’ lafı geliyor. Neden söyledi acaba onu ?
Miller’ın da bizim ekibe katılması güzel oldu.
2. sezondan ispiyon yedim imdb de gezinirken, tadım kaçtı valla:
Onun kendini bir şekilde öldürteceğini düşünüyordum ama başrol saydığımız favori karakterimi harcayacaklarını düşünmemiştim. Kitap da da mı harcıyorlar onu ? Pfffff :((
Bu arada tekrardan tanıtım için teşekkürler @dkamoy. Valla dizi bazen o kadar karışık geldi ki iki üç defa baştan okudum tanıtımı. Olmasaydı işim zordu.
@necdetcem7 2. sezonu çok daha fazla beğeneceksin. Sevdiklerin dışındaki karakterlere bağlanmayı bekleme bence. Ne iyi oynanıyorlar, ne de öyle bağlanılacak bi tarafları var kalanların. Dizinin bendeki en büyük eksisi karakterler.
Bence bu tanıtım diziyi izlerken kolaylaştırıcı ama ne yazık ki yine de yeterli değil. Anlaması zor dizi ve özellikle başlarda türün meraklısı olmayan izleyicinin eline anlamadığında devam etmesi için fazla bişi vermiyor. (Birçok tanıdığım yanında biriyle izleyip atlattı o ilk bölümleri ya da iki tur gitti. )
Tanıtım için ispiyon vermeden daha fazlasını nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bazen “ilk 4 bölümü ispiyon içinde açıklasam, baştan anlamayanlar onu okuyup girse” diye düşünmüyor değilim. Bölüm incelemesi yapan bi tip olsam aslında işler çok kolaylaşacak ama o da benim alışkın olduğum, aklıma yatan bişi değil. Neyse, senin ve yukarıda birkaç kişinin daha işine yaramış biraz hiç olmazsa. Bu arada OPA’yı ilerleyen bölümlerde anladın di mi?
Anladım anladım, sıkıntı yok o konuda. Oturdu ilerleyen bölümlerde. Sadece biraz daha fazla Marslı görsek bir şey demem. Bir de şu Marslı ile Kuşaklı arasındaki fark ne ?
Karakter dedin de s3 e Elizabeth Mitchell geliyormuş, bari kalıcı olsa da ona bağlansak. 2 yi daha da seveceğimi düşünüyorum.
Tanıtım da bence yeterli. Şimdi her dizi konusunu ilk 2 bölümden vermiyor, kimisi sezon sonunda veriyor. (Preacher için 6 bölüm beklemiştim ilk sezonunda tanıtım yazmak için.) O yüzden izleyicilere tavsiye olarak ilk sezonun sonuna kadar sabretmelerini söyleyebiliriz. Keza yukarı da da konuşmussunuz bunun hakkında çok. Ama sevilen karakter olmadı mı nasıl gider bilmiyorum, konusu, efektleri falan kurtarıyor. Zaten diziye başlamadan biliyordum karakterlere bağlanma konusunda bu dizide kısırlık yaşayacağımı. Belli ediyor kendini.
Ek:O yüzden mesela yukarıda @ozgun14 ün bıraktığına şaşırmadım. Ona gideceğini sanmıyorum bu dizinin.
@nedetcem7 Ne anlamda fark? Biyolojik anlamda mı, kültürel anlamda mı, tarihi olarak mı?
Tarihi olarak daha çok. Kuşak insanı ile Mars insanı da uzayda yaşıyor ama sıkıntıyı kuşak insanı çekiyor daha çok. Ikı taraf da özünde dünyadan gitmedi mi uzaya ?
Evet de onu ilerleyen sezonlarda açacaklar diye düşünüyorum ben. (2. sezonda bişiler gelmişti. İlk sezonda neler verdiklerini hatırlamıyorum.)
Bu arada birkaç sezonluk ispiyon yemek istersen kitaplar yoluyla elde edilmiş tarihi kronoloji var şurada
Şurada Kuşak’ın tarihçesi, şurada da Mars’ın tarihçesi var.
Ama dediğim gibi kitaplardan alındığı için bu bilgiler, 2 sezondan fazla bilgi içeriyor orada yazanlar.
Yok şimdilik almayım o zaman. Peki kitaplar nasıl ? Hepsini okudun mu @dkamoy ?
Yok ya, ilk kitabın ortalarını accık geçmiş durumdayım. İlk sezon ile o kadar paralel ki olan bitenin hepsini bilerek okumak yoruyor.
O da zor valla, önce okuyup sonra izlesek daha iyi oluyor. İyi bari, kitaba sadık kalmalarına sevindim.
Okuyan arkadaşlardan duyduğum kadarıyla 2. sezon öyle değilmiş, dizi başka yöne gitmişmiş. Ben 2. sezonu çok beğendim ama bilim kurgu gurusu ve kitapları okuyan arkadaş tayfamdan 2. sezonu beğenen yok.
İlginç. Neyse sen kitap serisini bitir de önerirsen bende başlarım. (Şu sıralar elimde Under the Dome – American Gods – The Handmaid’s Tale’ın kitapları var, onları bitirmem lazım.)