Yaz Yenileri Posketi
27 yorum dkamoy 15 Temmuz 2011 22:21
– Bulutların üzerindeyiz Aylin, uçuyoruuzz!
– Yeşil perde o.
Bu kez bir ilk yaparak posketlerimizin sırasını bozuyoruz* ve “Yaz Yenileri” bölümüzü sizlerle paylaşıyoruz. Mayıs, Haziran ve Temmuz’da başlayan yenilere yer verdiğimiz bu bölümü zaman aşımına uğramaması için ikiye bölerek yayınlamadık, bu yüzden yaklaşık 50 dakika sürdü. Ele aldığımız toplam 17 dizi ise şunlar :
Vera, Exile, Scott and Bailey, Franklin and Bash, Love Bites, Teen Wolf, Injustice, Switched at Birth, The Protector, The Nine Lives of Chloe King, Happily Divorced, Falling Skies, Suits, Wilfred, Friends with Benefits, Necessarry Roughness, Alphas*
Dizilerin bölüm sıraları kanallar tarafından değiştirilip, hikaye akışında saçmalıklar olduğunda (örn. bkz. Fringe’in Ayıbı) sinirlenip, köpüren izleyicilerdeniz. Gel gör ki “Dizi Finalleri” posketimiz zaman bağımsız sayılabilecek bir konuya sahip. Bu yüzden ikinci yarısını önümüzdeki günlere erteleyerek, araya daha sonradan çekilmiş olan “Yaz Yenileri” bölümümüzü aldık. Yoksa iyice zaman aşımına uğrayacaktı. Umarız bu değişiklik, izleyenlerimizin kafasını çok karıştırmaz.
yorumlar
Maşallah ne çene varmış! :PAklıma Frank Reynolds’ın IASIP’da yeşil perdeye para harcamaması geldi izlerken hep. Ellerinize, emeklerinize, ağzınıza sağlık. Güzeldi. (Gerçi hala bitmedi ne yalan söyleyeyim.)
@enciyo : 17 dizi dile kolay. Aslında biz hep böyle uzun konuşuyoruz ama bölerek yayınlayınca siz anlamıyorsunuz (Bu arada ben de hala baştan sona izleyemedim.)
Olsun olsun. Çok hoş. Wilfred’e gelebildim. Bu arada az önce araştırıp öğrenene kadar ben de Eliyah diye okuyordum senelerdir, meğersem Ileyca diye okunuyormuş. Eheh. Garip. Bir yaşıma daha girdim.
@enciyo : Hay yaşa! Ben de posket çekildiğinden beri “ya ben eliyah diyip duruyorum bu adama da nasıl okunuyor ismi acaba?” diyordum. ileyca mı? c ile? keza bazen almanca düşünüp “şipiilberg/şipiilbörk”lerim de kaçmış aradan. İdare ediniz.
Öncelikle çok güzel bir posket olmuş. Ağzınıza sağlık
Dizi yorumlarıma gelirsem eğer;
The Nine Lives of Chloe King, Falling Skies ve Alphas hiç beğenmediklerim oldu. Bu 3’üne kesinlikle devam etmeyeceğim.
Switched at Birth, Wilfred ve Happily Divorced bana kendilerini izletiyorlar fakat öyle ahım şahım yapımlar değiller.
Bu diziler arasında en beğendiğim Love Bites kesinlikle. Çoğu kişi ilk bölümdeki enerjiyi daha sonra hissedememiş olsa da ben ayıla bayıla seyrediyorum
Bir de Friends with Benefits‘i 4 gözle bekliyorum. Bir an önce Ağustos gelsin artık
Exile, BBC One dizisi. Ben yayında ITV demişim, özürlerimi sunarak buradan düzelteyim.
Bir de “yorumlarda paylaşırız” sözümüzü tutup, sonradan izlediğim bölümler sayesinde gelişen fikirlerimi aşağıda aktarıyorum. (Bunların çoğunu birkaç gün önce burada başka bir yazının altına yorum olarak yazmıştım. İkinci baskı olanlardan özür dilerim.)
Teen Wolf 2. sezon siparişi almış. Bi baksam mı diye düşünmeye başladım. Ergen mergen ama ben de bayıla bayıla 90210 seyreden biriyim sonuçta
Alphas‘ı 1 saatlik ilk bölümü itibarıyla orta düzey bulsam da çok iyi bir reyting ile başlaması, dizinin SyFy’da bile tutabileceği umudunu verdi.
Necessary Rougness‘tan hiç ümitli değildim (konu çekmemişti) malumunuz, ama işleniş ve başrolün iyi sunuluşu, yaratıcı alt konular beni diziye bağladı. Sevdiğim yeni bir USANetwork dizim daha oldu.
Happily Divorced epey klişe bir sitkom olsa da beni eğlendiriyor. Tam yazlık eğlence. Hot In Cleveland’dan daha izlenebilir buldum sanırım bunu.
Love Bites bu da güldürmese de eğlendiriyor ama bitse de gitsek moduna girmeye başladım son bikaç bölümdür açıkçası.
Falling Skies gittikçe oturuyor bence (beklentim hala düşük). Yamuk bir sezon finali yapmazsa kıyamet sonrası meraklısına tavsiye edebileceğim. Bu arada hiç tahmin etmeyeceğim biçimde Noah Wyle (vayli diye okunuyormuş soyadı) , rolünü pek güzel koyuyor ortaya, varlığından fazlasıyla memnunum.
Wilfred bu çizgide devam ederse sanırım kendisinden sıkılacağım. Sevecekmişim sanarak 3 bölüm izledim, bi türlü saramadı. 4.yü izledikten sonra bırakacağım sanırım.
Suits! İzleyin izlettirin. Ofis içi entrikalar mis mis…
‘Ne kadar para kazanıyorsunuz’ sorusuna güldüm gerçekten, ne güzel sorular soruluyormuş Yasaklara yeniden değinmek de güzel oldu. Dediğim gibi bazılarının verdiği tepkilere hala alışamadım. ‘2 dizi izlemezseniz ne olur?’ Komik! Neyse poskete gelelim.
#Love Bites eğer ki sadece 9 bölüm sürmeseydi başlıyacaktım, yaz dizisi modunda kalınca listenin de gerisine düştü. #Switched At Birth ün konusu fena gelmese de galiba ABC Family dizilerim Pretty Little Liars ile sınırlı kalsa daha iyi olacak.
#Teen Wolf‘u ben de izliyorum. Yalnız @behman‘ın kız kardeşine de katılmamak da elde değil, hele dizideki kurt halleri görünce gülmeden edemiyorum. Yine de izlemeye devam ediyorum o ayrı. 2. sezonu alması hoş. MTV memnun oldu demek ki.
#Falling Skies 1-2 kere niyetlendim ama olmadı. #Wilfred de benzer bir acaba durumdaydım, karar veremiyorum.
Bu arada Aylin’deki komedi dizi sevgisinden ben de istiyorum ya Olmayınca olmuyor, dramalar arasında komediler devede kulak pozisyonunda duruyorlar. O arka fonda kahkaha olayını da kim bulduysa hiç de iyi yapmamış! (Bu arada Aylin’in bahsettiği No Strings Attached yani Bağlanmak Yok güzel film sahi)
#Alphas 2-3 bölüm daha beklese iyi olacak sanki, devamındaki temposuna göre başlamak daha mantıklı geliyor.
#Necessary Rougness ve #Suits için de izleyen birilerinden yorumlar istiyordum, güzel oldu. Yarına başlıyorum, teşekkürler @dkamoy
Çok teşekkürler ikinize de posket için, ağzınıza sağlık.
eliyah’ın isminin tam olarak nasıl söylediğini merak edenlere, Conan O’brien programında Andy Richter’ın söyleyiş şeklinden öğrenebilirsiniz (32.saniyede duyacaksınız)
http://tvarsivi.com/player.php?y=3&z=2011-07-01%2002:12:00
@abidin77: Ben “elayca” anladım. Daha mantıklı oldu şimdi. Tişkürderim.
Bu Friends with Benefits dizisi 5 ağustos da mı başlıyor, podcast’i gece 1 gibi uykulu bir kafa ile dinlediğimden sanki başlamış da seyretmiş gibi anlattınız sandım, uykulu uykulu dinlememek lazımdı :),
Bu arada alakasız olacak ama, aylin yalçınkaya böyle bir film seyrettim deyince başta Justin Timberlake ve Mila Kunis’in oynadığı Friends with Benefits filmi aklıma geldi, yahu ne zaman vizyona girdi de millet seyretti dedim ama gereksiz insan eştın kuçırın filmi No Strings Attached’dan bahsediyormuş (sırf natali hatırına seyredeceğim bende),
neyse hem filmi hem diziyi seyredeceğim,yararlı arkadaşlıkları destekleyen biri olarak tabi
özellikle ingiliz dizilerinin tanıtılmasına sevindim,bazılarından hiç haberim yoktu,özellikle sevdiğim oyunculardan John Simm, Exile listeme girdi şimdiden, ayrıca ingiliz polisiyelerini seven biri olarak çok sayıda dizi gelmesi sevindirici
ergen dizilerinin direk üstünü çizdim zaten, ingiliz olmayan sağlam diziler kendini belli ediyor,bu sene iyi diziler çıkmış bu mevsimde
tanıtım için teşekkürler,çenenize sağlık
Daha on yedi, on yedi, on yediymis!
iyi ki kazigi cakmissin didem diyerekten konuya daliyim:
* … ama yine de Vera‘ya bakiyim diyorum (-
* Exile‘i izlemistim. Cok begenmistim. Dizinin ilk bolumu ve ikinci bolumun baslari ingilizlerin Babam ve Oglum‘u gibi gelmisti bana, ya da ingiliz samimiyetini (bu soguk insanlardan anca bu kadar samimiyet) ozetleyen basarili bir yapim. Zaten 3 bolum. Izleyin derim.
* Franklin and Bash‘in ilk bolumunu ziplayarak izlemistim (tarzim olmadigi icin) ama belki cezbeden 1seyler olur diye. Devam etmedim, takip edilecek guzel yaz dizileri var bence.
* Scott and Bailey‘e de goz atacagim, fekat her bolumde farkli hikaye isleniyorsa (evet beni de The Killing carpti) devam etmeyecegim.
* Love Bites‘a devam etmedim ama izleyecegim 1 gun.
* Injustice (pek sevmesem de polisiye) james purefoy hatrina izledim, pek anlamam nasil olur bu tarz ya da olmali fakat cok begendim ben.
* Teen Wolf: Evet, teen kiz kardesim bu teen diziyi halen takip etmekte. Bu posketten sonra (sayenizde) bana da izlettirme cabalarina girdi.
* 9 Lives of Chloe (nedense Chloe isminin sonuna Sullivan eklenmeliymis gibi geliyor. Cok yasa Smallville!). Izlemedim.
* Switched at Birth‘un sirf meraktan ilk bolumunu izledim. Oyunculuklar cok kotu denmisti fakat ilk bolumde ben pek kotu oyunculuk gormedim. Ha elbette devam etmeyecegim onca dizi arasinda fakat akranlarini takip edenler buna da bakabilir.
* Falling Skies en yarali yerim! Beklentim inanilmaz buyuktu. Hayal kirikligi yaratti. 3cu bolumun ortalarina geldim, biraktim (ispiyon: yaratigi surukleye surukleye getirdi ya bittim ben! ispiyon bitti) Arti, cok basit diyaloglar var. Cocuk kandirir gibi yazmislar. Aptal degiliz kardesim, o kadar dizi izledik. Yapiyorsan, yaziyorsan adam gibi yap-yaz! dedim, dedim de yine de devam ediyorum.
* Protector. Cik. Olmamis.
* Suits‘in ilk bolumunu bekletiyorum.
* Happily Divorced: Valla Aylin biz Franin sesine hastayiz ailecek, ama diziye pek bayilmasak da az buz severek takipteyiz yaz sicaklari nedeniyle.
* Ve Wilfred! Hatirlamiyorum, belki (baslarda) yorumlarda birass kotulemis olabilirim, ama hakkinda baskalarindan pek iyi yorumlar da almadim 22dakikada. Fakat ve fakat diziyi ben cok begendim. (yalniz degilsin didem) Ilk 3 bolumde dalga mi geciyo bunlar dediydim. Acaba altinda baska 1 sey mi aramam lazim. Pek anlamadim. Sonra tavsiye ettigim arkadaslarimdan da ayni tepkileri alinca dedim ki yok yahu bu boyle. Boyle kabul etmek lazim. Sadelik de 1 tarzdir diyerekten sevverek takipteyim.
* Friends with Benefits bende Love Bites etkisi yaratacak gibi geliyor bana.
* Alphas‘i bu aksam izleyip yorumlara bakacagim. Ama lanet syfy (eski sci-fi) konusunu hic acmayin.
* Necessary Roughness‘in ilk bolumunu izledim, fena degildi fakat ona ayiracak zamanim kalmadigi icin ilerde sanirim devam edemeyecegim.
Posketi 2ye boler izlerim dediydim ama 1 solukta hepsini izledim. Emeginize saglik. Enerjinize hayranim. Hobinizi, gorunen o ki, hobi olarak degil gayet basarili is gibi yapmaktasiniz. Zamaninizi harcadiginiz icin de cok cok cok tesekkurler. Ha bu arada, hakkaten ne kadan para kazaniyonuz? (((=
ps: ummarim didem surpriz yapar!
bu arada yukarıdaki foto şunu anlatıyor
kafası yerde ve üzgün olan aylin yalçınkaya: yahu ne işim var burada, yaz gelmiş, millet denizde yüzüyor,güneşleniyor,tamam bir milyon dolar kazanıyor olabilirim bu işten ama tatil benim de hakkım
arkadaşına destek vermek isteyen didem kamoy elini arkadaşını omzuna atıp: üzme kendini aylin, daha yaz yeni başladı, bizde çıkacağız tatile, bizde yüzeceğiz,güneşleneceğiz, bu işlerden kazandığımız 1 milyon doları çatur çutur yiyeceğiz
not: buradaki 1 milyon dolar tamamen hayal ürünü olup, içimden kazanmanızı dilediğim rakamın alt sınırıdır
arkadaşlar, teşekkürler! abidin77, daha da teşekkürler
süper olmuş tek kelimeyle.En az 2 bölüm şans verdim yada vericem hepsine.Falling skies,love bites,teen wolf,9 lives of chloe king benim için devam kararı alamayanlar oldu. Onun dışında wilfrede ne kadar devam ederim henüz belli değil. Şunu fark ettim ki ben yazın daha çok gerilim/korku ya da komedi/romantik-komedi seviyorum.Bu sıcak havalarda çerez gibi fazla yormadan izlenebildiklerinden sanırsam.Bu arada kaç para kazanıyorsunuz kısmında çok eğlendim. Ben eğer 2 posket daha çekerseniz google’ın yüzde 51ini alacağınızı duymuştum demek doğru değilmiş
abidin77’nin aksine bu yazın çok kısır olduğunu düşünüyorum.love bites’ın pilotunu o kadar beğenmiştim ki devamındaki iki bölüm de bir o kadar sıktı beni.fallig skies’ın 3. bölümüne dayanamayanlardan biri de bendim.(@dkamoy geçen podcastte gördük ki star trek’leri falan yalayıp yutmuşsun,jericho gibi diziler de izlemişsindir eminim ki.yani sen yapma bari.böyle bilim kurgu olur mu?]
teen wolf vasat üstü başlayıp,çok iyi gitti,şimdi biraz düşürdü tempoyu ama mesele edecek kadar değil.alphas’ın pazartesi 2. bölümü çıksın peşpeşe izleyecem.ama umutluyum güzel duyumlar aldım.chloe’den falan da bahsederdim de çok uzadı.hepsi zırva boşverin(ingilizleri bilmiyorum bi de suits ile Necessarry Roughness).koca yaz,güncel 4 dizi takip ediyorum.true blood,the big c,m&j ve teen wolf.
@ tüm yorum sahipleri : Hepsinize iyi dilekleriniz ve katkılarınız için teşekkürler. Siz bizim posketlerden nasıl yararlanıyorsanız biz de aynı oranda sizin yorumlarınızdan yararlanıyoruz; hem içerik olarak, hem de manen…
“Ne kadar para kazanıyorsunuz?” biraz da “bu iş bedavaya yapılmaz, yapılırsa da böyle yapılmaz” gibi ters bir yaklaşımın sonucu. Ama doğruya doğru, işin içinde ikimiz adına herhangi bir gelir yok. Hatta iyi yorumların yanında kişisel saldırıya giren yorumlar da almışlığımız (ve elbette incinmişliğimiz) var. İlle de olumlu eleştiri peşinde değiliz elbette, ama kişiselleştirmeyi gereksiz buluyorum ben kendi adıma. Fakat cahillik (ekranın öbür tarafındakinin de bir canlı olduğu bilincinden uzak olma) ya da dizi sevgisini takım tutmaya çevirme güdüsünün bunda etkisinin çok olduğunu bilip üstünde durmuyoruz.
Peki bi sponsor alsak güzel olmaz mıydı? Olurdu bence. En azından şu ara ara kendi bastırdığımız tişörtlerimize bi sponsor alsak mesela; neyse…
İnsanın abidin77 gibi geniş gönüllü bir patronu olsa hayat epey kolaylaşırdı sanırım. Sağol valla.
@behman : Scott and Bailey‘de bölüm içinde biten konular işleniyor ama daha çok Nurse Jackie tarzı diyeyim sen anla. Hani onda da güya bölüm içinde gelen hastalar vardır ama olay aslında kahramanların hayatıdır vs. vs. Ha bir de poskette söylemeyi unuttum, ana karakterlerden Bailey (Suranne Jones) bana sürekli Frasier’ın Daphne’sini hatırlattığı için kendisini bağrıma bastım da bastım. Dokuz Canlı Chloe’deki oyunculuk kötü diye okumuştum ama Switched At Birth’deki oyunculuk ile ilgili bir yorum okumamıştım. İkisini karıştırmış olabilir misin? Wilfred için benim duygularım 3. bölüm sonu itibarıyla “bırakmak üzereyim” aşamasındaydı, 4’ü izledim ve yine bırakamadım. Tam ismini koymak gerekirse, fikri ve işlenişi seviyorum ama köpeğe çok pis bir tip çizmişler. House izlerken Gregory House’dan nefret etmem kadar olmasa da fazlasıyla sevmedim köpek karakterini. Ama kalanları çekici olduğu için de bırakamıyorum bi türlü. Böyle böyle sezon bitecek sanırım.
@abidin77 : Friends With Benefits önce Haziran’da başlayacak deniyordu, sonra 5 Ağustos’a çektiler. Biz posketi çekerken bu Ağustos meselesinden emin değildik o yüzden biraz karışık bahsetmiş olabiliriz.
Bu arada Love Bites‘ın 6. bölümünde (fetiş mevzusu) sıkılmıştım, ama 7. bölümünü pek sevdim. Konuk oyunculardan birinin -tipim olmamasına rağmen pek yakışıklı bulduğum- Christopher Gorham olmasının da etkisi olabilir. Bi de dizide ilk bölümlerde hikayeleri göstere göstere çakıştırmıyorlardı ama son bir iki bölümdür bi şekilde ya konuyu ya insanları bariz bir şekilde çakıştırıyorlar. Bence baştan bu şekilde gitse daha mantıklı olurdu.
@rpdi : Çoğunluğun aksine Jericho, benim en beğenmediğim kıyamet sonrası dizilerindendi. Ona yakın bir zamanda Jeremiah gibi lezzetli bir kıyamet sonrası dizisi izlemiş olmamla da ilgisi olabilir. Haklısın epey bilim kurgu izlemişliğim var (dizi+film+kitap şeklinde takip etmeye çalışıyorum ama guru olduğumu söyleyemem elbette). Bilim kurgu türleri içinde en kıytırık bulduğum kıyamet sonrası senaryolarıdır ki bir kıyamet sonrası dizisi için Falling Skies şu ana kadar hiç de yan basmadı benim gözümde. Jericho’daki Amerikan politikası pompalaması beni inanılmaz itmişti mesela. Ama bunca dizi, film vs.den sonra Jeremiah‘yı hala sevgi ve saygıyla anıyor, gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum türün meraklısına.
Ha bu arada merak ediyorum True Blood’ın son sezonu için nasıl hisler içindesin? Benim için eğlenceli bir yaz komedisi haline geldi. Bayıla bayıla izliyor, eğleniyor ama artık zerre ciddiye alamıyor, tavsiye edemiyorum.
@dkamoy: herkes aynı şeyi beğense bu işin zevki olmazdı zaten ama ben ısrar ediyorum falling skies çok kötü be :))jeremiah’ı dikkate aldım.bir de kısa kesiyim diye en önemli şeyleri atlıyorum.elbette ki çok eğlenceli bir bölümdü.ellerinize sağlık.o kötü yorumları da takmayın.boşuna incinmeyin.biz sizi biliyoruz,sizi seviyoruz.kendinize iyi bakın,iyi tatiller:)
@dkamoy: süpernatürel yaratık sayısı epey arttı.bunun için mi ciddi gelmiyor acaba?bana çok farklı gelmiyor sanki ya.her zaman bayılıyordum,hala bayılıyorum:)
@rpdi : ikinci yorumun truğ blad ile ilgili olduğunu farzederek devam ediyorum.
— Tikkayt! Yorumun devamı, True Blood’ın bu sezon ilk 3 bölümünü izlemeyenler için ispiyon içeriyor —
Benim için yaratık sayısının artması sorun değil. Ha yaratık sayısını arttırmaları bence gereksiz, kurt adamlar da gereksiz bir konuydu benim için ama hiç olmazsa bir karizmaları vardı. Cadılarda o bile yok. Cadıları (ya da perileri) ve o ilk bölümdeki savaş sahnesini ayrıca çok trışka buldum. O cennet sahnesinin muadillerini 80’lerin Next Generation bölümlerinde izlerken “napalım canım 80’ler işte, olacak artık o kadar” diyerek izleyebiliyorum lakin, bu zamanda, True Blood ayarında bir dizide çok başarısız bir canlandırma idi. Ama bunları geçiniz. Benim asıl güldüğüm ve abarttıklarını düşündüğüm nokta Eric ile Jason’ı dönüştürmeleri oldu. “Biz baştan Bill’e çalıştık ama İsveç aygırı Alexander Skarsgård çok tuttu, Sookie’yi Eric’e yazalım. Jason da böyle güçsüz güçsüz nereye kadar? Ona da bişiler yapalım. Ama böyle olmaz. Nasıl olur? Eric hafızasını kaybetsin. Jason’ı da panterler ısırsın. Oldu da bittiii maşallaaah ”
Breh breh :))
wilfred’in avustralya versiyonunu izlemiş biri olarak (ve beğenmiştim) yeni halide çok iyi
@rpdi; yok amerikan dizileri açısından değil de ingiliz dizileri açısından demek istemiştim, yoksa geçen senede scoundrels, the persons unknown,the gates falan tam hayal kırıklığıydı benim açımdan, ama sanki ingiliz dizileri daha fazla duruyor geçmişe göre,ya da ben uyduruyorum, her neyse
(Dün yazacaktım bunu ama önce Aylin’den icazet aldım.)
@aytackara : Aylin’deki komedi sevgisi biraz da “rahatlayalım, gerçeklerden uzaklaşalım, eğlenelim, gülelim” ihtiyacından geliyor. The Killing’e başlayıp, beğenip ilk bölümün yarısında deprem olunca (dizide değil tabii, İstanbul’da hissedilen bir deprem) gidip Friends açıp kafasını dağıtmaya çalışan, bir polisiyede küçük bir çocuğun başına kötü bişi gelince rahatsız olup üzülen tatlılar tatlısı bir insandan bahsediyoruz.
true blood 4. sezon ilk 3 bölümden ispiyon içerir
@dkamoy: kitap uyarlaması durumu var ve okumadım ama eric’in durumunun,panterlerin falan kitaplarda olduğunu biliyorum.eric tutunca ona yönlenmelerini de anlıyorum çünkü true blood’ın çok büyük bir hayran kitlesi var bu kitle aynı zamanda da iki başrol oyuncudan nefret ediyor(hakkaten nasıl tutmuş bu dizi:)).belki böyle gitmez diye düşündüler.ucubelere gelince panter ve perileri ben de çok sevmedim açıkçası ama cadıları severim.daha 9 bölüm var ve ben umutluyum.dediğim gibi çok ters gelen bişey yok şimdilik.devam eden diziler içinde true blood kesinlikle ilk üçüme girer.
@dkamoy Cevapdaki betimleme iyiymiş ya hah, işte bende de o ihtiyaçtan var tam olarak ondan yazdım zaten, benzer zamanlarda da drama izlenmiyor ki.. Komediye alışma çalışmalarına başlasam iyi olacak.
Wilfred… 5 bölüm sonunda iptal ettim kendisini. Yeter.
Teşekkürler emeğinize sağlık yeni izleme fırsatı buldum posketi.