Zerozerozero — Tanıtım
1 yorum aytackara 01 Nisan 2020 08:44
Amazon Prime, Sky Atlantic ve Canal+ ortaklığıyla geçtiğimiz ay yeni bir drama dizisi ekran hayatına başladı. 14 Şubat’ta Sky üzerinden İtalya’da yayınlanmaya başlayan Zerozerozero‘nun sezonu 8 bölümden oluşuyor. Bölümler, 6 Mart’ta Prime Video’ya geldi.
Ülkemizdeki yayını ise BluTV bünyesinde gerçekleşti. İtalyan suç draması Gomorrah’ın arkasındaki Roberto Saviano’nun kitabından uyarlanan Zerozerozero, çok dilli suç draması türünde bir yapım.
Konusu:
Sipariş: Uyuşturucu
Alıcı: Ndrangheta
İtalya’da faaliyet gösteren köklü suç çetesi. Çetenin başındaki Don Minu La Piana’nın pozisyonu torunu Stefano ve Curtiga ailesi tarafından tehdit altında.
Satıcı: Enrique ve Jacinto Leyra
Meksika’da faaliyet gösteren Leyra Kardeşler, işlerini Manuel Contreras ve yozlaşmış askerlerinin desteğiyle gerçekleştirmekte.
Taşıyıcı: Lynwoods ailesinin kargo şirketi
Şirketin başında Edward Lynwood (Gabriel Byrne) bulunuyor, yönetmesinde kızı Emma Lynwood (Andrea Riseborough) yardımcı oluyor. Emma’nın sağlığı pek de yerinde olmayan ve bu zaman kadar aile işinden uzak kalmış erkek kardeşi Chris (Dane DeHaan) de bu dönemde onlara katılıyor.
>> Sonuç?
Ndrangheta’nın iç savaşı nedeniyle kargo Afrika’ya doğru yönlendirilir. Yaşanan gecikme tarafların hepsi için dramatik sonuçlar doğurur.
Gabriel Byrne’ı ve Dane DeHaan’ı daha önce In Treatment (tavsiyedir) dizisinde birlikte izlemiştim. DeHaan’ı tanıdığım proje de olmuştu. Uyuşturucu sevkiyatı ve benzer konulu diziler pek de ilgimi çekmiyor aslında ama yine de bu yüzden denemek istedim. İzlediğime memnunum.
Zerozerozero benim izledikçe alıştığım ve sevdiğim dizilerden biri oldu. Byrne’ın istediğim ölçüde yer aldığını iddia edemem ama sorun olmadı. İkinci yarısından daha fazla memnun kaldım. Finali de buna dahil, aşağı yukarı toparlayarak iyi bir kapanış yaptılar. Devamı gelirse izlerim, gelmezse de sorun değil.
Dizinin hikayesi İtalya, Meksika, İngiltere, Sudan, Mali vs. derken pek çok ülkeye uğruyor. Üstelik hangi ülkeye geçiyorlarsa o ülkenin yerel diliyle devam ediyorlar. Dolayısıyla İtalyanca, Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve daha fazlasını sezona yediriyorlar. Bunun bazen dikkatimi dağıttığı oldu ama bu, benimle ilgili bir durum da olabilir.
Ayrıca Meksika veya İtalya tarafından ziyade iki tarafın ortasındaki Lynwood ailesinin hikayesi (oyuncuların da etkisiyle) ilgimi daha çok çekti. Meksika ve İtalya taraflarını ise genel değerlendirirsem fena idare etmediler. Ama cephe sayısı birazcık daha az olsaydı da olurmuş.
Zerozerozero, genel olarak böyle bir yapım. Benzer kulvardaki Narcos’u karşılaştırma yapmamak adına ayrı bir köşeye koymakla birlikte Zerozerozero da kendi çapında ilgi çekebilecek bir dizi. İyi seyirler.
yorumlar
Gabriel Bryne ve Andre Riseborough’dan dolayı listeme almıştım da benim de bu uyuşturucu temalı şeylerle pek aram yok. Ondan dolayı hiç elim gitmiyordu. İtici güç ise yakın geçmişte düştüğüm Mogwai çukuru ve onların dizi için yaptıkları albümü üç-dört kere dinlemem oldu. Dizide önceki yaptıkları albümlerden de parçalar var bu arada.
Oyuncular ve müzikle zaten 2-0 önde başlamıştı. İşlenişi de güzel olunca bu sene içinde izlediğim ve beğendiğim diziler arasına girdi ZeroZeroZero.
Dizideki üç taraf içinde ben de doğal Amerikalılarımızın tarafını daha çok sevdim. İtalya ayağı da iyiyd. Meksika tarafına ise ancak sonlara doğru alıştım.