The Originals — Tanıtım
327 yorum hemreeroglu 22 Mayıs 2014 09:22
Bize The Vampire Diaries, Supernatural ve Arrow gibi dizileri vermiş olan ve izleyici kitlesini genelde memnun eden Amerikan TV kanalı The CW, geçtiğimiz Ekim’de daha yetişkin içerikli bir vampir dizisi yayınlamaya başladı: The Originals… Dizi, öyküsüne The Vampire Diaries’te başladığımız Köken vampirleri anlatıyor. Yani bir uzantı (spin-off). Geçtiğimiz günlerde ilk sezonunu başarıyla tamamlayan ve sezon boyunca kendine has izleyici kitlesini usulca oluşturan dizimiz, 2. sezon onayını Şubat’ta, yani beklenenden daha erken bir zamanda aldı. Gelin hep birlikte, bir sezonda uyarlama dizi etiketinden adı gibi orijinal bir diziye dönüşen dizimizi tanıyalım.
Tanıtım, The Vampire Diaries’i çok geriden takip edenler için ve -tanıtım yazısı olmanın doğası nedeniyle- The Originals’ın ilk bölümüyle ilgili olarak ispiyon içeriyor.
YAPIM SÜRECİ | 11 Ocak 2013 tarihinde, Köken vampirler üzerine odaklanacak “The Originals” adlı bir The Vampire Diaries bölümünün Nisan’da yayınlanacağı duyuruldu. Bu bölümün amacı 2013-2014 sezonu için potansiyel bir diziye arka kapı deneme bölümü (backdoor pilot) oluşturmaktı. Bölümün yayınlanmasının ardından 26 Nisan 2013’te The Originals dizisi, 2013-2014 sezonunda yayınlanmak üzere onay aldı. Bu uyarlama denemesi Julie Plec tarafından, Kevin Williamson’ın herhangi bir katkısı olmadan yönetilmekte. Yapımcılar arasında Julie Plec, Leslie Morgenstein ve Gina Girolamo’yu gördüğümüz dizinin yapım şirketleri Alloy Entertainment, CBS Television Studios, Warner Bros. TV ve My So-Called Company’den oluşuyor. Senaryo ise Julie Plec’in elinden çıkıyor. Dizinin ilk bölümü, arka kapı deneme bölümünün düzenlenmesi şeklinde 3 Ekim 2013 tarihinde The Vampire Diaries’in beşinci sezon prömiyerinin arkasından yayınlandı. Oldukça olumlu eleştiriler alan dizi, 8 Ekim’den itibaren Salı günlerine taşınarak sezon boyunca bu şekilde yayınlandı.
KONU | The Originals, Mikaelson kardeşleri (Klaus, Elijah ve Rebekah) merkezine olan bir The Vampire Diaries uyarlamasıdır. The Vampire Diaries’in 25 Nisan 2013 tarihinde yayınlanan 4×21 numaralı bölümü, bu dizimizin arka kapı deneme bölümü olarak işlev görmüş, bu bölümde ayrıca kurtadam Hayley’nin Klaus’un çocuğuna hamile olduğu ortaya çıkmış ve kendisi de bu sebeple dizimize geçiş yapmıştır.
Dizi, köken kardeşlerin 1919’dan bu yana ilk kez New Orleans şehrine dönmesiyle başlar. Şehri asıl kuran kişiler olan kardeşlerimiz, kindar babalarından kaçmak için şehri terk etmek zorunda kalmıştır. Yokluklarında Klaus’un zamanında koruması altına aldığı Marcel, şehrin yönetimini ele geçirmiştir. Şimdi Klaus, Marcel’i indirip bir zamanlar kendilerine ait olan şehri geri almaya karar verir.
Klaus, yüz yıllar boyunca babasından ve onun nefretinden kaçak bir yaşam sürmüştür. Sonsuz bir nefretle dolu olan karakterimiz, New Orleans’ın Fransız Bölgesi’ne döndüğünde çok geçmeden kendini meşgul edecek yeni düşmanlar edinir.
Klaus’un asil kardeşi Elijah ise kendine zarar verici davranışları olan kardeşinin kefaretini bulmasına yardım etmek amacıyla onun yanında gelir. Elijah, Klaus’u hizada tutmak için Marcel’in düşmanlarıyla işbirliği yapmak zorundadır. Bütün bunların yanında hiç aklından geçmeyen birine karşı gelişen hisleri, olayları daha da zor hale sokar.
Hayatı boyunca hep Klaus’tan zulüm görmüş Rebekah, şeytani kardeşi Klaus’un yanında olmaya Elijah kadar istekli değildir. En ufak hatalarında kendilerine hayatı zindan eden Klaus, ona göre kurtarılma aşamasını çoktan geçmiştir. Ancak biraz Elijah’nın ısrarı biraz da kendi içindeki iflah olmaz aile özlemi nedeniyle çok geçmeden müzik şehri New Orleans semalarında yerini alır.
Siyahlara karşı zulmün en doruk zamanlarındaki kölelik kültüründen gelen Marcel, bütün hayatını Klaus’a borçludur. Bildiği her şeyi kendisine o öğretmiş, adeta babası olmuştur. Klaus sayesinde vampire dönüşen Marcel, kökenler şehri terk ettiklerinde yapayalnız kalır. Elinde liderini kaybetmiş bir krallık ile kalakalmıştır. Şehri ve kendisini yıllar içerisinde baştan yaratan Marcel, kökenler geri dönüp kurdukları şehri geri almak istediğinde, tacı ve tahtı teslim etmeye pek de istekli olmayacaktır.
New Orleans’ın kültürel tarihinin bir parçası olan cadılar, Marcel yönetiminde tamamen geri plana itilmiş ve güçlerini kullanamaz hale getirilmiş durumdadırlar. Marcel’in gizli silahı sayesinde yaptıkları her büyü tespit edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Bir zamanlar bölgede önemli söz sahibi olan cadılar, bir savaş vermeden yok olmayacaklardır.
KARAKTERLER
Klaus Mikaelson: İlk vampir-kurtadam melezi olan Klaus, bin yıldır dünyadadır. Kurulmasına yardım ettiği ve yaklaşık yüzyıl önce kardeşleri Elijah ve Rebekah ile birlikte insafsız avcı babaları yüzünden sürüldükleri New Orleans’a geri döner. Kendisine karşı bir komplo kurulduğuna dair gizemli bir ipucuyla doğaüstü olayların kaynadığı kazan olan Fransız Bölgesi’ne geri çekilen Klaus, eskiden koruması altında olan Marcel’in kendi yokluğunda, şehrin doğaüstü sakinlerini net bir otorite ile nasıl yönettiğini görünce şaşırır ve kıskanır. Egosu ve kendi kendine zarar veren doğasıyla, şehri Marcel’dan geri almaya yemin eder. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve Immortals ve Open Grave adlı filmlerden tanıyabileceğimiz Joseph Morgan canlandırıyor.
Elijah Mikaelson: Klaus’un bir daha adım atmamaya yemin ettiği tek yere neden döndüğünü merak eden Elijah, kardeşini New Orleans’a kadar takip eder. Mystic Falls’ta kuyruklarını kovalama fikri Elijah’ya pek hitap etmediği için ailesinin New Orleans mirasını geri alma amaçlı yeni bir başlangıç fırsatını kaçırmaz ve şehirde kalır. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve şu sıralar eş zamanlı olarak Kanada yapımı doğaüstü tıp dizisi Saving Hope’da da doya doya seyredebileceğimiz Daniel Gillies canlandırıyor.
Rebekah Mikaelson: Köken kardeşlerin tek kadın üyesi olan Rebakah, Mystic Falls’taki ihaneti nedeniyle Klaus’a kin tutmaktadır ancak ailesine duyduğu sadakat (Klaus’tan ziyade Elijah’ya) nedeniyle kardeşlerinin peşinden New Orleans’a gelir. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve daha önce Avusturalya yapımı H20: Just Add Water ve ABD yapımı Pretty Little Liars’ta izlediğimiz Claire Holt canlandırıyor.
Hayley Marshall: Klaus’un tek gecelik aşkı olan kurtadam Hayley de kendi ailesinin öyküsüne dair ipuçlarını araştırmak amacıyla Fransız Bölgesi’ne gelir. Kendini diğer insanlardan çok uzak hisseder çünkü nereden geldiğini bilmemektedir ve bu yolculuğun geçmişte yaptığı karanlık ve çıkarcı şeylerin ardından kendi insanlarını tanımaya ve insanlığını bulmaya yardımcı olacağını ummaktadır. Ancak New Orleans’da iken Hayley, kendisinin Klaus’un doğmamış çocuğunu taşıdığının farkında olan güçlü cadı Sophie Deveraux’nun eline düşer. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve daha önce tek sezonda iptali görmüş The Secret Circle dizisinde de izlediğimiz Phoebe Tonkin canlandırıyor.
Marcel Gerard: Marcel, Klaus’un yüzyıl önce koruması altına aldığı ve vampir yaptığı, karizmatik ama vahşi ve şeytani bir vampirdir. Menfur eylemlerle ve şehrin müşkül cadıları üzerindeki gizli silahıyla New Orleans’ın insan ve doğaüstü sakin nüfusunun kontrolünü eline geçirmiştir. Marcel, sadık takipçilerine emirler verdikçe ve mutlak otorite ile hüküm sürdükçe şehrin doğaüstü hizipleşmeleri – vampirler, cadılar, kurt adamlar, insanlar – arasındaki gerilim kırılma noktasına gelir. Karakteri arka kapı deneme bölümünde yine aynı karakterle gördüğümüz ve daha önce birkaç bölüm Grey’s Anatomy ve The Game dizilerinde izlediğimiz Charles Michael Davis canlandırıyor.
Sophie Deveraux: Sophie, Fransız Bölgesi’nde yüzyıllardır bulunan uzun bir cadı soyundan gelen, Marcel’a ve onun cadı toplumu üzerindeki baskısına karşı mücadeleye önderlik eden güçlü bir cadıdır. Kızkardeşinin Marcel’in ellerinden gerçekleşen ölümü ve Davina adlı genç cadının gizemli kayboluşunun ardından bir devrimciye döner ve Marcel’in Fransız Bölgesi’nin cadıları üzerindeki gücünü kırmak için – Köken aile ile bir anlaşma yapmak dahil olmak üzere – her şeyi yapmaya hazır hale gelir. Karakteri arka kapı deneme bölümünde aynı karakterle gördüğümüz ve Inside Amy Schumer ve Homeland gibi dizilerde bölümlük konuk oyuncu olarak izlediğimiz Daniella Pineda canlandırıyor.
Camille O’Connell: Cami, derslerini gündüz vakti takip etmekten, geceleri ise Rousseau’da barmen olarak çalışmaktan mutlu görünen akıl küpü ve iyimser biri olan, bir Psikoloji öğrencisidir. Farkında olmadığı şey müşterilerinin çoğunun vampir olduğudur. Kendisini New Orleans’a getiren karanlık sırrı saklayan Cami, çok geçmeden Klaus ve Marcel’in arasında kalır ve ikisinin de kendisi ve etrafındaki herkes için yaratabileceği tehlikenin hiç de farkında değildir. Herkesin bir hikayesi olduğuna ve derinlerde bir yerde herkesin iyi olduğuna inanır. Karakteri arka kapı deneme bölümünde aynı karakterle gördüğümüz ve daha önce tek sezonda iptali gören Life is Wild adlı dizide izlediğimiz Leah Pipes canlandırıyor.
Davina Claire: Davina, genç ve sorunları olan bir cadıdır. Dünyanın nasıl işlediği konusunda saf olan cadımız, kendi şeytanlarıyla boğuşmaktadır. Koruyucu bakıcılar tarafından korunaklı bir yerde saklanmaktadır ve hayat hakkındaki masumiyeti onu hem harikulade hem de tehlikeli kılmaktadır. Narin ve ruhani özellikler taşırken, sorunları da peşini bırakmamaktadır. Karakteri daha önce Prom adlı filmde gördüğümüz Danielle Campbell canlandırıyor.
TANITIM FİLMLERİ |
Bir dakikalık ilk bölüm fragmanı:
SON SÖZ | The Originals, yayınlandığı ilk bölümlerden itibaren bize ve kanalına TVD’den ne kadar farklı bir dizi olduğunu gösterdi. Elbette ki karakterlerin TVD formatından –daha genç izleyicilere hitap eden, aşk ve entrika odaklı genel The CW formatı– bu dizinin formatına -daha çok erişkin izleyicilere hitap eden, karakterleri derinlemesine işleyen nadir The CW formatı– geçişi birkaç bölüm sürdü. Ancak oluşturduğu hikaye ve karakterler kesinlikle TVD’den farklı bir noktada duruyor. TVD’nin benim gözümde rutine bağladığı bir dönemde, dizideki en sevdiğim karakterleri toplayarak kendi yolculuğuna çıkan bu dizi, benim gönlümü çoktan fethetti. İki dizi arasındaki farklardan en önemlisi de TO’da her olayın TVD’deki gibi en ince ayrıntısına kadar açıklanmaması ve bazı şeyleri izleyicinin kendisine bırakarak, onun yorumlarına güvenmesi. TVD’yi izlemiş olmak bu dizi için bir temel oluştursa da kesinlikle mecburi değil. Reytinglerin de oldukça başarılı gittiğini düşünürsek, bu diziye hala başlamamış olan herkese gönül rahatlığıyla önerebilirim.
yorumlar
3×06 üzerine:
Hangi tarafına daha çok sinir olayım bilemedim. Son 3 dakikada biraz topladılar neyse ki.
S03E06
Sezonun ilk 5 bölümünü sevmiştim ama bu bölümü sevemedim. Bu sezon ilk defa bir The Originals bölümünde sıkıldım. Geçen bölümün yıldızı Aurora sağolsun sonu ilgi çekici bitti en azından.
Güzel bölümdü.
Davina’nın cadı meclisi liderliğinden alınmasına da sevindim. Bu ‘Güç bende, her istediğimi yaparım.’ havaları hiç yakışmamıştı zaten tatlı küçük kızımıza. Tez zamanda özüne döner inşallah.
Jackson da havalı bir çıkış yaptı. Sonunda gerçeği fark ettiği için kendisine bir alkış benden. Uzunca bir süre görmeyiz muhtemelen kendisini. Bye-bye Jackson!
Camille karakteri baya gelişim gösterdi bu sene. Daha öz güvenli, daha cesur. Bu bölümdeki yüzük hareketi de çok klastı. Üzerindeki elbiseye de bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim.
Aurora diye bir guzellik var. Inanilmaz derece de guzel ve cekici. Cok etkili bir bayan.
Freya hakkinda:
3 x 08
Güzel bölümdü.
Camielle ne psikopat çıktı yahu.
Yalnız madem kafasını okuyorsun, niye bu kadar zahmete girdin Klaus, anında kafasına yapışsaydın bizim kızın.
S03E08
Bu bölüm orta seviyeydi. Ama şu mükemmel şarkı ile beni tanıştırıp beni benden almayı başardı. Wouwww! O nasıl bir şarkıdır öyle ya! Ef-sa-ne! Şimdiden 5-6 kere falan dinledim heralde. (Madi Diaz – Ashes)
Bir de ben TVD yorumunu izledikten biraz sonra yazdım, o zamana kadar aklımda çıktı…
@aytackara
1-) Sanmıyorum.
2-) Neden olmasın. Malum The Flash/Arrow crossover haftasında olmamız dolayısıyla; TVD/The Originals için de bir crossover çekiyor benim canım bu ara zaten. O yüzden bu yakınlarda öyle bir şey olursa süper olur.
1- Yok yahu daha neler Aytaç. Sen söyleyene kadar aklıma bile gelmedi böyle bir şey.
2- Olsa süper olur bence ama o durumu gittik aldık deyip, geçiştirebilirler.
Her iki dizinin de gelecek sezon sona erecegini dusunursek bence crossoverlari final bolumlerinde de yapsalar guzel olur. Yani simdide yapsinlar ama final bolumlerinde de yapsinlar diye dusunuyorum.
daha onaylanmadı ama bu sezon TVD ile TO arasında sezonların 14.bölümlerine gelindiğinde bir geçiş yapılacağı söyleniyor (ki her ne kadar 14.bölümde olacağı onaylanmasa da julie plec bu sezon bir geçiş yapılacağını onaylamıştı) :mrgreen:
Yine guzel bir bolumdu. Bu sezon cok iyi. Cizgisink bozmuyor. CW harcamasin su diziyi. Hak etmiyor.
Necdet
Güzeldi ama bazı şeylere çok sinir oldum.
Ya bu Freya çok kolay dayak yiyor. Tamam Strix vampirleri güçlü ama sende Mikealson cadısısın yani. Amatör cadı gibi.
Rebekah’a artık niye böyle oldu geri gelsin diye üzülmeyeceğim çünkü sıkıldım bu durumdan. Karakteri p.ç ettiler iyice. Biliyorum bunun sebebi oyuncunun gelmemesi ama bu kadar da olmaz ki ya. Gösteriyorlar, umutlanıyoruz yine gidiyor. Öldürün lütfen Rebekah’ı bizde ha bire aynı teraneyi izlemeyelim.
Finn kısmı da saçmaydı. O kolyeyi oraya dalıpta nasıl aldı bizim eleman ?
Biraz ara iyi gelecek.
No, no, no, no, no! Nooooo!
Rebekah’nın hançerin etkisiyle dobralaşması durumunu sevdim. Yapmış olduğu dangalakça şeyleri Hayley’nin yüzüne vurması ve Klaus’a dönüp ‘Sen ve Elijah’ın bu aileye getirdiği her kadın başımıza zehir oldu.’ demesi süperdi. Ama hançerin etkisiyle öfke krizine girip aşırı saldırganlaşması durumundan hoşlanmadım tabi.
Freya’nın kendi başının çaresine bakamaması durumuna ben de sinir olmaya başladım iyice. Kızım sen cadıların en güçlüsünün yanında 1000 yıl staj yaptın; kıçı kırık 2-3 vampire diş geçirememek de nedir ya?
Finn’in yeniden geri dönmesi ihtimalinden hiç haz etmedim. Çocuk oyuncağı mı arkadaş bu; git-gel, git-gel? Bir de Vincent’ın bedeninde geri gelme durumu yok mu? O daha da sinir bozucu işte.
Noeldeki geniş mutlu aile tablosu çok tatlıydı bu arada.
Bölüm için puanım: 9.0
Bu da 10. bölüm fragmanı.
Yine cok iyi bir bolumdu!
Gerci twitterden bir aciklama yapmis Cami ozlenecek falan yazmis. Sanirim ben kabullenmek istemiyorum bu olayi. Lutfen vampir olarak geri donsun bir sekilde.
Ah ulan Aurora. Guzelligin insani sarhos etse Klaus’un seni parcalara ayirdiginda uzulmeyecegim.
Ama ozellikle su Tristan’a cok ayar oluyorum. Kendini bir mok saniyor. Geberip gitsin. Surekli artistlesiyor. Sanarsin dunyanin en guclu vampiri. Sen Kimsin.
Claire Holt neden dizi’ye tamamen geri donmek istemiyor? Anlam verebilmis degilim.
O kolyenin Klaus’un yerinden alinmasi sacma olmus. Kimsenin ruhu duymadi mi yahu. Birde Freya Allah askina bi kendine gel yahu. Ya gotu boklu Davina bile senden guclu gorunuyor. Saka mi bu.
Bu yazarlar artik bir zahmet kendilerine gelsin bu konu da. FREYA bu yahu. Suan dunyanin en guclu cadisi. Ama gorsen sanki daha yeni cadi olmus gibi bir hali var.
Finn kim oluyor da ondan yardim ediyorsun. Asil onun senden yardim istemesi lazim. Gercekten sacmaliyorlar su konu da.
Zevkli bir bölümdü. Cesaret edebileceklerine pek inanmıyorum ama yaparlarsa hiç de bozulmam hani. Bir de bu diziyi Arrow misali fazla kafa yormadan izleyin bence, sonra olmuyor malum…
* Ya ben Tristan’ı uyuz falan olsa da seviyorum. Böyle hesaplı kötüler daha çok hoşuma gittiğinden olsa gerek.
* Cami’nin öldüğüne pek inanamadım ama ölmesine itiraz etmem. 1×13’te de beklemedik yerde Sophie’yi öldürmüşlerdi bunlar ama Cami’nin durumu biraz farklı tabii. Umarım Elena II gibi bir şey olmaz, o konuda TVD’den ders aldıklarını düşünüyorum…
* Finn’i getireceğinize tutup Kol’u geri getirin daha iyi diye düşündüğüm doğrudur.
* Freya’nın sürekli zayıf kalması buradaki çemkirmeleri görene kadar dikkatimi çekmemişti açıkçası. Haklısınız diyebilirim.
@necdetcem7
Ayrıca Rebekah’ın ölmesi konusundaki görüşün için sana “Shame on you!” diyorum canım.
Stefan’ın New Orleans’a gitmesiyle çakışacaklarmış…
Bunlar bunca zamandır hiç çakışmadılar mıydı? İlginçmiş. Vampire Diaries’i Originals’a taşıyıp onu iptal etmenin yolunu mu yapıyorlar yoksa? :)))
Bu arada TVD’de bu sezon Arrow modeli var. Her bölüm kısa süreliğine “3 sene sonraya” gidip oradan bir şeyler gösteriyorlar. Bir yandan da günümüzü yürütüyorlar. The Originals hikayesinde sürpriz bir şekilde -ki oranın şu an hikaye örgüsü biraz karışık, pat diye olmaz herhalde- 3 yıl atlamayacaksa ancak günümüzde çakışabilirler.
TVD’nin 3 sene sonraki hikaye örgüsü devam ettiğinden ben TVD’nin TO’ya gidip final yapması zor diyorum zaten.
Evet 3 yıl hikayesinden ve zorluğundan bahsetmiştin.
O Tyler zamanı ben de izliyordum hala ama o ufak bir çakışmaydı. Chicago oyuncularının bir orada bir burada gezinmeleri gibi. Ya da Felicity’nin Flash’a uğraması gibi. Hani böyle devamlılık açısından büyük bir çakışma hiç olmadı galiba bu vampir ikilisinde.
Yok onu ben de hatırlamıyorum. Bu da öyle olmayabilir gibi. Stefan New Orleans’a bir iş için gitmişken haliyle Klaus ile de görüşüp ona bir şeyde yardım edecekmiş, bir de yanılmıyorsam tam tersi de.
Sezonlardır Beklenen The Vampire Diaries & The Originals ortam bölümü kesin olarak gerçekleşiyor!
Julie Plec, The Vampire Diaries ve The Originals’ın geçiş yapacağını sonunda kabullendi ve Geçiş yapılacak bölümleri dai verdi!
Ortak bölüm Klaus’un Stefana yardım etmesiyle gerçekleşecek. Stefan başına aldığı belalar yüzünden Klaus’dan yardım isteyecek ve Klaus Stefana yardım edecek! (Stefan New Orleansa gidecek)
Ortam bölüm her iki dizide de olacak. The Vampire Diaries 7.Sezon 14. Bölüm. The Originals ise 3.Sezon 14.Bölüm.
Geçişte Caroline ile ilgili bir şey olacak.
Julie Plec, Nina Dobrev’ın istediği zaman diziye gelebileceğini söyledi.
Ayrıca Plec, Hem The Vampire Diaries’ın hemde The Originals’ın yeni sezon onayı aldıklarının müjdesini de duyurdu!
https://www.facebook.com/VampirGunlukleriCom/photos/a.174200479324907.41719.163662317045390/934868136591467/?type=3
Taylor Cole (Heroes) birden fazla bölümlüğüne diziye dahil olmuş. Belalı bir vampir olarak.
bu da The Vampire Diaries gibi güzeli döndü
bu da The Vampire Diaries gibi güzeli döndü
Bu bölümü çok sevdiğimi söyleyebilirim. Baya güzel döndü.
Finalde Matt ile bunu evlendirirdik diyordum
Olayları ve Tristan’ı bu kadar hızlı halletmeleri güzel oldu, çok sıkmadan bitirdiler o konuyu hemen.
Hayley-Elijah için yol açıldı diye sevinsem de Jackson’ın ölmesin üzüldüm.
9.bölümde yazdığım gibi ara diziye yaramış.
Ben Proje yazısından dolayı tahmin ediyordum açıkçası, sadece zamanımı bilemiyordum tabii ki. Ayrıca…
Bu arada az önce baktım da, Proje yazısında Nathan Parsons’ın adı Amazon’un Point of Honor dizisinde geçiyormuş; o da ta 1 yıl önce yayınlanan pilotların arasındaymış; hatta The Man In The High Castle onay almış ve bu onay alamamış. Biraz işkembeden rahatmışım aslında ama bu da olur.
Bu arada Nathan’ın ölümünü güzel işlediler bence. Tristan’ın gidişini de dönüş bölümü sürprizine veriyorum. Bölümü izlerken zaten aklıma bir süredir Lucien’ın olmadığı geldiydi. Sıra Lucien ve Aurora’ya geldi. Gerçi ben hala dost, düşman, aile üçlemesini merak ediyorum. Sanırım işler sarpa sarar ve bu kısmı yine de öğreniriz.
Çok güzel bir bölümle döndü aradan. Bu sezon şahane ilerliyor harbiden.
*Tristan’ı haklamalarına sevindim. Sezonun üçlüsü arasında onu bir türlü sevememiştim zaten. Umarım okyanusun dibinden çıkıp da aramıza tekrar katılmaz.
*Jackson güzel bir şekilde veda etti diziye. Yakalanmadan önceki direnişi güzeldi. Cenaze sahnesinde çalan şarkı da ‘Haftanın Dizi Müziği’ oldu benim için.
Guzeldi.
Umarim Tristan’dan ebediyen kurtulmusuzdur. Bir dakika dahi artik daha fazla onu gormeye tahammul edemiyorum. Lucien ve Aurora da halledilsin. Su Aya’yi da araya s!kistiralim. Ona da ayar oluyorum. Burnu cok havalarda. Havasini indirmek lazim.
3×12 üzerine:
* Değil üç sezon, beş sezon geçse ben bu Marcel’i sevmeyeceğim galiba.
* Bu bölüm bir miktar Cami’ye de sinir oldum. Davina ve Aya da iyiydi.
* TVD bölümüne göre düşük, daha doğrusu 22’ye tamamlama bölümü gibi geldi ama sonlara doğru nihayet açtılar biraz.
Guzeldi.
Marcel – Elijah ortakliginda gerceklestirilen oyun cok zeki ve guzeldi. Ikisi de rolunu cok iyi oynadi.
Ulan butun cadilar “guclu” ama dunyanin en guclu cadisi tarafindan yetisen Freya “gucsuz”. Gel de sinir olma. Boyle sacmalik mi olur. Dizilerde pek bir sey gozume batmaz, takmadan izlerim ama bu mesele canimi cok fena s!kiyor!!
Cami sen kimsin de Klaus’a kafa tutuyorsun. Cok sinir oldum bu bolum kendisine. Klaus umarim seni cabuk affetmez de surundurur seni. Ya arkadas adami öldurebilecek tek silahi calmak nedir. Saka misin sen.
Aurora adli guzeller guzeli kizimiz yine zekasini calistirdi. Hele simdi Aya’nin Mikaelsonlarla aralarindaki bagiyi kaldirabileceklerini soyledikten sonra olaylar baya kizisacak.
Güzeldi. Bende bu bölüm Davina ve Cami’ye sinir oldum. İşin sonunu görene kadar da
Güzel bir bölümdü, merakla 14.bölümü bekliyorum.
Marcel’e bu bölüm çok fazla sinir oldum.
Kol’u görmek güzeldi.
Klaus’un da Aurora’yı öldürme şansı vardı tereddüt etti, az kalsın Elijah ölüyordu onun yüzünden.
Guzeldi.
Klaus Aurora’yi öldürmekte tereddut etmeseydi iyiydi. Elijah’yi kaybediyorduk az kalsin. Tamam Aurora insanin basini dondurur ama artik o cizgiyi gectik. Aurora must die.
* Ya bu Julian’a ne oldu sorması ayıp? Bir anda yok oldu sanki hikayeden. En son bir Aurora’yı kurtarmada bahsi geçti tamam da, eee? Sezonun başında sürekli ortadayken bir anda niye yok ettiler bunu?
* Davina ve Kol ikilisi gün geçtikçe daha çok hoşuma gidiyor. Kol’u görmek de.
* Diyorum ben bu Marcel gereksiz işte diye…
* Bakalım crossover bölümde neler olacak?
* Kehanet olayı sezon finaline kadar yuvarlanacağı kadar ben gayet rahat izliyorum ya diziyi. Onu geç, zaten Klaus veya Elijah’a nasılsa bir şey olmaz. Bir şey olacaksa muhtemelen Rebekah’a veya Freya’ya olur bu işte. Gerçi bağ kırma olayları benim de hoşuma gitmedi.
@aytackara: 2. maddeye bende katılıyorum, onu neden öyle yaptılar anlamadım. Bir sebebi vardır diye düşünüyorum.
*Veee
*Elijah, Aya’yı öldürmekten vazgeçmek üzereydi ki Haley imdada yetişti ve biletini kesti Aya’nın. İçimin yağları da erimiş oldu böylece.
*Aurora’nın 666 Park Avenue stili sonunu da beğendim. Solucanlar yesin seni kızıl güzel! Seni hiç unutmayacağız.
*Davina’nın da ölüm zamanı geldi de geçti bile artık. Sezon finaline kadar onun da ölmesi taraftarıyım ben.
*Sonunda Julian’ı görebildik bu arada. Gelecek bölüm onu da şehirden uğurlarız heralde.
*Klaus, The Vampire Diaries’de şov yaparken Stefan’ın bu bölüme hiçbir katkı sağlayamaması… :???:
* Her şey iyi güzel de ben hala The Vampire Diaries’de gelecek bölümler için verilen spoilerı düşünüyorum. Onu yapmasalardı bak çok daha iyi olurdu.
Ama sezon finaline kadar ne olacak da Klaus yok olacak merak ediyorum orasını. Daha doğrusu The Originals ne zaman bu 3 yıllık atlamayı yapacak acaba?
* Hem Aya, hem de Aurora’nın gidişini beklemiyordum diyebilirim. Daha çok birinin olacağını düşünüyordum. Şimdi doğruya doğru gidişlerini iyi kurdular. Bir de ben Tristan-Aurora kardeşlik bağını sevdiğimi bir kez daha fark ettim.
* Julien’ı geçen bölüm sorduğum da iyi olmuş. Kalan sekiz bölümün birazında da o idare eder. Yalnız ee şimdi ne olacak? Neredeyse herkes gitti. Muhtemelen kehanet muhabbeti bozulmamış olacak ya hayırlısı. Bari Rebekah da görünsün bir ara, görünür tehdit yok çünkü uyandırsınlar.
* Oh be, Kol nihayet geldi. Bunun olayı da Rebekah’a döndüydü çünkü iyice. Ha geldi ha gelecek derken…
* Gerçek hayatta sevgili oldukları için ikilinin araba sahnesi hoşuma gitti.
@pirate Hiç de denemez aslında bence…
Bu ikisinin sevgili olduğunu bilmiyordum ben. Şimdi şöyle küçük bir tarama yaptım da yakışmışlar bence birbirlerine.
Fena değildi.
*Kol’un Nathaniel Buzolic olarak dönüşünden bir ben memnun değilim heralde. Ben Kol karakterini Daniel Sharman ile sevdim şahsen. Danielle Campbell-Daniel Sharman uyumu da harikaydı. Ayrıca Kol karakterinin vampir değil de cadı olmasını tercih ederdim. İşimiz gücümüz yok bir de deşici çekeceğiz şimdi iyi mi?
*Camille’in Aurora takıntısına şaşırdım dersem yalan olur. Takılmasa garip gelirdi asıl. Sonuçta bu karakterin en belirgin 3 özelliğini say deseler ilk sayacağım şey takıntı olur. Ama Klaus’u gözü yaşlı bırakması? O olmadı işte. Ben bile üzüldüm valla Klaus’un o haline.
*Bu arada; Finn de bir karizma sahibi olmuş sonunda. Tipi toparlamış. Hep ezik ezik dolanıyordu ortalıkta eskiden. Bu sefer fiyakalı döndü valla.
*Son ak meşe mermisi(?) şimdi Vincent’in elinde. bakalım ne yapacak?
1 aylık aradan güzel bir bölümde döndü.
*Finn’in hak verdiğim ‘Vampir olarak sonsuza kadar yaşamak istemiyorum.’ çıkışının ardından Elijah’nın son ak meşe kurşununu tutmaya karar vermesi, o an için doğru bir tercihti bana göre. Bakalım Lucien onu bu karara ne kadar pişman edecek?
*Klaus ve Hayley’nin yolculuğa beraber çıkmalarına geçen bölüm biraz burun kıvırmıştım ama; güzel olmuş be! Keyifliydi onları iletişim kurabilir vaziyette izleyebilmek!
*Kol, uyuz etti bu bölüm beni yine. Sevmiyorum ben bu Vampir Kol’u ya, net! İki iki daha dört. Çekilmez biri!
*Uzun bir süredir heyecanla beklediğim kişi diziye dahil oldu: Taylor Cole. Kaç bölüm daha göreceğiz bilmesem de ve esmer halini bu sarışın haline tercih ediyor olsam da onu izlemek büyük bir keyif her zaman.
Olmak zorunda değil de yapıyorlar işte… Ana konuyu sezon finaline taşıyorsunuz onu anladık da bu derece saçma tercihlerle olmasa daha mutlu olacağım. Bilmem kaç bin yaşındalar ama yok, geçmişten gram ders alma yok.
Ayrıca bir de bu var, vallahi ayıp:
*
* Klaus ve Hayley’in yolculuğunu güzel işlediler, hatta New Orleans kısımlarından daha iyiydiler.
* Marcel hala salak, hala düz zekalı. He canım her şey sen işini çok iyi yaptığından bu kadar basitti zaten. Tövbe tövbe ya.
* Patronun Lucien olduğu Sofya’nın açıklamalarından ve Lucien’ın mermiyi yakmama kararında ortalıkta olmasından anlaşılıyordu aslında.
Oyalanmayıp ana konuyu yürüttükleri için hoşuma giden bir bölüm oldu.
* Finn’in iyileşmeyeceğini tahmin ettim ama Kol’un lanetli olduğu aklıma gelmediydi.
* Sezon finaline kadar Lucien’den kurtulacak bir yol bulurlar da niyeyse biri daha ölecek gibi geliyor.
* Matt’deki bu “insanlık ve cesaret dozunun” hastasıyım.
“One by foe, one by family and one by friend” kısmı bilinçaltıma girdi artık.
Güzel bir bölümdü.
Finn’i seviyordum ben, niye öldürttünüz ya ?? Tam da bizimkilerle uyumu yakalamıştı.
The Originals nedense bir haftalık ara vermiş. 3×19 29 Nisan’da. Zaten TVD ile sezon finalleri arasında bir bölüm fark olması da bundandı o zaman; o ara vermeksizin 13 Mayıs’ta biterken bununki 20’sinde.
Julie Plec insana gördüğüne hemen inanmamayı pek güzel öğrettiğinden bölümde olanlardan emin olamıyorum resmen. Hadi buyur.
* Aslında teşekkür ederek güzel bir iş yapmış da işini kaybetmesinden falan bahsederek aynı zamanda spoiler da vermiş olmuş
* TVLine bu haftanın performansı olarak Leah Pipes’ı seçmiş. Normalden biraz daha iyiydi de, bu dereceye de çıkartamam açıkçası.