“Çemberimde Gül Oya” – tanıtım ışığında yerli diziler!
9 yorum behman 22 Haziran 2010 21:07
çemberimde gül oya!nasıl anlatılır ki bu dizi?!
arşivimden çok diziler veda etmiştir bilgisayarıma fakat yıllardır olduğu yerde kalan, kıyamadığım, tekrar tekrar izleyip, her izleyişimde aynı ama hem de ayrı lezzetlerin harmanlanmış duygusunu bana bahşeden seyir keyfimdir bu yerli şaheser.
yerli yapımlarımızın durumu ortada; ya reyting kurbanı, ya da salt popüler kültüre hitap ettiklerinden kaliteleri tartışılır!
bir zamanlar dizilerimiz vardı; yabancı diziler geçit vermediği için yerli yapımlar seyrek ve bundan mütevellit epey kaliteli olurlardı. sıcak aile dizilerimizdi onlar. fakat şimdilerde onlardan eser alamet kalmamıştır ki bizler de bir zamanlar biriktirdiklerimizle idare etmeye mahkumuz.
vardır epey, karışmıyorum. fakat “çemberimde gül oya“nın yeri ayrıdır bende. bence türk televizyonlarının görmüş olduğu en iyi yapımdır. hem konusu, senaryosu, hem oyuncuları, hem de rejisi ve görselliğiyle tam bir sinema şöleni!
dizinin yönetmeni; çağan irmakyapım yılı; 2004(2004 mayıs ayından itibaren kanal d‘de gösterilmiştir.)dizinin konusu;
1970’lerde üniversite ortamındaki sağ-sol çatışmalarından uzak bir hayatı olan genç yurdanur (özge özberk) ister istemez kendini bu yeni dünyanın içinde bulur ve bir gün bu çatışmalardan birinde en yakın arkadaşının vurulmasına şahit olur. kargaşada mehmet (mehmet ali nuroğlu) ona yardım elini uzatır. mehmet solcudur. uzanan bu yardım eli uzun yıllar yurdanur’un elini bırakmaz. eşi, kızı feriha‘nın babası olur hikayenin ilerleyen kısımlarında.
yurdanur (selda alkor)
bu iki aşık gencin hayatına yurdanur’un sağcı babası dinçer bey’in (kenan bal) gölgesi vurur. annesi sema hanım (ışıl yücesoy) da önceleri karşı durur, fakat sonraları tavrı yumuşar.iki genç evlendikten sonra tüm odalarını ayrı kişilere kiraya veren bir konakta yaşamaya başlarlar.konakta yaşayan her ailenin kendi keder ve sevinçleri, ayrı hikayeleri vardır ama aynı çatı altında tek aile olmuşcasına sıcak ve yakındırlar!
zarife (tuba büyüküstün)
şimdinin popüler dizilerinde arz-ı endam eden tuba büyüküstün‘ü de bu konak’ta Zarife karakteri olarak görebilirsiniz. zarife, yurdanur’un yakın arkadaşı olur. zarife, sevdiğine kavuşamayıp başkasıyla evlendirilen mazlum kızdır. yurdanur’un babası dinçer bey’in fabrikasında çalışan ibrahim‘in (mahmut gökgöz) kızıdır.annes, yıllardır çağan ırmak’ın neredeyse (hatta) tüm filmlerinde ama az, ama çok görünen şerif sezer‘den başkası değil.konakta suzan aksoy, goncagül sunar da yaşamaktadır. goncagül sunar pavyonda şarkı söyleyen canan, suzan aksoy ise babası ve torunuyla hayat mücadelesi ve veren suna karakterine can vermekte.
feriha (melisa sözen)
diğer yanda, bütün bu 1980 döneminde geçen, genç yurdanur’un hayatını 2000’lerde yurdanur (selda alkor) kızı feriha‘ya (melisa sözen) anlatmaktadır. dergide yayımlanacak olan bu yaşanmış hikaye daha sonra film olarak beyazperdede de görülecektir.reytinginin epey yüksek olmasına rağmen, bir zamanların (yanılmıyorsam cuma günleri yayınlanıyordu) en iyi yapımı bu dizi, toplam 40 bölümdür. kanalın, izleyenlerin, onca ısrarına rağmen, çağan ırmak diziyi uzatmamış, 40 bölümle bitirerek tadında bırakmıştı .
eminim ki izleyen çoktur, fakat izlemeyen varsa mutlaka izlesin, izlettirsin!
yorumlar
kesinlikle 2000’lerde yapılmış en iyi türk dizilerindendi çemberimde gül oya. ama o zaman için çok fazla hakettiği değeri göremedi sanki, muadili hatırla sevgili kadar. benim için de türk dizileri tarihinde şehnaz tango ‘nun yeri her zaman ayrıdır. o da hakettiği değeri göremeyenlerdendi bence. hele ki yayından kaldırılma sebebinin senaryo gereği şehnaz (perran kutman) ‘ın evlilik dışı hamile kalmış olması düşünülürse fazla söze gerek yok keşke çemberimde gül oya gibi onu da bi yerlerden bulup izleme şansım olsa…
ben de çok severim bu diziyi. güzel bir tanıtım yazısı olmuş. ellerinize sağlık
rica ederim. en başta da dediğim gibi “bu dizi nasıl anlatılır ki?”. pek anlatamadım açıkçası. tarif edemedim bence ama olsun, amaç duyulması. hatırla sevgili‘den daha iyi bir yapım bence. şehnaz tango! ah ah! @desperate houseboy, kesinlikle katılıyorum!
eline sağlık ensevdiğim dizilerdendir. kesin 40 bölümün 40ını da izlemişimdir hiç kaçırmazdım
engüzel yanı da diziyi sündürmemeleri uzatmamaları tam tadında bitmişti gerçi tadına doyamamıştık
yayınlandığı zaman izlemeyip gündüz tekrarında bağımlısı olduğum dizidir. Gerek anlatım tarzıyla gerek oyuncularıyla bambaşkadır. Stüdyo olduğu besbelli son model eşyalarla döşeli evlerde geçen dizilere bakınca bu diziyi ne kadar özlediğimi anlıyorum.
çağan ırmak’ın başyapıtıdır bence. konusu, müzikleri, oyunculuklar, kamera kullanımı, mekanlar, kostümler, ışık, sahneler arası geçişler, her şeyi ile mükemmel diyebilirim.
Orjinal CD’leri hala evimde başköşede dururlar.
Dizinin bu derece stabil yayınlanmasının sebebi Çağan Irmak’ın yayıncı kanal ile yapmış olduğu çok katı anlaşma olmuş. Yoksa reyting uğruna harcanması, siyasi kaygılar ile değiştirilmesi ya da uzatılıp sakız edilmesi işten bile olmazdı.
7 kere tv tekrarını izledim. Bir aralar internetle çok da haşır neşir değilken sabah 6,30-7’ye saat kurar sabah tekrarını izlerdim. 8. tekrarını da netten izliyorum şu sıralar.
Tanıtımda başrol Mehmet ve Yurdanur gibi görünmüş. Gerçi öyledir ama bana göre onlar Canan Cansev’in, Hancıların Sultan’ın, Suna Hanım’la Gazi dedenin, Zarife’nin, Mahsun’un, Hasan’ın, Gülay abla’nın, küçük Ercan’ın, Nihal’in ve daha nicesinin hikayesini anlatmak için aracılardı. Yoksa fakir solcu erkek-zengin kız aşkı pek de heyecan vermezdi tek başına.
Mükemmel bir diziydi.Her bölümüü iple çeker yayın saatine mendillerimizi hazırlardık.MEHMET’in askerden dönüş sahesinden çok etkilenmiştim .
nasıl bir diziydi bu. şimdi bakıyorum da böyle diziler kalmadı. belki ”öyle bir geçer zaman ki”…sadece onunla yetinebiliyorum ama bu dizinin tadını alamıyorum malesef. Yeri hiçbir zaman dolmıcak bir dizi. ”Çemberimde Gül Oya”