CSI: Las Vegas — Tanıtım
118 yorum aytackara 15 Mayıs 2012 07:48
Bundan yaklaşık 12 yıl önce, kendisinden sonraki polisiyelere ilham verecek, birçok kişinin cinayet kavramına bitmeyecek bir zevkle bağlanmasını sağlayacak türden bir televizyon efsanesi, kendisini ekranlarda gösterdi. Uzun adıyla “Crime Scene Investigation” (Olay Yeri İnceleme) olan CBS yapımı CSI, geçtiğimiz günlerde 13. sezonu için onay aldı ve 9 Mayıs’taki sezon finaliyle ekranlara şimdilik ara verdi. Peki, tam olarak nasıl bir dizidir bu CSI? Bu sorunun cevabı yazının devamında.
CSI: LV, TV’de ilk kez bu diziyle parlayan Jerry Bruckheimer yapımcılığı ve Anthony E. Zuiker‘ın senaristliğine dayanan yapım. 2000 yılındaki ortaya çıkışıysa Anthony E. Zuiker’ın eşinin, arkadaşlarla dışarı çıkmak yerine Zuiker’e The New Detectives izlemeyi önermesiyle gerçekleşmiş. Bruckheimer’dan bir dizi için sipariş alan Anthony, gerçek suçlar üzerine kurulan bu diziden etkilenerek kısa zamanda dünyanın tanıyacağı bir diziyi yaratmış.
Dizide küçük bir böceğin ölüm zamanından, nadir bulunan-adı duyulmamış maddelerin kullanılmasına, orijinal ölüm yolları ve olay yerlerine kadar sayısız şey mevcut. Anlayacağınız, klasik DNA-parmak izi araştırmasından çok, ama çok daha fazlası var bu dizide.
Dizinin karakter bazlı kadrosuyla devam edersek:
CSI’da ekibin başındaki isim olan Gil Grissom karakteri, öncesinde filmlerde oynasa da asıl çıkışını bu diziyle yapan William Petersentarafından canlandırılıyor. İşine aşık bir böcek bilimci olan Grissom, bu nedenle içine kapanık, biraz da asosyal bir insan. Yine de bu hali, böcek larvalarını ve domuzlardan alınma kan örneklerini buzdolabında saklayan biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Grissom’un ekipteki yardımcısı, en büyük desteği, benim de en sevdiğim karakter olanCatherine Willows, Marg Helgenbergertarafından canlandırılıyor. Eşinden boşanmış, tek çocuklu bir anne olarak işiyle özel hayatını bir arada yürütmeye çalışan kadın polis karakterlerinin ilk örneklerinden olan karakter, aynı zamanda en başarılı olanlarından da birisi.
Dizinin en sevilen karakterlerinden, ekibin moral kaynağı Sara Sidle‘ı öncesinde ER‘da da yer almış Jorja Foxcanlandırıyor. Madde ve element analistliğinde uzman olan Sidle, dizinin başında Grissom’ın önemli bir dava için kendisini San Fransisco’dan çağırmasıyla ekibe dahil olan bir karakter.
Ufak not: 2007 yılında Fox’un diziden ayrılacağı dedikoduları ciddi boyutlara ulaşınca binlerce izleyici bunun olmaması için senaristin ve Fox’un evini mektuplara boğdu. Hatta, ikili mektuplardan çıkan paraları toplayarak bir hayır kurumuna dahi bağışladılar. Bu durum, sezonlar boyunca gelip giden ya da çeşitli nedenlerle diziden ayrılanlar olsa da başkası için yapılmayan bir davranıştır. 12. sezon itibariyle Sara Sidle karakteri, halen dizinin önemlilerinden biri olarak yapımda yer almaktadır.
Dizinin en olaylarla duygusal bağlantı kurmaktan kendini alamayan, “eli vicdanında” karakteri olan Nick Stokes, George Eads tarafından canlandırılmakta. Kıl, tüy ve lifler gibi herkesin ıvır zıvır gördüğü maddeler üzerinde uzman olan Nick, ayrıca dizinin de en başı beladan kurtulmayan karakteri olma özelliğini de başarıyla muhafaza etmekte.
Ekibin ses ve video analistliğini yapan Warrick Brown karakteri, Gary Dourdan tarafından canlandırılıyor. Grissom’ı idol, Nick’i ise kardeş gibi gören Warrick, aynı zamanda şehrin yerlilerinden. Kendisi kimya konusunda da uzman bir karakter.
Dizinin sevdiğim bir diğer karakteri olan Greg Sanders, diğerleri gibi yıldızı özellikle bu diziyle parlayan Eric Szmandatarafından canlandırılıyor.“Laboratuvar faresi” olarak adlandırılarak gruba dahil olan Greg, DNA-parmak izi gibi çeşitli araştırmalarda ekibe yardım olan karakter. Aslında, dizinin “bundan sonrası için hakkında ne söylense ispiyon olur” kalıbının da tam ve en geçerli karşılığı.
Son olarak, James (Jim) Brass de ekibin daha çok resmi işlerle ilgilenen, patronluk vasfı da olan bir üyesi. Grissom’ın işine sahipken, talihsiz bir şekilde -dizinin başında anlıyoruz nedenini- işi ona devreden Brass, kurallarına bağlı ve ekibe sert çıkmaktan da çekinmeyen biri. Karakteri emektar oyunculardan Paul Guilfoyle canlandırmakta.
Kadronun ardından yazıya, CSI ile ilgili çeşitli detaylardan da bahsederek devam edecek olursak:
2) Dizinin literatüre kattığı bir şey varsa, o da “CSI Etkisi” olarak bilinen kavram. Yani, dizide teknolojinin de yardımıyla incelenen ve çözülen davalardan sonra insanların suçlara ve gerçek olaylara olan bakışının değişmesi. Bu etkiyle, mahkeme jürilerinin kanıtları yetersiz bulması, halkın çözülememiş davalara verdiği büyük tepkiler, izleyenlerin polisiye yapımlardan, kitaplardan daha fazlasını beklemesi ve çözümlerden tatmin olmaması gibi şeyler, bu diziyle birlikte inanılmaz artış göstermiş durumda.Daha fazlası için kardeş site hafif.org‘daki bu yazıya da bakabilirsiniz.
3) Dizinin ilgi görmesi elbette ki yan ürünleri de beraberinde getirdi. CSI: LV, şu zamana kadar video oyunları, çizgi romanları ve uyarlama kitaplarıyla da birçok kez karşımıza çıktı. Hatta, bu kitapların çoğu İnkılap Yayınları aracılığıyla dilimize de çevrildi.
4) 12 sezondur devam eden ve bu derece başarılı olan bir dizinin, ödülsüz kalması elbette ki düşünülemez. CBS dizisi, şu zamana kadar 6′sı Emmy olmak üzere 50′den fazla ödül kazandı ve 100′den fazla da adaylığı var.
5) …ve tabii ki konuk oyuncular… Her bölümü 1-2 davanın çözümüne dayalı olan ve şu zaman kadar 270′ten fazla bölümü bizimle buluşan bir dizinin, ne kadar konuk oyuncu ağırlamış olduğunu tahmin etmek kolay olmasa gerek. Dizinin bu bakımdan da portföyü epey geniş. En iyisi ben size “Justin Bieber bi–le var” diyeyim, gerisini siz kafanızda kurun.
12. sezonunu tamamlamış bir diziyi tavsiye etmek ne derece yerinde bir davranış olur düşünmedim değil. Ama CSI, her türlü özelliğiyle bunu hak eden, -daha önce de dediğim gibi- vakalarıyla ve her şeyiyle klasik polisiyelerden farklı olan bir yapım. Ayrıca, sadece vaka çözmekten ibaret değil, ekip içi olan bitenler de insanları kendine çeken bir başka özelliği.
Oyunculuklarınsa yerinde olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Sonuçta, CSI: Las Vegas, “polisiye severim” diyen bir kişinin -aslında sevmese de olur- hiç değilse denemesi gereken, insana polisiye yapımın nasıl olması gerektiğini öğreten, tavsiye edilesi bir dizi. İzleyeceklere ya da izleyenlerine şimdiden iyi seyirler.
yorumlar
Onlar konuk olacak büyük ihtimalle. Şu an için tek kesinleşen oyuncu Patricia Arquette. Yalnız şu Torrey Devitto denen oyuncu güzelmiş. Alsınlar kadroya
Bu arada teknik olarak hala mutsuzum bu uzantıyla ilgili. Yani adı CSI olan bir diziyi siber suç olarak nasıl izlettirecekler, çözemedim. Muhtemelen siber suçlar, siber olarak kalmayıp cinayetlere filan yol açacak ama cık… Daha çok Criminal Minds’a yakın durduğunu çoğu kez belirttik, hatta internet ortamında da yorumlar öyle. Keşke aynı formatta başka bir şehirde geçseydi ama CSI’ın ana yazar kadrosunun işin içinde olması ile biraz da umutlanıyorum. Bakalım “Person of Interest”in yarısı kadar başarılı olacak mı?
Bu arada ben de dün 14×18’i izledim; sezonun en iyi bölümlerindendi bana kalırsa; yalnız
Tarz sorunsalına ben de katılıyorum. Hatta diğerleri bittikten sonra yenisi çekilse nereye seçerler acaba gibisiden bir şeyler bile kurmuştum kafamda. Bilemedim ama yine de görmek istiyorum ben.
@aytackara
Belki de CSI: Miami & CSI:NY’un iptali, onları aynı formatı yapmalarından caydırmıştır. Tabii ben yine de aynısını isterdim, orası ayrı ama dediğin gibi bu da tutacak mı, belirsiz. Bir de bu tür dizilerde ben başrolün erkek olmasını daha iyi buluyorum doğruyu söylemek gerekirse. Neyse, bakalım artık.
Dikkat ettiysen CSI’da aileli bölümler kaliteli ve sürprizli oluyor. Mesela 10×21 (Lost & Found) adlı bölüm de çok iyiydi. Brass’in tanıdığı bir aileyle ilgiliydi.
Spin-offa ön ayak olan bölümü normal CSI bölümlerine oranla beğendim. Halen şehir merkezli bir diziyi daha çok istiyor olsam da siber suçlar üzerine bir diziye o kadar da soğuk bakmıyorum artık. Patricia Arquette’den CSI’lara ekip başı gibisindne bir karakter de çıkmış. Umarım alır onayını.
Artık geriye sezon finalindeki önceden haberi gelmiş olan malum ayrılık kaldı.
Bu diziye de elveda demiş oluverdim. Sezonun güzel bittiğini düşünüyorum. Daha öncedne haberi gelen malum şeyin nasılını beklediğimden dolayı ne kadar konsantre izledim tartışılır ama vaka güzel geldi. Sondaki şeye gelirsek…
Patricia Arquette iyi bir performans sergilemiş ama bazı kısımlarda fazla poz kesmiş gibi geldi. Bölüm iyiydi fakat “CSI:Cyber”da, Arquette’in yanına umarım iyi bir ekip toplarlar. Ayrıca siber suçları iyi çeşitlendirmeleri gerek, yoksa sıkabilir.
14×22 (Sezon Finali) Hakkında
Sezonun en iyi bölümlerinden olmakla kalmayıp son 2-3 sezondur en beğendiğim sezon finaliydi. Öncelikle bölümdeki vakayı çok başarılı buldum. Bir de “Cold Case” tarzı, 1989’da yaşanan bir dava olması daha bir bağladı. Son 2-3 sezondur, sürekli karakterlerin başına bir şeyler gelip duruyordu sezon finallerinde, o yüzden hiç heyecanlanmıyordum bilindik şeyler olacağını tahmin ettiğimden ama bu vaka, onlardan daha çok heyecanlandırdı. Varın gerisini siz düşünün. Bölümdeki eski Şerif Yardımcısı karakteri şahaneydi ayrıca. Bir de tabii ki
Artık 15.sezonda hikayesi “sezon boyu” sürecek bir katil olsun istiyorum. Kaç sezondur dizinin en büyük eksiği. En son “Dr. Jekyll” vardı ama bir “The Miniature Killer” kadar iyi değildi tabii. Umarım 15. sezonda bunu da düşünürler.
15×01 üzerine:
Baktım altyazının gelmesine daha çok var, bunca zamandır ilk kez İngilizce altyazı ile CSI izlemiş oldum. Daha önce hep dili ağır gelir bana diye düşünürdüm ama zorlamadı. Bu da hoşuma gitti.
Açılışı biraz klasik CSI stilinde ama güzel yaptılar. Sezon sonunu toplayıp başka denizlere yelken de açtılar. Reytingi şaibeli ama bunca zaman sonra ara vermek falan da istemiyorum, ne olursa olsun devam edeceğim bir dizi olacak. Yine de toparlanmasını canı gönülden istemekteyim.
15 sezonun üstüne böyle bir şeyi düşünmem çok mu absürt bilmiyorum ama daha önce aklıma gelen bir şeyi bu bölümde yine, absürt mü kısmı da dahil kahvaltıda izlerken 2 kere düşündüm. Yapmazlarsa bir şeycik demem ama istiyorum da ben…
Ayrıca 15 sezondan sonra dizi çevirisiz kaldı gibi görünüyor. Sayelerinde CSI’ı İngilizce altyazıyla izlemeye alıştım…
Bir New York olamadı ama bu şehri seviyorum.
Eskilerden kim kaldı
George Eads to Exit CSI
Son zamanlarda aldığım en kötü haber…Acayip sinirlendim ve üzüldüm. En sevdiğim oyunculardandı. CSI artık kadro anlamında resmen gerileme dönemine girdi. Geriye Jorja Fox ve Eric Szmanda kaldı. Onlar da yakın zamanda ayrılır bu gidişle. Yenilerden şu Finn’e bir türlü alışamadım. Kendini 18’lik kız sanıyor. Şöyle Nick’in yerine sevilen, sağlam birini getirseler bari ama olmadı bu gidiş cidden…
Dizi artık miadını doldurdu bence. Eski tadı hakikaten kalmadı. Gelecek sezonlarda iptal edilmesindense bu sezon sonunda bitmesi daha hayırlı olur.
15×07 üzerine:
Böyle bölümler yapınca veda etmemi zorlaştırıyorlar… Bugün lafı geçtiği için sanırım, dizideki ifade alma sahneleri bana Survivor’daki ada konseylerini hatırlattı. Bir “Senin gitmeni istiyorum Daycia.” demedikleri kaldı. Biraz kılı yardılar ama güzel topladılar.
Yalnız bir ‘ünlü konuk varsa katil odur’ bölümünün daha sonuna geldik. Gerçi benim iki ünlü konuk vardı ama benim katil tahminim tuttu.
Neredeyse bütün dizilerimin ara verdiği listemde haftalık devam eden tek dizi niyetine bulunduğu için önce bir kutlayayım. 3 bölüm kadar gerideydim, bu boşlukta bir kez daha güncele yetişmiş bulundum:
15×09: Pek güzeldi ya. Amerikalılar bu tarzda bir konuyu zaten hep güzel işliyorlar ya da ben her seferinde beğeniyorum. Bir Major Crimes kadar sinrilerim harap olmadı ama beğendim. Ayrıca Nick’i sezon sonunda (sanıyorum dizi finalinde) nasıl çıkaracaklarının ipucunu vermiş de oldular…
15×10: 9 ne kadar güzelse 10 o kadar saçmaydı ya. Hatta bu neydi böyle? Çok ters bir zamanımda da izlemedim sanırım. Sürekli bir şeyler bulup durdum ben bu bölüme.
15×11: Bunda da “Konu bulalım derken o kadar kılı kırk yarmasanız da olurdu.” dediğim doğru. Hangi manyağın aklına gelir Allah aşkına bu Böyle saçma duygular içinde izlerken katil kısmını pek güzel bağladılar, haklarını vermem lazım. Zerre aklıma gelmezdi böyle bir şey, resmen bayıldım ya. Tabii bir o kadar da gülmem geldi gecenin şu köründe.
Bu diziyi seviyorum, bittiğinde çok özleyeceğim.
Bu Pazar günü diziden çift bölüm (15×14 ve 15×15) yayınlanmıştı. Önümüzdeki Pazar Super Bowl olduğundan ve bütün ulusallar günü pas geçeceğinden ben kafamda ona yormuştum. Ama bugün ortamlarda 16’yı da görünce ne oluyoruz oldum. Wikipedia’sına girdim ve dün CSI yayınlanmış görünüyor. Belki bir hata vardır diye gittim CBS’in sitesine girdim, orada da öyle görünüyor. 42:17, onu bile yazmışlar.
Ne güzel oldu mu diyeyim, iyi halt yediniz mi diyeyim bilemedim şimdi. Kaldı 2 bölüm. Bu Pazar’ı pas geçersek Battle Creek öncesi de var 3 Pazar. Geçmiş 2 Pazar’ı boş geçeceğine onlarda bölüm yayınlasa böyle acayiplikler olmazdı.
15×14: Başka dizilerden tanınan ünlü oyuncunun diziye konuk olması ve tabii ki katil çıkması durumu. Olayın çözümünü tahmin etmesi hiç de kolay değildi ama kendisini tanıdığımdan o kadar rahat bir şekilde katilin ortaya çıkmasını bekledim ki… Ayrıca maşallah tam bir Nuri Alço, bir kere iyi bir karakterde izlemedim şunu.
15×15: Bunu da ben tahmin ettim. Harika değildi ama güzeldi, izletti kendini.
15×16: En güzeli buydu işte. Klas bir çözüm sundular, böyle konuları seviyorum.
O değil de geriye kaldı 2 bölüm, nasıl kapatacak bunlar ya?
Umarım güzel, etkili bir kapanış olur. Trt sayesinde izlemeye başladım, yılların alışkanlığı bir türlü bırakamadım.
Özellikle konuk oyuncuları sayesinde her zaman keyif aldım izlemekten. Kaç sene önce One Tree Hill izlerken Chad Michael Murray’i Kanıt Peşinde dizisinde konuk oyuncu olarak görünce nasılda şaşırmıştım. Chad Michael Murray’nin dublajı nasıl olmuş diye dikkat kesilmiştim. ( seneler seneler önce çocukluk işte)
Oyuncu Altan Gördüm’ün sesini nerede duyarsam duyayım hala sanki onu değil Gil Grissom’ı izliyorum.
Dublajsız izlediğim bölümlerde, üstünden seneler geçmesine rağmen Gil Grissom ile Catherine Willows’un dublajlı sesleri hep kulağımdaydı.
CSI dizisi sayesinde Taylor Swift’in şarkıları mp3 listeme dahil oldu. Rol aldığı bölümde çalan şarkılarını dinleme zahmetinde bile bulunmamıştım daha önce.
15 sene neler neler vardır daha unuttuğum…
Konuk oyuncusu da sürpriz oldu “Scrubs” dizisini andım.
Lafı dolandırıp anlatmaları yok mu söylesene ipucunu…
Bugün kovulmak istiyorsun galiba.
Cümlesi düşüncemin tercümanı oldu.
Şu haberi yeni gördüm, 15. sezon finalinde dizide ilk sezondna beridir bulunan karakterlerden birisinin öleceği açıklanmış.
Şu haberden dolayı ölen kişinin ‘o’ olacağını düşünmüştüm ama o karakteri ‘ileriki bir tarihte geri dönebilecek şekilde’ çıkartacaklarmış. Bu durumda talih aşağıdaki beşliden birine gülecek. Ayrıca ekiptekilerden birisi de yaralanacakmış.
Sara
Greg
Doc Robbins
David
Ecklie
— Tabii bütün bunları onay alacaklarını düşünerek yapıyorlar sanırım… Lütfen Greg olmasın. —
4 Mart’ı Dünya CSI Günü olarak değerlendirmeye karar vermişler. Sanırım CSI: Cyber’ın o günkü ilk bölümü olarak CSI’da yayınlanan pilotu kullanacaklar; en olmadı o bölümü mutlaka bir ara yayınlayacaklar. Aynı anda 150 ülkeden fazlasında yayınlayarak 98’lik 50. Yıl Özel Bölümü ile simultane rekoruna sahip Doctor Who’yu geçeceklermiş. Dizininbizdeki hakları FOX Crime Türkiye’de.
Üstte bahsettiğim şeyi kırmış.
“LARGEST TV DRAMA SIMULCAST” ON MARCH 4, 2015 – “WORLD CSI DAY,” WITH 171 COUNTRIES”
Deadline’da CBS için bir vakitler NBC’nin Law and Order konusunda yediği haltı yemeyip -kesin olmamakla birlikte- 6 bölümlük kısa bir sezon vermeyi düşünüyor olduğuna dair bir haber çıktı.
Bu diziyi şu bölümden sonra iptal etmeye kalkanlara beddua etsen yukarıdaki bile bir şey demez herhalde. Senarist de final yapmayarak iyi halt yemiş zaten, 2. Law and Order vakası olsa ne olurdu bilmiyorum. Son 2 dakikabir tuhaf oldum zaten…
Yalnız 6 Şubat’ta az yukarıya bir TVGuide haberi paylaşmışım, onunla ilgili bir şey demezsem çatlarım:
Bunu ona saydılarsa alacakları olsun!
O filmi kim nasıl izleyecek acaba, çok merak ediyorum…
George Eads Opts Out of CSI Finale, Forcing Last-Minute Script Revision
Cidden çok sinirlendim George Eads’e…Bu davranışıyla gözümden düştü ki eski kadrodan kalan en sevdiğim kişiydi kendisi. Melinda Clarke (Lady Heather)ın olması ise süper olmuş. Artık Grissom doldurur Nick’in yokluğunu ama yaptığı hareket hiç yakışmadı kendisine. Alt tarafı 2 saatlik film; oynayıversen ölecek misin…
Elisabeth Shue won’t be reprising the role of Julie Finlay.
(Sen de komaya girdiğinle kal o zaman ay.)
#Grillows with Jorja & Paul backing us up. #CSI4EVER!
#OGCSI Great fun today with this gang!
1–2–3
Özleyeceğim bu diziyi
Ben de
Böyle bir şey de var:
https://twitter.com/FoxcrimeTurkiye/status/644197023294468096
@aytackara yazmış. 15×14’te katil daha 6. dakikada ortaya çıktı. Nispeten ünlü birilerinin bu tür polisiye dizilerde oynaması can sıkıcı. Bölüm de çok parlak bir bölüm olmayınca, keyfin daha bir içine ediyor.
15×15’te Batman’in sözlerini duyduk
CSI Final Filmi üzerine:
İngilizce altyazısı çıkmayınca oturup FOX Crime’ın yayınından izledim. Memnun da kaldım. 86.5 dakikalık filmi 90-91 dakikada yayınladı adamlar.
Gayet güzel bir kapanış yapmışlar. Son 10 dakika bölümlük vakayı bitirip de final moduna girince benim sinirler laçka olmaya başladı zaten, şu an kendimi iyi hissetmiyorum Resmen bitti dağ gibi güzelim dizi. Çocukluğum az önce officially rahmetli olmuş durumda…
Grissom ve Catherine’i izlemenin nasıl zevkli olduğunu unutmuşum. Ladı Heather’ı da tabii. Bu bölüm eski zamanların tadına dönüp komedi dozunu da artırmışlardı üstelik. Böye bir polisye ekrana bir daha gelir mi o kısmı tartışılır da benim hayatıma gelmeyeceği kesin.
So sahneye bir parantez: Kendimi biraz Türk dizisi izliyormuş gibi hissettim ama beklediğim bir şeydi. Bir bakıma olması gereken oldu da denilebilir. Ben hiç sorun yapmamıştım ama izleyici açısından günah çıkarıp da gitmiş oldular.
Not: İmkanı olanlar için FOX Crime yayın akışında 00:09-01:48 arası yine görünüyor. Daha sonra da verirler tabii.
Ben bu çölü bile özleyeceğim…
Zayıf bir sezon finaliydi. Malum konuyu bu kadar uzatmaları buna neden oldu bence.
Yarın filmi seyredip vedalaşayım ama hala 300. bölümü izlemedim. Gelecek günler için saklayayım bir süre daha.
Demek
Diğer CSI’ların sonlara doğru bozduğunu düşünürsek, 15 sezon kalitesini çok düşürmeden gelmesini takdir etmek gerek. Elde çok polisiye var ama yerini alabilecek, tam anlamıyla doldurabilecek bir polisiye maalesef yok. Gelenleri görüyoruz sonuçta. Özleyeceğim Las Vegas’ı
@abidin77 Ben kendisi gelmeyeceğini belirttiği için böyle bir karar aldıklarını düşünüyorum. Bir yerine koyarlardı kesin.
Umarım 300’ü beğenirsin. (O değil de az önce gidip 300. bölüm yorumuma baktım tanıtımda, 4 Kasım 2013 diyor tarihe. Tanrım tanrım, 2 yıl olmuş neredeyse. Zaman ne çabuk geçiyor ya.)
@aytackara: 300’ün üzerinden o kadar zaman mı geçmiş? Vay be, gerçekten zaman hızlı akmış.
300’e gelecek haftasonu bakayım bari.
Ben de geçen onu dediydim işte, Cyber gibi bir şey olmasın da artık nasıl bir şey oluyorsa…
“CSI: Los Angeles”, “CSI: Chicago” ya da “CSI: Texas” olabilir aslında. Umarım yine “şehir” temalı bir CSI olur.
Alın kadro da benden: Bryan Cranston, Katee Sackhoff, Summer Glau & Timothy Olyphant
CSI: Alaska ilginç olabilirdi bak…
@darkcrystal: Bryan Cranston CSI franchise’ında bulunmaz bu saatten sonra. Kablolu kanal bile zor keser adamı. Ayrıca ilk sezonunda iptal olmasını istiyorsan Summer Glau uyar tabi.
+Mandeep Dhillon
Resmi onay da gelmiş
Adı “CSI: Vegas” olmuş sezonun. Sonbahar zamanı. Wallace Langham (David Hodges) da dönüyor.
Harika! Özlemiştim çok, umarım yeni ekibin kimyası da sağlam olur. Ayrıca Hodges müthiş karar!
Teaser Promo 1 + Teaser Promo 2
Bir tane daha düşünüyorlarmış.
Bknz: Bayramlık ağız.