Perception — Tanıtım
19 yorum aytackara 20 Eylül 2012 13:25
Yaz yenilerini bizlerle buluşturan, The Closer, Leverage ve Rizzoli and Isles gibi başarılı yapımların kanalı TNT, 2011 yılının başlarında yeni bir polisiye dizi için onay vermişti. Bu yılın Temmuz ayında karşımıza çıkan Perception, 17 Eylül 2012 itibarıyla ilk sezonunu sonlandırdı ve 2. sezonuna kadar araya girdi. Ben de bu nedenle, hoşuma giden bu dizinin tanıtımına girişeyim dedim. Eğer nasıl bir dizidir derseniz buyurun yazının devamına.
Perception da günümüz pek çok polisiyesi gibi genel olarak her bölümü farklı bir cinayet davası üzerine kurulu bir polisiye. Ama çoğunluğun aksine, başrolünde bir birimdeki polisler değil, üniversitede ders veren ve FBI’a davalarda yardım eden bir profesör var.
Dizinin ilk sezonu 10 bölümden oluşmakta ve 13 bölümlük 2. sezon onayını da kanaldan almış durumda. Giriş kısmını fazla uzatmadan dizinin karakter bazlı konusuna geçecek olursak:
Dr. Daniel Pierce, Sinir Bilimi (nöroloji bilimi) olarak tanımlayabileceğimiz (Neuroscience) alanda uzmanlaşmış ve üniversitede bununla ilgili ders veren bir profesör. İnsan psikolojisinden iyi anlayan ve yaşanılanlara karşı bakışı diğer herkesten farklı olan Daniel, bankalara güvenmeyen, hükümeti ve polisi de pek sevmez tipli biri. İnsanlarla ilişki kurma konusunda da beceriksiz; daha doğrusu, aşırı ve gereksiz kalabalığı hiç sevmiyor. Derslerdeki konuşmaları oldukça ilgi çekici ve tüm bunların yanında, klasik müzik ve bulmaca manyağı da denilebilir. Peki, böylesi bir insanın hiç mi kusuru yok?
Elbette var. Daniel paranoyak şizofreni hastası ve bir aralar tedavi de görmüş, ama tam olarak iyileştiği de söylenemez. Eğer günlük rutinini koruyup ona göre davranırsa, kendisi ve sağlığı için sorun yaratacak hiçbir şeyle karşılaşmıyor. Daniel, böylesi normal bir gününü yaşarken karşısında bir anda, eski zamanlardan tanıdığı birini buluveriyor: Kate Moretti.
Kate, Daniel’ın eski öğrencilerinden ve yeniden Chicago’ya dönen bir FBI ajanı. Biraz inatçı, işini önemseyen ve -kimi zaman fikirlerini saçma bulsa bile- Daniel’a güvenen, Daniel’ın sorununun bilincinde olsa da bunu dert etmeyen, genellikle de onun arkasında duran biri. Eski hocası Pierce’tan aniden bıraksa da bir zamanlar yaptığı gibi bir cinayeti çözmesinde yardımcı olmasını, danışman olarak destek vermesini istemek için karşısına çıkıyor. Daniel da başlarda pek istekli olmasa da işin içine giriyor ve incelemeye katılıyor. İşte, o zamandan itibaren sadece beyni değil, hastalığı da işin içine giriyor ve dizi de bir nevi, resmen başlamış oluyor.
Daniel, vakayla ilgilenirken bir anda gerçekte var olmayan birini görüp onunla olayla ilgili konuşmaya başlıyor. Aslında başlarda bilerek bunu görmezden gelse de bu sanrılarının cinayette yol bulmasına yardımcı olduğunu fark edince, bulduklarının peşinden gidiyor demek daha doğru olur. Yani, aynı zamanda kusurları kendisine yardımcı olan cinsten de biri.
Perception, temel haliyle Daniel’ın gördüğü sanrılar, okulda yaşadıkları, Kate’le beraber çözmeye çalıştıkları olaylar, bu sırada başlarına gelenler ve Daniel’ın olay boyunca yaptığı tespitler üzerine kurulu. Zira, olaylar bazı zamanlarda beyni ilgilendiren noktalarla da ilişkilenebiliyor. Konunun ardından karakterlerle devam edersek, bu TNT yapımının sahip olduğu ve tanıtımda bahsedilmesi gereken 2 ana karakter daha olduğunu söyleyebiliriz: Max Lewicki ve Natalie Vincent.
Bunlardan Lewicki, Daniel’ın derslerdeki asistanı ve bir nevi yaşam koçu. Onun günlük rutinini korumasında ve gerçek dünyayla bağlantılı kalmasında yardımcı, zaman zaman çekilmez olsa da Daniel’ın her daim yanında olan biri. Ayrıca, okul yönetimi ve dekanla da arasında köprü görevini görüyor. Natalie ise Daniel’ın daimi ziyaretçisi. Geçmişiyle ilgili pek bilgi sahibi olmadığımız ve yaşanılanlar üstüne Daniel’a akıl veren, onu dinleyen kişi.
Konu ve karakterlerin ardından kadrodan da bahsedecek olursak:
Dizinin başrolü nevrotik profesör Daniel Pierce, çoğunluğun Will&Grace‘in Will’i olarak tanıdığı Eric McCormack tarafından canlandırıyor. Pierce’in şimdilerde ajanlık yapan eski öğrencisi Kate Moretti, birçok sinema filmininde ve çeşitli dizilerde birden çok bölümde yer almışlığı bulunan Rachel Leigh Cook‘a emanet. Diğer 2 ana karakterden asistan Lewicki’yi, bolca konuk oyunculuk yapmışlığı olan Arjay Smith, Natalie’i ise çoğu insanın halen The O.C.‘den bildiği Kelly Rowlan canlandırıyor.
Perception, sadece polisiye üzerinde yoğunlaşmayıp, karakterlerine de zaman ayırmayı başaran ve bunu güzel yapan bir dizi. Özellikle Daniel’ın hastalığı ve sanrılarını işleyiş yolu, birçok insanın hoşuna gidebilecek bir şekilde izleyiciye aktarılıyor. Hastalığıyla ya da Daniel’ın uzmanlık alanıyla vakaları ilişkilendirirken kullanılan yollar da kimi zaman gayet akıllıca kurgulanmış durumda. Dizinin ilerledikçe insanı saran bir yapısı var.
Aldığı en genel eleştiri de House MD, Monk, Sherlock ya da Lie To Me gibi geniş kitlelerce sevilmiş dizilerin hepsinden bir parça taşıdığı -ki bu benim de katıldığım bir detay. Sahip olduğu oyunculuklarsa, bu tarzda bir dizi için gayet yerinde. Sonuçta Perception, farklı türden bir polisiye arayan herkes için hiç değilse denenmesi için bile itinayla tavsiye edilebilecek bir yapım.
İzleyen ve izleyeceklere iyi seyirler…
yorumlar
Bir süredir gözüme ilişen ama bir türlü başlayamadığım bir dizi. Bu doyurucu tanıtımı okuduktan sonra dizi daha bir ilgimi çekmeye başladı. Severim böyle dizileri, umarım izlerken beni hayal kırıklığına uğratmaz.
@aytaçkara: Ellerine sağlık arkadaşım. Detaylı ve fazlasıyla doyurucu bir tanıtım olmuş. Diziden daha önce bihaber olsaydım bile bu tanıtımdan sonra kesin izlerdim
nedense bu diziye bir türlü ısınıp başlayamadım. ama madem tanıtımı geldi. listeye ekleyeyim bir ara başlarım. nasıl olsa 2. sezon onayı almış.
bu arada ellerine sağlık @aytackara…
Kelly Rowlan dışında beni çekebilecek hiçbir şeyi yok. Kelly de hiç mi yaşlanmaz arkadaş, maşallah.
Tanıtım çok güzel olmuş. Eline sağlık aytackara.
Bana göre dizi yokluk dizisi. Tam ne izlesem diye bakınırken bulduğum ve izlemeye başladığım bi dizi. Güzel kendini izlettiriyo ama tanıtımda da bahsedildiği üzere farklı dizileri hatırlatıyo. House MD’yi anımsattığı için daha bonkörüm tabi. Bana mentalist ve hatta Fringe de ki çatlak profesörümüz Walter Bishop’ı da hatırlattı. Özellikle korkaklığı ve suya sabuna el sürmeden yalnızca cinayeti çözümleme çabası Patrick Jane’i çağrıştırdı. Sürekli gördüğü sanrılar ve ilginç yöntemleri hem House’u hem de Walter Bishop’ı anımsattı. Adrian Monk’un o ilginç yapısı varsa bile komedi unsuru o kadar değil. Genel itibariyle ortalama bi dizi olsa da özellikle yokluk zamanlarında güzel bi dizi…
Legend of The Seeker denmişken,Perception’ın son bölümünde (daha doğrusu son 2 bölümde ama ben önceki bölümde gördüğümü nedense hatırlamıyorum), aşkımız Bridget Regan’ı görmek güzel oldu. Aylar önce bu dizide oynayacağını yazmıştım ama çıkmış aklımdan.Kızıl haliyle gene her zamanki gibi hoştu. Şöyle uzun süreli, kalıcı bir iş yapsa,bizi mutlu etse keşke.
Onun karakterinin olayı kapandı ama daha nasıl geri dönecek diziye, Nemesis desen de olmaz yani. Absürt olur sanki, bence az da olsa izlemiş olmakla yetinmek daha bir mantıklı!
@aytackara: yok yok, bu dizi için demek istemedim :), başka bir dizide şöyle uzun sezonlar sürecek bir rolü olsa anlamında demek istemiştim. Konu Bridget Regan olunca ne demek istediğimi ben de bilmiyorum aslında, kafamı karıştırıyor bu kadın,düşünme yetimi kaybettiriyor
@abidin77 : Bence sen Blake Lively’den vazgeç de koluna Bridget Regan’ı takalım hayırlısıynan.
@dkamoy: tamam,kabul
@abidin77 : Arada bize de çay içmeye gelirsiniz di mi? Ben karşısına geçer, bakaar bakaar bakarım…
@dkamoy: neden olmasın,yalnız bu arada adını doğru yazmayı öğrenmeliyim. yukarıda 2 kez yanlış yazmışım. İnsan müstakbel eşinin adını yanlış yazar mı?
en sonunda @aytackara’dan laf yiyeceğim,”o kadar emek harcadığım yazının altında geyik yapma” diye. konu Bridget olunca, dağıtıyorum asıl konuyu.
@abidin77 : Madem öyle, ben de benim üstteki yorumumdakini düzelteyim :))
@aytackara : Hakikaten konu bu kadın olunca ben de dağılıyorum. Pardon.
Ben okuyordum onları aslında ya, kafanıza göre devam edebilirsiniz aslında!
Hiç olmadı benim yaptığım konu dışılara sayın, o şekil-bir şekil hesap denkleşir herhalde. Hem söylemesi ayıp, Blake konusuna alternatif çıkması hoşuma gitti desem yeri
@aytackara: Blake geçici bir hevesti diyelim,asıl aşkımız ‘Mother Confessor’ Bridget Regan’dır. Yalnız işte uzun süre ortalıkta gözükmeyince böyle başkalarına kayıyoruz zaman zaman (gözden ırak olunca mı neydi o söz?).
İşte böyle aklımıza geldikçe,ya da çeşitli dizilerde gördükçe (Person of Interest,NCIS: Los Angeles,Perception) aşkımız depreşiyor. Özlüyoruz kendisini.
İlk sezonunu sevdiğimden dolayı, ikinci sezonunun bir an önce başlamasını istiyordum. Belki bu istek nedeniyle 2. sezonunun ilk bir kaç bölümünü çok vasat buldum. Ta ki en son yayınlanan 4. bölüme kadar. Muhtemelen bugüne kadar yayınlanan bölümler içerisindeki en iyi bölümdü. Bu standartta tutturmaları çok kolay olmayacaktır; ama umarım bu kaliteye yakın giderler.
@abidin77 2×04’ün kurgusunu beğenmiştim, doğru. Ama Major Crimes 2×06’yi bir gün öncesinde izlediğimden, ki sağlam bir kurgusu vardı, onun sonundaki detaylardan dolayı bunda olanı biteni çözmüştüm.
Ama misal ben de 2×05’i onun kadar beğendim. Diğer diziler gibi sanal bir oyunu basitçe kullanmayıp bölümü üstüne kurdular, güzel de işlediler. Bu seviyede bir gidişi ben de sevdim.
Yaz vakti Major Crimes ve Perception, tabii ki bir de Rizzoli&Isles üçlüsü polisiyemi şenlendiriyorlar.
@aytackara: Ben de sevdim 5. bölümü. Güzelce toparladılar. Böyle gitmeye devam etsinler. Reytingine bakmadım ama umarım kanalı tatmin ediyordur.
Rizzoli&Isles’ın sezon arasını izleyince aklıma geldi, ben bunun da sezon arasını nihayet gördüydüm.
Sezon boyunca beklediğim gibi ya da tatmin edici bir şekilde gitti de sezon arası neydi öyle ya? Bu kadar klişe olmak zorunda mıydı? Ben biraz şaşırmak istiyordum açıkçası. Ne düşündüysem oydu. E ben bunların olacağını sorsalar sezonun orta yerinde de söylerdim. Canlarım benim…
Neyse, yine de Daniel’ın çözüm yolları açısından kötü de gitmeyen bir dizi. Kalan 4 bölümüyle sonralarda bir vakit görüşmek üzere artık.
Bu arama merak eden varsa, dizinin sonu kapalı bitti.