The Kingdom Hospital: Tanıtım
14 yorum angelusdarkage 31 Ocak 2008 16:45
2004 yılında Abc’de yayınlanan ve stephen king‘in mini öyküsü olan Kingdom’dan uyarlanan 13 bölümlük bir mini dizi olan The Kingdom Hospital‘ın konusu kısaca şöyle.
Yaklaşık 150 yıl kadar önce bir fabrikada nedeni belli olmayan bir yangın sonucunda çalışanlardan 8 çocuk ölmüştür. Ölen çocukların cesetleri bulunamamıştır. Kasaba halkı yas içindedir fakat yapabilecekleri hiçbir şey kalmadığı için bir süre sonra aramaktan vazgeçmişlerdir. Aradan yıllar geçer ve günümüzde fabrikanın bulunduğu bölgeye Kingdom Hospital adında bir hastane açılır.
Hastenede çalşan çoğu kişi geçmişte yaşanan bu acı olaydan habersizdir.
Ayrıca hastanenin tam altında bulunan büyük bir fay hattı vardır. Sıklıkla deprem olmasına rağmen doktorlar ve hastalar artık bu duruma alışmış hatte deprem olurken bile günlük işlerine ara vermemektedirler.
Olaylar böyle seyrederken hastanede hasta olarak bulunun psişik Sally Druse adında bir hasta asansördeyken küçük bir kız ağlaması duyar başlangıçta bunun çocuk hastalıkları bölümünden geldiğini düşünür. Fakat daha sonra bir doktordan çocuk bölümünün hastanenin diğer kanadında olduğunu öğrenince olayı hemen doktorlarla paylaşır.
Doktorlar kadına inanmaz ve hastaneden ayrılmasını isterler. Ancak kadın doğa üstü olaylarla yakından ilgili olduğunu ve burada yaşayan bir ruhun olduğunu hastanenin en iyi doktorlarındna biriyle paylaşır. Doktor Hook başlangıçta inanmaz ama kadının yaşlı kadının isteiği üzerine asansöre binerler. Bindikten bir süre sonra küçük kızın ağlaması duyulur .Doktor hemen asansörün tepesine çıkar ve küçük oyuncak bir bebek bulur . Böylece kadına inanır ve bu konuda ona yardımcı olacağını söyler.
İlerleyen bölümlerde küçük kız bazı hastalara görünür ve onlardan yardım ister.
Kızın yanında Antibus adında bir karıncayiyen vardır. Bu hayvan hastnedeki kötü ruhun korktuğu tek şeytir ayrıca hastenede kalan hastaların iyileşmesine yardımcı olmakta ya da tam tersi onların canlarını almaktadır.
Kızın yardım isteği hastaların hepsi komadadır. Yani dış dünyayla bağlantıları yoktur.Hastaneye yatan hastaların çoğu garip olaylara şahit olurlar ve kızı görürler fakat kimse onlara inanmaz.
Bir süre sonra kız komadaki bir ressam olan Peter’la bağlantı kurar ve ona başından geçenleri anlatır. Sonunda kızın korktuğu ruh ortaya çıkar. İki dünya arasında kalan bu ruh Sally’nin kendisine ulaşacağından korktuğu için diğer bir komadaki hastaya Sally’i öldürmesini söyler ama küçük kız Mary’nin evcil karıncayieni onu uzaklaştırır.
Daha sonra Mary Peter’a yardım ederek kendi resmini çizdirir ve altına adını yazar. Böylece Sally’nin kendisine yardım edeceğini umar. Peter’ın karısı bunu doktor Hook’a gösterdiğinde adam hemen Sally’i çağırır ve resmi gösterir.
Sally hemen ressamın Mary’le bir bağlantısı olduğunu anlar ve kıza yardım etmek için kolları sıvar.
Bu gizemli olayların dışında hastanedeki doktorların yasak ilişkileri, hastalara yanlış tedevi yaparak nasıl öldürdüklerini ve hastaneye gelen her bir hastanın başından geçen ilginç olayları anlatan dizi korku, gerilim ve drama türünde iyi bir örnektir.
2’si emmy olmak üzere toplam 5 ödülü bulunan dizi bir dönemde Atvde yayınlanmıştır. Dizinin yönetmenlerinden biri, Dancer in the Dark,Dogville gibi filmlerden tanıdığımız Lars von Trier‘dir.
Başrollerdeki bazı oyuncular:
Jamie Harrold … Dr. Elmer Traff (Law & Order ve Hannibal’da rol almış)
Diane Ladd … Sally Druse (Cold Case ve 28 Days’te rol almış)
Bruce Davison … Dr. Stegman (Knight Rider,The L Word,Battlestar Galactica,CSI ve Lost‘ta rol almış)
Jack Coleman … Peter Rickman ( Heroes,Niptuck,Csı,According to Jim’de rol almış)
Julian Richings … Otto (Saw IV,Shoot ‘Em Up,X-Men: The Last Stand’da rol almış)
Gerilim türünü ayrıca Stephen King’i sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir mini dizidir.
yorumlar
kendisi ilginç bir seridir arkdaşın tanıtımı da çok güzel olmuş,teşekkürler.
tanıtımın güzel arkadaşım teşekkürler
çağrışım yaptıbaşarılı bi gizemli hastane dizisinden bahsedeceksek:Lars von Trier’den “Riget” a.k.a. Kingdom.
bana da aynı çağrışımı yaptı,zaten bu seride de ondan izler var.
her ne kadar dizinin öyküsü stephen king’e ait olsa da -hatta esas oğlanın geçirdiği trafik kazasını king, kendi başına gelen kazadan esinle yazmış- bu dizi zaten riget in -amerikan izleyicisi için- yeniden çevrimidir.tüm yeniden çevrimler gibi aslının yanına yaklaşamaz.
evet, kingdom deyince aklıma lars von trier gelir benim
Stephen King mini dizilerini pek severim. Özellikle The Shining ve ‘Salem’s Lot favroilerimdir. Bunu uzun süredir bekletiyordum elimde. Biraz önce ilk bölümünü seyrettim ve gayet başarılı buldum. Stephen King severler kaçırmasın bence Hem de 13 bölümü var, daha ne olsun?
@hsparks Cakma Riget izlemek yerine aslini izlesen daha hos olur bence. Hem de 8 bolum.
bu yazı sayesinde gördüm tanıdım beğendim, bu hafta içinde izleyip bitirmeyi düşünüyorum en geç bayrama fikirlerimi yazarım ayrıca orjinal yapım olan riget’ı da merak etmedim değil ancak eski bi yapım olduğundan biraz bulunması zor bulursam onu da izlemek isterim
@ozgun14 onemli bir yapim oldugundan bulmakta zorlanmazsin. Aramalarini sadece Riget diye degil Kingdom diye de yaparsan daha kolay olabilir isin.
@sineka: İndirdim Riget’i, şimdi de ona bakacağım nasılmış diye
@ozgun14: Bulamazsınız belki diye özelden yolladım.
@sineka ipucu için teşekkürler
@hsparks linkler çok işime yaradı teşekkürler
hangisini önce izleyeceğime karar veremedim sanırım önce son yapılanı izlemem daha mantıklı olur orjinal olanı sona bırakmak adına riget daha efsanevi duruyo afişlerinden bakalım hangisini daha çok beğeneceğim buraya fikirlerimi yazarım
ikinize de tekrar teşekkürler…
Sadece orjinalini izledim. O da Trier’in ne olduğu anlaşılmasın diye bolcana uğraştığını düşündüğüm, sürekli “anlasam zevk alırmışım ama bi türlü hakettiğim zevki alamıyorum” hissi ile izlediğim bir dizi oldu. Sırf “ne kaçırıyorum” merakımdan ve lafı geçtiğinde fikrim olsun diye sonuna kadar izledim açıkçası. İzlediğime pişman değilim ama benim için kült olamadı Riget. Türün hastası olmayışımın etkisi olabilir elbette.
Üstteki tanıtımı okuyunca da “e dizinin tamamını anlatmış yahu, izleyecek bişi kalmamış ki” demeden edemedim; ama belki de bu Amerikan versiyonunda orjinalinden daha fazlası vardır. Bilemedim şimdi.
Stephen King dizisiymiş, gizem varmış falan diye balıklama daldım ama sonuç hüsran. 1 saati aşan pilot bölüme 35 dakika kadar dayanabildim anca. Aşırı yavaş akıp uyuklattığı yetmezmiş gibi hiç de merak ettirmiyor ayrıca. Kadronun da bir cezbediciliği olmayınca zorlamaya gerek yok cidden.