2013 Haziran’ının Getirdiği Yeni Diziler
140 yorum dkamoy 21 Haziran 2013 00:10
Bu yılın yaz aylarından ilkinde başlayan yeni diziler -şimdilik- 12 adetler. Bu çeşit çeşit dizilerin posterlerine, oyuncularına, konularına ve tanıtım filmlerine bakmaya ne dersiniz?
İşte listemiz:
- The Fosters
- Mistresses (ABD)
- Love and Marriage
- Graceland
- King & Maxwell
- Dates
- Twisted
- The White Queen
- Devious Maids
- Crossing Lines
- Under The Dome
- Ray Donovan
The Fosters
The Fosters (ABC Family)
Başlangıç tarihi : 3 Haziran
Bölüm sayısı henüz belli değil.
Oyuncular: Teri Polo, Sherri Saum, Jake T. Austin, Hayden Byerly, David Lambert, Maia Mitchell, Danny Nucci, Cierra Ramirez
Yapımcıları arasında Jennifer Lopez‘in bulunduğu bir aile dizisi.
Foster Ailesi’nin hayatına odaklanan dizide, biri zenci diğeri beyaz olan lezbiyen bir çiftin, biyolojik ve evlatlık çocuklarını yetiştirirken yaşadıklarını izliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=uKRhrofD2Vg
Mistresses
Mistresses (ABD) (ABC)
Başlangıç tarihi : 3 Haziran
13 bölüm
Oyuncular: Alyssa Milano, Rochelle Aytes, Yunjin Kim, Jes Macallan, Jason George, Brett Tucker, Erik Stocklin
Aynı isimli başarılı İngiliz dizisinin Amerikan uyarlaması. (Daha önce ABD’de bir kez de Lifetime tarafından uyarlanmaya girişilmiş ama ekranlara gelmemişti. Rochelle Aytes o versiyonda da rol alıyordu.)
Yakın arkadaş olan 4 kadının, gayrımeşru ve karmaşık ilişkilerini ele alıyor.
Love and Marriage
Love and Marriage (ITV)
http://www.itv.com/presscentre/ep1week23/love-and-marriage
Başlangıç tarihi : 5 Haziran
6 bölüm
Oyuncular: Alison Steadman, Duncan Preston, Celia Imrie, Larry Lamb, Stewart Wright, Ashley Jensen, Niky Wardley, James McArdle, Graeme Hawley, Zoe Telford, David Ryall
Bu İngiliz komedisinde, kahramanımız Pauline Paradise yeni emekli olmuş bir kadındır. Babasının ölümünün ardından kocasını terk edip, kızkardeşi ile yaşamaya karar verir. Bu kararı, elbette 3 yetişkin çocuğunu da etkiler.
Graceland
Graceland (USA Network)
Başlangıç tarihi : 6 Haziran
12 bölüm
Oyuncular: Daniel Sunjata, Aaron Tveit, Vanessa Ferlito, Brandon Jay McLaren, Manny Montana, Serinda Swan
Gizli görevdeki bir grup Amerikan ajanı (DEA, FBI ve Göçmen Bürosu’ndan ajanlar), Güney Kaliforniya’da sahilde, “Graceland” adı verilen bir evde birlikte yaşamaktadırlar. Çaylak FBI ajanımız Mike Warren da eğitiminin hemen ardından aralarına son katılan ajandır.
http://www.youtube.com/watch?v=LLT_ZrIF1I4
King & Maxwell
King & Maxwell (TNT)
Başlangıç tarihi : 10 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: Jon Tenney, Rebecca Romijn, Michael O’Keefe, Chris Butler, Ryan Hurst
David Baldacci‘nin kitap serisinden uyarlama bir polisiye.
Daha önce şu yazımızda ele aldığımız bu yeni polisiyede, iki eski Gizli Servis ajanını özel dedektiflik yaparken izliyoruz. Kendilerine has kabiliyetleri ve aralarındaki kimya sayesinde, aldıkları davalara şüphelilerden ve kanundan 1-0 önde başlıyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=OZfVYZpPI94
Dates
Dates (Channel 4)
Başlangıç tarihi : 10 Haziran
9 bölüm
Oyuncular: Will Mellor, Oona Chaplin, Neil Maskell, Sheridan Smith, Ben Chaplin, Andrew Scott, Greg McHugh, Katie McGrath, Gemma Chan, Montanna Thompson, Sian Breckin
Skins yaratıcısı Bryan Elsley‘den gelen bir romantik drama.
Online bir arkadaşlık sitesinde tanışan ama daha önce birbiriyle karşılaşmamış çiftlerin ilk buluşmalarını ele alıyor. Dizinin her bölümünde farklı bir çiftin ilk buluşmasını izliyoruz.
Twisted
Twisted (ABC Family)
Başlangıç tarihi : 11 Haziran (İlk bölümü 19 Mart’ta yaınlanmıştı.)
10 bölüm
Oyuncular: Avan Jogia, Madelaine Hasson, Kylie Bunbury, Denise Richards, Sam Robards
Kanalın pek sevdiği türlerden olan gizem-gerilim soslu bir gençlik dizisi.
16 yaşındaki Danny Desai (Avan Jogia), 11 yaşındayken teyzesini öldürmesinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra memleketine döner.
Bir yandan eski dostlarını yeniden kazanmaya çalışırken, diğer yandan da kendisine yargılayıcı yaklaşan akranları ile başa çıkmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Danny şehre gelir gelmez ölen bir sınıf arkadaşının davasında ana şüpheli oluverir. Kahramanımız, bu davadaki masumiyetini kanıtlamak için uğraşmaya başlar. Beri yandan, teyzesini öldürmesinin gerçek nedenini de sır gibi saklamaktadır.
http://www.youtube.com/watch?v=Bq55sFSnHho
The White Queen
The White Queen (BBC ve Starz)
Başlangıç tarihi : 16 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: David Oakes, Amanda Hale, Max Irons, Rebecca Ferguson
Bu dönem dizisi ile ilgili ayrıntıyı şu yazımızda bulabilirsiniz.
Devious Maids
Devious Maids (Lifetime)
Başlangıç tarihi : 23 Haziran (İlk bölümü 9 Haziran’da Internet’ten sunuldu.)
13 bölüm
Oyuncular: Ana Ortiz, Dania Ramirez, Roselyn Sánchez, Judy Reyes, Edy Ganem, Rebecca Wisocky, Tom Irwin, Brianna Brown, Brett Cullen, Mariana Klaveno, Grant Show, Drew Van Acker, Wolé Parks, Susan Lucci
Desperate Housewives yaratıcısı Marc Cherry‘nin bu yeni dizisinin yapımcıları arasında Eva Longoria ve Paul McGuigan da var. Dizi, başta ABC için hazırlanmış olsa da Lifetime kanalına yar oldu.
Dizi, Beverly Hills’in en zengin ve güçlü ailelerinin yanında hizmetçilik yapmakta olan Latin kökenli 4 kadının hayatlarına odaklanıyor. İşin içine daha ilk dakikalardan giren cinayet ile de ikinci Desperate Housewives tadı yakalanıyor.
http://www.youtube.com/watch?v=MboYlplvPeQ
Crossing Lines
Crossing Lines (NBC)
Başlangıç tarihi : 23 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: William Fichtner, Donald Sutherland, Marc Lavoine, Tom Wlaschiha, Gabriella Pession, Moon Dailly, Richard Flood
Her ne kadar Amerika’da yayın hakları NBC’de olsa da bu dizi bir Fransız-Çek ortak yapımı ve ilk bölümü 9 Haziran’da 53. Monte-Carlo Televizyon Festivali’nin (Festival de Télévision de Monte-Carlo) açılışında yayınlandı.
Eski bir New York polisi olan Carl Hickman’ın hayatı, görevdeyken yaralanması ile altüst olur. Morfin bağımlısı olur ve Hollanda’da bir karnavalda çöp toplayıcılığı yapmaya başlar.
Lahey şehrinde, Uluslararası Suç Mahkemesi’ne bağlı özel bir ekip, Avrupa’nın sınırlarında ard arda işlenen suçları araştırmaktadır. Ekipte İtalya’dan bir sorgucu, Almanya’dan bir teknik uzman, Fransa’dan bir suç analizcisi ve Kuzey İrlanda’dan bir silah uzmanı vardır. Bir seri katili durdurmak için kahramanımız Carl Hickman’ın da bu ekibe katılması ile macera başlar.
http://www.youtube.com/watch?v=zn7-Vrcno5Q
Under the Dome
Under the Dome (CBS)
Başlangıç tarihi : 24 Haziran
13 bölüm
Oyuncular: Mike Vogel, Rachelle Lefevre, Dean Norris, Natalie Martinez, Britt Robertson, Alexander Koch, Colin Ford, Nicholas Strong, Jolene Purdy, Aisha Hinds
Aynı isimli Stephen King romanının (Kubbenin Altında) televizyon uyarlaması.
Yakın bir gelecekte geçen dizi, küçük bir kasaba olan Chester’s Mill’in halkının başından geçenleri sunuyor bizlere. Kasaba, günün birinde esrarengiz, delinmesi mümkün olmayan şeffaf bir bariyer ile kaplanıyor ve ahalimizin dış dünyayla bağlantısı kesiliveriyor. Panik ile darmaduman olan kasabada, bir grup insan da barış ve düzeni sağlamak için uğraşmaya girişiyor. Haliyle, bir yandan da bu bariyerin neden ortaya çıktığını ve bundan kaçıp kurtulabilmenin yollarını da aramayı ihmal etmiyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=qP-H6R9BUjY
Ray Donovan
Ray Donovan (Showtime)
Başlangıç tarihi : 30 Haziran
12 bölüm
Oyuncular: Liev Schreiber, Paula Malcomson, Jon Voight, Eddie Marsan, Katherine Moennig, Dash Mihok, Kerris Dorsey, Pooch Hall, Steven Bauer, Devon Bagby
Southland‘in yaratıcısı ve NYPD Blue ile Emmy ödülü almış olan Ann Biderman‘dan geliyor.
Dizi, Los Angeles’ta başı derde giren zenginlerin işlerini bağlayan ama çulsuz olan Ray’in hayatına odaklanıyor. Ray, kendi söküğünü dikmekte zorlanan bir terzi. Beklenmedik bir anda hapisten çıkan anlaşamadığı babası Mickey Donovan da (Jon Voight) bu duruma tuz biber ekiyor.
Güncellenen yaz takvimimizi takip etmeyen ve bu ay ekranlara dönecek olan dizileri hatırlamak isteyenler için de bu ayki listeyi hatırlatalım :
2 Haziran – The Killing (3. sezon)
3 Haziran – Teen Wolf (3. sezon)
4 Haziran – Mad Dogs (3. sezon)
6 Haziran – Burn Notice (7. sezon)
9 Haziran – Falling Skies (3. sezon)
9 Haziran – Agatha Christie’s Poirot (13. sezon)
10 Haziran – Switched at Birth (3. sezon)
10 Haziran – Major Crimes (2. sezon)
11 Haziran – Pretty Little Liars (4. sezon)
12 Haziran – Royal Pains (5. sezon)
12 Haziran – Necessary Roughness (3. sezon)
14 Haziran – Magic City (2. sezon)
15 Haziran – Zero Hour (1. sezon devamı)
16 Haziran – True Blood (6. sezon)
16 Haziran – Agatha Christie’s Marple (6. sezon)
19 Haziran – Franklin & Bash (3. sezon)
19 Haziran – Futurama (7. ve son sezonun ikinci yarısı)
19 Haziran – Hot in Cleveland (4. sezon devamı)
19 Haziran – The Soul Man (2. sezon)
19 Haziran – The Exes (3. sezon)
20 Haziran – Wilfred (3. sezon)
22 Haziran – 666 Park Avenue (1. sezon devamı)
23 Haziran – Copper (2. sezon)
23 Haziran – Drop Dead Diva (5. sezon)
25 Haziran – Perception (2. sezon)
25 Haziran – Rizzoli & Isles (4. sezon)
25 Haziran – Saving Hope (2. sezon)
28 Haziran – Cult (1. sezon devamı)
29 Haziran – Do No Harm (1. sezon devamı)
30 Haziran – Dexter (8. sezon)
yorumlar
devıous maıds cok eglencelı.. mıstresses de yormuyor… ıkısını de her hafta merakla beklıyorum… under the dome tamamen bıtsın oyle seyredecegım ama seney devam edecegını duyunca uzuldum cunku 12 bolumluk yaz dızısı olsa daha ıyıydı.. konu bıterdı yenı dızılere bakardık
aynı kafadayız dizilere bakış açımızla @kutaythejai.
ben de sevdiğim dizilerin kararında bitmesi yenilerinin başlaması taraftarıyım.
Ray Donovan, ikinci sezon onayını da taze taze almışken; hiç mi seyreden yok arkadaşlar sitede, ne menem bir şey bu Ray Donovan? Ben direkt yumulacaktım Liev Schreiber’i sevdiğimden; ama ilk bölüm hakkında çok matah şeyler duyamadığım için bekledim biraz. Şimdi 3. bölümü de devirmişken; az buçuk nasıl bir şey olduğu ortaya çıkmıştır dizinin diye umuyorum…
Seyredenlerden iki çift kelam alırsak seviniriz efenim…
@alperen4700 : Ray Donovan hk.
2 bölüm izledim ben. Beklentilerim biraz fazlaydı ve altında kaldı. İyi bir dizi, ona lafım yok; ama “vaay” dedirtmedi. Birkaç bölüm daha izleyip karar vereyim de öyle yazayım yorumumu diye ses etmemiştim.
King and Maxwell, türünün gayet klişe ve iyi bir örneği olmuş bence. İkili uyumlu, mizah tadında, karakterler sevilebilir. Bayıla bayıla izliyorum. Yeni bölüm gelince sevindirik oluyorum. Rizzoli&Isles seven bunu da severmiş gibime geliyor.
@dkamoy: İki dizi hakkındaki yorum da iyi geldi; en iyisi ben biraz daha bekleteyim Ray Donovan’ı; çünkü Showtime ve Liev Schreiber birlikteliği olunca bende yükseltmiştim beklentimi.
Yeni yaz dizilerinin pek çoğuna daha giremedim de; ufak ufak başlayayım diyorum. Teşekkürler…
@dkamoy: King & Maxwell biraz zayıf mı kalmış ne?. TNT olunca işin içinde beklentim biraz daha yüksekti. Gerçi ikili uyumlu ve sevimli, işledikleri konularda fena değil ama bir olmamışlık var üstünde. Ya böyle çok dizi seyrettim, bünye artık yeter diyor, ya da cidden zayıf. Gerçi polisiye kısmı Rizzoli and Isles’dan daha iyi gibi duruyor. İlk sezonu bitiririm büyük ihtimalle ama bir zıplama yapmaz ise buraya kadar deme ihtimalim yüksek.
Maum bir dizi izleme sitesinde gördüğüm Please Like Me, dizisini izleyen varsa, görüşlerini paylaşabilir mi?
@abidin77: King&Maxwell dediğim gibi çok klişe, ama bence güzel klişe. Bi de kadın güzel tabii… (Adamı da pek severim.)
3. kişinin imajını abartı buluyorum (gözlük olmasa da olurdu) ama o da güzel olmuş bence dış görünüş dışında.
Ben Ray e sezon bitene kadar yarisina gelene kadar ara berdim. Zaman sıkıntısi gibi bir durum ver, kurban verilesi geldi. Sanirim ben de daha fazlasini beklihkrdum. Vazgecmedim ama birkac hafta sonra iste…
Bu dates pek bi hoşuma gidiyor yahu, özellikle Oona Chaplinli bölümleri çok sevdim. Güzel bir yaz dizisi oldu, tek sezonluk mu kalır devam mı eder bilemiyorum ama izlemeyen varsa tavsiye ediyorum.
Ben de ileride paylaşırım falan yazmışım, beş bölüm izledim, bir dönem zamansızlıktan şimdi de tatil sarhoşluğundan son 4 bölümü henüz izlemedim; ama güzel gidiyor bence de zaten Oona Chaplin bölümlerin çoğunluğunda var sadece onun güzelliği bile yeterli izlemek için, zaman geçirmelik çerez olarak eğlenceli ve farklı bir dizi.
Arkadaşlar, bu Twisted‘ı hiç deneyen oldu mu? Aslında hiç aklımda yoktu; ama bir arkadaşımdan bayağı övgü dolu sözler duyunca merak etmedim değil. ABC Family ile de hiç münasebetim olmadığından; biraz mesafeli yaklaşıyorum. Poster, konu falan da hiç ilgimi çekmiyor; ama IMDB’sine baktım bölüm puanları almış yürümüş; reytinglerinin de iyi olduğunu duyunca iyice merak ettim. Seyreden nedir necidir biraz bahsederse sevinirim…
@alperen4700 Ben denedim. Hala da izliyorum ve pişman da değilim. Şöyle söyleyeyim:
Kafandaki ABC Family etiketi neyse dizi onu veriyor. Gençlik dizisi işte. Öncelikle o posteri geç, ne demeye öyle bir şey yapmışlar ben hala sorguluyorum. Oyunculuklar da bir gençlik dizisinde olanlar gibi. Basit bulduğum karakter de oluyor, sevdiğim de.
Konu için daha önce @abidin77’ye “Gizem var, bir cinayet var, etrafta da gençler var. Bir PLL bekleme ama.” demiştim, arkasındayım. Bir kasaba, lisesi ve çevresi. Dışlanmış ama kendini kabul ettirmeye çalışan bir çocuk, daha doğrusu kendisinin yaptığı yüzünden hayatlarını alt üst ettiği 2 yakın arkadaşının gönlünü almaya ve kendisi geldikten sonra işlenen cinayetten ismini temizlemiye çalışıyor.
Başroldeki karakteri ne sevdim ne de sevmedim. The CW erkeklerinden sonra gözüm alışamadı diyeyim. Ama bir arkadaşım da bayılıyor ona. Sevdiğim karakterler olduğu ve gidişatı hoşuma gittiğinden devam edeceğm. Zaten 10 bölümlük sezonun 6’sı gitti, 4’ü kaldı.
Teşekkürler @aytackara… Arkadaşım zannediyorum gidişatın gizeminden dolayı bayağı heyecanlı olduğundan ve diğer bölümü sabırsızlıkla beklediğinden dem vurdu. Ve konu klasik olsa da güzel işlendiğini söyledi; zannediyorum katılıyorsun ona bu durumda. Sezonu kapatınca final yorumlarına göre karar vereyim en iyisi; çünkü ne kanalla daha önce bir münasebetim oldu ne de oyuncuların pek çoğu ile… Ama çok sağol; 2 ve 3. paragrafla aydınlattın bayağı beni…
Evet katılıyorum. Büyük bir beklentiyle oturma sen yine de, ne olur ne olmaz ben gayet memnunum şu an kendisinden.
ben ılk bolumde hmm du bakayım dedım twısted ıcın ama ıkıncı bolumde off yaaa oglumm kutı 14 yasında mısın bırak gıtt dedı bıraktım… ama pll sevıyorum ve uzantısı ravenwood u merakla beklıyorum ve acaba pll nın cadılar bayramı bolumunde kım dızıden ayrılıp ravenswooda yerlesecek merakta edıyorum
Twisted’ı sonunda deneyebildim. 2 bölüm izledim ve beğendim. Beklentinizi yükseltmediğiniz takdirde bence iyi bile sayılabilir. İzlerken yormayan, sıkmayan çerezlik bir dizi olmuş. Özellikle de benim gibi yaz aylarında çok ağır diziler izleyemiyorsanız, izlemesi kolay bir dizi, başroldeki çocuğu da tuttum ben, gizem kısmı da tamam. Poster gerçekten de çok fena bu arada Önerebilirim sanırım.
Devious Maids, 2. sezon onayını alır.
Belliydi alacağı da bunu çeviren yok, ona bozuluyorum. Sonunda oturup İngilizce altyazı ile devam edeceğim…
@aytackara Devious Maids’i Türkçe altyazılı olarak Dizimag’a eklemişler bugün.
Onun farkıdayım da o iki bölümün altyazısı zaten Divxplanet’te var, bana kalanı lazım Dizi sezonu yarıladı. Birine çevirteceklerse o başka tabii…
… ve Devious Maids haberi kaynak sitesinden kaldırılır. (Ben de niye başka yerlerde hala çıkmadı diye bekliyordum.) Gerçi bence iptal olmaz ama…
Doğru ya. Bir ara başka kaynak var mı diye bakmıştım ve bulamamıştım. NBC Latino’ya güvenen de kabahat.
NBC’nin de hiçbir çeşidinden hayır gelmiyor ki canım…
Bence de olmaz, reytingi iyi diyorlardı. Hala birçevirmeni yok ama olsun, bu da bir şey…
Crossing Lines için şöyle bir 12 bölümlük yenileme kararı var; ama NBC?
Crossing Lines‘ın ipini 1,5 bölüm izledikten sonra çektim. Halbuki ümitliydim bu diziden. William Fichtner’ı da pek severim (rolüne de gitmiş), Avrupalı eli değmiş yapımları da severim (gerçi hiç değmiş gibi çekmemişler diziyi).
Neyse işte, yetmedi. Casusluk dizisi sandıydım ama polisiye çıktı. Polisiyenin de öyle kendine bağlayanından değil. Sevmek için zorlamayalım deyip bıraktık ailecek. Bulaşıp bulaşmama arasında gidip gelen varsa fikri olsun diye yazayım dedim.
@dkamoy: Olmaz mı, ilk başladığında bayağı düşünmüştüm bakayım diye. Hala da ilk bölümüne bakılacaklar listemde durup duruyordu. Şimdi geri dönüp çıkardım ki çıkarmasam da bakacağım yoktu açıkçası. Sonradan -nedendir bilmem- isteğim uçtu gitti. -Bazen olur ya öyle-
Ray Donovan mı? Graceland mı? The Bridge mi? Hangisi daha şans verilesi?
Hepsini seyredeceğim; ama yeni sezonun yaklaşması sebebiyle birisi, hatta muhtemelen ikisi bayağı sonraya kalacak. O sebeple seyredenler bir değerlendirme yaparsa makbule geçer…
zamanım olsa graceland a bakmak isterdim. her gördüğümde izleyesim geliyor.
ama hiçbirini bilmediğimden değerlendirmeye alma bunu sen.
@alperen4700 üçünden sadece Bridge’i izliyorum.7 bölüm(9. bölümde şu anda) itibariyle iyi gidiyor.Eğer orjinali izlemediysen bi şans verebilirsin.Oyuncular yönünden de büyük artısı var zaten dizinin.
Ama bu tarz dizilerde final çok önemli bence.O yüzden bekleyip finalde batırmadıklarından da emin olabilirsin tabi.
@alperen4700 : “Ray Donovan mı? Graceland mı? The Bridge mi? Hangisi daha şans verilesi?” diye sormuştun ve bu soru bende takılı kaldı. Demin bir yorumunda Bridge’e başladığını okudum, içim rahatladı açıkçası.
Oyum Bridge’den yanaydı ama Graceland bitince yanıt vereyim diye düşünmüştüm. (Ray Donovan’ın ilk 2 bölümünü izleyip biriktirmeye almıştım. O yüzden de üçünü birden izleyen biri yanıtlar belki diye atlamadıydım.) Ama anlaşılan aynı anda Graceland’de de Bridge’de de güncel olan bi ben varım. Graceland çöpe atlası değil ama öyle ahım şahım bir tarafı yok, vasat bence. Bunu izleyeceğine benzer kulvardan Burn Notice’e başla derim. Üstelik içindeki mizah unsuru da diziyi daha bir izlenesi kılıyor.
Bridge iyi gidiyor. Hele bi de benim gibi orijinalinde ne olduğunu hatırlamayan biri için gayet güzel. Ben işin Amerikalıların elinde Meksika yönüne evrilmesinden memnunum açıkçası. Düzgün bir uyarlama (az uyarlama bol kopyalama) olmuş. Oyunculuk açısından ne olduğuna yukarıda bi yorumda değinmiştim uzatmayacağım. Bridge’i seçmen iyi olmuş. (Keşke önce orijinalini izleseydin diyorum yine de.)
@ Şuradaki yorumuna cevaben:
Karakterler sevilebilir değil, daha doğrusu kendine bağlayamıyor (henüz). Konu fena değil. Malum gizli polis karmaşası/ikilemi işleniyor ama sürükleyici olabiliyor, merak ettirebiliyor. (Bu sayede sezon sonunu getirebildim; yoksa bırakırdım.)
Diğer USA dizilerinden mizah konusunda fersah fersah geride kaldığını düşünüyorum. Buna benzer başarılı USA dizisi lazımsa, Burn Notice diyorum yeniden.
Bakalım aytackara ne diyecek.
@dkamoy: Sorduğumu da unutmuşum valla.
İlk iki bölüm itibariyle Bridge‘in tarzını çok beğendim ben. Meksika-Amerika ikilemine dayanan işlenişi de işin kaymağı oldu; hoşuma da gitti o kültürü anlatmaları. İki başrol karakter de iyi yaratılmış ve rollerinin hakkını da veriyorlar. Diana Kruger’ın karakteri de ekstradan ilgi çekici; o duygu yoksunu hali çok tanıdık ya da rastlanası değil çünkü dizi-film karakerlerinde. İşlenen katil profili de şimdilik merakımı cezbetmeyi başardı. Bir de ilk sezonda bu katil çözülüp bitecek; eğer olursa 2. sezonda yeni bir olay anlatılacak diye okumuştum bir yerde. Öyle de olursa, tercihimden ben de memnun kalacağım gibi.
Bu arada,Graceland‘a olmadı hiç şans vermeyip; bundan sonra da hızlı bir Ray Donovan yapayım o zaman; çok kaybedeceğim bir şey yok madem. Çünkü, gerçekten 1 haftadır falan yeni sezon başlamadan ben bu 3 diziyi nasıl aradan çıkaracağım diye kara kara düşünüyorum.
@dkamoy Mike ve Briggs benim olsun, gerisini kurban edebiliriz tamam! Galiba çevirmekle de alakalı, o iki akıllının ses tonu Cuma günü boyunca kulaklarımda çınlayıp duruyor.
Bir de niyeyse seviyorum ben o ikisi arasındaki kedi-fare oyununu (bknz: 1×11). Geri kalanlarda haklı olabilirsin, evet! Mİzah zayıf’ı ben de dedim diğer başlıktaki yorumumda. Burn Notice izlemediğim için karşılaştırma yapamıyorum maalesef.
İkinizin de yorumlarını okudum valla kafa karışıklığım gitti biraz; vakitsizlikten dolayı Graceland’ı ŞİMDİLİK gözden çıkardım gitti. Ama aralıkta diziler araya girince bir denemek de istiyorum. Bridge’den sonra Ray Donovan’a şans vereceğim sanırım; ama o da büyük ölçüde Liev Schreiber sevgisindeb kaynaklı olacak.
Burn Notice’ye gelince, dizi kanalın diğer bir dizisi White Collar ile birlikte listemde zaten. Ama o kadar çok sezonu var ki birikmiş, gözüm çok korkuyor. Bu vakitsizlikte de mümkün değil zaten; hele de yeni yayın dönemine ramak kalmışken.
Graceland’ı kolay gözden çıkaramama sebebim; USA network ile daha çok haşir neşir olmak istememden kaynaklı açıkçası; Suits tam kanalın tarzı bir dizi deniliyor sürekli; kanalın tarzı bu ise diğer dizilerine de cidden bulaşmak istiyorum…
Graceland hakkında geyiğe devam:
Bu arada ajan mı polis mi sorusunu ben yanlış yorumluyorum sanırım. Ajan dedikleri de polis uzantısı işte. Eğer soru bunlar uluslararası casus mu?” ise uluslarası bir casusluk durumu yok adamlarda.
Gizli polis işte adamlar bildiğin. Kimliklerini saklamaktan ötürü de hem kendi aralarında hem de özel hayatlarında (bol klişeli ama yenebilir) arızalar çıkıyor.
İki ana karakteri sevip sevmemek arasında çok gidip geldim ve bunca bölüm sonunda dedim uğraşmışlar ama olmamış. En azından benim gibi “klişe de olsa characters welcome” bi insana uymadı. Hele kalan karakterler iyice zorlama geliyor bana. O kızlar… Pöff… (Tamam bir ABCFamily dizisi değil evet, ama USANetwork’ün çizgisinin altında vasat bir yaz dizisi Graceland.) Bunca yerdikten sonra finalin nasıl gelişeceğine ve gelecek yaz ne kadar zamanım olacağına bağlı olarak 2. sezona bakma kararı alacağımı da not düşeyim. Çünkü ana konunun örgüsünü, işlenişini sevdim (şimdilik).
@alperen4700 : Suits ayarında bişi arıyorsan ve White Collar izlemediysen BN’i boşver, hiç durma WC’a gir derim.
Sonradan ek: Ay bu son kısaltma ile cümle ters köşe olmuş, idare ediniz.
hahahhaa koş koş wc’ye : ))
kesinlikle usa sempatisi bende de var. adamların dizi tarzı belli. iki baş zıt karakter, diziye çeken yan karakterler. bölümlük konular sezonluk da bir konu. canlı renkler. karizmatik konuşmalar.
tek kötü yanı çeviri sorunları dizileri pek ilgi çekmiyor türkiye’de.
suits’e ve wc’ye bayılıyorum ben de. wc kesinlikle ilk sıraya alınmalı usalar arasında. suits izledin diye ilk sıra tabii. yoksa suits rocks
Bence de Graceland en zayıf USA dizisi. Briggs dahil karakterlerin hiç birisini sevemedim bir türlü.
Burn Notice’in çok fazla sezonu var. Kolay değil izlemek. BN’in her karakteri çok çok iyidir. Hem mizah hem aksiyon olarak izlemesi keyifli bir dizi; ama dediğim gibi çok sezon var.
White Collar bayıla bayıla izlediğim bir dizi. Zaman olsa baştan izlemeyi isterdim. O kadar seviyorum. Castle’da bizim ikiliyi ne kadar seviyorsam, burada da bu ikiliyi çok seviyorum. İzlememiş olanlar hemen izlemeye başlasın.
@dkamoy: güldürdün. Graceland’ı sen bu kadar yerdikten sonra, hiç bulaşamayacağım sanırım. Aslında çok kaybedeceğim bir şey yoksa bulaşmak da istemiyorum, gerçekten vakit sıkıntısı çektiğim bir dönemdeyim çünkü. Bu tatlı telaş hali ondan kaynaklı.
Ama WC’ye girmek şart oldu; bu kadar arkadaşın güzel sözlerinden, nazirelerinden sonra. Çünkü cidden USA ile daha çok vakit geçirmek istiyorum…
dkamoy beni de soğutmayı başardı graceten üzüldüm diyemem tabii, her yeni dizi bir yığın külfet sıkıntı stres
Çok güzel demedim zaten ama sevdiğimi saklayamam. Yaz vakti Under the Dome gidiyorsa bu da gider valla. Polisiye diye bakarsak ben de Graceland’e kalmadım tabii ki.
Ama bir USA dizisini adam gibi çevirme gibi bir hayalim vardı, çünkü yapılan işte incelik+sabır ister. 3 aydır da yaşıyorum o hayali. 2 bölüm Suits de bonus oldu hayatıma. Pişman değilim efenim. (Bu sezon başka yeni USA dizisı çıktı da ben mi bakmadım canım! )
April akılsızığını tescilledi ama bir yandan da yeni bir erkek karakteri açısından sevindim. Karen’ı da Allah kurtarsın artık. Sam’e bir şey olmadıkça sorun yok açıkçası.
Hadi geçmiş olsun. Birde 2. sezon gelsin, ABC de sinir bozmasın. Oh bitti nihayet bu yorum da.
Paige-Mike olayını, daha doğrusu ekip içi sevgililik olayını diğer sezona sarkıtacaklarını düşünüyordum zaten. Briggs’in yine zeki bir hamleyle yırtması alışkanlık yarattığından bu da koymadı ama 2. sezonda bu kısımda biraz oynarlarsa güzel olur. Charlie’ye de Allah akıl versin, Briggs’i vermesine de itiraz etmem.
@dkamoy Ne tarz bir tepki vereceğini tahmin ediyor gibi gibiyim ama yine de izlediğin bir vakit yazarsan fena olmaz hani!
Ya bu arada iğrencim biliyorum ama Charlie‘yi feci şekilde ata benzetiyorum. İleri doğru çıkık kocaman bir ağız ve pörtlek gözleri ile. Ama çirkin bir ata. Zira atları sever, beğenirim.
Ya ben lisedeyken Death Proof‘ta izleyip o kıza aşık olmuştum. 1 ay falan önce Youtube’un önerdiği videolarda tesadüfen bu dizide oynadığını fark ettim ama yetmedi. Zaten hiç benlik bir dizi değil, üstüne yorumlardan türünün çok iyi bir örneği olmadığını da anlıyorken, değmez deyip bulaşmadım diziye.
Yine de kızın sonunda ön planda olduğu bir rol bulduğunu öğrenince yaşadığım sevinç, eskileri hatırlamam falan güzeldi. Şimdi biraz yaşlanmış herhalde. O zamanlar daha bi taştı.
Benim de CSI:NY’dan hatırımda olan bir oyuncudur. Diziyi kendi isteğiyle mi bırakmıştı, yoksa bıraktırılmak zorunda mı bırakılmıştı, hiç bilmiyorum. Severim kendisini. Dizide de sevdim.
Breakout Kings’de Serinda Swan’ı severdim, ama bu dizide kendisi çok bir şey ifade etmedi bana. Güzel kadınlıktan öte bir olayını göremedim.
Breakout Kings’de Serinda Swan’ı pek sevmiş ve bu dizide buldum diye özel olarak sevinmiştim. Ama dediğin gibi güzel kadınlıktan öteye gidemedi. USA’e hakikaten hayret ediyorum bu dizide karakter sevdirememenin doruğuna çıktığı için.