3 Yeni Dizi || Ön Tanıtım
89 yorum alperen4700 19 Kasım 2012 08:37
2013 Ocak ayı -sezonun ikinci yarısı- yaklaştıkça pek çok yeni dizi haberi gelmeye başladı. Ben de daha önce yorumlarda değindiğim 3 yeni diziyi bir mini tanıtım bildirisi haline getirmeye karar verdim : The Americans, A Young Doctor’s Notebook ve House of Cards
Özellikle yorumları takip edemeyenlere gelsin, bu bildiri. Ufaktan başlayalım o zaman:
THE AMERICANS
2013 Ocak ayında American Horror Story’nin kanalı FX’te başlayacak olan casusluk dizimiz. Hunted’dan sonra, bu sezonun doyurucu ikinci casus dizisi olacak umarım; kadro ve kanal öyle hissettiriyor. İlk sezonu 13 bölümden oluşacak ve ilk bölümü Ocak 2013‘te bizlerle olacak.
Başrollerinde altın küre ödüllü ve Felicity‘den hatırlayacağınız Keri Russel ile Brothers and Sisters‘dan hatırlayacağınız Matthew Rhys yer alıyor. Keri Russel, KGB ajanı olan Elizabeth Jennings’i, Matthew Rhys ise onun eşi ve aynı zamanda KGB ajanı olan Philip Jennings’i canlandıracak. Ayrıca The Walking Dead‘in olay doktorunu canlandıran Noah Emmerich‘i de dizide, bu iki ajanın evinin karşısına taşınacak olan FBI ajanı Stan rolünde seyredeceğiz. Dizinin yaratıcısı Joe Weisberg; yürütücüsü (showrunner) ise efsane dizi Justified‘in yazarlarından Graham Yost.
Konusu şöyle: 1980′li yıllarda –soğuk savaş döneminde– kendilerine Amerikalı görünümü vererek Washington DC’ye yerleşen, 2 KGB ajanı -Sovyet Gizli Timi- olan, anlaşmalı olarak evli bir çift üzerine kurulu The Americans. Üstelik gerçek kimliklerinden habersiz iki çocuğa da sahipler. Tabii ki soğuk savaşla birlikte işler de kızışacak; olaylar karışacak ve olaylar karıştıkça çiftin arasındaki güven sarsılacak, zamanla çift hem birbirleriyle hem de FBI ile uğraşmak zorunda kalacaktır…
Şimdi sizi fragmanı ile başbaşa bırakalım:
http://www.youtube.com/watch?v=gth9kl2Q4I0
A YOUNG DOCTOR’S NOTEBOOK
Mad Men’in sevilen aktörü Jon Hamm ile Harry Potter’ımız Daniel Radcliffe’yi aynı projede buluşturan bu yeni dizi, İngiliz televizyon kanalı Sky Arts 1′de yayınlanacak.
A Young Doctor’s Notebook, 4 bölümlük mini dizi olarak tasarlandı. Türü komedi-drama. İlk bölümü 6 Aralık Perşembe günü yayınlanacak dizimizin, yapım kadrosu da şöyle:
Yönetmen: Alex Hardcastle
Yazarlar: Mark Chappel, Shaun Pye ve Alan Connor.
Dizi, Rus edebiyatının en güçlü isimlerinden Mikhail Bulgakov’un mini öykülerinden uyarlama. Rus devriminin yeni yeni ortaya çıkmaya başladığı bir dönemde (1900’lerin başları), küçük bir köyde doktorluk yapan Vladimir Bomgard’ın hikayesini anlatıyor. Doktor, modern çağa yeni girmeye hazırlanan bu köyde, batıl inançlı hastalarla uğraşmakla kalmayıp, aynı zamanda kendi kariyer planını da sürekli olarak kafasında kurmaktadır. Bu karakterin orta yaşlı halini Hamm, genç halini ise Radcliffe canlandırıyor. Her ne kadar ikili aynı karakterin, farklı yaşlardaki hali olarak karşımıza çıkacak olsa da fragmandan anlayacağınız üzere ikisinin karşılıklı sahneleri de mevcut.
Şimdi fragmanı sizlerle:
HOUSE OF CARDS
Kevin Spacey‘e hayran olmayanınız var mı? Onu tanımayan, bilmeyeniniz var mı? American Beauty, The Usual Suspects, Se7en, Margin Call, Horrible Bosses filmleri desek..? Kendisi gelmiş geçmiş en iyi oyuncular listesine adını altın harflerle kazımıştır. Diziden önce, bolca bu oyuncudan bahsetme sebebimiz, dizinin tanıtımının da bu oyuncu üzerinden yapılmasıdır.
Diziye geçecek olursak… House of Cards, an itibarıyla Netflix üzerinden yayınlanacak. Netflix, aslında bir film kiralama şirketi olup internet üzerinden yayın yapıyor. Son zamanlarda dizi işine de el attığını görmekteyiz. Üstelik yayınladığı dizileri bölüm bölüm sunmak yerine, bir günde 1 sezonunu birden piyasaya sürüyor. Bunun son örneği de House of Cards oldu. Dizimizin 1 Şubat 2013′te ilk 13 bölümü yayınlanacak ve türü, politik drama olacak. Dizi 13+13 bölümlük 2 sezon olarak tasarlandı.
Konusu ise şöyle: Francis Underwood (Kevin Spacey), siyasetteki sırlardan bir şekilde haberi olan ve bu sırları dönemin önemli adamlarına karşı kullanmaktan çekinmeyen bir adamdır. Bu adamın siyasetçilerle ve diğer önemli insanlarla çekişmesine tanık olacağız.
Underwood’un karısını Moneyball‘dan hatırlayacağınız Robin Wright canlandırmakta. 127 Hours‘tan tanıdığımız Kate Mara‘yı –aynı zamanda Tron Uprising‘de Pearl’ü seslendirmekte– ise genç ve güçlü bir kadın olarak izleyeceğiz. Yönetmenliğini ise -en azından bölümlerden bir kısmının- efsane film Fight Club‘un muhteşem yönetmeni David Fincher üstlenecek.
İşte bu da fragmanı:
http://www.youtube.com/watch?v=ULwUzF1q5w4
yorumlar
Şimcik şöyle: House of Cards mini dizi falan değil. İyi ki de değil. Peki neden değil? Çünkü adamlar işe girerken 26 bölümlük 2 sezon için onay alıp da giriştiler, daha doğrusu girişmişler bu işe. Wikipedia’sında da daha basit bir şekilde açıklamış. Dizinin mini-dizi kelimeleriyle bağlantısı uyarlandığı mini diziden gelmekte.
Şu kadrodan mini dizi yapmış olsalardı bozulurdum sanırım.
Sanırım içinde Daniel Radcliffe olmayaydı ben şu yukarıdakini izlemeyebilirdim ama garanti bakacağım. Zaten 4 bölüm. Hatta bir sorun çıkmazsa normal tanıtımını da yazacağım. Çevirmen sorunu olmayacağını farz ediyorum…
Tüm bunların dışında eline sağlık yazı için.
@aytackara: Düzeltme için teşekkürler. Ben de başka bir yabancı kaynaktan almıştım orada 13 bölüm olarak yazıyordu sanki. Meğer 13 + 13 olarak yazmakta imiş. +13’ü kaçırmışım demek ki. Neyse dkamoy’a bildirdim durumu, O ilk fırsatta halledecektir.
alperen4700 Bildiri için ellerine sağlık : )
Dizilere gelecek olursak;
The Americans` ı kesinlikle izleyeceğim, hazır Hunted aramızdan ayrılmışken iyi gider bir casusluk dizisi.
House of Cards’ ı ise bildirideki sebeplerden ve konunun ilgimi fazlasıyla çekmesinden dolayı izleyeceğim. Ben de mini dizi sanıyordum, değilmiş. Çok da iyi olmuş. Bu dizinin tüm bölümlerini hafta hafta değil de, aynı anda ekleyecekmiş siteye Netflix. Ne güzel film gibi izleriz artık
A Young Doctor’ s Notebook ise, genel olarak ilgimi çekmedi, zira her iki oyuncuya da özel bir ilgim yok. İzleyenlerden olumlu tepkiler alırsam kaçırmam tabi.
@real tortoise: Netflix’in dizinin bölümlerini aynı anda siteye koyacağı kulağıma çalınmıştı; ama doğrulama linki bulamadığımdan eklememiştim. Şimdi böyle yazdıkça siz yazı eksik kaldı biraz hissiyatına kapılmadım değil. Şöyle biraz zaman geçsin de bir güncelleme yapayım.
Dizilere gelince üçünü de seyredeceğim elbette altyazı da bir sorun çıkmazsa.
The Americans‘ın ilgimi çeken yanları: Başta konusu; epeydir-Hunted sayılmazsa- böyle ajan dizileri yapılmıyor, ayrıca bir dönem dizisi havası da olacak; tam benlik. Sonra oyuncular, her biri dikkat çekici düzeydeler. Ve tabi ki FX Kanalı. Yani izlenmeli…
A Young Doctor’s Notebook ise en başta oyuncular; ikisini de pek severim ve performanslarını izlemek için sabırsızlanıyorum. Sonra Mikhail Bulgakov, bu adamın kitaplarını önereyim, gerçekten başarılı bir yazar. Okuması da zevklidir, kitapları akar gider. Bu kitabını -Mini Öyküler- okumadım; ama Usta ile Margarita ve Köpek Kalbi kitapları pek başarılıdır. Ayrıca konu güzel, yine bir dönem dizisi havası tam benlik…
House Of Cards En dikkat çekici yanı Kevin Spacey, 90’lı yıllardaki filmlerine hastayımdır. Son zamanlardakileri de severim tabi. En bayıldığım oyunculardandır, onun performansı için bile izlenir bu dizi. Hatta fragmandan birkaç sahne bana; Olağan Şüpheliler’deki Keizer Soze’yi hatırlattı.-Aynı alaycı tavır.- Sonra Kate Mara; onu American Horror Story’den de tanıyoruz; Ben Harmon’nun sevgilisi hani. O kadını da 127 Hours’da sevmiştim. Çekincem ise Netflix’de yayınlanacak olması. Çünkü biindiği gibi Netflix paralı bir site.-Aylık 20 dolar verirsin sınırsız DVD kalitesinde film izlersin- dolayısıyla pat diye nete düşeceğini sanmıyorum; yoksa adamlar para kazanamaz yahu…
Neyse özetle, üçünü de bayılarak izleyeceğimi umuyorum. Bunlar fazlası ile kişisel görüş içerdiğinden burada paylaşayım dedim; @dkamoyun önerisi ile…
@alperen4700 Yok yok, yazı gayet güzel, ben de bilgi olsun diye yazmıştım onu
House Of Cards beni en çok heyecanlandıran dizilerden, eğer bölümlerde bir günde verilirse, bende bir günde izlerim afiyetle Kadro muhteşem…
The Americans ise, dizinin mutfağında yer alan isimler ve türü aşırı sevdiğimden dolayı, sezon başından beri izleme listemin en tepesinde duruyor.
A Young Doctor’s Notebook, Jon Hamm’i Mad Men harici bir dizide izlemek benim açımdan ilginç olucak, konuda güzel duruyor.
Ellerine sağlık alperen4700
@real tortoise: Yok yok eksik kaldı.
@unfortr: Afiyet olsun…
Bu Ocak ve Nisan yenileri her zaman çok can yakar, çok iştah açar. Bunlarda nasıl bir üçlü olmuş böyle.
Mini dizilere pek bulaşamayan bünyem(pişmanım bu konuda) azıcık geri çekse de beni yine de kesinlikle listeme yazacağım bir dizi olacak A Young’s Doctor’ Notebook, oyuncular için aslında esas olarak ve alperenin yazarın kalemini beğenmesi de büyük etken
The Americans’ın konusu, kanalı ve kalburüstü oyuncuları heyecanlanmak için fazlasıyla yeterli sebepler zaten. Şöyle güzel bir casusluk dizisi iyi gider.
Geldik İngilizce alıntıyla “Last but not least” Sonuncu ama asla daha azı değil, hatta hani bayağı merak bakımından kat ve kat daha fazla heyecanlandıran yapıma. Tamam herkes söylemiş Kevin Spacey, sonuçta iki oscarlı (ki birini almak bile binlerce aktörün hayali) dört üzerinden beşlik bir aktör herkesin dediği gibi, heyecanlandırmak için başla başına yeter. Ancak apayrı bir parantez açarımki David Fincher’ın adının yanından yamacından diziye dahil olması, yani bırak yönetmeyi çekildiği setin yanından geçecek olması diziyi beş, sekiz, on gömlek yukarı taşır gözümde ki aman sabahlar olmasın :))
Ellerine sağlık @alperen4700, zorla da olsa okuyabildim bu güzel yazıyı
Dr lazy: İltifatlar için teşekkürler. Sadece benim sevdiğim yazarın henüz okumadığım kitabından uyarlama bir dizi olacak, A Young Doctor’s Notebook. Yani yazarın kalemini -alaycı, eleştirel bir uslubü vardır- diziye ne kadar yansıtabilecekler, orasını bilmem. Ben o yazarın 2 kitabını önerdim, öneriyorum sadece… Yoksa yazar için diziyi izleyin diyemem şu an için…
Ama mini diziler güzeldir, ben özellikle peşpeşe izlemeyi severim. Dayanabilirsem bitene kadar bekleyip, ondan sonra topluca hüpletmeye niyetim var bunu da bakalım…
mini dizi güzeldir , başı sonu bellidir ben de çok severim , bir de kanalların ocak sonrası dizileri nedense benim daha çok ilgimi çekiyor hep…
Meraklısına House Of Cards’tan karakter fotoğrafları. Ben bayağı tuttum…
A Young Doctor’s Notebook’un ilk bölüm altyazısı taze gelmiş. İzlemek isteyen varsa buyursun. Ben topluca izleyeceğim, hepsi gelsin de inşallah…
alperen4700: A Young Doctor’s Notebook altyazısı çıkmış ahali demek için geldim anna sen önce davranmışsın. Ben pek sevemedim altyazıyı daha güzelleri çıkana kadar bekleyeceğiz.
@sdy1789: Altyazıyı çok da sevemediğine göre bölümü izledin sanırım… Nasıl bulduğunu paylaşsan iyi olur, meraktan çatlıyordum. Altyazıyı da biri izlesin yorum yazsın, diye paylaştım; ama tık yoktu, ta ki şu ana kadar. Sen izlediğine göre, dökül bakalım…
Biriniz bana bir açıklar mı, The Young Doctor’dan konuşurken Parades End’teki Benedict’e nasıl geldiniz siz?
Ayrıca Young Doctor altyazısı bir ara yenilendi. Şu ara sadece teknik-imla hatası var. Çeviride sorun yok gibi. Ben daha izleme fırsatı bulamadım ama merak da etmekteyim. Bu arada Dizimag diziyle tanıtım amaçlı yazdığı kısa birkaç satırı buradan almış. 22dakika.org yazısını görünce şaşırdım ama hoşuma da gitti.
Edit: Henüz o kadar da delirmedim. Ben bu yorumu ilk yazdığımda arada 1 adet yorum vardı!
@aytackara Ben de herhalde burada da oynuyor bu adam, emin değilim sesimi çıkarmayayım demiştim
@aytackara: Benedict ile Parade’s End muhabbetini kavrayamadım; birisi yorumunu silmiş onunla alakalı bir konu herhalde…
Altyazı yenilenmiş an itibariyle, sorunlar giderildi tarzında da bir not düşmüş çevirmen. Yani meraklısı izleyebilir ilk bölümü. Bu arada ben de meraklardayım, birisi izlese de afilli bir yorum düşse dizi şöyle böyle diye, iyi olacak. Ben hepsini bekliyorum, mini dizileri uzun bir film gibi toplu izlemeyi seviyorum çünkü. Ama aldığım duyumlara göre; çerezlik, eğlenceli, oyuncu performansları ile izlemeye değer bir bölümmüş ilk bölümü…
Dizimag’deki yazıdan benim de haberim yoktu, haber ettiğin için de sağol. Hoşuma gitmedi değil…
@aytackara, real tortoise, alperen4700:
geç gelen itiraf
şimdi önce alperen4700’e cevap vereyim diye yorum yazmaya başladım tam bu esnada Parade’s End’in 3.bölümü açılıverdi ekranımda. Ne olduysa ondan sonra oldu. Yazdım da yazdım. Birkaç dakika sonra fark ettim meseleyi. Kimsecikler görmeden sileyim dedim ama ne mümkün hafiyeler sarmış dört bir yanımızı
ek: altyazı yenilenmiş eskisi de kaldırılmış. bunun ile yeniden seyredebilirim. haber için sağol @aytackara
@sdy1789 : (rss ile okuyorum yorumları o yüzden geç de okusam okudum sildiğin yorumu) Nasıl olsa ilk bölümü izledim diye ispiyonu rahat rahat okudum ve Parade’s End ispiyonu yedim bi güzel. Neyse çok ispiyon yememişimdir herhalde o kadarcıktan diye umuyorum.
Young Doctor‘ın ilk bölümünü izleyip, beğenmedim. Kötü komedi diyemem; ama iyi bi tarafını da göremedim kendi adıma. (Gelecek poskette anlattım niyesini, o yüzden burada uzun uzun detaylandırmayayım.) Yine de biliyorsunuz işte ben komedi açısından sağı solu belli olmayan biriyim.
@sdy1789 Aslında yorumumu sonradan silecektim ama içinde başka şeyler olduğu için kalsın dedim. Sen seninkini silince de kendi kendime konuşmayayım diye editledim. Zamanlama biraz uygunsuz gelmiş, evet!
———
Ben en tepeye de yazmışım, içinde Daniel Radcliffe olmasaydı ben de izlemem bunu. Ama her halükarda ilk bölüme bakmak istiyorum. 22 dakika olması avantaj. Bakalım nasıl çıkacak… Daha doğrusu ne zaman vakit gelecek…
Ben Young Doctors Notebook’ un 22 dakikalık bir şey olduğundan habersizdim şu ana dek. O halde hepsi bitince bir göz atmak şart oldu:)
@dkamoy: Ben bayağı merak ediyordum, Young Doctor’u o yüzden detaylandırsan da iyi olurdu. Ama bir kaç yerde çok klişe esprilerin, hatta sahnelerin kullanıldığını okumuştum, onunla alakalıdır diye tahmin ediyorum.
Oyuncuların hatrına ve 22 dakikalık 4 bölümden oluşmasından dolayı ve tabi ki zamanlamasının tam dizilerin araya girdiği bir sürece denk gelmesinden dolayı, çok gözüme batmadığı sürece mutlaka izleyeceğim. Aslında merak ettiğim eleştirel, toplumun göze batan şeyleri ile dalga geçen bir üslupta yazılıp yazılmadığı. (Kitap yazarının tarzı böyle çünkü…)
@alperen4700 : “Aslında merak ettiğim eleştirel, toplumun göze batan şeyleri ile dalga geçen bir üslupta yazılıp yazılmadığı.” soruna yanıt : İlk bölümde öyle zeki bir mizah görmedim ben. Çok daha yüzeyseldi ilk bölüm bence. Bir de toplumdan ziyade, doktorun kendi çömezliği ve beceriksizliği ile alay ağırlıklı geçti.
@dkamoy: Merakımı gidermiş oldun teşekkürler. Zaten yazarın üslubunun yansıtılacağını çok da düşünmüyordum; ama işte bir umut…
A Young Doctor’s Notebook’un tüm bölümlerinin altyazısı tamamlanmış. Benim gibi merakla bekleyen varsa duyurayım dedim…
A Young Doctor’s Notebook ile nihayet işim bitti.
“İçinde Daniel olmasaydı…” diye bir gireyim lafa ama bu dizi kötü anlamına da gelmesin. Aslında güzel bile denilebilir. Komedi-drama türünde olsa da dramayı komediye vurmaya çalıştığı için adamın hastalarıyla yaşadığı şeylere kimi zaman gülümsüyorsun, o zamanların bazısında da tezatlık oluyor ki aslında bu kısmı hoşuma gitti. Jon Hamm’e dayalı 1934 zamanının kurgusu da sağlamdı. Dizinin sonu desen bildiğin “Ben İngiliz dizisiyim.” Öyle işte…
Yalnız #merak ettiğim bir şey de var: O Allah’ın unuttuğu yerde o Türk dergilerinin ne işi var? Son bölümü izleyen anlar ne demek istediğimi.
++ “Ben konu Daniel olunca o kadar olgunlaşmadım henüz. Adam gözümün önünde benimle büyüdü be! İnsan bir önceden uyarır. Ayıp!” demeden de geçemeyeceğim. Dizinin tamamını izleyen muhtemelen ne demek istediğimi yine anlayacak.
Belirttiğim gibi, A Young Doctor’u 4 bölüm peş peşe izleyerek tamamladım az önce, ispiyonsuz olarak şöyle ki:
Öncelikle yaratılan atmosfere, oyunculuklara, mekanlara, Rusya’ya, ameliyat sahnelerine, gerçekçi işlenişine ve dönem dizisi havasına bayıldım. Tür komedi – drama, ama ilk bölümden itibaren komedi düzeyi giderek azalarak özellikle son bölümde tamamen bir dramaya dönüştüğü söylenebilir. Hatta psikolojik bir inceleme olduğunu da söyleyebiliriz.
Kötü yanlarına geçersek: Öncelikle bir ana konusu yok, bir bölümde doktor birkaç hasta ile ilgileniyor ve o kadar, öyle sağlam bir konu, kurgu, ilerleyiş yok. Sonda bağlanan o kısım iyi, ama son ana kadar o durumu hiç iyi yansıtamadılar diye düşünüyorum, hatta sonu çok yetersiz kalmış. Havada kalan pek çok durum var. Ayrıca öyle kahkahalarla gülelim durumu yok. Çoğu durum klişe; komik bile değil; ama oyunculara az buçuk sempatiniz varsa onlara bile gülebiliyorsunuz ki bende öyle oldu. Beklediğim alaycı tavırdan da eser yok.
Sonuç olarak tavsiyem; vaktiniz yoksa öyle çok bir şey kaçırmıyorsunuz. Hatta oyunculara birazcık bile sempatiniz yoksa; hiç bulaşmayın derim. Bu şahıslar muhtemelen sıkıcı ve çekilmez bulacaklardır diziyi. Ama oyuncuları seviyorsanız, farklı bir şeyler görmek istiyorsanız beklentinizi çok yükseltmeden göz atabilirsiniz.
The Americans ilk bölüm 97 dakika olacakmış. Ama işin güzeli, 2 bölüm ard arda lafı geçmiyor. Ama öyledir herhalde. Sherlock yapacak halleri yok yani. Umarım…
Şurada, The Americans’ın uzun bir videosu var. Ben fragmandan sonra iyice heyecanlandım. Bahar sezonu çok daha bereketli geçecek bence.
Açılışı çifte bölüm diye hatırlıyorum @aytackara, yani peş peşe olmalı. Ama 97 dakika çift bölüme bile biraz fazla gibi…
Bu The Americans‘ın ilk bölümü şimdilik %62.86 ile mükemmel oyu almış, gel de meraktan çatlama. Son zamanlarda ,yanlışım yoksa, Following de dahil bu kadar yüksek oy hatırlamıyorum ben. American Horror Story’nin çevirmeni devralmış işi, işte bu süper haber… Gelse de izlesek…
İlk girişte “Niye 68 dakika yaparsınız ki?” diye serzenişte bulundum ama bu senayo girişiyle 42 dakika olsaydı kesin bırakmıştım. Gerçi tempoyu 68 dakikaya göre ayarlamışlardır o ayrı. İlk yarısı bana göre yavaş geldi ama 2. yarıda açılmasını bildiler. Eğer devamı 2. yarıdaki gibi olursa devam edilebilir, çünkü hikayenin nü açık gibi görünüyor. Ama ilk yarısı gibi giderse benim açımdan zor olur.
Bu arada girişiyle 4.7 milyon yapmış ve güzel bir giriş yapmış, diyor.
The Americans İlk bölümden hiç ispiyonsuz…
Açıkçası ilk bölüm 68 dakika olduğundan, bu bölümü tempo bakımından değerlendirmemek gerekiyor diye düşünüyorum. Asıl rengini 2. ve 3. bölümde belli eder. Diziyi en kısa şekilde, “dönem dizisi sosuna batırılmış ajan dizisi” diye tanımlayabiliriz.
Şimdilik, çok güzel bir giriş bölümü hazırlamışlar, kablolu kanal dizilerine yaraşır cinsten. Diziye ilk başta biraz alışma problemi yaşıyorsunuz. Bu da kuşkusuz karışık girişinden kaynaklanıyor, ama zaman geçtikçe hikaye sizi sarıp sarmalıyor. Kendi adıma güzel bir kablolu dizim daha oldu gibi…
@aytackara: 4.7 milyon dizinin çarşamba gecesi, tekrar yayınları ile ulaştığı rakam. Dizi kendi saati 10.00-11.38 P.M. arasında 3.22 milyon izleyici sayısı, 1.2 reyting oranı yakaladı. Yani AHS: Asylum’un reyting oranı ortalamasını tutturdu gibi ve evet reyting bakımından, çok iyi bir açılış yaptı…
House of Cards malum ortamlara düşmemiş ama, bir yolunu bulup ilk bölümü izledim. Gerçekten çok iyi olmuş, beğendim. Kalan bölümleri, çıkarsa, altyazısı çıktığı zaman izleyeceğim ama.
Bu arada izlemek isteyen olursa yardımcı olabilirim
@real tortoise : İlk bölüm Netflix’te bedavaymış 1 aylığına.
@dkamoy Evet, ben de o şekilde izledim ama, Türkiye’ den açılmıyordu, ufak bir eklentiyle izleyebildim.
Duyan duymayan varsa yine haberi olsun: House of Cards’ın Web-Rip 480p sürümleri nete düşmeye başlamış. Derinlemesine bakmadım ama 6 bölüm gördüm. Hatta ilk bölümün ingilizce altyazısının hazırlanmasına başlanılmış.
House of Cards’ın ilk bölümünü izledim. Ben bu kadarını beklemiyordum. Kevin Spacey döktürmüş resmen. Ne ararsan var resmen. İyi ki arka arkaya bölümler. Bir de bunu beklemenin stresiyle uğraşmak istemezdim.
Bu arada legal olarak bir Türkçe altyazı daha çıkmadı. Bildiğim kadarıyla çevirmen sülalesi de TV-Rip çıkar diye niyetlenmiyor şu an için. Zira yarın Dizimax Vice yayınlayacak ilk bölümü.
@aytackara: O meşhur dizi sitelerinin birinde HOC ‘ın altyazısı mevcut , eli yüzü düzgün mü bilmem; çünkü seyretmedim. Ama öyledir sanırım…
Bir değil 2 yerde gördüm ben. Birinden de izledim. Kötü değildi.Gözünüze ufak tefek şeyler çarpıyor tabii ama izlenir bir hali var. Ama Dizimax ile hafta hafta giden bir tempo olacaksa ve onun yerine bu şekilde götürebileceksem bir itirazım yok, çünkü gördüğüm bana yeten cinstendi.