The Nevers — Tanıtım
11 yorum aytackara 18 Mayıs 2021 08:22
HBO, 11 Nisan’da izleyiciyi yeni bilim kurgu drama dizisiyle buluşturdu: The Nevers.
Buffy the Vampire Slayer, Angel, Firefly, Dollhouse ve Agents of S.H.I.E.L.D. gibi yapımlarla bilinen Joss Whedon’ın senarist, yönetmen, yapımcı ve showrunner olarak yer aldığı dizinin yapımını Mutant Enemy Productions üstlendi.
İlk sezon 12 bölüm sürecek ve 6+6 olarak iki parça halinde yayınlanacak. İlk kısmının yayınını bitiren dizinin ikinci kısmının yayın tarihi şimdilik belli değil. The Nevers’ın Türkiye’deki yayını ise beIN CONNECT’te.
Not: Justice League (2017) filminin oyuncularından Ray Fisher, Temmuz 2020’de yaptığı açıklamada filmin yeniden çekimleri sırasında Joss Whedon’dan gördüğü zorbalıkları dile getirdi. Kasım 2020’de ise Whedon, salgın sonrası eşi görülmemiş zorlukların yaşandığı bir yıl geçirildiğinden bahsederek The Nevers’tan ayrıldığını duyurdu. Yaşanan ayrılık Fisher’ın açıklamasının ardından çıkan tartışmalara direkt olarak bağlanmazken HBO, The Nevers setinden Whedon’la ilgili bir şikayet gelmediğini açıkladı. Whedon’ın ardından yerine Philippa Goslett geldi.
The Nevers dizisinin hikayesi 19. yüzyılın içine aldığı Victorya Dönemi’nde ve Londra’da geçiyor. ‘The Touched’ ismiyle de bilinen bir grup özel yetenekli insanın da yaşadığı bir dünyaya konuk oluyoruz. Haliyle birbirinden farklı güçlere sahip bu insanların destekçileri olduğu gibi onlardan hoşlanmayan ve onlara zarar vermek isteyenler de mevcut.
Önemli Bazı Karakterler /Oyuncular:
- Amalia True (Laura Donnelly): The Touched halkından biri. Geleceğe kısa süreli bakış atma özelliğine sahip. Sorumsuz, spontane yaşayan ve sorunları olan bir kadın olsa da kendisini tehlike olarak gören seçkin tabakaya karşı geri durmuyor.
- Penance Adair (Ann Skelly): Amalia’nın en yakın arkadaşı. İcat etme ve enerji dağılımlarını görme yeteneğine sahip. Hem dindar hem de inanca ters düşen bir şekilde ilerici.
- Lavinia Bidlow (Olivia Williams): Özel yeteneğe sahip çoğu kişinin yaşadığı The Orphanage isimli yerleşkenin sahibi. Onlara sempatisi var.
- Hugo Swann (James Norton): Panseksüel bir aristokrat ve özel güç sahibi çalışanların da olduğu bir kulübün sahibi. Kendi çıkarı için gerektiği gibi davranan Hugo, şantajdan da para kazanıyor.
- Augustus “Augie” Bidlow (Tom Riley): Lavinia’nın erkek kardeşi, zeki ama anti-sosyal bir kişiliğe sahip. Özel güçleri olan kişilere ilgi gösteren, hatta onlara doğru çekilen kişilerden.
- Lord Massen (Pip Torrens): İngiliz İmparatorluğu’nun destekçilerinden eski bir asker. Olağanüstü güçleri olanlara karşı eleştirel bakış açısına sahip kişilerden biri.
- Dr. Edmund Hague (Denis O’Hare): Yetenekli ama bu yeteneğini bilimin ilerlemesi adına zalimlikte de kullanan Amerikalı bir cerrah.
- Maladie (Amy Manson): The Touched grubunun yer altında yaşayan bir üyesi. Kaçak ya da muhalif olan kişilerden sorumlu olan Maladie, türünün gördüğü zorbalıklara karşılık olması için verilen kimi kararlardan da sorumlu.
- Mary Brighton (Eleanor Tomlinson): Başarılı olmaya çalışan bir şarkıcıyken büyük bir sürpriz sonucu hayatı değişen bir kadın.
- Declan Orrun / The Beggar King (Nick Frost): Londra’daki düşük seviyeli suçluların karizmatik lideri. Kendi çıkarlarına da uyduğunda zaman zaman Amalia’ya planlarında yardım ediyor.
- Dr. Horatio Cousens (Zackary Momoh): Batı Hint Adalı bir hekim. Beggar King’le ve güçleri olduğunu keşfettiğinde yanında olan Amalia’yla iş birliği yapıyor.
** Kadronun kalanına buradan ulaşabilirsiniz.
The Nevers’ın görsellik ve hikaye derken tam bir HBO dizisi olduğunu düşünüyorum. Dönem soslu bir bilim kurgu olarak baktığımız da eli yüzü düzgün bir iş. Temposu yeterli ve yayınlanan sezon arası bölümüyle güzel bir noktada durdu. 6+6 değil de 10 bölümle tam bir sezon halinde yayınını tamamlanıp araya çıkmasını tercih ederdim aslında, böyle birazcık az oldu sanki.
James Norton, Laura Donnelly, Tom Riley, Denis O’Hare, Eleanor Tomlinson ve Pip Torrens gibi kadrosunda belli ölçüde tanıdığım isimlerin yer alması benim adıma işe yaradı. Outlander dizisiyle tanınan Laura Donnelly, varlığıyla haliyle diziyi asıl taşıyan kişi olurken kullandıkları ölçüde James Norton, Pip Torrens, Amy Manson ya da Olivia Willims da öne çıktılar. Mary’yi daha aktif kullanmalarını, Tom Riley’in ise yaşına daha uygun bir karakterde yer almasını tercih ederdim ama dert değil. Whedon şahsının yediği haltlardan pek de etkilenmedi gördüğüm kadarıyla ki zaten dizinin bundan dolayı güme gitmesini istemiyordum. Şahsını bir kenara bırakırsak, diziyle iyi iş çıkardığını da hazır gelmişken söyleyebilirim.
The Nevers özetle böyle dizi ve bu tarz yapımlara ilgisi olanlara tavsiye edebilirim. İzleyeceklere iyi seyirler.
Not 2: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
joss whedon ın projeyi bıraktığını bilmiyordum sevindim.
güzel tanıtım için teşekkürler. son dönemin çok cazip işlerinden biri oldu dizi benim için. bu tarz bir eksiklik hissediyormuşum herhalde.
2. sezon onayı almış gibi duruyor.
1. sezonun devamı için Laura Donnelly’nin açıklamasına dayanarak Aralık demiştik güya ama ayı yarıladık ve hala hiçbir şey yok.
Aslında 2023’e, hatta Şubat 2023’e kaldığıyla ilgili haber de çıkmış ama kadının açıklamasından bir hafta kadar önce. Aralık ayı diye niyetleri varsa dahi yattı herhal.
The Nevers | Official Trailer – Tubi
Tubi’de yayınladıktan sonra bize gelmesi ne kadar sürer acaba? Bunlar rotasyon halinde yayın yapıyorlarmış.
Yani 13-15 Şubat yayınından sonra 1-3 Mart’ta bir daha yayın olacakmış. Dijitalin de bir oluru vardır umarım.
– 62 ve 55 dakikalık bölümlerdi. Previously olduğunu zannetmiyorum, en azından benim izlediğim halinde yoktu. İzledikçe biraz biraz geldi, o yüzden pek sorun olmadı.
– Diziyi ve atmosferini özlemişim. İki gün önce de Carnival Row’dan iki bölüm izlediğim için benzer tarzda iki iş üst üste gelmiş oldu. Ama ben bunu genel olarak biraz daha fazla seviyorum. Sanırım kadrosunun/karakterlerinin de etkisiyle. Amalia ve Hugo iyi ki varsınız.
İlk yarıyla benzer bir ayarda ilerlediği söylenebilir, devamı da böyle olsa itiraz etmem. Kalan bölümleri nasıl bir tempoda izlerim bilmesem de elbet bitiririm. Umarım söylendiği gibi kabul edilebilir bir sonu vardır.
İki taraf da birbirinden farklı değil. Sen adamı tutsak ettin de ne oldu mesela? Azıcık çenenizi kesin de iş yapın .^
– 09 ve 10’u da izledim. 9. bölümü ayrı beğendim, daha heyecanlıydı. 10’un da son kısımları daha iyiydi.
Augustus biz seninle ne yapacağız, hiç bilmiyorum kuzum.
09’da olanlardan sonra neredeyse Amalia’sız bölüm geçirmek de ilginçti yalnız. Bir de Denis O’hare’in karakterinden yıldım sayılır, ölse de kurtulsak. Ölmek demişken yataktayken adamdan kurtulsaydın işte, olmaz mıydı? Bıçağı boğazına dayamasıyla durdular. İçimde kaldı.
Kaldı iki bölümcük. Du’ bakalım, elbet onlar da bitecek.
– Kabul edilebilir bir sonu varmış, haklarını vereyim. Bıraktıkları nokta itibarıyla devamını görmek istiyor muyum ondan bile emin değilim. Devam etsen nereye gideceksin sen daha?
Öte yandan diziyi izlemeyi sevdiğim için devamının bir şekilde gelmesini elbet isterdim. WBD, halt yemiş.
Devam etseydi özel güçlü kişilerden hoşlanmayan, kötücül amaçları olan başkaları da çıkardı herhalde. Amalia, Penance, Augustus ve kalan az buçuk karakterle de yollarına devam ederlerdi. Bunlara dert mi yok? Hiç!
Bitirdim. Final yaptığına memnun oldum. Benim için sürekli dağılan ve dağıtan bir dizi oldu. Güzelim ortam ve fikir daha güzel işlenebilseydi keşke. Yine de izlediğime pişman değilim.