Apple TV+ dizisi Calls, 19 Mart’ta geliyor.
10 yorum abidin77 03 Mart 2021 22:14
Daha önceden gördüğünüz veya duyduğunuz hiçbir şeye benzemeyen Apple TV+’ın yeni dizisi Calls, 19 Mart’ta başlıyor. Bu çığır açan dizi, 12 dakikalık telefon görüşmeleriyle geçiyor.
Pedro Pascal, Rosario Dawson, Lily Collins, Aaron Taylor-Johnson, Aubrey Plaza ve Nick Jonas, 9 bölümlük dizinin ilk sezonunda seslerini duyacağımız isimler.
Ayrıca Nicholas Braun, Clancy Brown, Mark Duplass, Karen Gillan, Judy Greer, Paul Walter Hauser, Danny Huston, Riley Keough, Joey King, Stephen Lang, Jaeden Martell, Paola Nuñez, Edi Patterson, Danny Pudi, Ben Schwartz ve Jennifer Tilly dizide yer alıyorlar.
Timothée Hochet tarafından yaratılan aynı adlı Fransız dizisine dayanan Calls, tüyler ürpertici atıştırmalık hikayeler anlatmak için yalnızca ses ve minimal soyut görselleri ustaca kullanan çığır açan, sürükleyici bir televizyon deneyimi. Her bölümde, hızla gerçeküstü ve rahatsız edici hale gelen bir dizi ortalama, bağımsız telefon görüşmeleriyle ortaya çıkan karanlık bir gizem var.
Calls, gerçek terörün kişinin ekranda göremediklerini yorumlamasında ve hayal gücünün onları götürebileceği rahatsız edici yerlerde yattığını kanıtlıyor.
2013’te yayınlanan Evil Dead’in uzun metrajlı filmini ve 2016’da yayınlanan korku filmi Don’t Breathe’i yöneten Fede Álvarez, dizinin yönetmeni.
Calls, Apple’ın Haziran 2018’deki ilk uluslararası dizi siparişiydi ve aynı zamanda ilk küresel ortak (Canal+ ile) yapımı oldu. Apple, Studiocanal ve Bad Hombre ile üretilen dizinin 100 ülkede lansmanını yaparken, Canal+ bir dizi pazarda Fransızca bir versiyonun prömiyerini yapacak.
yorumlar
2 bölüm itibarıyla epey sardı beni. Özellikle 2. bölümden sonra tüyler diken diken.
İlluminae Dosyaları diye bir üçleme kitap serisi vardı. O da raporlu, ses kayıtlı, yazışmalı, görsel numaralı falan bir bilim kurguydu ama harcadığım paraya da zamana çok acımıştım. O geldi aklıma ister istemez ve buna da ön yargım vardı ondan dolayı. Hiç öyle çıkmadı. Podcast olsa bu hissi vermez. Görselliği de çok içine alıyor. Bakalım nereye bağlanacak?
Ben ilk bölümü izlediydim geçen bir ara. Radyo tiyatrosu gibi bir iş. Bölümün hikayesi çok sarmadıydı ama fikren ilginç bulmadım değil. Seslendirme kadrosu daha çok ilgimi çekiyor tabii.
İkinci bölümü de izledim/dinledim. İlkinden kesinlikle daha iyiydi. Mark’ı seslendiren kişiyi “Bu kimdi?” diye diye dinledim. Aaron Taylor-Johnson’mış. Riley Keough, Ben Schwartz da bonus.
S01E02
The Guilty ve Locke gibi film boyunca telefonla karşı tarafı dinlediğimiz işleri seviyorum, bu biraz daha değişik bir şey, görüntü yok, efektler var sadece. İlk bölümü sevmedim ama ikinci bölüm biraz daha iyiydi.
Çoğu ünlünün sesini tanıyamazken Pedro Pascal tak diye belli oluyor, ismini de değiştirmemişler zaten. Bu bölümü çok sevdim, özellikle bölüm ortasındaki gelişmeler keyiflendirdi.
S01E09 Final
Beklediğimden güzel gitti, görselliği sabit tutmamış olmaları iyi olmuş. İlk başta konular birbirine çok benzemiyor mu diyordum ama niye öyle olduğu ilerledikçe belli oldu.
3,7,8 ve 9.bölümleri sevdim. Diğer bölümler ya çok basit geldi ya da yazdıkları diyaloglar çok kötüydü.
Ben biraz daha korku üzerine bir proje olacak sanıyordum. Aslında öyle bir şey yapsalar ürkütücü bir iş çıkardı.
Günde birer bölüme 3-4-5’i de izledim.
Üçüncüyü beğendim, özellikle de sonuyla işe yaradı. 4 de fena değil gibiydi, 5 onların altında kaldı. Senaryoya pek de özenmedikleri görüşüm şimdilik değişmedi. Görsellik ve seslendirme daha fazla öne çıkıyor.
Kusursuz değil ama keyifli bir şeydi.
Ama bu da fena değildi. İlmek ilmek işleyip güzel bağladı hikayesini.
Aklımdayken yazayım, eğer son bölüm bir şekilde geçmezse bu sezonun en iyi bölümü 8. bölüm bence. Yapıyorsanız bu şekilde yapın. Müzikler falan da iyiydi.
Günde bir bölümle devam ediyorum, aksilik çıkmazsa yarın bir ara bitecek.
Ben: Çöksün?
Her şeyi evrenin iyiliğine ve bir ölçüde kadere bağlamalarına gerek yoktu ama bölümlerin bir şekilde bir araya toplanmasından hoşlanmadım.