Banshee | Tanıtım
159 yorum real tortoise 25 Şubat 2013 10:56
Banshee, şimdilerde örneklerini sıklıkla görmeye başladığımız aksiyon türü bir dizi. İlk bölümü 11 Ocak 2013 tarihinde yayınlandı. Dizinin yayıncısı ise Strike Back ve Hunted gibi dizileriyle bilinen ve aksiyon dizilerine ağırlık veren, HBO‘nun yan kanalı Cinemax. Şimdi, Nasıldır bu dizi? diyenler varsa buyursun yazıya.
Banshee’nin tanıtımlarında “True Blood‘ın yaratıcısından” diye bir ifadeye yer verilse de uyarmakta fayda var; dizinin yaratıcısı değil, yapımcısı Alan Ball. Dizinin yaratıcıları ise filmografilerinde şimdilik Banshee dışında bir iş bulunmayan David Schickler ve Jonathan Tropper.
Çok uzatmadan dizinin konusuna geçelim :
Dizi, hapisten yeni çıkan bir adamın karizmatik bir şekilde hapishaneyi terk etmesiyle başlıyor. Karakterimiz, 15 yıl önce işlediği bir soygun suçundan dolayı hapise girmiş. Çıkar çıkmaz da hem suç ortağı, hem de sevgilisi olan Ana‘nın yerini bir şekilde öğreniyor ve soluğu sevgilisinin yaşadığı Banshee isimli bir Amiş kasabasında alıyor.
(Bundan sonrası ilk bölümle ilgili ispiyon içerir. “Her şeyi izlerken öğreneyim” diyorsanız, gizlenmiş kısmı atlayın.)
Banshee kasabasına geldiğinde ise sevgilisi Ana’nın evlenip, ismini Carrie olarak değiştirerek kendisine yepyeni bir hayat kurduğunu ve hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını da anlaması uzun sürmüyor. Kasabaya gelir gelmez belayı hemen kendisine çeken karakterimiz, çeşitli olaylar sonucunda, kasabaya yeni atanan Şerif’in ölmesiyle, onun yerine geçiyor ve onun ismini kullanmaya başlıyor : Lucas Hood.
Bir yandan gönül işleriyle uğraşırken, diğer yandan adeta bir suç batağına dönüşen kasabanın kanunsuzlarıyla mücadele etmeyi de ihmal etmiyor. Tüm bunlar olurken, yıllar önce hapise girmesine neden olan soygundan dolayı, peşlerinde olan Tavşan (Rabbit) lakaplı bir suç deviyle mücadele etmek zorunda kalıyor. Karakterimizin gerçek ismiyle ilgili, -şu ana kadar- bir bilgimiz olmadığını da ekleyeyim.
Konu kısmında kendisiyle ilgili verilen bilgiler dışında ne söylesem ispiyon olan bir karakter. Kasabaya geldikten sonra da suç işlemeyi bırakmıyor.
Karakteri, Antony Starr canlandırıyor. Kendisi, uzun yıllar boyunca ülkesi Avustralya ve Yeni Zelanda yapımı pek çok dizide oynamış Yeni Zelanda’lı bir aktör. Ama Amerikan izleyicisinin karşısına ilk defa Banshee ile çıkıyor. Yani, kendisini bir yerlerden tanımamanız gayet normal.
Yetenekli bir hırsızken, kendi halinde bir emlakçıya dönüşüyor. İki çocuğu var. Lucas’ın gelmesiyle, pek çok konuda aklı karışıyor.
Karakteri, Ivana Milicevic canlandırıyor. Banshee’den önce Chuck, Vegas, Without a Trace gibi pek çok dizi ve filmde oyunculuk yapmış.
Kasabanın suç örgütünün lideri. Herkes suçlu olduğunu bilse de korktuklarından dolayı, polisler bile onunla karşı karşıya gelmekten kaçınıyor. Kasabanın başkanının en büyük düşmanı aynı zamanda. Kasabadaki çoğu kişi gibi Amiş bir aileye sahip.
Karakteri, Ulrich Thomsen canlandırıyor. Oyuncu, hem kendi ülkesi Danimarka’da, hem de Amerika’da irili ufaklı bir çok karakteri canlandırmış.
Lucas ve Carrie’nin geçmişinden gelen bir arkadaşları. Kendisi bilgisayar konusunda inanılmaz derecede yetenekli; saniyeler içinde, dilediği bilgisayar sistemine girmekte hiç sıkıntı çekmiyor. Bu yeteneği, -tahmin edebileceğiniz gibi- suç eylemlerinde de ona ve arkadaşlarına yardım ediyor.
Karakteri, Hoon Lee canlandırıyor. Sex and the City, Fringe, Blue Bloods, NYC22 gibi dizilerde tek bölümlük yer almış. Banshee ilk uzun soluklu işi. Ayrıca, geçtiğimiz sene yayınlanmaya başlayan yeni versiyon Teenage Mutant Ninja Turtles‘ta Splinter karakterini seslendiriyor.
Konu kısmında bahsi geçen olayda, Lucas’a büyük destek sağlıyor. Eski bir boksör, şimdilerde ise bar sahibi.
Karakteri, Frankie Faison canlandırıyor. Kendisini daha önce The Wire ve One Life to Live dizilerinde izlemişiz. Bunların dışında bir çok yapımda, irili ufaklı rol almış.
Karakter hakkında pek bir bilgimiz yok. Yıllar önce gerçekleşen soygundan dolayı Lucas’a kan davası güden, dizimizin esas kötüsü.
Karakteri, Ben Cross canlandırıyor.
Bunların dışındaki diğer önemli karakterleri merak edenler şuraya uğrayabilir.
Kablolu bir kanal olmanın rahatlığını sonuna kadar kullanan Cinemax, diğer dizilerinde de olduğu gibi cinsellik ve şiddet konularında, elini hiç de korkak alıştırmamış.
Cinemax, şimdilerde 10 bölümlük ilk sezonu devam eden Banshee’nin, izlenme oranlarından memnun kalmış olacak ki yine 10 bölümden oluşacak olan 2. sezon onayını geçtiğimiz günlerde verdi.
Dizi, bir yandan her bölümde, ana konusunu işlemeye devam ederken, bir yandan da bölümlük konulara eğiliyor. Günümüzden 15 yıl öncesini, yani hikayenin başlangıcını anlatan bölümler içeren oldukça başarılı şu interaktif site de ilginiz çekebilir.
Son olarak da kişisel bir not: Beklentinizi çok yükseltmeden, sadece aksiyon arayışıyla başına oturduğunuzda, sevebileceğiniz bir dizi olduğunu da düşünüyorum; özellikle bu türü de seviyorsanız.
yorumlar
Eline sağlık @real tortoise .
3 bölüm izleyip, “Yok yahu, bu kadar ağır ilerlerken üstüne de çok bir şey koymuyor, değmez” deyip bıraktım ben bu diziyi. Madem ağır ilerliyor, bir Boardwalk, bir Justified ayarında olsun bari diye hissettiydim. Ama 3 bölümde gelmedi o ayar. Üstelik ana karakteri ve oyuncuyu sevmiştim. Job tiplemesi de dizilerde görmeyi çok sevdiğim türde bir karakter ve iyi sunuluyordu. Amiş’ler de dizilerde/filmlerde ilgimi çeken bir topluluktur hep. Ama, dediğin gibi, aksiyona tok bünyemin etkisi olabilir.
Sen oyuncu tanidik degil diyince sasirdim, bana da aksine cok tanidik gelmisti yuzu adamin. Kadin da chuck da oynadiginda sevmistim. Bu ikiliyi izlerim ama ne zaman kismet. ellerine saglik cok guzel olmus..
@dkamoy Biraz da olsa attı bence o ağırlığı son bölümlerde yada bana baştan beri çok ağır gibi gelmedi ondan da olabilir. Job benim de favori karakterim. Teşekkürler.
@ozgun14 Ben de dizi ilk başladığında bu adamı bir yerden tanıyorum olmuştum ama, tanımama imkan olmayan şeylerde oynamış :)Teşekkürler.
Transporter ile Banshee arasında karasız kalmıştım ben hangisini ilk önce izlesem diye, buna başladım. Şimdilik memnun gibiyim. Sezon finaline kadar bu tempoda giderse veya arttırırsa temposunu bir şikayetim olmaz.
Dizinin karşısına baştan beri çok yüksek beklentiyle oturmadığım için ben Banshee’yi çok sevdim. Job’u bende çok beğeniyorum. Sanki Kai Proctor’a senaryoda biraz daha yer verseler daha iyi olacak, yada onun ve suç örgütünün hikayesi daha iyi işlenebilirdi diyelim.
Ellerine sağlık @real tortoise
Burada da bir Lafayette Reynolds var galiba
@thedude : Ayynen öyle.
Dizi güzel başladı ama hikayenin çok sürmeden tıkanacağı kanaatindeyim. Bakalım son 3 bölümde neler olacak.
@unfortr sanırım kai ile rabbit ortak bir noktada buluşacaklar, o zaman senin istediğin yönde ilerler gibi görünüyor.
@ozgun14 bende ilk izlediğimde aynı kanıdaydım, çok tanıdık geliyor ama nerden diye düşündüm. Galiba Lucas Hood’ un tipi, vurdumduymazlığı, gözü dönmüşlüğü gibi bir çok yönü ile PB’deki Lincoln Burrows karakteri ile benzeşmesi bana tanıdıkmış hissi uyandırıyor..
Ben de 7 bölüm itibariyle halen devam ediyorum. Zaten kaldı 3 bölüm sezonun bitmesine, bundan sonra da götürürüm. Biraz yavaş gittiklerine katılıyorum ama ilk başlara göre de baya yol aldılar ya da benim sevebileceğim seviyeye oturdu dizi. Misal 7. bölümün sonunda olan şeyi sezon finaline bekliyordum ben.
Başrol ve Job karakterleri özellikle hoşuma gidiyor. İkisinde de ayrı bir karizma var. Kai’ye ısındığım söylenemez, daha doğrusu her kötüye beslediğim sabit sempatiyi bu adama besleyemiyorum. Cinemax’ın bu her şeyden biraz tarzını da sevdim, bu kanalın izlediğim ilk dizisi. Böyle de devam eder umarım.
Hazmetmesi kolay, güzel bir yazı olmuş. Eline sağlık @real tortoise.
Bu başroldeki adam NCIS: LA’in başrolündeki adama benziyor sanki. Belki o yüzden tanıdık geliyordur?
Bir aksiyon dizisi ağır ilerlemek gibi bir başarıyı nasıl gösterebilir, acayip merak ediyorum. İzlemek de istiyorum ama zamansızlık nedeniyle The Americans’ı bile izleyemiyorken bunu listeme almam şimdilik pek mümkün değil. Belki daha sonra…
Eline sağlık real tortoise.