BBC One’ın 2016’nın Ağustos ayında, Malorie Blackman’ın 2001-2019 yılları arasında yayınlanan 5 kitaplık distopik genç yetişkin türündeki Noughts & Crosses roman serisinin aynı adlı ilk kitabını televizyona uyarlayacağı ile ilgili haberler gelmişti.

Mammoth Screen‘in (Poldark, Vanity Fair, Victoria, Endeavour), dizinin yapım şirketi olduğunu, Levi David Addai ve Matthew Graham’ın dizinin yazarları olacağını (sonradan projeden ayrıldılar) ve 2017’de ekranlarda olmasının beklendiğini de öğrenmiştik.

Beklenen tarihlerde ekranlarda olamayan dizi ile ilgili 2018’in Nisan ayında yeni ekip haberi geldi. Being Human’ın yaratıcısı ve Doctor Who’nun yazarlarından Toby Whithouse’ın, 6 bölüm sürecek dizide senaryoyu denetleyeceği (sonradan yazarlığa da döndü), Lydia Adetunji (Riviera) ve Nathaniel Price’ın (Tin Star) yazarlık yapacağı, Kibwe Tavares’in ilk 3 bölümü yöneteceği (sonradan yapımcılığa döndü) ile ilgili haberi öğrendik.

2018’nin Ekim ayında Jay-Z’nin yapım şirketi Ron Nation ile Participant Media’nın projeye dahil olduğunun haberini aldık. Julian Holmes’un (Daredevil) yönetmen ve Johann Knobel (Shameless UK), yapımcı olarak projeye katıldığını da öğrendik. Ayrıca dizinin 2019 yılında ekranlarda olacağı da söylendi.

2018’nin Kasım ayında, Jack Rowan (Peaky Blinders, Born to Kill) ve yeni oyunculardan Masali Baduza‘nın dizinin başrol oyuncuları olduğunu, Paterson Joseph (Timeless, Peep Show), Bonnie Mbuli (Invictus, Wallander), Kike Brimah (Love Type D), Helen Baxendale (Cold Feet, Cuckoo), Ian Hart (The Last Kingdom), Josh Dylan (The End of the F***ing World), Shaun Dingwall (Breathless), Jonathan Ajayi ve Rakie Ayola‘nın (No Offence), dizinin kadrosunda bulunduklarını da öğrendik. Ayrıca çekimlerine başlanan diziden ilk kare de (en üstteki) yayınlanmıştı.

Bu senenin Mart ayında rapçi Stormzy‘nin konuk oyuncu olarak dizide rol alacağının haberi geldi.

2 gün önce ise dizinin 2020’de ekranlarda olacağının haberi verildi.

Jack Rowan, Masali Baduza

Noughts & Crosses, siyahların hakim sınıf olduğu distopik bir toplumda, ırklararası yasak bir aşk hikayesini anlatıyor. Roman, 21. yüzyıl paralel evreninde yer alan bir distopik kurgu. Alternatif 21. yy. Britanyası’nda geçiyor. Teknolojik olarak dünyaları, bizim bugünkü dünyamıza benziyor. Aynı işler, aynı model hükümet tipi. Ancak ana bir fark var; ırklararası eşitlik yok. Ayrımcılıktan koruyan kanunlar ya da anayasa yok. Afrikalı insanlar, teknolojik ve örgütsel avantajları ile Avrupalı insanların üstünde, Avrupalıları köleleri haline getirmişlerdir. Kölelik bir süre sonra ortadan kalmış olsa da, Jim Crow Kanunlarına benzer bir ayrılma var.

Ortada iki ırk var: “Crosses” (bizim “siyah” dediğimiz koyu renkli insanlar), daha fazla paraya ve iyi işlere sahip, farklı ve daha iyi okullarda okuyan üstün ırk. “Noughts” (bizim “beyaz” dediğimiz açık renkli insanlar), toplumun en yoksul kesimlerini oluşturan, ağır işlerde çalışan ya da Crosses’a hizmet eden, eğer varsa bile kötü okullarda okuyan 2. sınıf ırk.

Hikayenin ana kahramanları Sephy ve Callum.

Sephy Hadley (Masali Baduza), siyah egemen sınıfın üyesi, bir “Cross”. Zengin politikacı, sonradan daha önemli bir makama yükselecek olan İçişleri Bakanı Kamal Hadley’in (Paterson Joseph) kızı. Callum McGregor (Jack Rowan), alt sınıfın beyaz bir üyesi, bir “nought”. Sephy’nin annesi Jasmine’in (Bonnie Mbuli), Callum’un annesi Meggie McGregor’ı (Helen Baxendale) dadı olarak kullandığından beri, yani çocukluk zamanlarından beri arkadaşlar. Toplum ırklararası dostluğu hoş görmediğinden dolayı arkadaşlıkları gizlidir. Ancak ilişkileri geliştikçe daha da karmaşık bir hal alıyor.

Arka planda ön yargı, kuşku ve sokaklardaki güçlü isyana karşı, Sephy ve Callum arasında tutkulu bir romantizm oluşuyor ve bu, ikisini de korkunç bir tehlikeye sokuyor. Güç ve ön yargılarla ayrılmış, ancak sonsuza kadar kaderle dolaşmış iki ailenin hikayesini izleyeceğiz.