Preacher : Çılgın Vaiz’in Hikayesi || Tanıtım
95 yorum necdetcem7 05 Temmuz 2016 08:27
Ulusal kanaldaki dizilerinin son dönemdeki başarısızlığı ile gözümüzden iyice düşen DC Comics, Vertigo serisinden Preacher çizgi romanının uyarlanması için kolları sıvadı. Önce kablolu kanal AMC ile anlaştı. Sonra Seth Rogen, Evan Goldberg ve Sam Catlin üçlüsünü dizinin mutfağına koydu ve biz izleyicileri biraz heyecanlandırmaya başladı.
* Preacher, 1995-2000 yılları arasında yayımlanmış toplam 75 sayılık bir çizgi romandan uyarlamadır. Garth Ennis ve Steve Dillon tarafından yazılmıştır.
22 Mayıs tarihinde bizlerle buluşan ve ilk sezonu 10 bölüm sürecek olan dizimiz, kısa bir süre önce 13 bölümlük 2. sezon onayını aldı.
ÖNEMLİ BAĞLANTILAR
Facebook – Twitter – Resmi Site – IMDb – Wikipedia – Ekşi Sözlük
KONU
Jesse, zamanında kötü işlere bulaşmış birisidir. Aynı zamanda baba mesleği vaizlik görevini de yapmaktadır. Bir gün yaptığı işleri bırakıp babasının kilisesine geri döner ve orada vaizlik yapmaya başlar. Tanrı’nın evinde günahlarından arınmayı ve günahkar olan insanları Tanrı’nın yoluna sokmayı amaç edinmiştir.
İlk 6 bölümden ispiyon içerir!!
Bu sırada yukarıda melekler ve şeytanlar arasında savaş vardır. Bu savaş sırasında bir melek ve şeytan birbirlerine aşık olur ve onların birleşiminden Genesis adlı bir varlık oluşur. Bu varlık bir yere kapatılırken, kapatıldığı yerden kaçar ve Jesse’nin içine girer. Jesse içine Genesis girdikten sonra değişir ve yeni güçler kazanır. İnsanları kontrol etme yeteneğine sahip olur ve bu yeteneğini insanları Tanrı’ya inandırmak için kullanmak ister. Genesis’i ona Tanrı’nın bahşettiği bir şey olarak görür ve onu almak isteyen koruyucu meleklere Genesis’i vermez. Fakat Genesis cennet ve cehennemin birleştirici bir unsurudur ve onun kapalı tutulmasına dair bazı kurallar vardır; çünkü o, en güçlü varlıklardan birisidir.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Jesse Custer (Dominic Cooper)
Ana karakter olan vaizimiz. Tanrı ile değişik bir ilişkide olan birisi. İnancı ve Tanrı hakkındaki fikirleri duruma göre değişiklik gösteriyor. Alkol ve sigarayı kilisede kullanmakta bir sakınca görmeyen birisi. Kendisini kurtarılamaz olarak gördüğü için kural dışı davranmakta bir sakınca görmüyor. Fakat insanları Tanrı yoluna sokmak, babasının mirasını devam ettirmek için elinden geleni yapıyor. Başına bir şey geldikten sonra da hayata bakış açısı tamamen değişiyor.
” İçiyorum, dövüşüyorum, küfrediyorum. ”
”Bugünden itibaren dövüşeceğim. Bütün iyi vaizlerin yaptığını yapacağım. Yılan’ın ve İnsanoğlu’nun düşüşünden beri günahkârlar için dua edeceğim. Huzursuzlara huzur sunacağım. Masumların öcünü alacağım. Gazap dolu olanları sakinleştireceğim. Kaybolmuşları hoş karşılayacağım. Son olarak da Tanrı’nın kelâmını yayacağım.”
Oyuncuyu Marvel’s Agent Carter dizisinden, Kaptan Amerika: İlk Yenilmez, Need for Speed ve Warcraft filmlerinden hatırlayabilirsiniz.
Cassidy (Joseph Gilgun)
119 yaşında İrlandalı vampir. Vampir avcılarından kaçarken yolu Jesse ile kesişiyor ve onun kilisesinde yaşamaya başlıyor. Jesse ile yakın arkadaş oluyorlar.
Oyuncuyu Misfits dizisinden hatırlayabilirsiniz.
Tulip O’Hare (Ruth Negga)
Asıl ismi Priscilla – Jean Henrietta O’Hare. Kendisine kısaca Tulip denmesini istiyor. Jesse’nin eski ortağı ve eski sevgilisi. Jesse’yi yarım kalan bir işi halletmek için tekrardan kirli işlere sokmak istiyor. Jesse’nin kasabaya dönüp vaizlik yapmasından hoşnut değil.
Oyuncuyu Marvel’s Agents of S.H.I.E.L.D. ve Misfits dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Arseface (Ian Colletti)
Pompalı tüfekle kendini öldürmeye çalışmış ama başarılı olamamış ve yüzünü bu hale döndürmüştür. Kasabalı içine çok fazla çıkmaktan çekiniyor. Vaiz ile konuşarak vicdanını rahatlatmaya çalışıyor.
Oyuncuyu Rake (ABD) dizisinden hatırlayabilirsiniz.
Şerif Hugo Root (W. Earl Brown)
Arseface’in babası ve kasabanın şerifi. Oğlunun yaptığı şeyden dolayı acı çekiyor ama onun ihtiyaçlarını elinden geldiğince görmeye çalışıyor.
Oyuncuyu True Detective, American Crime ve Deadwood dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Fiore – DeBlanc (Tom Brooke – Anatol Yusef)
Jesse’nin peşinde olan bir takım gizemli kişiler.
Emily (Lucy Griffiths)
Jesse’nin kilisesindeki işlerine yardım eden çocukluk arkadaşı.
Oyuncuyu True Blood dizisinden tanıyabilirsiniz.
SON SÖZ
Preacher konusu, yapımcıları, oyuncuları yüzünden herkesin büyük bir merakla beklediği bir diziydi fakat geldikten sonra kimilerince hayal kırıklığı oldu; kimilerine aradığım dizi buymuş hissi verdi; kimilerine ise idare eder hissi verdi. Bana şimdilik üç keseden de mesajlar verdiğini söyleyebilirim fakat Preacher ilk bölümlerinden çizgi romanından farklı bir modda gideceğini ve ana konusunu sezona dayalı bir şekilde izleyiciye vereceğini anlattı. Yani bu yüzden ilk bölümlerine bakıp da karar vermek yanlış olur diye düşünüyorum.
6. bölümüyle beraber ana konusunu izleyiciye verdi. Eğer yarıda bırakan varsa 6’ya kadar baksın diye söyleyebilirim. Onun dışında bu dizinin ilk sezonunun temel atma sezonu olduğunu düşünüyorum ve asıl patlamayı 2. sezonunda yapacağını umuyorum.
Son olarak ise dizinin birbirinden orijinal oluşturulmuş karakterlerini çok beğendiğimi söyleyebilirim. Her birinin ayrı ve güzel bir hikayesi var. Özellikle Jesse – Tulip – Cassidy – Emily dörtlüsünü beğeniyorum.
Kimilerince ilk bölümlerde yavaş gidilmesi diziyi beğenmemesine yol açabiliyor, bu yüzden siz en iyisi ilk sezonu bittikten sonra toplu bir şekilde izleyin, daha fazla zevk alabilirsiniz.
İzleyecek olanlara iyi seyirler…
yorumlar
2×09 plak sahnesi amma bulşitti… meh
Ayy ben 2 x 10 u sezon finali sandım da bir şeyler bekliyorum, sonra öğrendim 13 bölümmüş. Şu duyguyu yaşamayı sevmiyorum, hazırlamıştım kendimi bitmesine. Gerçi daha fazla olduğuna sevindim diyebilirim, yeni sezon onayı da gelse keşke.
Güzel bir kapanış olmuş. Muhtemelen gelecek sezonda görüşürüz.
* Eugene’in Cehennem’den çıkma tantanasıyla bir sezon geçirdik de acaba ne işe yarayacak bunun dönmesi?
* Denis’i fazlalık olarak görmeye başlamıştım zaten. No problem.
umutluydum ama ondan da bir olay çıkmadı. Yugin
Böyle bir şey beklememe rağmen son bölümdeki
güldürdü.
Bir türlü bir sonuca bağlanmayan Tulip Jesse tartışmaları yordu. Dizinin neredeyse sürekli aynı mekanlarda geçmesi de sıktı.
Son sahneden de anlaşılacağı üzere
Kadın ölüleri nasıl getiriyor merak ediyorm. Geri getirdiğinde yine eski Tulip mi olacak görürüz artık.
13 bölüm yapıyorsanız, dolduracak uygun bir şeyler yazmayı becerseydiniz keşke. Geçen sezon gibi 10 bölüm olmasını tercih ederdim. Derdini güzel anlatan eğlenceli bir sezondan, son derece sıkıcı bir sezona geçmelerine üzüldüm. Umarım az bölümlü, daha hareketli bir 3. sezon olur. Onay alırsa tabi.
Daha son bölümü izlemedim ama abidin’in yukarıdaki ispiyon dışında dediklerini demek için laflar hazırlamıştım. Özellikle Tulip için hiç iyi duygular beslemez oldum sezonun özellikle ikinci yarısında. Geçen haftaki (12.) bölümden sonra da “abi yazasınız yoksa 10 bölümde kalaydık” diye sayıklıyordum. Neyse ben finali izleyip öyle geleyim geri.
Güzel bir sezon finaliydi. 2. sezonu ben ilk sezondan daha çok sevdim ama sezonunun ikinci yarısı kötüydü biraz. 10 bölüm olsa daha iyi olurdu.
Denis den bende kurtulduğumuza sevindim.
Gelecek sezonda görüşürüz.
Finali anca izledim.
Gittiği yer ümit vermediği için iptal olursa üzülmeyeceğim. Devam kararı alırsa da 10’dan fazla bölüm olmasın bari. Umarım 2. sezonun ilk yarısındaki kafayı yakalarlar 3. sezon olursa.
(Bu arada ben de ikinci sezonu ilkinden daha fazla beğendim.)
İkinci sezon çok güzel başladı ve ilk yarısı çok güzel gitti. ancak ikinci yarıdan sonra baya bir baydı beni. Neyse ki kapanışı en azından ikinci yarıya oranla daha güzel yaptılar.
– İlk başta Hitler karakterini gördüğümde heyecanlanmıştım baya. Ama tıpkı The Saint of Killers gibi onuda heba ettiler.
– Eugene’in hikayesi zerre kadar sarmadı. Eeee çıktı cehennemden ne olacak şimdi?
– Tulip’in öleceğini ya da en kötü vurulacağını ikinci yarı başladığında tahmin etmiştim. Devamlı rüyalar, barda kendini vurdurmalar belliydi. Ama geri döneceği kesin. Böyle öldürmezler onu.
3. sezon olursa görüşmek üzere.
S3: Betty Buckley, Colin Cunningham, Jeremy Childs & Liz McGeever
Season 3 Teaser Trailer
Tamam
Season 3 Behind the Scenes & Teaser
Season 3 Trailer
S3 Poster
Posteri görünce bi gülme tuttu beni
Gelse de izlesek.
S3 Poster
Her zamanki tarzında ve genel olarak sakin bir bölümle dönmüş. Aşağı yukarı tahmin edilesiydi olanlar.
Jesse’nin Cassidy-Tulip’i öğrendiği iyi oldu. Nihayet.
@aytackara’ya katılıyorum. Diziyi özlemişim. Sadece flashbacklerde
Bunun 3. sezonu beni dağıtmaya başladı, umarım devamında daha hoş olur.
3×04’ten geliyorum.
Ay nasıl bırakasım var ve bırakamıyorum bu diziyi hayretler içindeyim. Modu hoşuma gidiyor diye gidiyorum herhalde ama ne olduğu vs. hiç ilgimi çekmiyor artık. Karakterleri seviyorum diye düşünüyorum ama herhangi biri diziden çıksa zerre üzülmem sanırım (Cass hariç). Göz devire devire bi hal oldum zaten geçen yıldan bu yana. Şafak sayar gibi bölüm sayıyorum. Neyse ya en azından bu sezon 10 bölüm.
Bu sezonun beni de dağıttığını söylemem lazım. Muhtemelen kötü değil ama sanki ilgi çekici de değil.
Artık bölümleri geçe geçe izlemeye başladım, bitse de gitsek.
Onayı yoksa bunun iptal ediverin.
Atlaya atlaya bakanlara beni de yazın. Baydı.
Atlamak huyum olmadığından öyle yapmıyorum. Herr Starr’ı biraz daha izleme hatrına sezon sonunu getireceğim. Ama sezon sonunda iptal olmazsa benden kesin pas. Keşke çektikleri diziyi bi oturup izleselerdi.
Ben de atlamıyorum ama 1.30’luk video hızıyla izliyorum, daha tatlı oluyor öyle.
Çok şükür bitti.
Henüz onay almadı sanırım, almasını istemiyorum, alırsa da 4 e bakmayı hiç düşünmüyorum. Dizinin kafasını seviyorum ama bu sezon yetti dedi artık.
Bitti nihayet. Sezonluk konusunu kendi usulünce tamamlayıp bir şeylr daha anlatacağız diyerek gitmiş.
Cassie’yi izlemek hala hoşuma gidiyor sanırım. Onun da vampir grubunu tamamladıkları iyi oldu. Açıkçası evin tepesinin açılıp da çoğunun yandığı tarafı sevdim. İlk sezonda da böyle bir şeyler yapmıştı ve o da çok hoştu.
Gelecek sezon olur mu kendileri bilir. Olursa vakti geldiğinde duruma göre ayrı düşünürüm. Anlattığını biraz daha hızlı anlatsa ve çizgi romanları daha iyi olacak yalnız.
Geçen sezona göre daha fazla sevdim bu sezonu. Muhtemelen üst üste izlemenin de yararı olmuştur. Hala eğleniyorum.
Reyting kaybı büyük ama sanki 3. sezonu alır.
Ay bu arada sezon boyunca bu jesus kim diye bakıp durdum ve nihayet son bölümde uyandım! Peker Açıkalın yahu…
Daily Mail, Lily James ve Dominic Cooper “Is This Love?” filminin kadrosunda yer alacaklar diye haber yapmış.
Detayında “Çekimlere yeni yıl öncesinde Cooper Preacher’ın yeni sezonu için Avustralya’ya gitmeden başlanacaktı ama plan değişti. Cooper döndükten sonra ve James de Rebecca’nın çekimlerini bitirince Temmuz ayında başlanacak,” yazıyor.
Bir yerlerden buna onay gelebilir yakında.
Gelmeseydi keşke…
Tyson Ritter ana kadro oyuncusu olmuş.
Poster
İlk iki bölüm erken gelmiş.
Aynı absürtlükle dönmüş, komedi dizisi izlermiş gibi güldüğüm zamanlar oldu. Hikaye kısmı aynı tas aynı hamam. En iyi yine Cassidy benim için.
* Cassidy’yi kurtarma çabası ne uzun sürdü öyle. Kaçmayı denedi, olmadı, işkence aşamasına döndü ve başa döndük iki bölüm boyunca. İki taraf arasındaki savaş dışı ne anlatacaklar acaba?
Yalnız ben çakma Mesih’ten hiç hoşlanmıyorum.
* Tanrı’nın dinozorları üretim hatası üzerine yok ettiği hikaye bölümünde gözümü devirdim. Eğlenceli olması gerekiyordu ve kimi açılardan da öyleydi ama yani… Pöf. Bu dizi de böyle gerçi.
* Pip Torrens‘i en son Deep State’te görmüşken oradan Poldark’a geçmiştim. Şimdi de bu geldi, haftada iki doza çıktı. Adam 2016’dan beri o kadar dibimde ki özletmiyor.
S4 Poster
FTWD’in yolundan gidecek gibi duruyor. 4×03, bugünden gelmiş.
4×06 üzerine:
Hiç fena bir hamle değidi. Tebriks.
Güzel plan, ben destekliyorum. İnsanlığa ölüm.
* Absürtlükte daha nereye gideceksiniz diyeceğim ama olabilecekleri kestiremediğim için demesem daha iyi.
* Aklıma Nihal’in “Bihter neyi itiraf edecek Firdevs Hanım? Behlül’le ne ilgisi var?” sahnesi geldi.
Final öncesi hafta sonu 9 bölümü de hüplettim. Bilmiyorum üst üste izlediğim için mi oldu ama keyif aldığımı söyleyebilirim. Sıktığı, oyaladığı yerler oldu tabii ama bayağı bayağı kahkaha attığım (malum karakterin başına gelenler) yerler de oldu. Son 2 sezonuna göre daha iyi olduğu kesin.
Bekliyoruz finali.
Son iki sezona göre daha iyi olduğuna ben de katılayım.
“Son 2 sezona göre iyi gidiyor” dememek için kaç bölümdür kendimi tutuyordum ama madem gündeme geldi ben de diyeyim ve şeytanın kulağına kurşunumu da sıkayım.
@dkamoy geçen gün rüyamda bana Preacher izle diyordun, yahu dur iş çıkarma başıma diyordum.
Yok yine de girmem son sezona.
Hikayesini düzgünce toparlayıp gidivermiş, 55 dakikaya çıkartıp bir sürü şey de koymuşlar. Geçtiğimiz iki sezon daha iyi olabilirdi ama bu sezondan memnunum. Düşündüğümde birinci sezon finaliyle hatırlarım herhalde.
* Kapanışına saygılar.
*
– Humperdoo’yu öldürdükleri ne yalan söyleyeyim iyi oldu, ben de bunu istiyordum.
– Cassidy’nin 42 sene kadar diğerlerinin yanına uğramaması ama finalde güneşe teslim olması şık bir hareketti.
– Tanrı’yı öldürüp yerine kovboyu getirmeleri biraz ironikti.
* Arseface dört sezon boyunca ne işe yaradı cidden anlamadım. Empati ve sempati de geçmedi.
* Herr Starr’ın absürtlüklerini özlemeyeceğim. Pip Torrens’le de bu sefer The Nevers’ta görüşürüz herhalde.
Bitirdim geldim. Güzel bir sezon beklemiyordum ama bence gayet güzel bir son sezon oldu. Hele ki geçen sezonda bırakmaya karar vermişken son olması hatrına girmiş bünyeme ilaç gibi geldi.
Çok güzel absürdlükler, leziz karakterlerle karşılaştık. Din olgusunu dibine kadar yormaları da cabası. Geçen sezon olsa batırarak giderdim ama şimdi iyi bir dizi izledim moduyla veda ediyorum. Ellere sağlık.
@necdetcem7 Senin rüyayı yarı gerçek yapalım madem. Nerede bıraktıysan salla arada olan biteni. Otur sadece son sezonu izle. Arada anlamadığın bişiler olursa “bu kim, bu niye böyle?” diye bize sorarsın.
@dkamoy, valla seni kırmayı hiç sevmem ama şu sıralar çok doluyum fakat edinip bitireyim bari öyle diyorsan.
Ama cidden 3 ü bitirdim fakat baya unuttum ne oldu ne bitti.
Sezon beklentilerimin oldukça üstünde geçti. Oldukça eğlendiğimi söyleyebilirim. Lan çarpılacaksınız (çarpılacağız) şeklinde tepkiler vermedim değil Finalini de beğendim, güzel toparlamışlar. Karakterlere güzel veda ettik. Ben de bırakanlara rahatlıkla geri dönün bitirin diyorum.
@necdetcem7, 4’e başlayınca hatırlarsın her şeyi.