DC’s Legends of Tomorrow || Tanıtım
451 yorum okakacukaka 28 Ocak 2016 08:43
DC evreni süper kahramanlarının maceraları tam gaz devam ediyor. Bu evrenin son halkası, 21 Ocak itibarıyla The CW kanalında yayın hayatına başlayan Legends of Tomorrow oldu. Arrow ve The Flash dizilerinin ortak bir yan dizisi (spin-off) olan bu yapım, tıpkı diğer iki dizide olduğu gibi Greg Berlanti imzası taşıyor. Yanına da The Flash‘tan Andrew Kreisberg ve Arrow‘dan Marc Guggenheim‘ı alıyor. Şimdi gelin bu diziyi biraz daha yakından tanıyalım.
[Buradan sonrası LoT’un ilk bölümünden, The Flash’tan ve Arrow’dan ufak ufak ispiyon (spoiler) içerebilir!]
2166 yılı Londra‘sındayız. Vandal Savage tüm gezegeni ele geçirmeye çok çok yaklaşmıştır. Bir Zaman Efendisi olan Rip Hunter, Savage‘ı durdurmak için bir plan yapmıştır ve bunu Zaman Efendileri Konseyi’ne sunar. Umduğu gibi bir tavırla karşılaşamaz. Gemisine atlar ve soluğu 2016 yılında alır. İhtiyacı olan yardımı alabileceği kahraman ve kötü adamları bir araya getirip Savage‘ı yenmeyi hedeflemektedir. Peki, bunu başarabilecekler mi? İzleyip öğreneceğiz.
KARAKTERLER:
Rip Hunter:
Kendisi Doğu Londra‘lı bir Zaman Efendisi. 2166 yılından günümüze gelip ekibi teker teker topluyor ve tehlikenin ne denli büyük olduğunu anlatıyor. (1. bölüm ispiyon) Savage’a olan öfkesinin sebebinin, ailesinin Savage tarafından katledilmesi olduğunu öğreniyoruz. Karakteri Artur Darvill canlandırıyor. Kendisi bu tür zaman yolculuklarına pek de yabancı değil. Kendisini Doctor Who’daki Rory Williams karakteriyle hatırlıyoruz.
Ray Palmer / ATOM:
Bir yanı dahi bir bilim adamı, diğer yanı yaratıcı bir mucit. Ayrıca bir süper kahraman. Kendisi LoT‘a Arrow‘dan transfer oldu. Ray oldukça neşeli, daima iyimser ve hazırcevap biri. Çok uzun süreli uğraşlarının sonucunda kendine bir zırh yapar. Bu zırh ile uçabilir, güçlü bir ışın atabilir. Ama bu zırhın en büyük özelliği kendini küçültebilmesidir. Bir karınca boyutuna hatta daha da ufak bir boyuta indirerek bir bilgisayarın içine sızabilir. (Arrow 3. Sezon finali ispiyonu) Bu küçülebilme özelliğini zırhı nedeniyle yaşadığı patlamadan sonra kazanmıştı. Kendisi uzun bir süre ölü olarak biliniyordu ancak ölmediği sadece küçüldüğü anlaşıldı ve kurtarıldı. Ray Palmer rolüyle karşımıza Brandon Routh çıkıyor. Kendisini daha önce Chuck ve Partners dizilerinde görmüştük. Ayrıca 2006 yılı yapımı Süperman Dönüyor filminde Superman‘i canlandırmıştı.
Sara Lance / White Canary:
Sara, Suikastçiler Birliği‘nde Ra’s al Ghul‘un emrindeydi. Ancak onu terkederek Starling City‘ye geri döndü, kahraman oldu. (Arrow 4. sezon ispiyonu) 3. sezonda öldürülmüştür. Ancak 4.sezonla birlikte Laurel’ın Sara’yı Lazarus Pit’e sokmasıya birlikte tekrardan hayata dönmüştür. Şimdi Rip Hunter onu ekibe katmak ister çünkü kendisi çok yetenekli bir suikastçidir. Sara Lance de LoT‘a Arrow‘dan katılanlar arasında. Sara Lance olarak Caity Lotz‘u izliyoruz. Kendisi daha önce Mad Men ve tek sezonda kalmış olan Death Valley dizilerinde karşımıza çıktı.
Jefferson “Jax” Jackson / Firestorm:
Jax lisede futbol takımının oyun kurucu pozisyonunda oynarken bir maç sonrasında Star Labs‘te yaşanan patlamanın etkisiyle sakatlanır ve futbol hayatı biter. Futbol hayatı ile birlikte eğitim hayatı da biter. Tek umudu futboldan gelecek olan burstu ancak sakatlanınca bunu kaybeder. Parasızlıktan üniversite masraflarını da karşılayamaz ve çalışmak zorunda kalır. (The Flash 2. sezon ispiyonu) Firestorm’un iki yarısından biri olan Ronnie Raymond’ın ilk sezonun finalinde kendini feda etmesiyle birlikte Firestorm yarım kalır. Onun yerine geçebilecek birini ararlarken en uygun kişinin Jax olduğu anlaşılır. Biraz zor olsa da kabul eder ve yeni Firestorm o olur. Firestorm‘un kas gücüdür. LoT‘a The Flash‘tan transfer olmuştur. Jax karakteriyle karşımıza Franz Drameh çıkıyor. Kendisini daha önce River dizisinde ve Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında) filminde görmüştük.
Dr. Martin Stein/ Firestorm:
Kendisi bir dahi. Rip Hunter‘ın teklifine kahraman olarak yaklaşmaktan ziyade bilim adamı gözünden bakıyor. Yıllarca zaman yolculuğu hakkında araştırmalar yapmış biri. Ayrıca Firestorm‘un diğer yarısı. İkilinin beyni de diyebiliriz. Oldukça neşeli bir karakter. Bu maceraya son macerası olabileceği gözüyle bakıyor. Martin Stein karakteri ile Victor Garber karşımıza çıkıyor. Usta oyuncuyu daha önce Web Therapy, Power, The Slap gibi dizilerde ve Titanic, Sicario gibi filmlerde gördük.
Leonard Snart / Captain Cold:
Leonard değerli şeylerin peşinde bir hırsız. Babası yüzünden bir suçlu olmuştur. Elindeki silah çok kuvvetli bir buz silahıdır. Bu yüzden The Flash’tan Cisco ona Captain Cold lakabını takmıştır. Zamanla aslında çok da kötü biri olmadığı ortaya çıkmaya başlamıştır. Ortağı Mick Rory‘nin aksine mantıklı bir adamdır. Captain Cold rolünü Wentworth Miller canlandırıyor. Kendisini en iyi efsane dizi Prison Break’in Scofield‘ı olarak biliyoruz.
Mick Rory / Heat Wave:
Leonard‘ın aksine Mick daha çok sıcak ile ilgilenmektedir. Kundakçılık yapan bir suçludur. Yıllar önce vücudunun büyük kısmı yanmıştır ancak yine de ateşe ve sıcağa karşı bir korkusu yok. Aksine büyüleyici bulmaktadır. Elinde çok güçlü bir alev silahı vardır. (The Flash İlk Sezon İspiyonu) Hem Captain Cold’un hem de Heat Wave’in silahlarını Cisco yapmıştır. Kendisini kaçırıp zorla yaptırmışlardır. Leonard ne kadar mantığıyla hareket ediyorsa Mick de tersine direk aksiyon modunda. Mick Rory olarak Prison Break’in Lincoln Burrows‘ı Dominic Purcell‘i görüyoruz.
Kendra Sunders / Rahibe Chay-ara / Hawkgirl
Carter Hall / Prens Khufu / Hawkman
Vandal Savage / Hath-Set
Bu üçü birbiriyle bağlantılı olduğu için tek başlık altında anlatmayı uygun buldum. Milattan önceki yıllarda Mısır‘da Hath-Set (Savage) isminde bir rahip vardır ve bu rahip rahibe Chay-ara‘ya aşıktır. Ancak onun gönlü Prens Khufu‘dadır. Hath-Set bu aşkı öğrenir. İkisini öldürür ve onları lanetlemesi için Tanrı Horus‘a dua eder. Tam bu sırada bir göktaşı düşer, 3’ü birden etkilenir. Peki etkileri nelerdir? Vandal Savage ölümsüz olur. Ama kuvvetlenebilmesi için Khufu ve Chay-ara‘yı devamlı öldürmesi gerekir. Öldükten sonra devamlı tekrardan hayata dönerler ve her defasında birbirlerini bulurlar. Bu tam 206 kez gerçekleşir. Yani 206 kere Savage tarafından öldürülürler. Hawkgirl rolünde Ciara Renée, Hawkman rolünde Falk Hentschel ve Vandal Savage rolünde Casper Crump karşımıza çıkıyor.
SON SÖZ:
Yapımcılar diziyi şu şekilde tanımlıyor; “Arrow ile kökleri olan süper kahraman temalı bir suç draması yarattık. The Flash ile bilim kurguya adım attık. Maceraların çok iyi olduğunu biliyorduk ama aynı zamanda içine aile draması eklemek istedik ve bu Flash‘ın özgeçmişi oldu. Böylece süper kahraman temalı bir aile draması yarattık. Legends of Tomorrow ise bambaşka bir dünya olacak. Televizyondaki ilk süper kahraman karması. Arrow ve Flash‘ı izlerseniz Legends‘ın aynı dünyadan olduğunu anlarsınız. Ama aynı zamanda çok farklı hissettiriyor. Bilim kurgu unsurları var, zaman yolculuğu unsurları var, içinde canlı bilgisayarı olan bir uzay gemisi var. Dünyayı genişleterek insanların bu yolculuğa katılmasını heyecana bekliyoruz.”
Dizi ilk bölümüyle bana kalırsa iyi bir başlangıç yaptı. Bölümün ilk yarısı ekibin kurulması konunun ne olduğu gibi şeylerle geçti. Yarıdan sonra ise birazcık vitesi yükseltti. Kişisel görüşümü eklersem bence güzel bir kadro kuruldu. Çekimser yaklaştığım iki kişi var. Birisi Jax diğeri Carter. Umarım uyum sağlarlar. En beğendiğim karakter kesinlikle Vandal Savage oldu. Oyuncu da harika bir seçim olmuş. Hikayesini güzel anlatırlarsa televizyondaki en iyi kötü karakter (villain) olabileceğini düşünüyorum. İlk sezonun 16 bölüm süreceğini buradan bir kez daha hatırlatalım. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim
Tanıtım Fragmanı:
yorumlar
Eğlenceli bir geçiş bölümü olmuş, evet.
Haftaya yayınlanacak bölümden sonra bu da iki haftalığına ara verecekmiş eğer IMDb’ye inanırsak.
* Mick muhtemelen ölmemiştir, Snart o kadar ileri gitmez diye düşünüyorum. Belki de adamı buz adama çevirir de geminin bir tarafına koyarlar. Koca gemide soğutucu tarzı bir ortam vardır gibime geldi. Gerçi ben hala oyuncunun ve karakterin diziden çıkacağına tam ikna olmuş değilim. Prison Break diyeceğim, W. Miller buradayken mantıklı bir bahame olmaz sanki. Tabii bu da gidiyorsa herhalde birkaç bölüme ekibe birisini daha alırlar.
Fena değildi bölüm sıkmadan izletti kendini.
– Son sahnede Snart’ın Rory’i öldürmüş olabileceğini düşünmüyorum. Bakalım haftaya öğreneceğiz.
Son bölümü 4 seferde falan bitirebildim. Sıkıldım.
Karşılaştırma yapma adına söylüyorum şu anda Supergirlu bundan çok daha severek izliyorum.
Bu arada bölümde takıldığınız
S01E08
Beğendim bu bölümü. Gayet güzeldi. Zaten geçmiş bölümleri her zaman hoşuma gidiyor. Uzun bir süre gelecek ve zaman boşluğu bölümleri çekmeye çalışmazlarsa sevinirim.
Konuk oyunculardan Ali Liebert ve Melissa Roxburgh çok yakışmışlar bu bölüme. Ortalık fabrikasyon beyaz sarışından geçilmedi valla bu bölüm. Ki bu hoşuma gitmedi değil. Bu arada; Melissa Roxburgh-Caity Lotz benzerliği de harbiden ciddi boyutlarda. Kafamda ‘Kardeş falan mı acaba bunlar?’ sorusuyla izledim bütün bölümü.
Son sahne de çok iyi yerde kaldı bu arada. S01E09 Trailer
Bu da araya kaçmış.Yeni bölüm 3 hafta sonra bu arada.
@meorman: Öyleymiş
Aksiyonun düşüklüğü reytingi vurmuş. Malum yere kadar dizi ağır gitti. Reyting kaybı anlaşılıyor.
Şu Caity Lotz‘un başrolünde olduğu Nikita tadında ayrı bi dizi yapsalar ilk sevinecek kişi ben olurum sanırım.
Nikita yapamıyorlarsa yanına bi jön koyup, anlaşamayan bir ikili üzerinden bir polisiyeye de (merhaba castle, forever, lucifer vb.) fitim.
@dkamoy: +1
@dkamoy: Katılıyorum, keşke.
@dkamoy ve @necdetcem:
Caity Lotz’un eskiden rol aldığı bir polisiye var. Death Valley diye. Tek sezonluk. Bir göz atın isterseniz
@okakacukaka : Da ben sözümona belgesel (melgesel) türünü sevmiyorum. Onu n’etces?
Yapma yaa. Fena da değildi aslında. Benim gibi başına sıfır beklentiyle oturunca arada güldürüyordu
NOT: İzlediğim ikinci yabancı dizidir kendisi
bu bölümle benim tadım iyice kaçtı. Oysaki ortam felan iyiydi aslında. Ama zorlama senaryo bütün herşeyi aldı götürdü. Aslında pek sallamazdım bölümün genel hikayesini ama Vandallı son sahne “yeter ya” dedirtti sonunda.
Hastane de, hemşire ve Saranın sahnesiyle kısa ama güzel bi şekilde kadınların iş hayatında yaşadığı bir zorluğa değinmiş dizi. Ama bununla yetinmeyip dönemin diğer bir sorununa değineyim derken bence baya saçmalamış. Sara daha 2. lafında kıza ettiği laf “kız arkadaşın var mı? Sonuçta erkeklerle ilgilenmediğin kesin”. Saranın gaydarı ya 2140 teknolojisinde ya da doktoru reddeden bir hemşire kesin gay olmalı gibi akla ziyan bi çıkarım yapmış. Yahu senarist yapamayacaksan bi bölüme doldurma işte her şeyi.
Dizi sonunda elimize güzel bi hikaye sunsa bunlar çok rahatlıkla göz ardı edilebilecek şeyler tabi. Sonuçta bu kısımlar dizinin doldurma kısımları. Ama dizinin bizi sunduğu hikaye camdan fırlayıp kaybolan bir savage. Adam yanlışlıkla duvara çarpsa orda savageı öldürüp diziyi bitirecekler yani. Orayı geçtim en başta bin yıldır savagea yenilmiş kendrayı göndermek yerine yüz tane daha iyi plan yapılabilir orda. Mesela ekipte cep boy bi atomunuz var, orda kullansanız ya işte. Ya da hepiniz adamın üstüne çullanın olsun bitsin. Savageın yine ortadan kaybolmasının sebebi belli tabi, daha yayınlanacak bölümler var ama madem düzgün yazamıycan bu duruma getirme o zaman işleri.
Neyse, benim diziden çok umudum kalmadı artık. Yine sezon finalini görürüm heralde. Dizi gene ara ara güzel hareketler yapacaktır ama dizinin genel hikayesiyle beni tatmin edeceğini sanmıyorum şu anda.
https://www.youtube.com/watch?v=QFFieIQ8Eo0
Bir Arrow karakteri 31 Mart’ta yayınlanacak olan bölüme konuk oluyormuş.
sıktı bunlarda daredevıl izleyince böle oluyor belli bir ara dan sonra sıkıyor
İzlemesi son derece keyifliydi. Benim şu ana kadarki en çok sevdiğim bölüm bu oldu diyebilirim.
*Ray-Kendra ilişkisi açısından da güzel oldu bu 2 yıllık süreç. Kendra, gemiye döndükten sonra ruhsuz tavırlar sergileyip Ray’i ve beni üzse de sonrasında telafi etti bir şekilde. O geçiş sürecini ve Jax’in kıskançlıkla bezeli serzenişlerini izlemek de eğlenceliydi tabi.
*Matt Nable’nin canlandırdığı Ra’s al Ghul karakterini ve Suikastçiler Birliği’nin o çok sevdiğim mekanını yeniden görmek de güzeldi.
*Uzuv yenileyen teknoloji de hoşuma gitti bu arada. Elsiz bir Snart hiç çekilmezdi keza!
*Suikastçiler Birliği’nin 2008’de Sara’yı nasıl bulduğunun açıklanması açısından da faydalı oldu ayrıca.
*Dizi, Arrow ile ilgili satır arası bilgiler vermeye devam ediyor.
Bayılıyorum bu tarz satır arası bilgilere ya!
*
*Bir de hazır 2147’ye gitmişken birkaç tane ilginç bilim kurgu zamazingosu görebilsek iyi olurdu yani!
Şu noktaya ben de takıldım:
Sonradan ek: Şu an gittikleri geleceklerin hiçbirinde 2016’dan beri olmadığı için aslında normal ya.
Bu dizinin 1×11’i şimdiden malum ortamlarda; hatta İngilizce altyazısı da var. Malum ortamların en malumundaki bir yorumdan alıntı yapıyorum: “Screened early in Canada.”
Vahşi Batı havasını seven biri olarak bu bölümü beğendim. Sonunda şu meşhur
Stein’ın kurtardığı çocuğun Harrison Wells’in büyük büyük büyük dedesi çıkması güzel bir ayrıntı oldu.
Sara-Kendra ikilisini sevmeye başladım gittikçe.
Vahşi batı havası koklamak ve Jonah Hex’i izlemek güzeldi. Sonu da feci bitti.
Yalnız bölümde bir hata vardı ki acayip uyuz etti.
Önemli şahsiyetlere atıfta bulunmaları hoşuma gidiyor bu dizide. Bu bölüm de ünlü bilim kurgu yazarı H. G. Wells‘i anmaları güzeldi.
Valla zaman çizgisinin içine sıçtı bu ekip. Şimdiye her şeyin karman çorman olması lazım.
İzlemesi keyifli bir bölümdü. Ama irdelenecek çok şey var tabi. Hatta bazı şeyleri bölüm içinde kendileri de sorguladılar zaten.
Bu zaman çizelgesi olayının değişmesi konusu da hadi The Flash’ı geçiyorum ama Arrow için çok hassas bir konu bu arada. Sarah’nın çekip alındığı bir Arrow’da zaman çizelgesinde o kadar çok şey değişir ki anlatamam. Oliver’ın Sarah’nın olmadığı bir alternatif zaman çizelgesinde o gün o tekneye binmeyip Arrow olamaması bile ihtimal dahilinde.
Pilgrim’in gönderdiği hatunun zamanı yavaşlatma ve insanları ışınlama gibi yetileri varken yapmış olduğu tercihler de bir hayli saçma kaçtı tabi. Ama bu görmezden gelebileceğim bir ayrıntı tabi.
*Quentin’i yeniden saçlı görmek garipti.
*Jax’in babası ile tanışması güzel oldu.
*Gözlerim Lisa’yı aradı, bulamayınca büyük bir hüsran yaşadı.
*Sarah’nın genç versiyonunu izlemek çok eğlenceliydi.
*Sarah ve Kendra’nın bebek Snart’ı sevişleri çok tatlıydı.
Bu da bölümden baba-kız fotosu:
1×11 bölümü ile bir Sharknado tadı yakalanmış bence.
S01E13
Rezalet ötesi, boş beleş, benim için çöpten başka bir anlamı olmayan, 40 dakikanın 400 dakikaymışçasına çekilmez bir hal aldığı bir bölümdü.
Dizinin 1 tane bile beğendiğim gelecek bölümü yok. Olmuyor, olmuyor, olmuyor! Yazarın hayal dünyası gelecek üzerinde işlemiyor. Gelecek bölümü yazamıyorsunuz da çekemiyorsunuz da; zorlamayın daha fazla. Daha iyi yapabildiğiniz bariz olan şeyi yapın ve geçmiş bölümü çekin!
Jessica Sipos bölümdeki tek güzel şeydi bu arada. Slasher’daki hali çok daha güzel tabi bu hatunun.
Bölüm için güzel diyemeyeceğim ama çokta kötü değildi. En azından çoğu bölümden daha güzeldi diyebilirim. Ancak
Bu sezon 16 bölüm değilde 10 bölüm olsa çok güzel olabilirdi. Gereksiz bir uzatma ve doldurma bölümler oldu.
İlk sezonun sonunda diziyi bırakmayı düşündüm bende çoğu kişi gibi ama buna sezon finali ile karar vereceğim. Savage konusu kapanırsa eğer ikinci sezon dizi belki düzelebilir. Birkaç bölüm şans verip deneyebilirim. Olmazsa bırakırım.
1 x 13
Bende okaka’ya katılıyorum. Savage konusu sıktı artık beni, bu sezon kapatırlarsa sevineceğim. Bir de yeni süper kahraman eklemeleri ile güzel bir 2.sezon olabilir.
Genel açıdan CW dizilerinin bir sorunu şu 22 bölüm. Bu dizi 16 bölümken bile boş bölüm yapıyorsa gelecek sezon 22 bölüm olacak. Peki o zaman ne yapacak bu dizi ?
Yani adam gibi çekmek varken niye 22 bölümde ısrar edersin ki ? Mesela Arrow 16-13 bölüm olsa daha güzel olmaz mıydı ?
Ben superkahramanlari cok seven biri bile kalan bolumleri izlemeye elim gitmiyor. Izlerim, birakmam diziyi o ayri ama boyle bi heyecan yok. Oysa neler bekliyordum bu diziden. Bu dizinin beklentilerin ne kadar altinda kaldigini reytinglerden anlayabiliriz. Insanlar cok farkli, cok daha iyi seyler beklemisti. Gercekten uzucu. Muhtesem bir konuyu, muhtesem bir kadroyu heba ediyorlar.
Az önce yine bomboş bir 13’üncü bölüm izledim. 3 bölüm kalmış sezon sonuna, ittire ittire izleyip bitireceğim ama ikinci sezona girersem allah beni kahretsin.
Bu diziyi izlerken ikide birde “Kendra sen bi dönmemecesine ölsene” diyen var mı benim gibi?
@dkamoy: Sara dışında herkes için söylüyorum ben
Ben 2. bölümden sonra zorunlu olarak ara vermiştim diziye, ara verdiğim süreçte hiç özlemeyince yollarımız ayrıldı tamamiyle
1×15 fazla uzatmıcam 1×16 fragmanı izlemeyenler bakmasın
1×15
Bölümü genel olarak beğendim. Müziklerini daha çok beğendim.
S01E15
Ve 1 çöp bölüm daha! Son 3 bölüm rezaletti gerçekten. Baydılar resmen! Senaristin/senaristlerin hayal güçlerinin yetersiz kaldığı aşikar.
Malum oyuncunun diziden çıkış kurgusu da rezaletti bu arada. Otur 0!
Bu Savage ve zaman efendileri konusu gelecek sezon da devam ederse 2. sezon başında bırakırım ben bu diziyi.
Konuk olarak Flash ve bu dizide gözükebilirmiş, bu dizide gözükebilir ama Flash’da nasıl gözükecek anlamadım.
Ne güzel bizim Miller’ı bir dizide izliyoruz diyordum bu durum kötü oldu. Tekrar Prison Break başlayacak ama ne kadar sürer bilemeyiz.
2.sezona kafa yormaları ve para harcamaları şart, yoksa %90 güle güle diyorum bu diziye.
@necdetcem7 : 2. paragrafta “ve”den sonra yazacağın isim eksik galiba.
@dkamoy ‘bu dizide’ = LOT?
@aytackara : Haaa, ben de “x ve y bu dizide” diye düşünmüştüm. Taam, teşekkürler.
https://www.instagram.com/p/B84nlQyFdCN/
1×15
İyi bölümdü. O kadar kötü bölümün üstüne böyle bi bölüme çok şaşırdım. Yoksa haftaya beni kalmaya ikna edebilecekler mi? Görücez bakalım
1×15 üzerine:
Sezon geneline göre güzel bir bölüm olmuş doğruya doğru. Ama malum şeyi spoilerını önceden yediğim için ben de onu bekleyerek izledim. Hele de ta 1×06 yorumumda olmasını istediğimi yazdığım şey yapmışken bunun olması benim için tuhaf oldu.
Gelecek bölümün kendisinden ziyade Patrick J. Adams’ın diziye nasıl katılacağını merak ediyorum.
Ne iyiydi, ne de kötü. Fena değildi diyebilirim.
*Kuşlar da yuvalarına uçtu. Bence onların hikayesi de Savage ile beraber bitti zaten. Dönmemeleri hayrımıza olur.
*Güneşe sürme olayını çok komik kaçan bir şekilde oldu bittiye getirdiler.
*En sonda da 2. sezon konusu açıp aramızdan ayrıldılar.
sonunu kimse hiç beklemiyordu SÜPRİZ OLDU
Fena değildi sezon finali. Beğendim açıkçası.
Bölüm sonunda da gelecek sezonun sonunu ayarlayıp gittiler.
Umarım ikinci sezonda ilk sezonda yaptıkları hataları yapmazlar ve güzel bir sezon olur.
Tavuğa çok güldüm yahu…