Desperate Housewives — Tanıtım
36 yorum hayrola11 28 Mart 2021 08:09

Desperate Housewives dizisi Marc Cherry tarafından hazırlanmıştır, ABC Studios ve Cherry Productions yapımcılığını üstlenmiştir ve kurgusal bir kasaba olan Fairview’deki Wisteria Lane’de geçmektedir. Teri Hatcher, Felicity Huffman, Marcia Cross ve Eva Longoria ana karakterlerini canlandırmıştır.
3 Ekim 2004 tarihinde ABC kanalında yayına girdi. Emmy, Altın Küre ve Screen Actors Guild gibi birçok törende birçok ödül kazandı. 13 Mayıs 2012 tarihinde final yaptı. Ülkemize uyarlandı, “Umutsuz Ev Kadınları” Kanal D’de üç sezon ve 154 bölüm sürdü.

Herkesi şaşırtarak, beklenmedik bir anda intiharı seçen Mary Alice Young, “oralardan bir yerden” dört yakın arkadaşının yaşadıklarını anlatıyor. Dört ev kadınının rutin yaşamları ne kadar sıkıcı ve tekdüze görünse de işin gerçeği hiç de öyle değil.
Karakterler
Susan Mayer / Teri Hatcher: Boşanmış bir illüstratör. Diziye romantik komedi havası katan karakterimiz kendisi. Bazen biraz fazla “ümitsiz” görünse de iyi kalpli bir kadıncağız. Ergen kızıyla beraber yaşıyor. Bu kızımız da çok bilmiş, küçücük aklıyla annesine her konuda akıl veren, aslında kendisi anne olan kızlardan.
Lynette Scavo / Felicity Huffman: Basamakları emin adımlarla tırmanan bir iş kadınıyken evlenip 4 çocuk doğuran bir anne. İş yaşamı – ev yaşamı çatışmasını yansıtan karakterimiz kendisi.
Gabrielle Solis / Eva Longoria: Eski bir model. Zengin bir adamla evlenip mücevherlerle dolu bir dünyaya adım atıyor heyecanla ama para mutluluk getirmez kadınımız bu da…
Bree Van De Kamp / Marcia Cross: Kendini ev işlerine, yemeğe, ailenin önemine vermiş, had safhada saplantılı bir kadın. Mükemmeliyetçi.
Mary Alice Young / Brenda Strong: Dizinin anlatıcısı ve ekibin üyesi.





yorumlar
James Denton & Teri Hatcher, Hallmark’ın bu yılki Noel filmlerinden ‘A Kiss Before Christmas’ın başrolünü üstlenmiş.
Eva Longoria, dizinin yeniden çekilmesine sıcak baktığını, eğer böyle bir şey olursa kabul eden ilk kişinin kendisi olacağını ve Gabrielle rolünü yeniden canlandırmak istediğini, o dönemin hayatının en güzel zamanı olduğunu söylemiş.
Disney+ sağ olsun evde arkada dönüp duruyor yine bu, kimler kimler geçmiş konuk olarak ya burdan
Armie Hammer, Sarah Paulson falan görünce bi bakayım dedim, tvline listesi varmış.
20. yıl için “special reunion” planlıyorlarmış. Ama spin-off şeklinde değil.
@rpdi Şuradaki yorumuna cevaben:
Olur mu ya? Az konuşmadık. Bi de her bölümden sonra yorum yapma manyaklığı o sırada yorumlarda değil de “inceleme yazısı” kisvesi altında yapılırdı.
Senin izlememiş olmana ben şok! Neyse geç olması hiç olmamasından iyidir. Bi de eski bir diziyi hortlatanın sen olmasına sevindim.
DH candır yaaa…
İlk 4 sezon daha bir efsaneydi, sonra kan kaybı yaşamaya başladı ve tam zamanında da güzelce bitirdi bence. Bazı storyline’lar aşırı saçmaydı (
gibi gibi) ama genel olarak çok samimi ve gerçek bir diziydi. Susan dahil bütün kızları çok seviyorum. Bree ilk sezon antipatik gelirdi ama zamanla o da bir açıldı pir açıldı. Hakikaten harika bir ansambl. Mary Alice’in pamuk gibi sesi de sanırım tüm zamanlar narrator favorim olabilir (Üzgünüm Kristen Bell). Ne diyeyim daha, iyi ki vardı.
20.
S01E01
‘Bir ara bir 2. tur atayım dediğim dizilerden hangisini öne alsam ki?’ diye düşünürken bunda karar kıldım.
2012 yılı yazında dizi final yaptıktan hemen sonra başlamıştım ben bunu izlemeye. Ayda 1 sezon izleye izleye de 8 ayda tamamlamıştım 8 sezonu. İşin gizem kısımlarıyla ilgili çok fazla bir şey kalmadı tabii aklımda. Lynette’in ikizlerinin bu derece yorucu oluşları bile çıkmış aklımdan ki onu bu bölümde izlerken fark ettim.
Nicollette Sheridan’ı ve karakteri Edie Britt’i çok sevdiğimi anımsıyorum. O diziden kovulduktan sonra dizide eksikliğinin büyük hissedildiğini de. Ki 2. tur kuşağımda bu diziyi öne almam da geçenlerde Lucky Chances dizisinde onu izlemiş olmamdan kaynaklı denebilir biraz aslında. Teri Hatcher’ı izlemeyi her daim çok sevmişimdir ve buradaki karakteri Susan’ı da epey bir severdim diye anımsıyorum. Eva Longoria’nın karakteri Gabrielle’i Susan ile birlikte dizinin en büyük eğlence kaynağı olarak anımsıyorum. Ama karaktere ne derece sempati duyuyordum konusu flu bende. İlk sezondaki bahçıvan hikayesi negatif etki yaratmıştır başlarda tabii. Sanırım 2. sezon sonu, 3. sezon başı gibi yaşattığını yaşamaya başlayınca daha fazla sever hale gelmiştim Gabrielle’i. Parladıkça değil de düştükçe sempatikleşmişti sanırım anne de olduktan sonra falan. Lynette’i ya ilk başlarda severdim de sonra sevmemeye başlamıştım ya da önceleri sevmezdim de sonra sevmeye başlamıştım. Ya da hiç sevemedim gerçek manada. Orası da flu. Ama o çift özelinde her daim Tomcuydum sanırım. Bree’yi ise karakteristik özelliklerinin yanı sıra oyuncu seçiminden ötürü de sevemediğimi anımsıyorum. Ama bu diziden sonra Marcia Cross’u bu diziden hemen önce çektiği Everwood dizisinde izleyip sevdim. Çok daha öncesinde çektiği Melrose Place’ta izlerken de sevmekte bir sorun yaşamadım ayrıca kendisini. Yani Bree’yi sevemememin Marcia Cross ile bir alakası yokmuş. Tamamen karakterin kendisiyle alakalıymış. Ki son sezonlarda (Zaman atlaması yapıldıktan sonraki dönem olabilir.) karakter biraz daha sevilebilir hale geliyordu da sanırım.
Sonradan katılanlardan Kyle MacLachlan’ın karakterini sevmiyordum diye hatırlıyorum. Neal McDonough, dizinin 1 sezonunu çok iyi taşımıştı. Drea de Matteo, Charles Mesure, Vanessa Williams falan dizideki etkisini unuttuğum isimleri izlemek de güzel olacaktır illaki. Bir veya birkaç bölümlük konukluklar arasından ise Helena Mattsson’unki kaldı en çok hatırımda. Bu kategoride de o vakitlerde belki çok tanımadığım birçok yüzü burada tekrar görmek güzel olacak elbette.
Neyse, başladım bakalım. Hayırlısı olsun yeniden. Kaldı 179. Bakalım diğer dizilerden boşluk yarattıkça bu kez kaç ayda tamamlayacağım?
Bu arada böyle efsane bir diziye bu kadar sönük ve de kötü bir tanıtım yazısı hiç yakışmamış cidden. O kadar özensiz, o kadar yetersiz ki! Konu kısmındaki bilgiler bile ilerleyen sezonlardan. İzlemeden yazmaya çalışmış belli ki yazan. Bu sitenin gördüğü en kötü tanıtım yazısı olabilir bu.
S01E03
Brandi’nin Anne Dudek olduğunu IMDB’ye bakmamış olsam çıkaramazdım.
S01E05
-Julie, Susan’a annelik yapmaya devam ediyor resmen yorulmaksızın.
-Polisin yaptığı şey tam küfürlüktü. Yakalandıktan sonraki halleri de tam olarak eski kocasının tavırlarıydı bence de.
–Juanita: Yanına arabaya atlamak yerine takip edeydin ya!
S01E07
Ya moruk; niye tek başına geliyon? Oğlunu da yanına alıp gelsene!
S01E11
Kalsaydı biraz daha Marla Sokoloff keşke.
Niye bu kadar çaktırdın ki Tom? 
S01E12
Edie: Gardrobuna kurban olduğum!


Bu arada Susan’a verdiği ceza, hatta onu talep ediş biçimi bile çok naif değil miydi ya?
Hastanım cidden be Edie!
Yer almadığı bölümlerde gözüm hep onu arıyor.
S01E14
Rahmetli Kathryn Joosten de giriş yaptı bu bölümde diziye. Huysuz ve tatlı kadın Karen rolüyle. Diziye önemli katkılar sağlamıştı.
S01E16
Susan’a fena uyuz oldum bu bölüm. Çıktıktan sonra kapıyı çalıp Edie’yi o durumdan kurtarması gerekiyordu. Çok ayıp cidden yaptığı. Olan Ediecigime oldu.
S01E17
Sen doğru olanı yaptın Lynette. Siz zaten doğru olanı yaptınız Rex ve Bree. Geç bile kaldınız hatta. Sen de kendince doğru olanı yaptın Gaby. Sen elbette Şeytan’ina güvenmekle yanlış yaptın Carlos. Sen doğru olanı yaptın Edie. Sen yine yanlış olanı yaptın Susan. Edie her cümlesinde o kadar haklıydı ki! Senden arkadaş falan olmaz. Çok bencil, çok ben merkezcisin.
S01E19
*Susan’in annesinin bu hallerini gördükten sonra Susan’in anneliğini sorgulamamaya karar verdim. Bu şartlarda olabileceğinin en iyisi buymuş deyip geçiyorum.
*Carlos, boynuzlandigini öğrensin artık bir zahmet. Evet, çok matah bir adam olmayabilir ama bu kadar aşağılanmayi da hak etmiyor.
S01E23 (Sezon Finali)
An itibariyle hem Bree’den hem Lynette’ten hem Gaby’den hem Zach’ten hem de o bahçıvan bozuntusundan iliklerine kadar nefret etmeyen bizden değildir.
Tom: Seninki ceza değil ki ona. Aksine ödül. Farkındasın değil mi? Ceza, kapıyı vurup çıkmak ve onu 4 çocukla bir başına bırakıp gitmek olurdu.
Bree: Yok böyle bir psikopatlik! Akıl hastanesinde tutulman lazım senin!
S02E01
*Ben bir ders vermeye çalıştığını, doktorla birlikte oyun oynadığını düşünmüştüm.
*1 tane bile gerçek seveni, özleyecek olanı yokmuş ya lan! Annesi ve oğlu dahil. Yazık cidden!
*Bu sokağa normal biri taşınmaz mi hiç?
bir haftadır bunu izliyorum. sezon finali biraz şok etti. hiç beklemediğim şeyler oldu.
bree her zaman soğuk nevale olmuştu ama etrafı toplamayı bitirdikten sonra bir anda ağlamaya başlaması çok gerçekti. gözlerim doldu. ki o sırada rex in ölmediğinden bir dolaplar çevrildiğinden emindim. bence yazarların niyeti oydu am sonra oyuncuyla anlaşamadılar. son sahnesinin brie ye öleceğini biliyormuş gibi veda mektubu yazarken olması hemen öncesinde de doktorla malum konuşma biraz o yönde düşündürdü. ameliyat öncesi ölme ihtimali yoktu. durup dururken ne diye veda mektubu yazdı anlamadım. rex bence eksikliği hissedilecek bir karakter oldu. fantezileri ortaya çıkınca bree adım atacak orta yolu bulacaklar derken bir anda bitti. eczacının aslında onu zehirlediği bile ortaya çıkmaz artık. gerçekten yarım kalan hikayeleri düşününce rex in gidişinin altında başka şeyler yattığına emin oluyorum.
lynnette in yaptığı pislikti tamam ama kocalar arasında en sevdiğim olmasına rağmen tom da babalığın hakkını veriyordu diyemem. ama allah için bir koca olarak lynette e fazlasıyla bağlı oldu hep. ikilinin ilişkisini çoğu zaman imrenerek izledim. tomun yeterince sinirlenmemesi üstüne de lynette e biraz da sen çalış demesi beni uyuz etti. lynette biraz daha fazla tribi hak ediyordu bence, kendisi ota boka trip atan bir kadın olarak.
susan ın karşı komşuyla ilişkisi çok yalama oldu sıkılmaya başladım artık. o işi tamamına vardırsınlar. susan tarafının en büyük artısı kızı. o kıza yazdıkları karakter izlemesi çok keyifli. breenin çocukları ne kadar sıkıcıysa susanınki aksine parlıyor. lynette in lar de canavar gerçi. şimdi düşündüm de izlemesi keyifli pek çocuk yok.
mahallenin yellozunu izlemesi keyifliydi ama çok da ekran süresi yoktu. diğer yan karakterlerin çok önüne geçemedi.
ölen kadının kocasını masum çıkaracakları belliydi de oğlu zach i öyle mal bir hale getirdiler ki buradan kendini tekrar nasıl sevdirir şüpheli. ölse üzülmem.
bree nin çocukları da aynı şekilde. nasıl bu kadar gerizekalı mal olabilirler, bu sezonun misafirinin biraz kafadan yavaş oğulları einstein kalır bu ikilinin yanında. gerçekten sabrımı zorluyorlar. tamam bree de en katlanılabilir insan değil mahallede ama o çocuklara kendisinin katlanıyor olması bile takdire şayan. neden bree ye sürekli sorunlu erkekler getiriyorlar. bir kere de düzgün biriyle tanışsın. eczacı zaten sinir yıpratan biriydi, sexkolik zaten gereksizin tekiydi, şimdi de katilin teki. orson ne alaka yani. başa dönüp duruyor. susan gibi. gerçi en azından sorumlusu susan gibi kendisi değil. şimdi yarım sezon bundan kurtulmayı bekleriz.
lynette in tepkisi bence fazlasıyla softtu. tom daha fazlasını hak ediyordu tepki olarak. ama yine de dizide en sevdiğim en olaysız doğal ikili bunlar. bu yeni eklemelerle birlikte ilişkileri ne hal alacak göreceğiz.
gabrielle de az yormuyor ama seviyorum. carlos ve gabrielle bana modern family jay ve gloria yı anımsatıyor. gabrille in başına da az şey gelmedi kısa zamanda ama iyi idare ediyor bree ye kıyasla.
bu tanıtımın onay olmış olması şaşırtıcı. uzun süredir bu kadar kötü bir tanıtım okumamıştım. bir karakterin ismine bakayım derken bir göz gezdirdim de iyi ki zamanında okumamışım. 3. sezonun ana konularını konu diye sıralamış resmen.
neyse bu rezilliği geçersem, bree nin oğlunu sevmeye başladım kıyamet mi kopacak. bree ile merdivenlerde oturup omuz omuza yaslandıklarında bir rahatladım darısı diğer salağın başına. umarım 1 ileri 2 geri olmaz da yorum yapmak için sezon finalini beklemediğime pişman etmez.
Şimdi tekrar okuyup biraz elledim.
İzlediğim bir dizi olmadığından vakti zamanında spoiler kısmını anlamamışım ben.
böyle daha iyi olmuş kesinlikle eline sağlık.
‘Desperate Housewives’ Creator Wants To Make Prequel Series Set In 1966
lynette kanser falan mı oluyor ya ne o bandan öyle
susan ın sonunda bir yere bağlanmasına sevindim ama yine saçmalayacağına şüphem yok. bunun kızı kadar bozmayan karakter var mı dizi dünyasında bilmem.
lynette in son çeyrekteki arayışına kızamıyorum tamam zor bir hayatları var ama tom arada odun olsa da o mahalledeki en iyi kocalardan biri ona da yapılmaz yani. kanser oldun her şey halı altı edildi konu kapandı ama tom un alttan almalarıyla yürüyor son zamanlarda ilişki. kendine çeki düzen ver adam zaten çöktü 2 sezonda senin yüzünden.
gabrille in validen o lafı duyar duymaz geri boşanması lazımdı ama olmayınca en azından süründürür diyordum o da olmadı. carlos eddie gabby üçgeni, önceki sezonların mike edie susan, karl edie susan ın dan farkı yok. bıktık yani aşk üçgenlerinden artık hele de başrolünde edie varsa. kadına başka bir şey yazamıyorsanız keşke ölü bıraksaydınız. gerçi edie bir erkek için intihar edecek kadın değil. saçma sapan bir görnderme olurdu. zaten hiç yoktan çocuk çıkardınız bari onunla ilişkisi geliştirseydiniz çocuğu kalıcı yapıp.
her sezon mahalleye bir manyak taşınıyor sezonun sonunda sepetleniyor ama sezonu hiçbir zaman çok doldurmuyor ben eklemeler. bence ana kadroya yeterince drama yazıyorlar hiç fazlasına ihtiyaç hissetmiyorum.
5. sezon: bu sezon da henüz bitmedi ama sanırım benim için veda vakti geldi. 4. sezonda yazarlar bir sıçtı bir daha da toparlayamadılar. karakterlerin yarısı karakter değiştirdi. biraz yorum okuyup bu sezonla beraber bay bay diyeceğim gibi.
başından beri kendini bozmayan bir lynette kaldı sanırım. o da boşansa da izleyiciler olarak rahatlasak. ailenin ergen çocuğu tom büyümeyecek belli. susan ile eddie de bozmadı denebilir. ilk günden beri aynı orospulukta seviyeyi bozmadan ilerlediler. gerçi eddie bile biraz geliştirdi kendini ama susan mahallenin karaktersizi olarak bir numara. tom karaktersizlikte susan ı bile zorlar gerçi. bree ve orson etik açıdan bipolar gibiler. bir bölüm toparlıyorlar öbür bölüm bozuyorlar. gabrielle carlos ikilisi ilişki olarak güçlendiler ama biraz da sıkıcılaştılar. malzeme çıkmıyor pek. gabrille zaten fakirleşince beyni de fakirleşti herhalde. bir moda yıldızı çerçöpü bile bir seviye yakıştırır kendine. bu sanki hafızası silinmiş gibi kapıcının karısı gibi 3 kat pijamayla gezer hale geldi. bir düz tşört giysen tarzını o şeylerden daha iyi korurdun.
5×19 bozmuş olabilir ama vedaları güzel yapıyor şerefsizler. biraz gözlerim dolmuş olabilir. özleyeceğim.
5.sezon: zamanında lynette tom için yazdıkları eve sonradan gelen ara bozan kayla hikayesini gabriel carlos için tekrardan yazıyorlar. gabriel carlos dinamiği ilk sezona dönüyor zaten. onca yaşanandan hiçbir ders almamışlar gibi. başları sıkışınca lynette tekrar hamile kalıyor. tom hiç bitmeyen bir orta yaş bunalımında ama ergen kadar bile davranamıyor. susan mike kısır döngüye girdi. hayatlrına giren herkesi oyalayıp ortada bırakıyorlar. bree arson döngüye girdi. sezonun misafirleri sıkıcı. dizi iyice bok bir hal aldı. sanırım direkt finali izleyip diziyi çöpe atcağım.
finalde hızlıca sardırırken kabaca son hallerine bakınca doğru bir karar vermişim. ama ilk 3 sezonu gerçekten lezizdi. keşke tadında bıraksalarmış grevi bahane edip.
Marcia Cross, Series Mania’nın tanıtımı için Bree olmuş.
vay anasını bree de yaşlanmış he.
bu kadınlardan lynette hariç hiçbirini başka yerde izlemediğimden bir şaşırdım yalan yok.
Tamamen iyi niyetle söylüyorum, bence “iyi” yaş almış, oldukça iyi durumda. Ama bir süre ilk çıkan bayanı Bree sandım
göz kenarları kulaklarına yapışmış görünce üzüldüm ister istemez. en son şöyleydi aklımda:
S02E05
*Ne yaparsa yapsın; gözünde ve özünde problem olmayan hiçbir erkek Lynette’i Nina’ya tercih etmez.
*Çok kolay manipüle oldun be Carlos!
S02E08
*Bu yaptığın şeyi hangi erkeğe yapsan sinir olur ve bir tepki verir yani. Ha tepkisi bu tipitop gibi olmaz orası ayrı konu. Ama kötü bir testti yani.
*Danny Trejo çıktı bu bölümün içinden.
S02E16
Nasıl hastane lan burası?
Doktorlar/hemşireler, Scrubs’takilerden beter.
S02E17
*Kristin Bauer’i görmek güzeldi.
*Emziren kadın konusu: Herkesin hayatına kimse karışamaz.
*Gabrielle’in seçim kıstası: Kesinlikle anlaşılabilir.
S02E18
*Peter: Tamam ‘adsız …kolik’ olabilirsin ama bu şiddette de tepki verilmez be bro!
*Çok saçma sapan bir adamdı bu Ron. Bu onu nihayet son görüşümüz olduğu için mutluyum.
Hiçbir karakterin tarafı boş geçmedi desek yeridir herhalde bu bölüm için.
*Bree: Geç bile kaldın.
*Peter: Yine sıçıp batırmanın en kötü yolunu buldun ya … Pes!
*Matthew: Cidden
göz yumuyordun ya lan! Nasıl bir aşağılıksın sen?
*Edie: Çok büyük bir tepki aslında ama aynısını kazara da olsa öteki de yapmıştı. Artı son olay da büyüktü tabii. Skor eşitlendi denebilir böylelikle bence.
*Tom: Ne saklıyorsun/saklıyordun lan sen?
*Bu Xiao-Mei’nin sezon boyunca olan basit ama işlevsel tepkileri genel olarak çok tatlı değil mi ama ya?
*Dörtlü çetenin mahalleye taşınma ve Mary Alice ile tanışma anlarına konuk olduk bu bölümde teker teker. Teri Hatcher’ın kıvırcık-kabarık saç insanı olmadığını öğrenmiş olduk bu sayede. Cidden çok kötüydü.
*Bunca zamandır
Matthew imiş meğerse. Sanırım fotoğraftaki ceketi görene kadar Betty de farkında değildi bu gerçeğin. 2 bölüm önce abisini acımasızca sattığı anda şüphelenmeliydik gerçi asıl psikopatın, asıl katilin Matthew çıkabileceğinden.
*Yapıyorsan sorgulamayacağım Carlos. Gaby de sorgulamamalı. Çünkü buna kesinlikle hakkın var. Her borç bir gün tahsil edilir.
S02E24 (Sezon Finali)
Carlos: Niye böylesin sen? Niye kuzu kuzusun sen?
Onun yaptığı şeyi sen yapmalıydın. Vakti zamanında da şimdi de.
Kiersten Warren, giriş yaptı bu bölümle birlikte diziye. Severim böyle Nora gibi manyak tiplemeleri izlemeyi.
Jesse Metcalfe’i 21 bölüm aradan sonta tekrar gördük küçük bir flashback sahnesiyle.
Diziye kayda değer bir şey katmayan 3 siyahi karaktere ise veda edebildik bu bölümde nihayet.
S03E02
Josh Henderson, Edie’nin yeğeni Austin rolüyle dahil oldu bu bölümde diziye. Julie’ye de manita kontenjanından. Ayrıca Gwendoline Yeo’nun son bölümüymüş bu ne yazık ki. Seviyordum Xiao-Mei’yi. Yokluğu hissedilecek. Bir de çok saçma bir senaryo hamlesiyle yolladılar yahu!
Edie’nin klaslığının, kalitesinin, şıklığının her daim hastasıyım falan ama şu sıralarda ateşlilik konusunda Nora zirveyi zorluyor kesinlikle.
Keşke Carlos-Xiao-Mei ve Nora-Tom ikililerine çift olarak bir şans verebilseydik.
Susan-Ian için ise keşke bir şans vermeyi bıraksalar demeden geçemiyorum ayrıca. Cidden hiç yakışmıyorlar.
Bree-Orson da baya kötü bir çift tabii. Senaristler eşleşme yapma konusunda baya formsuz bu ara bence.
S03E03
*Edie, Edie, Edie … Uyuyan devi, cüceyi, her şeyi uyandırır.
*John: Hem ateşli hem de zengin bir hatun bulmuşsun. Bozma bence de.
S03E04
Bu Gaby bir gün insana dönüşecek ve empati duygusuyla dolup taşacak da biz göreceğiz!
Gerçekten lanet bir kadın ya! Allah düşmanımın başına musallat etmesin! 
*Öyle bir anda söylenecek şey miydi cidden o Lynette? Bu kadar mı aptalsın? Bu kadar mı gaddarsın? Aptal olmadığını bildiğimize göre … Sakın ama sakın bu konuda kendini savunmaya ya da günah çıkarmaya çalışma!

*Dizideki en nefret ettiğim karakter Gaby idi uzunca süredir ama Lynette zirveyi devraldı bu bölüm itibariyle. Uzunca bir süre de orada kalır herhalde.
*Böyle bir şeyi bile bir mahalle etkinliğine dönüştürebilen bir kadın Bree! Böyle anlarda Breesiz hava sahası istiyorum cidden.
*
bir alakası yok. Sen her daim acımasız, nefret dolu bir kadındın Gaby.
*Hiç ‘Edie de var içerde. Onun da başına bir şey gelirse …’ deyip üzülen yok yeminle! Yuh cidden hepinize!
*Kiersten Warren’ın son bölümüydü ne yazık ki bu bölüm. Dizi için önemli bir renk olmuştu kısa süre içerisinde. Özleyeceğim cidden.
Dizinin en yüksek IMDB puanlı bölümü bu arada bu 9.5 puan ile. Benden de bir 8.5 puan çalışır sanırım.
S03E08
*Karl dibine kadar haklı Susan. Söylediklerinin altına imzamı atarım.
*İzci kız, The Fosters’tan Cierra Ramirez idi. 11 yaşında burada. Oyunculuktaki ilk senesindeki konuk oyunculuk denemelerinden biriymiş. Model hatun ise A Million Little Things, Terra Nova ve Go On’dan tanıdığımız Allison Miller idi. Onun da oyunculuktaki ilk yılındaki konukluklardan biriymiş. Cierra Ramirez’in aksine onu tanıyamadım bu arada.
S03E15
Sezon finali tadında/kıvamında bir bölümdü.
Wisteria Lane’de yaşayan 5 farklı arkadaşı konu alan yepisyeni bir dizi üzerinde çalışmaya başlamışlar.
Adı da ‘Wisteria Lane’. Variety reboot demiş hatta.
*Rex’in anlatıcılık pozisyonunu Mary Alice’ten devraldığı bir bölümdü. Pek bir fark yaratmasa da fresh bir tat bıraktı en azından.
*John Slattery giriş yaptı. Josh Henderson’ın ise son bölümüydü. John Slattery için ‘Bence hiç yakışmadılar.’ diyorum. Josh Henderson için ise ‘Diziye pek bir katkısı yoktu. Gitmesi hayırlı oldu.’ diyorum.
*Edie’nin bir çocuğu olduğunu hiç ama hiç hatırlamıyordum.
S03E17
Carlos &
: İkisi adına da mutluyum. Ama benim aklımda kalmadığına göre uzun sürecek bir ilişki değil belli ki bu. Sezon bitene kadar bile devam etmiş olsaydı bile hatırlardım yani. Sanırım maksimum 1-2 bölüm daha sürecek bir deneme olacak bu.
*İkizlerinin doğumu nedeniyle 4 bölümdür dizide yer almayan ve 3 bölümde daha olmayacak olan Marcia Cross’un yokluğu pek aranmıyor açıkçası. Nicollette Sheridan, ilk kez gerçek manada kadrolu oyuncu gibi bir şey oldu onun yokluğunda ki bu da ayrı bir sevinç yaratmıyor değil. Felicity Huffman’ı da görmeyebilseydik bu ara keşke. Teri Hatcher-Eva Longoria-Nicollette Sheridan üçlüsü yeter de artardı pekala bize.
*Garip çocuksun cidden Parker. İnsan bir çığlık atar ya da olmadı gider bir koşu kardeşlerini çağırır gelir. Ama sen?
S03E21
*Tom: Senin bu Lynette’te ne bulduğunu hiçbir zaman anlamadım ve hiçbir zaman da anlamayacağım. Tüm bu yaşananların üstüne ‘Hala mı?’ diye sormak istiyorum. Nasıl bir eziksin sen?
*Mike: Tamam seviyorsun. Tamam o da seviyor. Ama gurur diye bir şey var bu hayatta. İlki
, ikincisi
ve üçüncüsü de son 24 saat içerisinde olmak üzere tam 3 kere o adamı sana tercih etti bu kadın. Azıcık gururun olsaydı sürünse bile onu geri kabul etmezdin. Yazıklar olsun sana da.
*Edie: Travers’ın ortalıkta olmasından memnundum ben de. Tam ortak velayetten bence de vazgeçmeliydin. Adama büyük ayıp olurdu keza bu. Ama senede 2 haftayı okul tatillerinde olmak üzere senede 2.5-3 aya çıkarma konusunda bir anlaşma yapmaya çalışabilirdin pekala.
*Carlos: Tutmayacaksan hiç verme o sözü.
*Gaby & Lang: İkinizden de komple tiksindim. Siyasetçilerden zaten gram haz etmem ve gözlerim, kulaklarım kanadı resmen. Şu bölümün üstüne sezon finalinde şu ikisine balayı-trafik kazası-çifte ölüm yazmış olsalar kesinlikle mutlu olurdum.
*Tom’un en sevdiğim çocuğu tartışmasız Kayla. Annesini de o kadar özlüyorum ki.
S03E23 (Sezon Finali)
*Bizim 3 sezondur tanıdığımız Edie hayatta böyle bir şey yapmaz senarist kardeş. Sen yeni geldin galiba.
*Bree ve ahalisi geri döndüler bu bölümle birlikte.
*Lang’e kaç bölüm daha katlanacağız diye baktım: Yarım sezonu varmış daha.
S04E01
Ve mahalleye yeni bir gizemli aile daha taşınır.
Dana Delany ve Lyndsy Fonseca’yı anımsıyordum elbette ama Nathan Fillion tamamen çıkmış aklımdan.