Dexter – S01E08 – Shrink Wrap
8 yorum acemi blogcu 20 Kasım 2006 23:19
Başlamadan önce uyarıyı yapayım bu yazı neredeyse tamamen spoilerdir ve eğer bu haftaki bölümü (S01E08 – Shrink Wrap) henüz izlemediyseniz kesinlikle yanlış yerdesiniz :)Buradaki tanıtımı ile ilgimi çeken diziyi izlemeye başladım ve kabul etmeliyim ki başlarda oldukça keyif vericiydi. Hikaye ve kurgunun bir anda sizi ele geçirmesinin yanı sıra ahlak ve etik kavramları çerçevesinde kişisel çelişkilere sürüklemesi de bir sonraki haftayı heyecanla beklemenize yetiyordu. Derken birde kötü seri katil “Buz Kamyonu Katili” ile iyi seri katil Dexter arasında bir oyunun gelişme beklentisinin oluşturulması ile de iyice bağlanmış oldum
Sizi bilmem ama ben dizinin son iki bölümünden pek hoşnut kalmadım. Nedenlerime Neil Perry ile başlayayım; eminim sizler de benim gibi, geçen hafta diziyi izlerken Neil Perry’nin buz kamyonu katili olmadığından daha ilk ortaya çıkışı ile birlikte emindiniz ve bölümün sonunda Dexter ile sahte buz kamyonu katilinin karşı karşıya gelmesi sonucu olayın izleyici tarafında aydınlanacağını biliyordunuz. Dizide herşey dozunda giderken aniden bu kadar kolay tahmin edilebilir bir olayı o zaman bütünlük ile uyumsuz bulmuştum, bu hafta LaGuerta’nın kendisine uzattığı kesik bir başla birden bire asıl katil olmadığını itiraf etmesinden sonra artık gereğinden fazla rahatsız edici olduğunu düşünüyorum. Kendisini bir seri katilin kimliğine uzun süre hazırlayan hasta ruhlu bir insanın, özellikle de örnek aldığı katilin buz kamyonu katili olduğu düşünülürse, daha önce bu işi denememiş ya da bir şekilde benzer sahnelerle karşılaşmamaış olması ve birden korkup maskesini düşürmesi akılcı gelmiyor bana. Kaldı ki annesini öldürmüş olması ya da en azından, cesedin kesik bacağını hatırlayacak olursak, üzerinde denemeler yapmış olaması da yüksek bir ihtimal.
Bir de daha ilk ortaya çıktığı andan itibaren ortalığa kaçamak “bende garip birşeyler var, çok fena birşeyler gizliyorum” bakışları atan ve ironik esprileri ile izleyicinin şüphelerini körüklemeyi görev bilmiş bir doktorumuz var. Çıkışından itibaren “lütfen buz kamyonu katili bu çıkmasın, bu kadar basit olmamalı” deyip durduğum ama bu bölümün sonunda artık açık edildiği üzere, zavallı güvenlik görevlisi Tucci’yi mükemmel protezleri ile yeniden birleştiren kahraman doktorumuz meğerse daha başlangıçta onu küçük parçalara ayırarak bu hale gelmesine sebep olan caniymiş! Kendi kurgularımda yakın çalışma arkadaşlarından birisi olmasını beklediğim buz kamyonu katilinin Dexter hakkında bu kadar şeyi nereden bildiği ise tam bir bilinmezlik içinde şu anda. Umarım onu da Neil Perry de olduğu gibi “polis merkezinin bilgisayar sistemlerini koruyan güvenlik duvarındaki açığa” bağlamazlar :)Bütün bunlara rağmen bu haftaki bölümde Dexter’ın hastalarını intihara sürükleyen psikiyatrist Dr. Meridien ile oyununu, terapi sırasındaki geri dönüşlerini ve kendisinin bile insani yanlarının olabileceğini keşfetmeye başlamasını beğendiğimi söylemeliyim. Rita ile ne zaman birlikte olmak zorunda kalacağını ve sonuçta ne olacağını hep merak etmiştim, bunu bu hafta görmüş olduk ve açıkcası ben bir zorunluluk ile gerçekleşmesini olumsuz sonuçlanmasını beklerken tam tersi gerçekleşti. Sanırım ilerleyen bölümlerde, bu bölümde terapi sırasındaki geri dönüşlerde ortaya çıkan çocuk ile Rita’nın eski kocası arasında bir bağ kuracak Dexter. O çocuğu öldürdü ise bunu bir hata olarak düşünüp aynı şeyi Paul için yapmayacak, ya da aksi gerçekleşecek ve geçmişte keşke öldürseydim dediği o çocuğu Paul’de kişiselleştirip Rita’nın “keşke bir anda ortadan kaybolsa” şeklindeki dileğini gerçekleştirecek LaGuerta’nın kariyer hırsının onu göründüğünden daha tehlikeli birisi haline dönüştürüğü görmek de ilginçti gerçekten. Netice de, geçen hafta kendi kendime “protezci doktor buz kamyonu katili çıkarsa bu diziyi bırakırım şeklinde” bir söz vermiş olsam da, Dexter, Deb ve kamyoncu doktorumuz arasında ilerleyen bölümlerde nelere olacağını merak etmekten kendimi alamadığım için, sanırım gelecek hafta da izleyeceğim
yorumlar
*spoilerözete bayıldım ama bir durum var ki ekleme yapmadan duramayacağım ve acemi blogcu belki sen de katılırsın bu fikre;
dexter’ın terapi sırasında gördüğü o kanlı görüntü (çocuk derken bunu kastettin zannerdersem) bence öldürdüğü biri değildi, kendisini gördü. hatırlayamadığı travmatik bir geçmişi olduğunu biliyoruz babası ile olan konuşmalarından. paul ile bir bağlantısı da muhtemelen yok diyorum. çünkü o an paul düşüneceği en son şey gibi sanki?
(aman diyeyim, spoiler) üç yaşında evlat edinildiğini biliyoruz. kanların arasındaki çocuk, üç yaşında olabilir mi? sanki biraz daha büyük gibi. dexter mı o çocuk? yani, bir sebebi olmalı.. üç? eheh.
acemi blogcu tahmin etmiş ama ben son yedi bölümdür olduğu üzere yine bu sekizinci bölümün sonunda da “röhahah!” diye kahkaha attım. sanırım izlerken şüpheci yaklaşmadığımdan, benim için tam manasıyla beklenmedik idi.
öldürmeden evvel, psikoloğun tek kelime etmesine izin vermemiş olması, hmm, nasıl desem.. güzeldi, evet. öncekilerle hep konuşuyordu yanlış hatırlamıyorsam.
ayrıca benim tanıdığım dexter, paul’ün kötü olduğuna kanaat getirdiği anda ortama muşambaları serecektir, hiç çekinmeden; bu kadar söylüyorum. aklıma başka bir şey gelmedi şimdilik ama konuşalım bunu, istiyorum.
spoiler’a devam.. çocuğun boyutu bence 3 yaş çocuk hakkında yazmadan çok bakmıştım görüntülere de, zaten çocuk kendisi olmasa (dexter’ın mantığıyla), dexter’ın kurbanı olamaz. o yapılan kötülüklere bakarak karar veriyor. o boyda çocuk onun kurbanı değilse de kendisidir seçeneği kalıyor bana göre. paul’un durumunu ise kestiremiyorum adam çok garip bir tip.
ayrıca neil’in katil olmadığını hepimiz anladık çünkü bizden önce dexter’ın yüzü asıldı adamın evini görünce. o hoştu pek hayal kırıklığı yok bunda. netice de dexter’ın görüşüyle etkilenmiş oluyoruz.
ha bu bölümde ise katili biz dexter’dan önce öğrenmiş olduk. süper bir detay, hediye gibi izleyiciye. (5. bölümdeydi galiba, arabanın bagajındaki göz gibi oldu.) bence dizinin bu tür detayları en güzel yanlarından biri haline geliyor. basitlik böylece kırılıyor aslında.
umuyorum ki deb en kısa zamanda dexter ve yeni sevgilisini bir araya getirir merakla bekliyorum.
yok, sanırım yazıda bahsettiğim çocuğu çok detaylandırmadığım için bir yanlış anlaşılma söz konusu. Benim yazıda Dexter’ın Rita’nın eski eşi ile ilişkilendirmesini beklediğim çocuk, onu tokatlayıp hala kız kardeşini becerip becermediğini soran serseri tipli okul arkadaşıydı. Hatırlarsanız terapi sırasındaki geriye dönüşü esnasında Dexter tam çocuğu basketbol sahasında öldürmek üzereyken babası araya girmiş ve ona yapacağı herşeyin bir sonucunun, getirisinin olacağı üzerine nasihatlar vermişti. Dolayısı ile o çocuğu öldürüp öldürmediğini bilmiyoruz. Yine bir yanlış anlaşılma oluşmaması için söylemek istiyorum, ben bu çocuğun sonradan Rita’nın eşi olarak karşımıza çıktığını değil sadece, Rita’nın eski eşi Paul’ün serseri karakterinden yola çıkarak, Dexter’ın duygusal olarak ikisi arasında bir bağ kuracağını, birbirlerine benzeteceğini düşünüyorum.
vesc, kan gölü içinde ağlayan çocuk konusunda ise yok ile aynı fikirdeyim. O çocuk kesinlikle Dexter’ın küçüklüğü ve evlat edinmeden önceki ailesi ile ilgili bize ipuçları veriyor. Kimbilir, belki Dexter’ın ailesi de zamanında bir seri katilin kurbanı olmuştur ve dizide kahramanımızın küçükken gördüklerinin bugününe yansımalarını izliyoruzdur? Bununla birlikte Paul’ü öldürmek için geçerli bir neden bulacak olursa tereddüt etmeyeceği konusunda ben de seninle aynı fikirdeyim.
Ben dizinin ekibinin “buz kamyonu katili” konusuna yaklaşımlarında biraz acelecilik seziyorum. Dizinin ilk sezonu olduğunu ve dolayısı ile de devam edip etmeyeceğinin kesin olmadığını göz önüne alan yapımcılar sanki kötü seri katilin ortaya çıkarak iyi seri katil ile kozlarını paylaşmalarını “sezon finali” olarak düşünmüşler gibi. Bilemiyorum, eğer bu teorim doğruysa ve sezon 22 bölüm sürecekse büyük karşılaşmayı gelecek bölümde görme şansımız olmayabilir.
dizi ne yazık ki 12 bölüm sürecek.. görme şansımız olabilir.
12 bölüm sürecek olması gerçekten üzücü, fakat benim için bu en azından önümüzdeki 4 bölümde heyecan dozunun artacağı anlamına da geldiğinden bir yandan da sevindirici bir durum
Bu arada diziyi Türkçe altyazı bulamadıkları için seyredemeyenlere sevindirici bir haber vereyim; DivX Planet’de çalışmalar başlamış. Umarım altyazılarda İspanyolca kısımları da görme şansımız olur, zira ne zaman İspanyolca konuşmaya başlasalar sinir oluyorum
*farzedin ki burada beş yüz aç parantezli üzgün smiley var* dizi, komple on iki bölüm mü sürecek yoksa ilk sezon mu on iki bölüm? neden on iki bölüm yahu? bitmemeliydi bu rüya.
ben bir tane ingilizce altyazıda ispanyolca konuşmaların ingilizce çevirilerini görmüştüm, onun dışında zaten bir tane bile altyazı bulamadım, aramaktan vazgeçtim. şayet on iki bölümlük bir toplamdan ibaret olacaksa, tekrar tekrar izlemek adına güzel olabilir altyazılar. evet, ispanyolca konuşmaları ben de çok merak ediyorum zira decoder’im katiyen çıkarsayamıyordu söylenenleri.. en ufak bir ipucu bile yok, hiç anlamıyorum.
– (melaba, ben spoiler) – tekrar izledim ben de, o evlat üç yaşında olabilir gerçekten – yani o bebeğin dexter olduğu ve derinlerde bir yere gömdüğü travmasının flashback’i olabileceği ihtimalinde hemfikiriz.
dexter’ın köşeye sıkıştığı anların ya da başının derde gireceği alametlerinin önce bize gösterilmesi hakikaten muhteşem ama her seferinde dexter’ın paçayı kurtarmasıyla birlikte yaşadığım o rahatlama, huzur pahabiçilmez bir şey. beş milyon aç parantezli üzgün smiley’lerle protesto ediyorum bu erken gidişini. on iki bölüm çok az. kesin amerika’daki serial-killer-wanna-be’ler coşmasın diye bitiriyorlar bence. harbiden etkileyici dizi çünkü, manyaklar cinayet işleyip sağa sola “dexter style” diye imza bile atabilir, olabilir yani.
Evet sezon maalesef on iki bölüm; wikipedia‘da, imdb‘de ve (her ne kadar 8 ve 10. bölümlerin adları konusunda diğer iki kaynakla arasında farklılık olsa da) tv.com‘da öyle görünüyor. Fakat yok’un tanıtım yazısının yorumlarında bize müjdelediği üzere Showtime dizinin gelecek sezonunu da şimdiden sipariş etmiş bulunuyor, ki bu da Dexter’ın sezon sonunda yine paçayı kurtacağı ve o rahatlama duygusunu bize en az bir sezon daha yaşatmaya devame edeceği anlamına geliyor