Dexter S01E12 'Born Free'Bu hafta “Born Free” ile birinci sezonu kapattık. Sezon finalinin beklentilerimi karşıladığını ve gelecek sezon için verdiği ipuçları ile birlikte diziye olan ilgimi artırdığını itiraf etmeliyim. Hemen belirteyim, eğer bölümü izlemediyseniz yazının devamı sizin için sezon finalinin keyfini çıkarmanızı engelleyecek düzeyde * spoiler * içermektedir, devam etmemenizi tavsiye ederim :)

Rudy Cooper a.k.a. Brian MoserEvet, tahminler doğru çıktı. Dexter annesinden geriye kalan kan gölü içerisinde 2 gün boyunca kurtarılmayı beklerken Rudy (daha doğrusu Brian) de onun yanındaymış. Olaydan sonra küçük kardeş Dexter onu daha şanslı bir geleceğe taşıyacak olan Morgan ailesince evlat edinilirken, kimsenin evlat edinmediği sorunlu büyük kardeş Brian ise, büyük ihtimalle zorlu çocukluk yıllarının ardından, 21 yaşına kadar anti-sosyal kişilik bozukluğu tedavisi göreceği akıl hastanesine kapatılmış. Dexter için yıllar süren bir plandan bahsettiğine göre de, taburcu edilişinin ardından muhtemelen aklındaki tek şey tekrar kardeşi ile bir araya gelebilmekmiş.Rudy Cooper a.k.a. Brian MoserKardeş olma ihtimalleri üzerine yapılan tahminleri bildiğim için sonucun bu şekilde çıkması çok da şaşırtmadı doğrusu. İlginç olan Dexter’ın olaya tepkisiydi bence. Öyle ki, bir an Dexter da karanlık tarafa geçecek diye düşünmekten kendimi alamadım :) Brian ile Deb’in başında yaşadıkları diyalogda sorumsuzca, sebepsiz ve karşılığında herhangi bir vicdan azabı duymadan öldürmeye, sadece öldürmek için öldüren bir katil olmaya isteği o kadar güçlüydü ki Dexter’ın, belki masadaki Deb olmasa herşey değişebilirdi diye düşünüyorum. Herşeyden çok bu duyguları en azından bir kişiye karşı olsun saklamamak, paylaşabilmek cezbetmişti gibi Dexter’ı. Oldukça zor bir karar sonrasında kardeşini öldürürken “Söylediklerini duymamalıyım, çünkü haklısın” sözleri ile yaşadığı hayatın sahteliğinin farkında olduğunu vurguluyordu. Fakat, yine bu sahte yaşamın onun hayatta kalabilmesini sağladığının da farkındaydı. Neyse ki Dexter’ın içinde beslediği cani kişiliği gıdıklamayı başardıysa da Brian, aklını çelmeyi başaramadı :)Laura MoserKurgunun çözüme ulaştırılışını oldukça beğendiğimi söylemeliyim. Özellikle annelerinin her bir tırnağı farklı renge boyalı eli, Brian’ın Dexter’a “Born Free” ve “Home Sweet Home” ile çağrışımlar yapması hoş ayrıntılardı. Dexter’ın Brian’ın ölümüne kusursuz bir intihar süsü vermesi ise onu sonradan başını ağrıtacak bir çok sorundan kurtaran akıllıca bir hamleydi.Doğrusu ikinci sezonu merakla bekleyeceğim. Artık şüphelenmenin ötesine geçen Doakes iyice Dexter’ın kuyruğuna yapışmış durumda, yaşadıkları sürtüşme nereye kadar gider bilemiyorum. İnatçı bir karakter sergileyen Doakes’ın kendisi konusundaki yargılarını değiştirmek için pek birşey yapabileceğini sanmıyorum Dexter’ın, belki onun için özel olarak Harry’nin kurallarını çiğnemeyi düşünebilir :)Dexter konusunda aklında soru işaretleri olan bir diğer kişi de, Paul’ün aklına soktuğu kuşkular sonrasında baçedeki ayakkabıya rastlayan, Rita. Her ne kadar Paul’ün sözlerine kulak asmıyormuş gibi görünse de, madde bağımlığı konusunda ona destek olan organizasyonun yetkilisinin ziyaretinden sonra, şüphelerinin üzerine gitmekten çekinmediğini Dexter’ı laboratuvarında ziyaret ederek bize gösterdi. Oldukça kötü bir eş tercihinden sonra bir ikinci facia yaşamamak için bu durumu Dexter’la mutlaka tartışacaktır diye düşünüyorum.Tüm olanlardan sonra Dexter da biraz değişmiş gibi geliyor bana. Deb ile bağları güçlenen ve artık Rita ve çocuklar ile daha çok zaman geçirmekten bahseden bir Dexter var karşımızda. Bu anları izlerken bir an “İkinici sezonda çoluk-çocuğa karışmış, aile babası olmuş bir Dexter mı izleyeceğiz yoksa?” sorusu geldi aklıma, ama bölümün sonunda Dexter’ın kafasında yarattığı hayallerini izledikten sonra bu sorudan eser kalmadı :)
We <3 DexterBu bölümde özellikle diyalogları sırasında Rita’nın Dexter’a, Deb’in durumunu değerlendirirken “Oldukça zor bir durum olmalı, bir seri katile aşık olmak?” dediği anda, bir de bölüm sonundaki “Go Dexter” pankartlarında kahkahalar ile gülmekten kendimi alamadım, keyifliydi.

Sonuçta Dexter’ın da bitişi ile seyredecek dizim kalmadı, önerilere açığım :)