Millennium || Ejderha Dövmeli Kızın Öyküsü
15 yorum ozgun14 04 Şubat 2018 08:07
Hepiniz öyle ya da böyle bir yerlerden duymuşsunuzdur bu kızı. Muhtemelen çoğunluğunuz Stieg Larsson’ın kaleminden çıkmış kitapları ya da Amerikan uyarlaması filmi sayesinde. Benim de uzun zamandır kitaplığımdaydı seri. Geçtiğimiz hafta ilk kitabı bana kendisini birkaç gün içerisinde okutturunca, bir ara herkesin dilinde olan şu meşhur filmini de izleyeyim diye internette araştırma yaparken bu seriye denk gelmek benim için güzel bir sürpriz oldu. Okurken kitabı elimden bırakamadığımdan bunun kesinlikle dizisi olmalı diye kaç kere düşündüm bilmiyorum. Ben daha detaylı bir dizi beklentisindeydim tabii ama buna da şükür.
Diziye gelirsem, İsveç yapımı olan bu dizi 6 bölümden oluşuyor. Her bölüm 90 dakika ve her iki bölüm birer kitaba denk geliyor. Yapım sürecinin detaylarından bahsetmek gerekirse, adamlar başta mini dizi yapma niyetiyle yola çıkmışken işin maddi getirisini de düşünerek bu kararlarından cayıp ellerindeki hazır materyalleri de kırpıp üç serilik film halinde 2009 yılında seyirciye sunmuşlar. Daha sonra 2010 yılı içinde 6 hafta boyunca orijinal versiyonları İsveç kanalı SVT1’de yayınlanmış. Filmlerden süre farkına gelirsek, toplam 2 saat daha uzun diyebilirim. Yani filmleri izlediyseniz ve hoşunuza da gittiyse bu geniş versiyonlarla hafızanızı tazelemek isteyebilirsiniz.
Dizinin giriş videosunu aşağıya bırakıp konusuna geçiyorum.
Bu seri üç kitaptan oluştuğundan, dolayısıyla dizi de üç kitabı aktardığından konuyu nasıl vermeliyim tam emin değilim. Özetlersem, Millennium dergisi ortaklarından gazeteci Mikael Blomkvist ile Milton Güvenlik şirketinde çalışan özel bir araştırmacı olan Lisbeth Salander’in sıra dışı bir dava sayesinde yollarının çakışmasını ve bu davayı çözmek için birlikte çalışmalarını anlatıyor. Muhtemelen ilk seriyle başlayan iş arkadaşlıkları diğer serilerde de aynı şekilde devam ediyordur.
Her kısmın konusu ve karakterleri değiştiğinden dizinin toplamında yer alan ve her hikayeye dahil olan kemik üçlüyü tanıtmam yetecektir.
Noomi Rapace tarafından canlandırılan Lisbeth Salander
Hackerlıkta kimse eline su dökemez. Bizim Mike Ross (Suits) gibi fotoğrafik hafızası da var. Her yetenekli hacker özel araştırmacı gibi de biraz tuhaf. İçine kapanık, iletişimi sevmeyen, 15 yaşında gibi görünen her yeri dövmeli sıra dışı görünümlü bir kız. Milton Güvenlik’te Dragan Armansky için serbest çalışıyor. İnsanların özel hayatlarını araştırmak ve gizli sırlarını ortaya çıkarmak en sevdiği hobisi olduğundan genelde bu tarz işleri kabul ediyor. Müşterilerden birinin kendisinden Mikael Blomkvist için detaylı bir araştırma yapmasını istemesi üzerine ana hikayeye dahil oluyor.
Michael Nyqvist tarafından canlandırılan Mikael Blomkvist
Millennium dergisinin iki ana ortağından biri. Çok başarılı, ünlü ve güvenilir bir gazeteci. Boşandığı eşinden bir çocuğu var. Özel hayatı karmaşık. Yazdığı bir yazı dolayısıyla bir anda kendisini okların hedefinde buluyor. Yalan belgelerle itibar zedelemekten mahkemelik oluyor ve derginin de geleceği belirsizleşiyor. Derginin geleceğini kurtarmak için istifa eden Mikael, tam da bu sırada sıra dışı bir iş teklifi alıyor.
Lena Endre tarafından canlandırılan Erika Berger
Millennium’un ikinci ortağı. Mikael’in ani istifası sonrası bütün işler kendisine kalıyor. Evli olan Erika’nın Mikael’le karmaşık bir ilişkileri var.
Her üç kısmın da tanıtım filmlerini bu videoyla izleyebilirsiniz.
Denemeyi düşünenlere iyi seyirler…
yorumlar
@ozgun14 harika bir yazı olmuş bravo
İlk başta görünce büyük sürpriz oldu, sonradan dizi kısmını hatırladım. Yıllar önce lise yıllarında okuduğum bir seriydi, çok etkilenmiştim. Yaklaşık 1,1.5 ay önce de serinin yeni kitabı çıktığı için bir kere daha başladım üçlemeye. Yine aynı keyifle yaklaşık 2000 sayfayı birkaç günde bitirdim.
Tabii Stieg Larsson öldüğü için 4. ve 5. kitaplara artık David Lagercrantz devam ediyor. Son kitabı da bitirince filmlere de göz atmayı planlıyordum, yazıda bahsedilen dizilere de bakmayı düşünüyorum. Kitabı fazlasıyla sevdiğim için ne dizi ne de film tatmin edecek ama Lisbeth Salander efsanesinin devam edecek olması güzel.
David Fincher 2011 yılında serinin ilk kitabının filmini çekmişti. Filmle birlikte Rooney Mara ve Daniel Craig performanslarını beğenmiştim. Benim gözümde mükemmel Mikael Blomkvist her zaman Daniel Craig olarak kalacak. Kitabı çok daha önce okumama rağmen başka bir şekilde hayal edemiyorum kendisini.
O yüzden İsveç versiyonunu izlemek zor oluyor. Yine de diziyi bitirmeyi planlıyorum. Zaten seneye Lisbeth Salander bayrağını Claire Foy devralıyor. O zamana kadar en iyisi eski serileri bitirmek.
Ben bunu dizi olarak değil, film serisi olarak biliyorum. Malum ortamlarda hep filmler başlığının altında çıkıyor.
Eline sağlık @ozgun14
Evet yukarida aciklamasi mevcut zaten bu bir film serisi olarak piyasaya suruldu ama dizi olarak 6 bolum tvde yayinlandi sonra. Filmlerin extended hali gibi dusunulebilir. Bu 6 bolumun icinde zaten filmler.
Bunun disinda bir de amerikan uyarlamsi var o konuda bilgim yok.
Bu diziyi de kitaplari bitirdikce izleyecegim ben. Ilk iki bolumu izledim. Gereksiz degistirdikleri bazi kisimlar vardi rahatsiz etti ama oykunun geneli paraleldi. Karakterler fena cizilmemis. Sorunlari yok muydi vardi ama 1. Sinif bir sey beklemedigimden sorun etmedim.
4 5 i okuyup seversen haber et vesper ben de 2 3ten devam edecem bir ara.
@ozgun14 4.kitap 2 yıl önce çıkınca alıp hemen okumuştum. Ölen yazarın notlarından da esinlenilmiş olmasına rağmen sonuçta başrolleri başka bir yazar devam ettirmeye çalışıyor. O yüzden yeni üçlemeye başlarken beklentiyi biraz düşürmekte fayda var. Ben 3.kitaptan 6 yıl sonra okuma fırsatı bulduğum için rahatsız olmadım, güzel bir sürpriz olmuştu benim için. 5. yani son kitaba daha başlayamadım.
Tek bir tavsiyem var, söylediğim gibi geçen ay tekrardan seriyi okurken 3.kitap biter bitmez 4.kitaba tekrar başladım. O 800 sayfalık tempodan diğer kitaba geçmek büyük hata oldu. Güzel kitap ama okuyacak olanlara tavsiyem biraz ara vermeleri. Bu dizileri izledikten sonra David Fincher’ın çektiği filmi de izlemek lazım.
Eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş cidden çok dikkatimi çekti, isim olarak olarak duysam da ne filmini izledim ne de kitabını okudum. Akşama ya da yarın başlamayı düşünüyorum bu seriye
Suits ispiyonu
ingilizce dublaj yapılmış mıdır bilmiyorum ama orijinali isveççe.
ikincisi. evet olabilir.
Uzatılmış versiyonlarını izlemiştim. Açıkçası 2 (The Girl Who Played with Fire) ve 3 (The Girl Who Kicked the Hornet’s Nest), 1 (The Girl with the Dragon Tattoo) kadar iyi değildi benim için. Noomi Rapace ve erken ölümüyle üzen Michael Nyqvist için özellikle izlenebilir.
Daniel Craig ve Rooney Mara’lı Amerikan uyarlaması güzeldi. Maalesef devamı gelmedi.
Arkadaşım 4. kitap The Girl in the Spider’s Web’in sinemaya uyarlanacağını ve kraliçemiz Claire Foy’un yeni Lizbeth olacağını söylemişti geçenlerde. Bekliyoz.
ilk filmi uyarlayıp gerisini bırakıp 4ten devam etmek ne kadar saçma. adam gibi düzgün aynı oyunculu bir seri yapmazlarsa amerikanlara bulaşmam muhtemelen.
adamın öldüğünü bilmiyordum üzüldüm bak şimdi. 2 ve 3 ü anca kitaplarını okuduktan sonra izlerim. ilk iki bölüm güzeldi ama kitabı okurken hissettiklerimin yarısını hissettiremedi. belki de her şeyin nasıl ilerleyeceğini bildiğimdendir. ama riske edip de kitabın keyfini kaçırmak istemiyorum.
garip hissettiğim tek kısım aslında birçok kez net olarak bahsedilmesine rağmen karakterlerin hepsini en az 10-15 yaş genç hayal etmemdi. filmi izlerken herkes 50sine dayanmış görünce garip hissettim kendimi.
1.bölüm üzerine
İlk bölümünü gayet başarılı buldum. Hatta zaman zaman beklentimin üzerine çıktı. Karakterleride sevdim sadece Lisbeth karakterinin yaşına adapte olmakta zorlandım daha büyük gösteriyor çünkü. Farklı dil yapımlarını sevmeye başladım o yüzden dil sorunuda çektirmedi bana. Eğer diğer bölümler bozmuyorsa baya başarılı bir işi izlettirdiğin için teşekkürler ozgun14.
Begenmene sevindim.
Bu arada kitapseverler mutlaka once kitabini okusun diye tekrardan belirteyim. Ikili anlatimiyla jean christopher grange kitaplarini da andirdi bana. Seviyorum bu anlatimi.
2.bölüm üzerine
Bölümlerin süreleri fazla olduğundan yer yer sıkıldım bu bölümde ama genel olarak yine beğendiğim güzel bir kapanış oldu. Diğer kalan 4 bölümünü de yavaş yavaş izlerim.
Ve bitirdim sıcağı sıcağına çok beğendiğim bir yapım oldu her bölümü ayrı ayrı sevdim. Çekimlerinden tut her oyuncuyu ve karaktere bayıldım. Kitabı okumadan ve filmleri izlemeden bu uzun versiyonunu ayrıca izlemem iyi olmuş diye düşünüyorum. Yoksa bunlarla kıyaslamaya girip her bölümde aynı tadı belki de alamazdım. Ejderha dövmeli kız neyse ateşle oynayan kızda, arı kovanına çomak sokan kızda aynı kalitedeydi benim için. Amerikan yapımının devamı getireceklerine keşke İsveç versiyonun devamı getirseymişler.
haftasonu 2. kitabı okuyunca bir de izleyeyim dedim ve 3 ile 4ü de aradan çıkardım. kitap o kadar yoğun ve sürükleyiciydi ki dizi yanında yavan kaldı sanki. çok çok önemli olmasa da bir dolu bilgi o kadar özet geçilmiş ki dizide insan ister istemez üzülüyor. kitapta detaylı detaylı açıklanan onlarca şeyin sadece kilit verisi hızlıca geçiştirilmiş gibi hissettim çoğu sahnede. lisbeth ile ilgili çok fazla şey öğrendik bu bölümde önemli bir kitapmış.
ayrıca kitap çok pis yerde bittiği için yazara çok kırgınım 3. kitaba başlamak istemiyordum ama el mahkum başlıcaz artık.