Euphoria — Tanıtım
159 yorum rpdi 29 Temmuz 2019 09:00
Cesur ve iddialı dizilerin adresi HBO, bu yaz kendi sınırlarını bile zorladığı bir dramayla çıkageldi. Euphoria, bir grup Amerikalı gencin seksle, uyuşturucuyla, travmalarla ve sosyal medyayla çevrili dünyalarındaki çetrefilli hayatlarını, romantik birlikteliklerini ve arkadaşlık ilişkilerini; gerçekçi ve cüretkar bir biçimde ele alıyor.
Aynı adlı İsrail yapımından uyarlanan dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor ve 2. sezon onayı mevcut.
Yapımcılarının arasında Drake’in varlığı dikkat çekerken, bütün bölümlerini Sam Levinson (Assassination Nation) yazmış.
Lisede yeni dönemin başlamasına birkaç gün kala Rue ile tanışıyoruz. Rue, yaz boyunca ortadan kaybolmuştur ve arkadaşları aşırı dozdan öldüğüne artık emindir. Aslında kendisi yüksek doz alıp ölümden döndükten sonra bütün yazı umurunda bile olmayan, dinsel içerikli bir rehabilitasyon merkezinde geçirmiştir. Buna rağmen hala uyuşturucuyu bırakma gibi bir niyeti yoktur çünkü kendi iddiasına göre bağımlılığı kaçınılmaz bir şeydir. Mental problemleri (kişilik bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluğu ve bipolar bozukluğu) nedeniyle çocukluğundan beri sürekli ilaç kullanmıştır. Panik atak krizleri ve sık sık gerçekleşen baygınlıklarıyla hayatı bir felaketler zinciridir ve farmakolojik mekanizmaların onda gerektiği gibi işlemediğine inanmaktadır. 13 yaşındayken babasını kaybetmiştir, kız kardeşi ve annesiyle birlikte küçük bir banliyöde yaşamaktadır.
Arkadaş ilişkilerini de sağlıklı yürütemeyen Rue, ailesinin yüzünü sürekli kara çıkarmaya ve geleceğine dair bir beklentisi olmadan, belirsizlik içinde yaşamaya devam etmektedir.
Bir ev partisinde yaşanan olaylardan sonra hayatına hızlıca yeni biri girer: Ona manga karakterlerini andıran, kocaman bir kalbi olduğuna inandığı, sıradışı ve gizemli Jules… Bunun akabinde belki de hayatında ilk kez bir şeylerin değişebileceğini ve düzelebileceğini düşünmeye başlar.
Rue aynı zamanda dizinin anlatıcısı ve dış sesi. Her yeni bölümün ilk dakikalarında, genç ekipten birinin çocukluk yıllarından başlayıp günümüze uzanan hikayesini seyirciyle paylaşıyor.
Rue’yu Disney çıkışlı -son zamanlarda Spider-Man filmleriyle dikkat çeken- oyuncu ve şarkıcı Zendaya canlandırıyor. Diğer ana karakterlere göz atacak olursak…
Jules Vaughn (Hunter Schafer) Jules bir transseksüel. Ebeveynleri boşandıktan sonra, anlayışlı babasıyla taşındığı bu yeni banliyöde kendini keşfetmeye çalışıyor. Rue’da sandığından daha fazla ve farklı bir etki bırakıyor. |
Nate Jocobs (Jacob Elordi) Okulun popüler çocuklarından. Yıldız bir oyun kurucusu. Yaşadığı travmaları ve dalgalı duygu durumlarını iyi fiziğiyle ve öfkeli halleriyle bastırıp çevresinden saklı tutmaya çalışıyor. |
Maddy Perez (Alexa Demie) Nate’in bir dargın bir barışık olduğu sevgilisi. Özgüvenli görünen fakat hırçın biri. Nate’in dalgalı ruh hallerine katlanmakta yer yer çok fazla zorlanıyor. |
Kat Hernandez (Barbie Ferreira) Kilolarıyla başı belada, kendinden hoşnutsuz bir genç. Arkadaş çevresindeki imajını değiştirmek ve cinselliğini keşfetmek en büyük amacı. |
Cal Jacobs (Eric Dane) Nate’in oldukça zorlayıcı ve sert babası. Varlıklı, bölgenin önde gelen, saygın isimlerinden biri. “2. hayatı” denebilecek birtakım sırları var. |
Leslie Bennett (Nika King) Rue’nun annesi. İki kızını tek başına büyütme telaşında. Rue’nun son yüksek doz olayından sonra onu daha da sıkı koruması altına almaya çalışıyor. |
Cassie Howard (Sydney Sweeney) Ekibin tatlı ve popüler kızı. Cinsel geçmişiyle ilgili dedikodular okuldakilerin dilinde dolaşırken, ilişkilerini yürütmede bir hayli sıkıntı yaşıyor. |
Lexi Howard (Maude Apatow) Cassie’nin kardeşi ve Rue’nun çocukluktan en yakın arkadaşı. Rue’nun yakınlarından olup aklı başında davranan sayılı kişilerden biri. Aralarında belli belirsiz bir soğukluk mevcut. |
Chris McKay (Algee Smith) Lisenin gözdesi olan bir futbol yıldızı. Hem sahada hem de kız arkadaşı Cassie ile olan zorlu ilişkisinde mücadele verirken üniversite yoluna ayak uydurmada güçlük çekiyor. |
Fezco (Angus Cloud) Rue’nun torbacısı. Kendinden beklenenin aksine Rue’ya karşı oldukça iyi niyetli davranıyor ve Rue’nun ayık kalması için ondan daha fazla çaba gösteriyor. |
Her ne kadar teması klasik, karakterleri stereotip dursa da Euphoria bunlardan fazlasını barındıran, beklentimi fazlasıyla aşan bir dizi oldu. Karakterlerin hem geçmişleri ortaya çıktıkça hem şimdi yaşadıklarına tanık oldukça şaşkınlığım ve merakım artmaya devam etti. Güçlü hikaye anlatımı ve konuyu ele alışındaki cesaretiyle beni kendine hayran bıraktı. Ayrıca teknik detaylarıyla da üzerinde ne kadar özenli çalışıldığını her daim belli ediyor. R&B/Hip-Hop gibi müzik tarzlarından pek hazzetmediğim halde müzik kullanımındaki başarısını inkar edemiyorum. Görüntü yönetmeni çok iyi iş çıkarıyor (bir karnaval bölümü var ki enfes), kurgusundaki ufak numaralarla da çok iyi bir seyir deneyimi sunuyor. Kısacası izlediğimiz diğer dizilere benzemeyen, özel bir iş.
Gelgelelim gündeme geldiği konular bu başarılarından ziyade, genellikle barındırdığı yoğun cinsel içerik, çıplaklık, alkol-uyuşturucu kullanımı, şiddet gibi unsurları oldu. Evet sert ve izlemesi zor bir dizi. İçeriğinde bunlar hayli fazla ve bu da izleyiciyi yer yer fazla rahatsız edebiliyor. Fakat daha güçlü bir anlatım için, ayrıca daha gerçekçi ve çarpıcı bir dizi ortaya çıkarma adına bunları kullanmaları gerekiyorsa ve HBO sayesinde bu özgürlükleri varsa, bundan faydalanmalarını garipsemiyorum. Sonuçta The CW dizileri misali gençler izlesin, iyi vakit geçirsin, üzerine konuşsun diye yapılmamış belli ki. Yetişkinlere yönelik çekilen, Z kuşağını yetişkinlere tanıtmaya çalışan, doğal olarak da bu gençlerle ebeveynlerinin kanayan yaralarını (madde kullanımı, bilinçsiz cinsel ilişki, depresyon…) ele alan bir dizi yapmak istemişler.
“Gerçekten abartılı mı, yoksa bu kadar çığırıdan çıkmış olabilir mi bu yeni nesil?” gibi bir soruya, izlediğim şeyin bana samimiyetsiz gelen, inandırıcı bulmadığım taraflarının olmadığı cevabını rahatlıkla verebilirim. Günümüz koşullarını düşündüğümde gençliğin geldiği noktanın bu olması fikri bana hiç mantıksız gelmiyor. Senaryoyu konuya hakim olmadan, bilinçsizce yazabileceklerine ihtimal vermiyorum. Ayrıca dizi söz konusu sorunlara direkt çözüm önerileriyle gelmiyor elbette fakat bir farkındalık yaratma çabasında olduğunu da görebiliyorum.
Her bünyeye gelmeyecek bir dizi olduğu için herkese mutlaka izleyin diyemiyorum. Ayrıca yaşı ufak arkadaşlarımıza, en azından ilerleyen yıllarda izlemek üzere, ertelemeleri gerektiğini belirtmem şart. Geriye kalan kitle için ise oldukça kaliteli bu diziyi gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
yorumlar
Gelmez, mümkün değil.
İzledim bile, güzeldi
2. sezonu da bitirdim, yine çok güzel bir sezondu. Bu sezon daha çok Fez ve Lexi yi sevdim diyebilirim öne çıkmalarıyla birlikte. Kat biraz arka planda kaldı gibi geldi ona bi tık üzülmüş olabilirim. Yeni isimlerden Elliot ı da sevdim ben, Rue da bi ara çok sıksa da sonradan toparladı diyebilirim. Nate i yine sevmiyorum.
En çok merak ettiğim aslında
Gelecek sezonda görüşürüz artık, umarım fazla beklemeyiz seviyorum bu diziyi.
1 şahıs ayrılıyor.
Aaaaaa tadım kaçtı
bari karakterin hikayesini bağlayıp da çıkarsalardı. saçma sapan işler.
Bunlar Venedik FF’te yan yana gelivermişler.
Buyurun sohbete tabii ki demiyorum, sadece bırakıp gidiyorum.
Alttaki yorumlar
Almanya‘ya şey ediyorlar, uyarlıyorlar.
The Idol‘a dair henüz zerre içerik olmadığı için bilerek buraya geldim.
Sam Levinson adlı şahıs HBO’nun malum dizisini hazırlamak için daha önce anlaşılan Amy Seimetz’in yerine geçmişti. Kadının bütün vizyonunu yerle bir edip neredeyse yazılan/çekilen ve hatta biten her şeyi yeniden yazıp çekmiş. Bunların içinde Euphoria’ya oranla daha rahatsız edici cinsel ve fiziksel şiddet sahneleri de varmış. Dizinin mesajını da tam tersi istikamete, yani karanlık tarafa çevirmiş.
(IndieWire:
HBO’s ‘The Idol’ Set Is a ‘Shitshow’: Female Empowerment Became ‘Torture Porn’ on Likely $100+ Million Series)
Senaryo aşamasındaki sahnelerden birisinde ana erkek, ana kadını dövmeye başladıktan sonra kadın daha fazlasını istiyormuş ki bu da ana erkeği erekte ediyormuş.
Ondan sonracığıma yine senaryo aşamasındaki sahnelerden birisinde ana kadının vajinasında yumurta varmış ve yumurta düştüğü takdirde ana erkek, ana karaktere tecavüz etmeyecekmiş.
İki sahneyi de çekmemişler.
Öyle yani.
sorunlu bir kişiliği var herhalde bu arkadaşın. allah akıl fikir versin.
projeyi alıp başkasına verme işi big little lies da o kadar olay oldu ders almalılardı.
HBO, yok öyle bir şey demeden prodüksiyona sahip çıkmış güya. The Weeknd’in cevabı daha saçma olmuş.
Dizinin yapım ekibinden Jeremy O. Harris demiş ki bu grev uzarsa biz de erteleneceğiz, çünkü Sam Levinson prodüksiyona başlamayacak. David Zaslav’a anlaş işte de demiş.
The Idol, domates açılışını %20‘yle yapmış.
Bir de bunlar aynı evrenmiş.
Alexa Demie, Maddy Perez olarak konuk olacakmış.
Dolayısıyla yazıklar olsun.
Grev nedeniyle 2025‘e kalabilirmiş.
Fezco “Fez” O’Neill’i oynayan Angus Cloud, ölüvermiş.
25 yaşında. Aileden geçen açıklamada geçen hafta babasını kaybetmiş olmasının kendisine ağır geldiği yazıyor, gerisi yok (gerek de yok da neyse).
Bknz: Oha.
Kimse 25 yaşında ölmemeli
ama nası ya? çok da seviyordum…
8 Eylül’de Prime Video TR kitaplığına eklenecek-miş.
(Blu’da halen tek sezon var)
Orta Doğu versiyonunu mu yayınlayacakmış?
Euphoria Amazon takvimden çıkmış.
Bunun neresini sansürleyeceğiz, 39 TL için değmez deyip bıraktılar mı ne?
Gecikme yaşanacak ancak yayınlayacaklarını yazmışlar instagramda yorum atanlara
İlk sezonu amazona gelmiş
Sansür diyollağ.
Fentanyl, kokain, methamphetamine — kazara aşırı doz olmuş Angus.
2025
Dominic Fike’ye veda ediciğiz galiba.
– Dönüp dönmeyeceğinden emin olmadığını ve kimseyle artık konuşmadığını söylemiş. Hunter’la da ayrıldılar zati.
– Bağımlılığı devam ettiği için buna diziyi çekerken bir bağımlılık koçu vermişler. Ortak noktamız ve ortak problemlerimiz yoktu, bir halta da yaramadı zaten demiş (+demiş).
Ek: Aslında gelecek sezonu final sezonu olarak duyurup kapatıp gitseler keşke. Döndüklerinde de zaman atlasalar falan. Jacob Elordi’nin dün espri yaptığı kadar var, lise öğrencisi gibi görünüyor sayılmazlar artık… Hem o kadar şey oldu + herkes o kadar kariyerinde yol aldı ki dönmeye bir kalktıklarında seneleri buluyor zaten.
2. sezondan önce salgın çıktı, 3’ten önce grev çıktı üstelik.
“Hunter Schafer, Jewish Voice For Peace’in düzenlediği Filistin için ateşkes eylemine katıldığı için tutuklandı.
Grup eylemlerini, Amerikan Başkanı Joe Biden’ın katıldığı The Late Night Show with Seth Meyers programının çekildiği stüdyonun önünde yaptı.”
Çok sonradan Ek: Serbest bırakılmış.
Rumor:
hönk?
Çekim takvimini ertelemişler ama 2025’te yayına sokmayı hedefliyorlarmış halen. Senaryo çalışmaları sürüyormuş. HBO öyle demiş.
Evet, bu gidişle öyle olacak.
Uzulurum gercekten final sezonunu izleyemezsek. Umarim dedikodu olarak kalir ve gec de olsa final yapariz.
Bugünkü Euphoria dozundan tabii ki herkese merhaba.
Varyete, shithole haline dönen senaryo ve ertelenme süreciyle ilgili bir haber çıkarmış.
Başta fikren işler yolundaymış aslında. Ancak 3. sezonda büyük bir rol alması planlanan Angus Cloud’un ölümü ve dizinin kreatiflerinden yapımcı Kevin Turen’ın 45 yaşında kalp krizinden gitmesi prodüksiyon sürecini yavaşlatmış ve sorunlu hale getirmiş.
The Idol enkazını ve grevlerin de diziyi etkilemesini geçiyorum, grev sonrası gelen senaryolardan HBO memnun kalmamış. Rue’yu daha geri plana atmışlar ve 5 sene sonrasında özel dedektiflik yapıyormuş güya. Kanal afiyetle veto etmiş. Bir nevi başa dönmüşler şu an.
Zendaya, Sam Levinson Rue’ya ne yapacağını bilemeyince karakterin 20’lerinde bir taşıyıcı anne olmasını önermiş ancak onu da dizinin tonuna uymadığı için veto etmişler.
Bir ara Sam Levinson ile yollarını ayırmayı ve diziye bir film ya da birkaç özel bölüm çekmeyi de değerlendirmişler. Ancak hem oyuncuların 3. sezon sözleşmelerinin bulunması hem de kadronun yeni bir sezonla ve Sam Levinson’la birlikte diziyi finale ulaştırma isteği nedeniyle bu da olmamış.
Oyuncu kadrosuna 2024 boyu istedikleri projede yer almaları için izin verilmiş. Ekim civarı diziyle ilgili planlar açıklanacakmış. Çekimler 2025’te başlayacakmış. 3. sezonu final olarak düşündüklerine de yer verilmiş (neyse ki).
Bir de niyeyse 26 Nisan’da gösterime girecek olan “Challengers” filminin başarısının ya da başarısızlığının Euphoria’nın kaderini etkileyebileceğine inananlar varmış. Çekilmesi planlanan “Spider-Man 4” de var, ancak filmin senaryosu üzerinde hala çalışılıyor ve herhangi bir yönetmen ya da başlangıç tarihi yok.
#kismet
Bunu kısa haber mi yapsaydım acaba, yazarken bu kadar uzun hissettirmemişti.
Yap yap
@aytackara lütfen
@dkamoy Şey ettim ben onu
Biliyorum Geç olsa da fikrimi belirteyim dedim. (for future reference)
Çekimler Ocak 2025‘teymiş. Bütün cast dönüyormuş.
Bu dizinin öldüğünü ve geri dönmeyeceği artık kabul edebiliriz sanırım.
Edebiliriz tabii ama HBO da dediği zaman