22dakika.org

ABD uyarlaması sonrası dikkatleri çeken ve 7 Ocak’ta yerlisiyle (Cinayet) kapımızı aşındırmasına az kalmış bu yapımın, şurada tanıtmış olduğumuz 20 bölümlük ilk sezonunun ardından 2. sezon tanıtımıyla karşınızdayız.

The Killing izlemiş olanlar, üzülmeyin. 2. sezondan devam edebilmek için ilk sezonu tekrardan izlemek zorunda değilsiniz. İlk sezon neredeyse aynı olduğundan ve aynı olmasaydı bile iki dizinin sonraki sezonlardaki konuları birbirinden bağımsız olduğundan içiniz rahat bir şekilde izleyebilirsiniz. Olur da başlamak isterseniz diye yazının sonunda size diziyle ilgili bilmeniz gerekenleri yazacağım.

İlk sezonun uzunca hikayesinden sonra bu sezon görece daha kısa bir hikaye ile karşımıza çıkıyor Forbrydelsen. Ama kısa olduğuna bakmayın, ilk sezonuna yakışır bir şekilde hikayenin hakkını fazlasıyla veriyor.

Dizi Künyesi

• Türü: Dram-Polisiye-Politik
• Yaratıcısı: Søren Sveistrup
• Çekim Yeri: Kopenhag, Danimarka
• Tanıtılan Sezon ve Bölüm sayısı: 2. sezon – 10 bölüm
• Yayın Tarih Aralığı: 27 Eylül 2009 – 29 Kasım 2009
• Bölüm Süresi: 58 dakika
• Yayınlandığı Kanal: DR1
• Türkiye’de Yayınlandığı Kanal: Dizimax Vice
• Jenerik Müziği: Frans Bak

Larsen vakasının sonlarında yaşanan yazının sonunda bahsedeceğim gelişmelerden sonra davanın çözüme kavuşturulmasıyla görev yeri değiştirilen Lund, uzun bir süredir Kopenhag’ın dışında bir yerde pasaport kontrol memuru olarak çalışmaktadır. Ara ara annesini ve babasıyla kalan oğlunu görmek için Kopenhag’a uğrasa da polis merkezinden elini ayağını çekmiştir. Lennart Brix hala Polis Merkezi’nin başındadır, Sarah Lund’tan sonra yerine Ulrik Strange adında bir dedektif gelmiştir.

Sezon Konusu

Gece yarısı Anıtlar Mezarlığı’nda direğe bağlı şekilde ölü bir genç kadının bulunmasıyla başlıyor hikayemiz. Avukat olan Anne Dragsholm vakasında baş şüpheli koca gibi görünse de çok daha kompleks cinayetlere alışkın olan Şef Brix, bulunan bazı ipuçları nedeniyle Lund’a danışmak istiyor. Şehrin de dışında olduğundan yeni detektif Ulrik’le haber gönderilen Lund’un cevabı ilk başta hayır oluyor. Tabii hepimizin de tahmin edebileceği gibi bu kararından cayması uzun sürmüyor. Hemen Kopenhag’a aile ziyareti düzenliyor ve “Hazır gelmişken size de bir uğrayayım dedim.” bahanesiyle kendini vakanın içine sokmayı başarıyor. Zaten Lund’dan da başka bir şey beklemezdik. Cinayet varsa orada Lund olmalı. Şef Brix de bunun farkında.

Yeni sezonla başlayan ve ileride birbiriyle bağlanacak olan hikayeler ve karakterler:

• Şüpheli bir kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan Adalet Bakanı’nın yerine biraz da emrivaki bir şekilde getirilen yeni Adalet Bakanı Thomas Buch. İki yardımcısı Carsten Plough ve Karina Munk Jørgensen ile bir anda başına geçtiği bakanlığa adapte olmaya çalışıyor. Bir yandan, sunduğu “Müslüman Birlikleri’nin kapatılmasına yönelik” yasanın kabul edilmemesi durumunda iktidara olan desteklerini çekeceklerini söyleyen koalisyon partisiyle anlaşmaya çalışırken, bir yandan da isimsiz olarak ofisine gönderilen cinayetle ilgili belgelerle uğraşmaktadır.

• Afganistan’da geçirdikleri zorlu bir görev sonrası travma sonrası stres bozukluğu ve saldırganlıkları nedeniyle hastaneye kaldırılan Jens Peter Raben‘ın uzun zamandan sonra tedavi sürecinin bitmesine çok az kalmıştır ve heyecanla eşi Louise Raben ve çocuğunun yanına dönmeyi beklemektedir. Geleceği belirsiz şekilde bir yere yerleşemeyen ve hayatından çok fazla ödün veren Louis de bu konuda sabırsızdır. Orduevi’nde komutan olan babasıyla beraber yaşamaktadır.

• Orduevini yöneten ve Louis’in babası olan Torsten Jarnvig, askerlerine karşı oldukça korumacıdır. Davanın ucu dönüp dolaşıp da askeriyeye dokunduğunda rahatsız olmuştur. Görev öncesi askerlerinin keyfinin kaçırılmamasını istemektedir.

İspiyon vermemek amaçlı daha fazla hikayenin içine giremiyorum. Ancak dolu dolu geçen bir sezon buna emin olabilirsiniz.

Avukatın öldürülme nedeni neydi? Raben’İ hastaneye yatırtacak kadar dağıtan görevde neler yaşanmıştı? Her şey dinci grupların başının altından mı çıkmıştı? Ordunun bu olayla bir alakası var mı? Kalp krizi geçiren bakanın bu davayla ilgisi var mıydı?

İşte tüm bunların cevabını fazlasıyla alabileceğiniz güzel bir sezon geçirtecek sizi Forbrydelsen 2. sezonuyla.

İzleyecek olanlar için ilk sezondan bilinmesi gerekenler:

* The Killing’teki Linden’ın aksine Lund annesi tarafından küçükken terk edilmedi, hala annesi yanında. Tabii tam bir cinayetkolik olan Lund annesine ve oğluna zaman ayıramadığından araları pek iyi değil. Anası yine iyi sabrediyor diyebiliriz. Kızı sonuçta, atsan atılmaz satsan satılmaz

* İlk sezonki Nanna Birk Larsen davasının çözümüne yakın Lund’un cinayete saplantısı ve biraz da ihmalkarlığı yüzünden bir ölüme sebep olunuyor. Lund bundan dolayı hem kendisi, hem de patronu kendisini sorumlu tutuyor ve başka yere atanıyor. Yani uyarlamadaki gibi kendi isteği ile atanmıyor.

* İlk sezonda katil gidişatı da farklı tabii ama bunun ikinci sezona etkisi olmadığından bahsetmiyorum.

Buyrun bunlar da izleyecek olanlar için tanıtım filmleri:

Kişisel fikrim: 10 bölümlük güzel bir serüven için izlemelisiniz. Merak edenler için dizinin tüm altyazıları geçenlerde tamamlandı. İzlenmeye hazır sizi bekliyor.

Okuduğunuz için teşekkürler. İzleyecek olanlara keyifli seyirler.