Gotham — Tanıtım
576 yorum necdetcem7 07 Kasım 2014 08:44
Fox, Batman şöhretinden tanıdığımız Polis Komiseri James Gordon’ın ve Gotham’ı yuvaları yapan kötü adamların hikayesini inceleyen, senaryosunu Bruno Heller’ın yazdığı TV dizisi Gotham için dizi sözleşmesi yapalı neredeyse 1 yıl olacak. İlk olarak alperen4700‘ün şu yazısında ve ardından da rpdi‘nin şu yazısında bahsedilen dizinin bu aralar 1. sezon 7. bölümü yayınlandı ve dizi tam sezona (22 bölüme) uzadı. KONU
Dizimiz Gotham’ın geçmişini, yani Batman’dan önceki zamanı anlatıyor. Dizi, Dedektif Jim Gordon üzerinden gidiyor ve onunla beraber hem onun geçmişine, hem de Batman’dan önce nasıl bir Gotham vardı ona bakıyoruz. “Gotham nasıl ve neden bu hale geldi?“, “Suçlular, psikopatlar, seri katiller nasıl ve neden ortaya çıktılar?” gibi sorularımızın yanıtlarını her bölümde bir nevi alıyoruz. Olaylar her geçen gün daha da kızışıyor ve bence yayınlanan 1. sezon 7. bölüm de olayların daha da kızıştığı, herkesin planının ortaya çıktığı bir bölümdü.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR James Gordon (Ben McKenzie): Dizimizin başrolü olan James Gordon, askeriyeden sonra babasının ve kendisinin memleketi olan Gotham’a dedektif olarak gelmiştir. Fakat şehir, hiç de çocukluğundaki gibi değildir. Tam bir suç merkezidir. Ama kendisi Gotham’ın kurtarılabileceğine inanmakta ve bunun için çalışmaktadır. Oyuncuyu Southland ve The O.C.‘deki rollerinden tanıyabiliriz.
Oswald Cobblepot (Robin Lord Taylor) (Penguen): Gangsterler camiasında adını duyurmak için büyük çaba harcayan Oswald Cobblebot, çok akıllı ve zeki biri. (Zaten son bölümde de bunu bir kez daha kanıtladı.) Gotham’da en büyük olmak istiyor; bunun için de her yolu deniyor. James Gordon’ı kendine dost biliyor. Biraz şanssızlıklar yaşa da aslında 4 ayak üstüne düşen kedi misali sürekli bunlardan kurtuluyor. Oyuncuyu The Walking Dead ve Law and Order‘daki rollerinden tanıyabiliriz.
Harvey Bullock (Donal Logue): James Gordon’ın ortağı olan Harvey Bullock aslında iyi bir dedektiftir. İlk geldiği zaman o da aslında Gordon gibidir; fakat bir şeyleri değiştiremeyince pes edip her şeyi olduğu gibi kabullenmiştir ve hayatını böyle sürdürmektedir. Gordon geldikten sonra daha duyarlı birisi olmuştur. Bir neslin Grounded for Life ile tanıştığı oyuncuyu Terriers, Vikings ve Sons of Anarchy‘den tanıyabiliriz.
Bruce Wayne (David Mazouz): Küçük yaşta anne ve babasını gözlerinin önünde kaybeden Bruce, her şeye rağmen güçlü olmaya çalışmaktadır ve ailesinin katillerini bulmak istiyordur. Yanında sadece sadık uşağı Alfred ve ona anne ve babasını öldürenleri bulacağına söz veren Gordon vardır. O da Gordon gibi Gotham’ı kurtarmak ister. (Eh, insan 7’sinde neyse 70’inde de odur derler.) )Batman olacağı yolda önünde zorlu bir hayat vardır aslında. Oyuncuyu Touch dizisinden tanıyabiliriz.
Alfred Pennyworth (Sean Pertwee): Wayne Ailesi’nin sadık uşağı olan Alfred, Bruce’un yanındaki ve onu büyütücek tek kişidir. Canı pahasına Bruce’u korur ve sever. Fakat bazen onu yola getirmek için sert bir duruş sergiler ama biliriz ki o sert duruşunun altında yufka gibi bir kalbi vardır. Oyuncuyu Elementary ve Agatha Christie’s Poirot dizilerinden tanıyabiliriz.
Barbara Kean (Erin Richards): Gordon’ın nişanlısı olan Barbara bir acil servis doktoru. Gordon’u çok seviyor ve onun yanında olmak istiyor fakat Gordon onu tehlikeye atmak istemiyor; çünkü Gordon’un düşmanları tek zayıf noktası olarak Barbara’yı görüyorlar. Gordon da Barbara’ya bir şey olmasından korkuyor, çünkü Gotham tehlikeli bir şehir! Oyuncuyu Breaking In‘deki rolünden tanıyabiliriz.
Sarah Essen (Zabryna Guevara): Gordon’un patronu olan Yüzbaşı Essen, polisler ve siyaset dünyası arasında dengeyi sağlamaya çalışan, koruyabildiğince kendi adamlarını koruyan bir polis. Oyuncuyu X-men Geçmiş Günler Gelecek filminden ve Burn Notice‘ten tanıyabiliriz.
Edward Nygma (Cory Michael Smith) (Bilmececi): Gotham’da adli tabip olarak çalışan Edward Nygma çok zeki biri. Getirdiği her otopsi dosyasının ardından bilmeceleriyle Harvey ve Sarah Essen’i bıktırıyor. Karakterin çok fazla kendisine değinilmese de eğlenceli, saf, iyi ve çevresindekileri biraz ürküten bir karakter. Oyuncu birkaç ufak dizi filmlerde yer almış olsa da ilk önemli işi bu. Fish Mooney (Jada Pinkett Smith): Batman çizgi romanlarında olmayan ve sırf bu dizi için yaratılmış bir karakter.
Falcone’un sağ kolu olan ve onun yanında büyümüş yetişmiş biri Fish Mooney. Onun için en önemli şey para ve güç. Falcone’u sevmiyor ve onun yerine geçmeyi istiyor; bu yüzden sürekli onu devirmek için planlar içinde. Oyuncuyu Matrix filmlerinden ve HawthoRNe dizisinden tanıyabiliriz.
Carmine Falcone (John Doman): Wayne Ailesi öldükten sonra tüm Gotham bir nevi onun eline kaldı. Gotham’ın ünlü mafyası Falcone aslında çok güçlü, fakat bunu pek fazla ortaya koymuyor; ilerleyen bölümlerde onun planları hakkında daha çok şey öğreneceğiz. Şehirde pasif kaldığı söylentileri dolaşsa da hala çekinilen bir isim. Fish Mooney’i kendi kızı gibi görse de onun kendisini devirmek istediğinin içten içe farkında. Oyuncuyu The Wire ve Rizzoli and Isles dizilerindeki rollerinden tanıyabiliriz.
Selina Kyle (Camren Bicondava) (Kedi Kız): Sokakların gezgini, zenginden çalıp kendisine ve yardıma muhtaç insanlara yardımcı oluyor. Wayne cinayetinin tek görgü tanığı; ayrıca Gordon’a Wayne cinayetini araştırmasında yardımcı oluyor. Kedi Kadın‘ın gençliği. Oyuncunun ilk projesi Gotham. Renee Montoya (Victoria Cartagena): Gotham’da bulunan namuslu polislerden bir tanesi. Barbara’yla birçok şeyi karıştıran bir geçmişleri var; Barbara yüzünden de Gordon’dan pek hoşlanmıyor. Oyuncuyu The Bedford Diaries‘den tanıyabiliriz.
DİZİNİN GİDİŞATI VE GENEL YORUM
Dizi, reyting olarak abidin77‘nin yazdığı reyting değerlendirmelerine dayanırsak 2.8 ile 2.2 arasında gidip geliyor. Son bölümünde yükselişe geçti ve bence o gün TBBT’nin gitmesi onu biraz rahatlattı. Onun dışında dizi gayet akıcı ve güzel gidiyor. Ben ilk bölümünü izledikten sonra gerçekten bir efsane doğuyor diye kendi kendime söylendim. Bu kadar iyi olacağını tahmin etmiyordum ve 2-3 sene sonra “Bak işte, bu da efsane bir dizi!” diye bahsederiz inşallah, tabii işler şimdiki gibi yolunda giderse.
Başlamayanlar ya da kararsız kalanlara, hemen hiç düşünmeden başlayın bence pişman olmazsınız derim. Çünkü bu senenin en iyi dizisi olabilecek bir dizi.
NOT: Zehirli Sarmaşık‘tan bahsetmedim, çünkü çok ufak bir yerde görmüştük ve repliği bile yoktu. Karakter de başka bölümde henüz gözükmedi. Eğer hatam varsa affola.
TANITIM FRAGMANI
yorumlar
3×03
Ay Penguen
Yeni gelen tipleri sevdim, güzel bölümdü.
Penguen’in aday olması canımı sıktı, siyaseti işin ehlilerine bırakın yahu, suçludan yönetici mi olur ?
O adamın Falcone’un oğlu çıkmasına şaşırdım.
– Mario’nun Falcone’un oğlu olduğunu öğrendiğimde şok oldum. Bir laf vardır ya “Attan inip eşşeğe binmiş” diye. İşte Lee’nin durumunu anlatıyor resmen.
– Bruce hala aynı Bruce. Nette yukarıdaki resmi görünce baya bir güldüm
– Son olarak bu ne güzel bir afiştir öyle ya
S01E01—08
2 sene önce heyecanla başlamıştım bu diziye. İlk 2 bölümünü beğenmiş, 3. bölümü fena bulmamış olsam da 4. ve 5. bölümlerde sıkılıp dizinin bir yere varamayacağını düşünüp bırakmıştım.
2. sezonunda aldığı güzel yorumlardan sonra bir şans daha vermek istedim ve oturdum tekrar başına. 2 yıl içinde bende bir şey değişmemiş. İlk 5 bölüm için düşüncelerim aynen yukarıda yazdığım gibi oldu yine. 6, 7 ve 8. bölümlerde ise iyice sıkıntıdan patlattılar. Sabredenler iyi sabretmiş bu diziye zamanında valla. 2. sezona ulaşmak için kararlıyım ama bu süreçte kaç tane daha sıkıcı bölümle kendime işkence edeceğim merak ediyorum doğrusu.
Bu 4 bölümlük periyot, önceki 4 bölümlük periyota oranla çok daha izlenir durumdaydı. Ama şiddetle belirtmem gerek ki bu mafya çekişmeleri hiç sarmıyor beni. Yanlış anlaşılmasın hakimiyet mücadelelerini izlemeyi severim. Ama Game Of Thrones ve Dallas kadar iyi yapıldığı takdirde! Burada olay sırf laga luga. Bayıyorlar valla! Özellikle Fish karakterinden ve Jada Pinkett Smith’ten gına geldi. Bir an önce diziden çıksa iyi olacak bu kadın!
9.ve 10. bölümlere çocuk oyuncuların sahneleri damga vurdu. Selina ve Bruce’un sahneleri efsaneydi. Ivy Pepper da küçük birer sahnesi ile renk kattı bu 2 bölüme. Rezalet giden diziye nefes aldırdıkları için teşekkürü borç bilirim bu 3 çocuğa.
11 ve 12. bölümlere de eş ziyareti damga vurdu. Morena Baccarin’in diziye dahil oluşu, sempatikliği ile güneş gibi parlaması ve Ben McKenzie ile olan uyumları güzel bir hava getirdi diziye. Patates surat Erin Richards ile olduğundan çok daha hoş duruyorlar yan yana kesinlikle.
Malum
olayının Gordon üzerindeki pozitif etkisinin bu 2 bölüme, özellikle de 12. bölüme yansımaları güzeldi. Üzerindeki kasıntılığı atıp daha eğlenceli bir karaktere dönüşmeye başladı Gordon 2 bölümdür.
12. bölümde: Ben McKenzie’nin baştaki müdür sahnesinin sonunda Bullock’a attığı The O.C.’den Ryan Atwood gülüşü, ve sonrasında 1-2 yerde daha Atwood’dan izler görmek güzel bir nostalji hissi yarattı.
Su tepkisi de süperdi bu arada.
12. bölümde mafya hikayesi, kayda değer bir şekilde aktı belki de ilk defa. Haliyle ilk 2 bölümden sonraki en iyi bölüm çıktı bana göre ortaya.
Güzeldi de yahu
Barnes İnşallah öldürmezler adamı yaa.
Orta seviyeydi bu 2 bölüm de.
Ben McKenzie&Morena Baccarin tatlışlığına bayılıyorum ya!
Nygma-Kringle sahnelerini de çok sevdiğimi itiraf etmem gerek.
13. bölümde
sahneyi izlemek çok keyifliydi bu arada.
Ortalama bir bölümdü.
Jervis’in kardeşi Alice’e yazık oldu. Bu arada kanı da bizim komisere bulaştı. Bakalım nasıl etkileyecek.
S01E15—20
Bu 6 bölümlük periyotta sadece 17. bölüm güzeldi, gerisi çöp!
Zayıf bölümlerin ağırlıkta olduğu bir sezonu böylesine güzel bir bölümle kapatacağımızı söyleseler ‘Hadi len ordan!’ tepkisini verirdim kesinlikle. Cidden şaşırdım. Karşımda bu kadar dolu dolu, tempolu, heyecanlı bir bölüm bulmayı hiç mi hiç beklemiyordum. Sağlam bir kapanış oldu, dizinin en iyi bölümüydü.
Bölüm için puanım: 8.8
Sezon için ortalama puanım: 7.5
Sezonun geneline dönecek olursam;
Bölümlerin yarısı beni sarmadı. Diğer yarısının yarısını öyle böyle izledim. Sevdim diyebileceğim 5-6 bölüm oldu sadece. Umarım 2. sezon daha verimli geçer.
Karakter sayısı bakımından rekortmen seviyelere ulaşan dizinin karakterlerini tek tek değerlendirecek olursam;
Gordon: Ben McKenzie’nin de etkisiyle karakteri sevdim. Kasıntılığı bırakıp gardını indirdiği nadir anlarda daha çok sevdim ama.
Bullock: Gordon için iyi bir tamamlayıcı oldu. Başlarda daha gerekli bir karakter olsa da sezonun sonlarına doğru olsa da olur olmasa da seviyesine geldi.
Bruce: Bu yaşından büyük davranan çocuğu sevebileceğimi pek düşünmemiştim diziye başlarken. Ama beni şaşırtarak en sevdiğim karakterlerden biri olmayı başardı.
Selina: Dizinin olmazsa olmaz karakterlerinden biri. Çocuk oyuncu Camren Bicondova’nın karaktere katkısı da büyük gerçekten. Hangi karakter ile sahnesi olursa olsun o karakteri o an için parlatmayı başardı sezon boyunca.
Alfred: Yazılan rolün kısıtlı imkanları doğrultusunda oyuncunun görevini başarılı bir şekilde yerine getirdiğini düşünüyorum. Bruce için ehemmiyeti olan bir karakter, benim de gözüme batmıyor, sıkıntı yok.
Penguen: Sevdiğim karakterlerden biri. Abartı karakterleri pek sevmem; ama Penguen bu konuda bir istisna olmayı başardı kesinlikle. Denge değiştiren bir adam olması, kabarıp sönüşleri falan derken dizinin hiç sevmediğim mafya tarafının tek olmazsa olmaz karakteri oldu.
Barbara: Sezonun en fazla kabuk değiştiren karakteriydi. Bu sebele buna biraz uzun bir parantez açacağım. Selina’dan önce ve Selina’dan sonra olmak üzere 2 döneme ayırmam gerekiyor karakteri. Selina’dan önceki 2 versiyonunu sevemedim. Bu periyottaki Gordon’ın ve benim kafamı ütüleyen ilk versiyonundan zerre haz etmedim zaten. İlk periyottaki 2. versiyonu gereksiz bir versiyondu zaten. Gelelim Selina’dan sonraki versiyonlarına. Kasmayı bırakıp eğlenceli bir hale bürünen ilk versiyonu sevdim. Çocuklarla gayet eğlenceli sahneleri oldu onun. Malum şahsın rüzgarına kapıldığı ve tanımlanabilir olmaktan çıktığı dönemi ise sevemedim. Malum olay sonrası ortaya çıkan son versiyonu ise sevdim kesinlikle.
Nygma: Sevdiğim karakterlerden biri oldu. Onun sahnelerini izlerken eğlendim baya. Sezon içinde en başarılı şekilde evrilen karakter bu oldu. 2. sezonda diziye daha da fazla katkı sağlayacağından eminim.
Kringle: Nygma için iyi bir tamamlayıcı oldu.
Montoya: Olsa da olur olmasa da bir karakterdi.
Falcone-Maroni-Fish Üçünü de ne kale alabildim ne de sevebildim sezon boyunca. Dizinin en gereksiz hikayesi maftya mücadelesi hikayesi idi. Dolayısıyla bu üçlü de en gereksiz karakterlerin başında geldi bana göre. Hele Fish baydı gerçekten. Bendeki tahammül sınırını birkaç bölüm içerisinde aştı sezon başında. Sonrasındaki aşağı yukarı her sahnesi sıktı, bıkkınlık getirdi. Karakter zaten aşırı abartı yazılmış, bir de üstüne Jada Pinkett Smith aşırı abartılı bir şekilde oynayınca: yordu, yordu, yordu…
Leslie: İyi ki girdi diziye. Dizinin sıkıcılaştığı anlarda aralara girip nefes aldıran bir karakter oldu. Eğlenceli, sevimli ve anlayışlı tavırlarıyla büyüledi beni. Eşi Ben McKenzie ile olan sahneleri tatlılık abidesiydi.
Butch: Bu karakteri de 2 döneme ayırarak değerlendirmem gerek. İlk dönemini sevmedim haliyle yanında bulunduğu kişiden haz etmediğim için. 2. döneminde ise sevdiğimi söyleyebilirim karakteri.
Loeb: Tam falakalık bir karakterdi.
Essen: Görev adamı karakterlerden biriydi Sevdiğimi söyleyebilirim kendisini.
Harvey Dent: Oyuncunun da pek fanı olmamamın etkisiyle olsa gerek ısınamadım karaktere.
Belediye Başkanı: Oyuncuyu Red Oaks’tan severim ama burada sevemedim pek ne yazık ki.
Ivy Pepper: Yer aldığı kısıtlı sahnelerin hepsini parlatmayı başardı. Çocuk oyuncular arasındaki en alkışlanası performans Clare Foley’den geldi kesinlikle.
Penguen’in annesi: Yordu, sıktı, baydı, uyuz etti…
Liza: Girdiği bölümde izlemesi keyifli bir karakter olacağı izlenimi yaratılsa da öyle olmadı ne yazık ki. Sezonun en büyük hayal kırıklıklarıın başında geldi.
Jerome: İzleyen herkesin kendisinden övgüyle söz ettiği meşhur Jerome! Diziye girişinin yapıldığı tek bölümün sonlarındaki performansı ile ilerisi için umut verdi kesinlikle.
Milo Ventimiglia’nın karakteri: Azıcık bile alt metni olmayan, bir an bile kale alamadığım, sınıfta kalan bir kötü adam tiplemesiydi. Yordu, sıktı, baydı… Sezonun en gereksiz karakterlerinin başında geldi.
Flass: En gıcık olunası karakterlerin başında geldi. Tam olarak zevk için işkence yapmalık bir tipti.
Baloncu: Life in Pieces’ın Tim’i Dan Bakkedahl tarafından canlandırılan karakter, sezonun en başarılı yazılmış bölümlük krakterlerin başında geldi.
Sağlam bir bölümle kapattıkları ilk sezonun ardından ikinci sezona da yine sağlam bir bölümle başlamışlar. Yine dolu dolu, heyecanlandıran, izlemesi keyifli bir bölümdü. Ayrıca eğlenceliydi de. Gordon ve Bullock’u bulduğumuz nokta, Arkham sahneleri, zor seçim, Loeb mevzusu derken aktı gitti bölüm.
Bölüm için puanım: 8.5
*Gordon-Zaardon sahnesi eğlenceliydi.
*Essen, yeni Emniyet Müdürü olunca Jim’in de onun görevine atanmasını çok zor olmasına rağmen umdum ama olmadı. Bu sezon içinde kısa süreliğine de olsa böyle bir şey yapsalar keşke.
*Arkham sahneleri efsaneydi. Büyük keyif alarak izledim gerçekten.
*Melrose Place’de dibimin düştüğü melez güzellik abidesi Jessica Lucas da şık bir giriş yaptı diziye. Hadi hayırlısı! The White Queen’de uyuz olduğum James Frain’i ve dikkat dağıtan kepçe kulaklarını karşımda görmek ise üzdü.
Gotham S02E02
Güzeldi bu bölüm de. Deliler Çetesi sezona büyük renk getirdi.
Bruce-Alfred dinamiği açısından da önemli bir bölüm oldu.
Gerçekten güzel bir bölüm oldu.
Bruce sonunda Selina’ya açıldı. Ulan ben rahatladım yemin ederim. 3 sezon oldu sonunda hoşlandığını söyleyebildi.
Penguen ve Nygma,
diyebiliriz sanırım bu bölümün sonunda.
@abidin77: Deme öyle deme ya. Valla o sahnede bir anda yüreğim ağzıma geldi
@okakacukaka: Valla aslında dememe gerek bile yoktu bence, net bir şekilde gösterdiler
Açıkçası ben itiraz etmem mesela.
3 x 05 üzerine:
Çok güzeldi bu bölüm. Malum yerde benimde yüreğim ağzıma geldi.
Olursa tabii ki bende itiraz etmem ama bence gereksiz olur
Yok bee ne alaka harbiden. Olmasın mümkünse.
Olsun dediğimden değil zaten de yani neden olmasın?
Güzel bölümdü yine. Çok iyi başladı 2. sezon gerçekten.
Bölümün sonundaki Jerome taklitçileri hamlesi de gayet şık olmuş bu arada.
derken aktı gitti bu bölüm de yine. Çok güzel başlayan sezonu güzel bir bölümle daha süslemiş olduk böylece.
S02E05
Güzeldi bu bölüm de.
İlk 4 bölümün azıcık altında kalsa da Edwige’in anlattığı eski Gotham hikayesi ve Bridgit karakterinin ileriye dönük bir potansiyel barındırıyor oluşunun pozitif yansıması dolayısı ile keyif aldım ben bu bölümü de izlerken.
Orta seviye bir bölümdü; lakin özellikle son 5 dakikadaki hamleler epey bir dikkat çekiciydi.
*Bridgit’in ölmemiş olması ve yanıklar içinde soluğu Wayne Şirketi’ne ait gizli bir araştırma kuruluşunda buluşu da ilgi çekici bir hamle oldu.
derken aktı gitti bu bölüm de. İzlemesi keyifliydi.
8. ve 9. bölümler epey sıkmıştı. İyi geldi o yüzden bu bölüm.
*Eski valinin ifadesini değiştirmesi ve Theo’nun beraat etmesi de beklenen bir hamleydi. Jim’in mahkemede attığı yumruğa ve akabinde paketlenip Theo’nun huzuruna çıkarılmasına da şaşırmadım ama; Theo’nun bütün flaşlar bu iki ismin üzerindeyken Jim’i öldürmeyi tercih etmesi şaşırttı. Malca bir hamleydi. Jim’e attığı dayak çok şıktı bu arada, hakkını vereyim.
*Ben Bullock’u, başkomseri falan beklerken Penguen’in Jim’in imdadına yetişen kişi olması da güzel bir sürpriz oldu.
Bu arada mahkemede de hedef tahtasına oturtulmuşken Penguen’in işi çok zor cidden Theo’yu bir an önce haklayamazsa.
*Penguen demişken; dizinin başlarından beri Penguen ve Nygma yan yana gelse ne güzel olur diye aklımdan geçirmiştim hep. Ama olmadı işte! Enerjileri tutmadı 2 bölümdür gördüğümüz üzere.
Şemsiye:
Cidden sağlam bölüm olmuş ama ya!
*Theo Galavan, hakkı verilmesi gereken bir kötü karakterdi bu arada. Bu 11 bölümlük performansı için James Frain bir alkışı hak ediyor bence.
Sezonun 2. yarısında karakterin Doctor Strange’in elinden çıkma 2.0 versiyonundaki performansı nasıl olacak bakalım oyuncunun.
*Tabitha’nın Theo’yu bırakıp Silver ile beraber Gotham semalarında uçuşa geçtiği sahneyi de sevdim.
*Bölümün yıldızı Silver oldu bana göre. Şu ana kadarki en iyi performansını sergiledi Natalie Alyn Lind. Çok sevdim bu bölüm bu kızı ben ya! Tekrar göremeyecek olmak üzücü. 3. sezonun 2. devresinde falan tekrar teşrif etse keşke.
Önümüzdeki sezon doğaüstü olmayan bir lise gençlik dizisi falan yapılacak olursa başrollerden birine getirmeyi ihmal etmesinler bu kızı.
*Leslie’yi çok severim ama; Leslie’nin hamilelik haberine ise pek sevinemedim valla. Morena Baccarin, gerçek hayatta hamile diye zorunlu olarak girmişler bu hamleye tabi ama … Hamile yapacağınıza yarım sezonluğuna şehirden uzaklaştırsaydınız karakteri keşke.
*Son olarak; sezonun 2. yarısı için Doctor Strange ve laboratuvarı konusundan pek umutlu olmadığımı belirtmem gerek.
S02E12
Başkomiser rolündeki Michael Chiklis‘in Glee’nin bedencisi Dot-Marie Jones ile olan benzerliğine daha önce değinen oldu mu? İkiz gibiler ya! Yüzleri, tavırları, konuşma tarzları…
2. devreye pek parlak bir başlangıç yapamamış dizi bu arada. Bölüm kötüsünün hikayesinin ilerleyişi fena değildi ama.
S02E13
Sezonun en sıkıcı bölümüydü.
S02E14
Hikayenin ağırlıklı olarak Bruce üzerinden aktığı güzel bir bölüm oldu. Bruce sahnelerinin hepsinden büyük keyif aldım izlerken. Michael Bowen ve Lori Petty’nin konuk oyuncu performansları çok iyiydi.
Hoşuma giden bir manzaraydı.
Dizinin çekim mekanlarından ve kullanılan görsel efektlerden de son derece memnun olduğumu belirtmiş olayım bu vesileyle.
Üfffff! Yapmadıkları klişe hamle kalmadı bu bölüm ya! Cidden çok kötüydü.
Haaa, yok bir de gerçekten babası ise klişenin dibi! Durum daha da kötü o zaman.
*Nygma, gerçek manada Bilmececi’ye dönüşme yolunda büyük bir adım attı bu bölüm. Tamam uzun süredir karakterin buna hazırlanışını izliyor olabiliriz ama bu geçiş çok keskin oldu be ya! Bu tarz büyük oyunlara başlamadan önce sezon sonuna kadar daha küçük oyunlarla pişmesi gerekiyordu bence.
Bu arada oynadığı oyun çok başarılıydı, ona lafım yok.
*Jim’e kurulan tuzak sonrası hapse düşmesi ve akabinde Leslie’den ayrılmaya çalışması da son derece ezik bir klişe hamleydi.
*Bruce gibi zapzayıf bir çocuğun dana kadar adamdan okkalı bir dayak yedikten sonra kendinde hala güç bulup 2-3 yumrukla o iri adamı indirmesi de saçmalar saçması bir sahneydi. Neymiş efendim; eğer kendinden daha büyük bir adamı yeneceksen ondan daha fazla dayanmak zorundaymışsın!
Aynı slogan bir önceki bölüm de batmıştı ama söz konusu olan ne kadar iyi bir dövüşçü olduğunu bildiğimiz Alfred olunca ses etmemiştim.
*Tüm bu klişe hamleler yapılırken bari Barbara’nın uyanması hamlesini başka bir bölüme erteleseydiniz be ya!
S02E16
Bir önceki bölümde olduğu gibi bu bölüm de klişenin dibine vurdular mı? Vurdular. Ama bir fark vardı: Bu bölümdeki klişeleri izlemesi keyifliydi.
S02E18:
S02E19:
S02E20
Orta direk bir bölümdü. Butch ve Tabitha’nın içinde bulunduğu sahneleri sevdim özellikle.
S02E21:
falan derken hiç mi hiç beğenmedim bu bölümü.
S02E22 (Sezon Finali)
Buram buram olmamışlık kokan sahnelerle bezeli bir bölümdü. Olmamışlıkları saymaya kalksam mesnevi olur o derece! Verelim coşkuyu izleyiciye kafasıyla sahaya çıkmışlar, sahnelerin üzerine pek kafa yormamışlar. Salmışlar çayıra ama mevlam kayıramamış.
Sezonun ilk yarısındaki 11 bölümden 8-9 tanesi iyiydi. Bunların da 3-4 tanesi harikaydı.
Sezonun ikinci yarısındaki 11 bölümden ise sadece 4-5 tanesi iyiydi ne yazık ki.
Sezonun 2. yarısında ciddi bir düşüş yaşasa da totalde ilk sezonun çok çok üstünde bir sezon olmayı başardı.
Beni gazlayıp bu diziye 2. bir şans vermeme katkı sağladığın için teşekkürler. @okakacukaka 2. sezonun ilk yarısını izlememiş olsam çok şey kaybedermişim kesinlikle.
İlk 20 dakikasını beğendim, son 5 dakikasına da hikaye gereği tavım. Kalan 15-20 dakikalık kısımda faso fiso sahneler vardı ama. Onlar olmasa ‘Güzeldi.’ derdim ama şu haliyle ‘Fena değildi.’ demekle yetiniyorum.
*Jim’in dedektifliğe dönmemiş olmasından memnunum. Bir süre takım elbiseden kurtulmasına hayır demem. Ama ‘Umrumda değil, ben parama bakarım.’ tavırları komik kaçıyor, bunu da belirtmeden geçmeyeyim.
*Vali ile Barnes, basın açıklaması sırasında mırın kırın ederken Penguen’in gelip şovunu yaptığı sahneyi çok sevdim. Adamsın Pengo!
*Gazeteci kızı sevdim sevmesine de sırf ekranda biraz daha gözüksün diye zorlama sahneler yazmışlar Jim ile ikisinin içinde bulunduğu.
*Let her go Butch! Let her go! Onun gibi bir hatunun sana baktığı o kısa maziyi kar saymayı bil artık kendine!
*Çakma Bruce olayından hiç memnun değilim bu arada.
*Nygma, ‘Penguins eat fish!’ deyince gaz geldim bir an. Ye artı şunu penguen! Bu sefer yedikten sonra kılçıklarını yak da bir daha ete bürünmesin lütfen!
Kılçık demişken; bok vardı da geri getirdiniz şu g.t suratlıyı di mi? Ne güzel 2. sezonda yoktu, dizi sınıf atladı işte! Neden geri getirip seviyeyi tekrar geri düşürüyorsunuz arkadaş?
*Bu Fish’in yanında takıldığı zaman Selina da hiç çekilmez oluyor valla! Arkadaş ne işin var senin bu kadının eteğinin dibinde? Çok saçma geliyor bu kuyruk durumu bana çoooook!
*Bu gudubetlerden en olmamış duranı da yarasamsı olanı bu arada. Gram ciddiye alamıyorum bunu ya!
*Ivy’nin büyüyüp serpilmesi olayını güzel işlediler bu arada.
5. ve 7. bölümler çok sıkıcıydı. Diğer 4 bölüm fena değildi, aktı gitti bir şekilde.
Ama Penguen rahat durmaz, en kısa süre içerisinde öldürür bu hatunu. Sonra da bu ikisi düşman olur ve kurtuluruz muhtemelen bu midemi kaldıran gidişattan.
*Bu Mad Hatter karakterini kale alamıyorum ne yazık ki! Pek kayda değer bir altyapı oluşturulamadı bu karakterin bu tepkileri için bana göre. Umarım tez vakitte kurtuluruz bundan.
*Ivy Pepper’ın hikayeye daha fazla dahil olacağı bölümleri heyecanla bekliyorum.
*Leslie’nin bu sezon hikaye için gereksizleştiğini düşünüyorum. Zorlamasınlar, kendi yoluna gitsin artık bence.
*Valerie Vale, sezon için güzel bir artı oldu. Memnunum karakterden.
3 x 08 üzerine:
Uzun zaman sonra sıkıldığım ve tavana bakarak izlediğim bir Gotham bölümü oldu.
S03E08
Güzeldi. Bu sezonun en iyi bölümüydü hatta.
Hikayenin Barnes ve Nygma kısımları çok güzel bir şekilde ilerledi. Leslie kısımları pek sarmasa da arada kaynadı o da bir şekilde.
Bölüm için puanım: 8.3
S03E09
Ivy’nin sahneleri hariç pek sarmadı bu bölüm.
Gordon-Barnes kısımları aşırı sıkıcıydı. Nygma-Penguen kısımları da iyi değildi. Bir tek Ivy-Selina-Bruce dinamiğinde izlemesi keyifli sahneler çıkmış işte.
Maggie Geha’nın performansını çok beğendim ben bu bölüm. Rolünün gerektirdiği yaş durumunu çok iyi yansıtmış bana göre. Söz konusu ayrıntıya önem verilmese ya da gereğinden fazla üzerine yüklenilse eğreti durabilirdi; ama çok iyi kotarmışlar cidden bu konuyu.
James Remar (Dexter), Jim’in amcasını oynamak üzere diziye katılmış.
Güzel bir bölümdü.
En sonda Lee’nin Gordon’u düğünü öncesi öpmesi ne ayak?
– Dur hayatım ben bi cinsel ilişki yaşayıp geliyorum
– E ama aşkım hadi nikah memuru bizi bekliyor.
Güzeldi, dizinin 3 farklı cephesinde de güzel olaylar oldu. Yapılan hamleleri beğendim. Barbara gerçekten bu sezon çok güzel bir gelişim gösterdi. Bu yarı onun yarısıydı diyebilirim, hatta bu sezonda onun sezonu olacak.
Jim’in sonda adamı öldürmesi kötü oldu. Şimdi çek Lee’nin tribini. Bıraksaydın da öldüreydi Lee’yi. İyice soğudum bu bölümde ondan.
Son olarak Bruceların hikayesi de güzeldi. İspiyonunu yemiştim ama girişi çok afiliydi.
Gotham yine aynı bildiğimiz Gotham, gayet güzel bir şekilde gidiyor. Lucifer ile beraber en sevdiğim DC dizilerinden. Devamında görüşürüz.
nerde o 1.sezon 2.sezon da ki gotham dizinin kalitesi düştü bence
Lee > Erospu Eyşan
Doktor öldüyse Falcone ile Gordon’un kapışması epey zevkli geçeceğe benziyor, haydi bakalım.
Benjamin McKenzie ve Morena Baccarin nişanlanmış.
3 tarafta ilerleyen 3 ayrı hikaye vardı bölümde. James-Leslie-Mario-Carmine tarafında ilerleyen hikaye 3. sınıftı resmen. Mario dışındaki tüm karakterlerin tepkileri koca bir ‘Üfffff!’ çektirdi. Bruce-Selina-Alfred tarafında ilerleyen hikaye ise çok sıkıcıydı. Dizi başladığından beri belki de ilk defa bu kadar sıkıldım hikayenin Bruce tarafını izlerken. Nygma-Penguen-Barbara tarafında akan hikaye güzeldi bir tek. Barbara’yı izlemesi keyifliydi özellikle. Son 2 sezonda dizinin hiç sıkmayan tek karakteri konumunda Barbara. Hikayenin bu tarafında ilerleyecek yolda sezonun 2. yarısında
ise bu girilen yol çok sinirimi bozacak çoook!
Son olarak; o hık demiş burnundan düşmüş kast seçiminden dolayı emeği geçenleri kutluyorum.
Sezonun ilk yarısı kötü geçti, 2. yarısı biraz şenlenir böylece.
https://vimeo.com/195041244
Raymond J. Barry (The 100, Justified), tekrar eden bir rolle kadroya katılmış.
Harley Quinn Teased For “Gotham” S3 Finale