Grace and Frankie — Tanıtım
73 yorum iyideniye 30 Ağustos 2015 09:47
Son dönemin yayınladığı dizilerle kuşkusuz en göz önünde ve gözde ismi olan Netflix, genellikle drama dizisine yoğunlaşsa da geçtiğimiz Mayıs başında karşımıza yeni bir komedi dizisi de getirdi: Grace and Frankie.
Dizi, Netflix’in klasik usulü gereği 13 bölümlük ilk sezonunun tüm bölümleriyle ekrana geldi ve 2. sezon onayını da çok bekletmeden aldı. Hatta açıklanan Emmy adaylıklarında başrollerden Lily Tomlin‘e Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu adaylığı da getirdi. Peki, kendileri nasıl bir dizi?
Konu:
Dizinin isminin de belli ettiği üzere dizinin merkezinde aynı karmaşık duruma düşecek olan iki kadın var:
* Grace (Jane Fonda), iki çocuk sahibi ve kendi kurduğu kozmetik şirketini başarılı bir noktaya getirdikten sonra emekli olarak kızına devretmiş bir kadın. Eşi Robert başarılı bir boşanma avukatı, uzun yıllardır evliler. Ona göre öyle ya da böyle yürüttükleri bir evlilikleri, düzenli ve güzel bir hayatları var.
* Frankie (Lily Tomlin), resim öğretmenliği yapan, ruhsal arınmaya ve meditasyon tarzı arınma yöntemlerine oldukça önem veren, biraz tuhaf ve hippi tipli bir kadın. Eşi Sol da Robert gibi başarılı bir boşanma avukatı. Hiç anne olmamış ama iki çocuk evlat edinip büyütmüşler. Ona göre de eşi Sol ile iyi bir evlilikleri, güzel bir hayatları var.
Ancak gerçeğin bu iki kadının inandığıyla veya kendilerini inandırdığıyla pek alakası yok. Robert ve Sol, uzun yıllardır birlikte aynı ofiste çalışan, gayet iyi iki arkadaşlar. Grace ve Frankie de zaten bu nedenle yıllardır birbirlerinin çevresinde olan ama birbirleriyle iyi anlaştıkları söylenemez bir ikili. Günün birinde bu dörtlü bir mekanda yemek için bir araya gelirler ve iki erkek bombayı orta yere bırakıverir:
“Biz birbirimize aşığız. Hatta 20 yıldır birlikteyiz ve evlenmeye karar verdik. Bu nedenle de boşanmak istiyoruz.”Çünkü ülkenin yeni yasaları gereği artık bunu yapabilmektedirler. Dizinin ana teması bu şekilde. Birbirinden farklı iki kadın, bu itirafın üstüne şok, öfke, hayal kırıklığı da dahil olmak üzere peş peşe birçok duyguyu yaşadıkları bir döneme girerler. Her ne kadar birbirleriyle pek anlaşamasalar da ikisi de teselliyi ne yaşadığını en iyi anlayan diğer kişide bulur.
Dizinin merkezinde Grace ve Frankie’nin yaşadıkları olsa da hikayenin elbet diğer tarafları da var:
* Yıllardır sakladıkları gerçeği itiraf ettikleri için rahatlamış ve mutlu olan Sol ve Robert (Sam Waterston ve Martin Sheen) ise yeni düzenlerine alışmak, çocuklar ve arkadaşlarına durumu açıklamak, bir evlilik planlamak ve eşlerini düşürdükleri durumdan dolayı bazen hissettikleri suçlulukla mücadele etmek durumundalar.
* Çocuklar: Aileleri dolayısıyla birbirlerini iyi tanıyan ve arada kalan Mallory, Brianna, Coyote, Bud.
* Mallory ve Brianna, Grace ile Robert’ın kızları. Brianna, Grace’in şirketini emeklilikten sonra devralmış ve iyi bir şekilde yürüten kızı. Ancak ilişki konusunda dikiş tutturamayan biri. Mallory ise iki çocuk sahibi, yedi yılı aşkın süredir evli biri.
* Coyote ve Bud, Frankie ile Sol’un evlatlık oğulları. Coyote, vekil öğretmenlik yapan ama iyileşme sürecindeki eski uyuşturucu bağımlısı. Bud ise kardeşlerin sorumluluk sahibi olan tarafı, Bud’ı kontrol altında tutmaya çalışıyor ve o da avukat.
Dizinin nasılına gelirsek:
Öncelikle, dizi komedi dizisi olarak geçse de gülmeye odaklı bir beklenti içinde olmamanın faydası var. Kablolu kanallarda yayınlanan 30 dakikalık komediler gibi bir dizi desem doğru bir tanımlama olur sanıyorum. Zaten dizinin merkezindeki konu gereği Grace and Frankie’nin de güldürme iddiasında olduğu söylenemez. Ama drama da boğmuyorlar tabii ki. Hatta aldığı eleştirilerden birisi de bu iki durumun dozunu ayarlamaya dair.
Kendi açımdan diziden yeterince memnun kaldığımı söyleyebilirim. Eşler arası karmaşayı, içine girilen boşluğu, çocukların hikayeye dahil edilişini ve kadınlar arasında yeşeren yeni dostluğu ve hayatlarına devam etmenin yollarını arayışları yeterliydi. Oyuncu kadrosu için kötü eleştiri amaçlı söylenecek bir söz yok. Gerçi Grace and Frankie zaten kısa süre içinde ne vaat ettiğini belli eden ve kendinize göre olup olmayacağını anlayabileceğiniz türden de bir dizi.
O nedenle en azından bir-iki bölüm denenmesi gayet tavsiye edilir. İyi seyirler efendim…
yorumlar
Ben dizinin sezonunu bitirdim, memnun da kalktım başımdan. Bazen daha genç bir çift kullansalar nasıl olurdu diye merak etmedim değil ama itiraaz etmeyeceğim. Devamına da bakmayı planlıyorum.
İlk 4 bölüm sonrası şurada, sezon finali üzerine burada yorum yapmıştım. Gelmişken onları da bırakayım.
Ben ilk iki bölümünü de gayet başarılı buldum. Genelde ilk bölümünden sonra ikinci bölümde diziler düşüş yaşasa da aynı çizgide gidiyor şimdilik. Tavsiye ederim izlemek için acabası olanlara.
Dizi pek ilgimi çekmiyor ama Netflix dizilerine en az 1-2 bölüm bakmaya çalışıyorum. Bir ara deneyeceğim.
Ellerine sağlık @iyideniye.
İlk 7 bölümü izledim. Bir ara geri kalanına devam edeceğim. Konu ilgimi çok çekiyor ama çok da iyi işlediklerini düşünmüyorum. Oyunculara olan sevgimden ve konunun nerelere gideceğini merak ettiğimden izleyeceğim.
@fcakir Bunun nedeni yüsek ihtimal Divxplanet’te dizinin altyazısının 8 bölümünün çevrilmiş, devamını kimsenin çevirmemiş olması. Dizi siteleri genellikle popülere yöneldiğinden kendilerinden bir çeviren de çıkmamıştır.
ılk bolumun sonunu zor getırdım.. kadınlar cok ıyı ama adamlar cok ıtici ıdı.. bence olmamis… amerika ota boka gay-lezbiyen bir nokta koymayı sevmeyi birakti bildigin ana konu yaptı.. bilemedim… sevemedim..
Bitirdim ve başından mutlu ayrıldım. Özellikle asansör bölümü çok güzeldi. Dizi gittikçe açıldı; Grace and Frankie arasında ki uyum arttı, gaylerde çok fazla göze batmayınca izlemesi çok daha zevkli hala geldi.
2. sezon ilk iki bölümün üzerine:
Bugünlerde bu tar bir şeye ihtiyacı vardı, iyi oldu. İkinci bölümü bitirdiğimden beri yüzümde şapşal bir gülümseme var, kendi kendime durduk yere gülüyorum resmen.
2. sezon 9. bölümün ardından:
* İkinci bölümün ardından en hoşuma giden bölüm 7. bölüm oldu. 6’nın sonu da zaten olmsını istediğim bir şeydi, hatta bittiğinde “6. bölümde mi oldu bu?” tepkisi verdim. Ne ara bu kadar oldu anlamamışım.
* 9. bölümde Carrie Preston‘ı görmeyi beklemiyordum, hoşuma gitti.
* Bu sezon Coyote karakteri özellikle hoşuma gidiyor.
2. sezon 11. bölümün ardından:
* 2. ve 7.’den sonra 10. bölüm de oldukça hoşuma gitti, hem eğlendirdiler hem de ciddiydiler. 11. bölümün de sonları güzeldi. Dizi istediğim gibi gidiyor hala.
* 11’i izlerken “Bu sezon Mallory’yi niye çok az görüyoruz?” diye düşünür oldum. Aklıma da hamilelik geldi. Meğerse Brooklyn Decker gerçekten de sezonun çekimi başladığında yaklaşık 7 aylık hamileymiş. Çekimler doğumdan sonraki iki ay boyunca da devam etmiş, artık hangi ara yer aldı bilmiyorum ama bir yere sıkıştırdı demek.
Yalnız bu sırada kadının Andy Roddick’le 20 yaşında evlendiğini fark ettim, haberim yoktu.
İlk sezon üzerine:
Beklediğimden daha güzel bir dizi buldum karşımda. Karakterlerin hepsine bayıldım ama özellikle Frankie bir harikaydı. Sam Waterston’ı da The Newsroom’dan çok seviyordum. Burada da aynı sempatikliğini korumuş Bir an önce ikinci sezona geçicem
S01E01
Hem @aytackara hem de @okakacukaka sevdiğine göre ben de severim heralde diye düşünüp bir deneyeyim dedim ama; sevemedim ne yazık ki!
Ellerinde altın değerinde bir konu var ama gerçekten işlemeyi becerememişler bu konuyu ve ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Draması yetersiz, komedisi hiç yok! Karakter tepkileri de çok yapmacık. Lily Tomlin’in canlandırdığı karakter de sahip olduğu surat da dikkat dağıtan ve diziden soğutan faktörlerden biri. June Diane Raphael’in suratı da keza öyle. Martin Sheen, Brooklyn Decker ve Jane Fonda gibi sempatik oyuncuların dizide yer alıyor olması devam etmek için yeterli bir sebep olmadı benim için ne yazık ki!
@pirate: İstersen 1-2 bölüm daha şans ver. Böyle diziler biraz geç açılabiliyor
@okakacukaka İlk bölümü vasat bulsam belki 2. bölüme de bir bakayım derdim ama hiç sevemedim gerçekten. Elinde böylesine iyi bir konu varken bomba gibi bir başlangıç yapamayan bir dizi 2. bir şansı hak etmiyor bence. Teşekkürler yine de.
2. sezon üzerine:
İlk sezon kadar olmasa da yinede güzel bir sezon oldu.
Grace ve Frankie’nin birbirlerinden haz etmezken sonradan iyi arkadaş olmaları gerçekten güzel işlendi bence. Jane Fonda’ya da Lily Tomlin’e de bayıldım gerçekten. Harika enerjileri var. Bu ekibi uzuuun bir süre izlemek isterim
@okakacukaka Günde bir sezon mu izledin sen? Çok iyi bitirdin, ben 12’yi izledim en son. Kıyamıyorum, çok çabuk bitti bu sezon.
@aytackara: Evet ya öyle oldu biraz. Su gibi peşpeşe akıp gitti bölümler Normalde kıyamazdım bitirmeye ama izlemek istediğim çok dizi var o yüzden hemencecik bitirdim
2. sezon finalinin ardından:
23 gün içinde bitirmişim sezonu ve bana çok çabuk bitmiş gibi geliyor. Güzel bir sezondu, zaman zaman kafamı da dağıttı. 2, 5, 10 gibi bazı bölümler özellikle güzeldiler. Babe karakteriyle birlikte dahil olan hikaye de hoşuma gitti.
Birinci sezon finali sanki daha bir güzeldi ama bu da kendi içinde son sahneleriyle iyiydi tabii. İki kadının arasındaki arkadaşlık cidden hoşuma gidiyor. Üçüncü sezon geldiğinde bir sorun çıkmazsa görüşürüz artık.
Bir kaç gündür bunu izliyorum. 11.bölüme kadar da geldim. Normalde sezonu bitirince bir şeyler yazacaktım ama dayanamadım. Hiç bu kadar eğleneceğimi tahmin etmiyordum. Daha ciddi güldürmeyen türden bir şeyler beklerken böyle bir şey karşıma çıkması süpriz oldu. İlk bölümlerden sonra ya onlar açıldı ya da ben diziye alıştım. Sürekli yüzümde bir gülümseme ile izler oldum. Brianna’ya özellikle bitiyorum. Keşke süreleri daha fazla olsa.
İyi böyle ya, zevki orada bence
Ben bu diziyi bayağı bir öveceğim herhalde. Şu iki erkek kardeşin, Brianna ile atışmalarını izlemekten epey zevk alıyorum. Bazen aralarına Mollory de girdi mi, muhabbetin tadından yenmiyor.
Grace and Frankie – Season 3 | Date Announcement
3×01 üzerine:
İlk bölümden girdim bakalım yine. Her zamanki güzelliğiyle dönmüş, tipleri de özlemişim Galiba previously yoktu ama bir şey unutmamışım zaten.