Grimm ve Yaratıklarına Bir de Yakından Bakalım
176 yorum dkamoy 21 Mart 2012 19:32
1. SEZON YARATIKLARI BURADA SONA ERİYOR.
2. SEZON YARATIKLARI İÇİN DEVAM EDİNİZ.
Mauvais Dentes (Almanca: Kötü Diş)
İlk olarak 2. sezon 1. bölümde göründü.
Mauvais Dentes
Sivri dişli kaplan benzeri yaratıklardır. Zeki, çevik ve öldürücüdürler. Türleri tükenmek üzeredir ama her biri tehlikeli birer ölüm makinesidir. Öyle ki tek bir tanesi, koca bir kasabayı kolayca harita üzerinden silebilir. Kurbanlarını öldürmeden önce tuzağa düşürmeleri ile ünlüdürler. Kılıç gibi uzun ve büyük dişleri ile kurbanlarında, çapı 2,5 cm olan delikler açabilirler.
Coyotl (Aztek dilinde : Kır Kurtları)
İlk olarak 2. sezon 3. bölümde göründü.
Coyotl
Çakal/kır kurdu benzeri yaratıklardır.
Adi, iğrenç ve kabadayı oluşlarıyla bilinirler. Wesen dünyasının sokak çeteleridirler. Çok güçlü bir sürü mantıkları vardır ve sürüye ihanet edecek birini affetmezler. Bu yüzden de hep birbirleri ile çitleşirler. Genellikle köpek kurt türü wesen’lerle aynı yeteneklere sahiptirler. Bir Blutbad ya da Hundjager kadar olmasa da iyi koku alırlar.
Nuckelavee (Kelt dilinde: At)
İlk olarak 2. sezon 4. bölümde göründü.
Nuckelavee
At benzeri yaratıklardır.
Kafaları, -şeffaf damarlardan siyah kanın akışını, kasları ve kirişleri izleyebildiğiniz- derisi olmayan bir at kafası gibidir. Dönüştüklerinde saçları uzar, dişleri at dişine dönüşür, drileri grileşir. Fiziksel olarak güçlü yaratıklardır. Aynı zamanda atik ve sinsidirler. Düşmanlarına saldırırken tornak benzeri ellerini kullanırlar ki bunlar bir arabanın kaportasında geniş çukurlar açabilecek güçtedir.
Stangebär (Almanca: Mızrak ayısı)
İlk olarak 2. sezon 4. bölümde göründü.
Stangebär
Kirpi benzeri yaratıklardır.
Mauzhertzen, Reinigen ve Eisbiber’ler gibi genellikle barışçıl ve uysal yaratıklardır. Açık alanda olabilecekleri işlerde çalışmayı tercih ederler.
Seelengut (Almanca: İyi Kalpli)
İlk olarak 2. sezon 5. bölümde göründü.
Seelengut
Koyun benzeri yaratıklardır.
Ürkek ve barışçıldırlar. Şiddete neredeyse hiç başvurmazlar. Oldukça geniş gruplar halinde yaşamyı tercih eden sosyal tiplerdir. Sürü olarak hareket ettiklerinde daha cesurdurlar.
Königschlange (Almanca: Kral Yılan)
İlk olarak 2. sezon 6. bölümde göründü.
Königschlange
Kral Kobra benzeri yaratıklardır.
Fazlasıyla sevimsiz ve tehlikelidirler. Uzun çatal dilleri ve geniş bir başları vardır. Sıcaklığa duyarlıdırlar ve hafif titreşimleri sezebilirler. Bu özellikleri sayesinde bir canlının ölü ya da diri olup olmadığını anlamakta kullanılırlar. Ayrıca ayaklı birer yalan dedektörüdürler. Kısaca pis işlerin adamıdırlar. Aynı zamanda iki sivri dişleri ile ısırdıkları kişiyi zehirleyebilirler. Zor kandırılabilen ve oldukça kuşkucu tiplerdir. Çok seri hareket edebilirler ve bir Grimm’den daha iyi refleksleri vardır. Bu özelliklerine inanılmaz güçlerini de katınca, bir Grimm’le kafa kafaya başedebilecek bir yaratıklara dönüşürler.
Drang-Zorn (Almanca: Öfke Dürtüsü)
İlk olarak 2. sezon 7. bölümde göründü.
Drang-Zorn
Porsuk benzeri yaratıklardır.
Çabuk öfkelenmeleri ve şiddete başvurmaları ile ünlüdürler. Ama üstün olmadıkları bir hasımlarıyla karşılaşırlarsa yeraltı inlerine çekilirler. Fiziksel olarak Drang-Zorn’lar inanılmaz derecede güçlüdürler. Tamamen dönüşmelerinin yanında, sadece gözlerini dönüştürebilme (gözleri yeşilleşir) özellikleri de vardır.
Genio Innocuo (İtalyanca: Zararsız Dahi)
İlk olarak 2. sezon 8. bölümde göründü.
Genio Innocuo
Kaplumbağa benzeri yaratıklardır.
Utangaç ve inzivaya çekilmiş yaratıklardır. Grimm’lerle 19. yüzyılda Galapagos adalarında tanıştıkları için onlardan korkmamışlardır ve bu da birçoğunun Grimm’lere av olmasına neden olmuştur. Genio Innocuo zekaları ile ünlü, şefkatli ve kesinlikle vahşi olmayan yaratıklardır. Yine de dahi olmaları bazı durumlarda başlarına bela olabilmektedir. Dönüştüklerinde derileri pullu bir görünüm alır, yüzleri de bir kaplumbağaya benzer. Parmaklarından da küt pençeler çıkar ki bunları saldırmak için değil kazı yapmak için kullanırlar. Genio Innocuo’ların sırtlarında taşıdıkları bir kabuk olmadığından, dönüştüklerinde kabuk benzeri pulları çıkar ve bu pulların deseni aileden aileye farklı olur.
Balam (Maya dilinde : Balım)
İlk olarak 2. sezon 9. bölümde göründü.
Balam
Jaguar benzeri yaratıklardır.
Özelikle kendi ailelerinden birine bir zarar geldiğinde saplantılı hareketleri ile tanınırlar. Önce harekete geçip, sonra düşünmeyi adet edinmiş fazla cesur yaratıklardır. Genellikle hızlı ve çeviktirler. Yine de bu özelliklerini çok fazla sergilemezler. Dönüştüklerinde, derileri jaguar ya da leopar gibi desenli hale gelirler.
La Llorona (İspanyolca: Ağlayan Kadın)
İlk olarak 2. sezon 9. bölümde göründü.
La Llorona (Ağlayan Kadın)
Her ne kadar bir wesen olmasa da fantastik bir yaratıktır. Çocukları kaçırıp, onları bir nehirde boğan bir kadının hayaletidir.
Lebensauger (Almanca: Hayat Emici)
İlk olarak 2. sezon 10. bölümde göründü.
Lebensauger
Değişim geçirdiklerinde ağızları, içi sivri dişlerle dolu olan büyük yuvarlak bir ağıza dönüşür. Çok çirkin göründükleri için genellikle özgüven eksikliği ve kişilik bozuklukları olur. En antipatik Wesen’ler arasında yeralırlar. Madde bağımlılığına eğilimlidirler. Genellikle Wesen’liklerini iyi saklayan tiplerdir. Başkaları önünde çok nadiren değişim geçirirler.
Wendigo (İngilizce: Yamyam ruh)
İlk olarak 2. sezon 11. bölümde göründü.
Wendigo
Yamyamdırlar ve yanmış et kokulu bir nefes kokuları vardır. Değişim geçirdiklerinde vücutları beyaz tüyle kaplanır, iğne gibi sivri dişleri çıkar ve tırnakları da uzun pençelere dönüşür. Ayrıca diğer Wesen’lerin aksine, Wendigo’lar değişime uğradıklarında sesleri de değişir; yüksek perdeden ince bir ses olur.
Scharfblicke (Almanca: Keskin gözler)
İlk olarak 2. sezon 13. bölümde göründü.
Baykuş benzeri yaratıklardır.
Çok keskin bir görüş yeteneğine sahiptirler. Az ışıklı ortamlarda dahi detay yakalayabilecek kadar iyi görürler.
Jinnamuru Xunte (Afrika dilleri: Gözyaşı hırsızı)
İlk olarak 2. sezon 15. bölümde göründü.
Sinek benzeri yaratıklardır.
Kenya ve Güney Afrika kökenlidirler.
Değişim geçirdiklerinde kocaman çıkık gözleri, gri bir derileri, keskin dişleri, sivri pençeleri ve sinek gibi dikenleri çıkar. Bunun yanında çatallı bir dilleri olur. Beyinleri, insan beyninden 1,5 kg daha ağırdır ve kırmızı kurtlarla kaplıdır.
Çok hızlı hareket edebilirler; oyle ki hareket ederken ışınlanıyor hissi verirler. Düşmanlarının gözlerine bir çeşit parazit kurt püskürterek, onları kör ederler.
Fuchsteufelwild (Almanca : Bir şeytan tilkisi kadar öfkeli)
İlk olarak 2. sezon 16. bölümde göründü.
Goblin benzeri yaratıklardır.
Değişim geçirdiğinde derisi yeşile döner, dişleri keskinleşir ve kulakları ile köpek dişleri sivrilir. Elindeki 4 parmağı ikişerli birleşir ve uçlarından da çok keskin tırnaklar çıkar. Bu tırnaklar pençe gibi yarı içeri çekilebilirdirler.
Tırnaklarından damlattıkları asit ile hasımlarının etlerini bir bıçak gibi keserler. Bu asitle tahta, cam gibi katı cisimleri de kesebilirler. Ufak tefek olmalarına karşın (insan formundayken bile) inanılmaz yükseklikleri ve uzaklıkları kolayca aşabilirler. Çok hızlı ve çeviktirler; dikkat çekmeden hareket edebilirler. Ayrıca, zekidirler de.
Değişim geçirdiklerinde bir Wendigo gibi yüksek perdeden ince bir sesleri olur.
Mordstier (Almanca: Cinayet Boğası)
İlk olarak 2. sezon 17. bölümde sözü geçti.
Nick’in “Yaratıklar El Kitabı” tadında bir kitapta görünen bir yaratık.
Volcanalis
İlk olarak 2. sezon 18. bölümde göründü.
Wesen değildirler. İblis benzeri yaratıklardır.
Magmadan oluşan, insansı, kocaman bir yaratıktır. Çok tehlikeli bir düşmandır. Vücudundan yaydığı ısı ile yakınındakileri boğuverir, yakınındaki tüm sıvıları kurutur. Normal yollarla zarar verilemeyen bir yaratıktır.
Taureus-Armenta (Latince : Saban Öküzü)
İlk olarak 2. sezon 18. bölümde göründü.
Boğa benzeri yaratıklardır.
Değişim geçirdiklerinde vücutlarının ağız çevreleri dışında her yeri gri tüyle kaplanır. Ağızlarının etrafı siyahtır. Burunları, kulakları bir boğanınkine dönüşür. Alınlarında iki koca boynuz çıkar.
İnsanlardan güçlü değildirler ama çeviktirler.
İnatları ile ünlüdürler. Savaş alanında ön saflarda savaşmaları ve çelik gibi sinirleri ile saygı duyulurlar. En zorlu görevler için gönüllü oluşları ve kararlılıkları ile en saygın Wesen’lerdendirler. Ölümden korkmazlar. Tüm bu özelliklerine rağmen Grimm’lerden korkarlar. Öyle ki bir Grimm ile karşılaşınca kaçmayı tercih ederler.
Raub-Kondor (Almanca : Harcayan Akbaba)
İlk olarak 2. sezon 19. bölümde göründü.
Akbaba benzeri yaratıklardır.
Wesen dünyasının en tehlikeli avcılarındandırlar.
Değişim geçirdiklerinde, yüzleri dışında tüm vücutları tüy benzeri bir kılla kaplanır. Yüzleri ten rengi kalır. Burunları kıvrık bir gagaya dönüşür. Parmakları da sivri kuş pençelerine dönüşür. En dikkat çekici olansa metal gibi parlayan mavi gözleridir. Başka Wesen’ler gibi bunlar da tamamen değişim geçirmek yerine, sadece gözlerini değiştirebilirler.
Gece görüşleri iyidir. Bunun yanında teleskopik görme yetenekleri de olduğundan çok uzak mesafeleri de izleyebilirler. Kafalarını gövdeleri sabitken 270 derece döndürebilirler.
Değişim olmadan 360 dereceyi tamamlayabilirler. Üstün koku alma yetileri vardır ve bunu iz sürmede kullanırlar.
İnsanlardan güçlüdürler. Aynı zamanda dayanıklıdırlar da.
Raub-Kondor’lar acımasızdır. Kendini işine adamış tehlikeli avcılardır. Avlarını yüzlerce mil takip edebilirler.
Acımasızlıklarının yanı sıra, açgözlü yaratıklardır ve serves düşkünüdürler. Servet uğruna öldürmek ve işkence etmekten kaçınmazlar. Vahşi aletler kullanırlar ki işleri kolaylaşsın.
Diğer Wesen’lerden korkuları yoktur ama Grimm’lerden korkarlar.
Glühenvolk (Almanca : Parlayan Halk)
İlk olarak 2. sezon 19. bölümde göründü.
Uzaylı benzeri yaratıklardır.
Değişim geçirdiklerinde, kafaları soğana benzer, burun ve kulakları neredeyse görünmez olur. Ağızları sarı dişlerle dolar. En önemlisi, sürüngenlere benzer ışıldayan derileri ile narin bir mavi ışık yayarlar. Bu özellikleri, ateş böcekleri ve deniz canlılarına özel bir çeşit enzimden gelmektedir.
İnsanlardan daha güçlüdürler. Hızlı ve dayanıklıdırlar.
Saldırgan olmayan bir türdür; bilerek ya da bilmeyerek öldürmekten hoşlanmazlar.
yorumlar
Eh yolunu yapmaya başladılar zaten.
Bizim evin bu sabahki küfürleri Grimm’in sezon ortası finaline (5×06) geldi. Az buz sövmedik valla.
Yazar kadrosunu topluca değiştirdi mi bu adamlar nedir? Bölümün neresinden tutsam elimde kaldı. :((
Bu yazıyı 3’e böldüm.
1) Tanıtım
2) ilk sezondaki yaratıklar
3) 2. sezondaki yaratıklar
Böylece yazının yüklenmesinin uzun sürmesi ve diziyi izlememiş olanların kendi istekleri dışında aradan yaratık resmi görmesi de engellenmiş oldu.
Bi de -niyesini anlamadığım bir şekilde- mizanpajda kaymalar olmuşmuş. (Bazı paragraflar yok olmuş nedense.) Onları da düzelttim.
…. ve
döner
@dkamoy: Ay çok yaratıcı olmuş Söylediği zaman güldüm
Zaman zaman bırakma noktasına geldiğim Grimm sonunda beklediğimiz yere geldi galiba. Güzel bölüm olmuş.
Ortam ısınıyor. :twisted:
Ben de “iyi bari düzgün bi bölüm çıktı” dedim 5×10’u izleyince ama ümidimi yükseltmeye niyetim yok. Çünkü dizinin şu baştan sevdiğim ama sonradan kaybettiği izleyiciye yaklaşım şeklinde (aptal yerine koyma/koymama) hala sorun var.
İnternetimin olmadığı 2 günde 3. sezonun kalan 10 küsür bölümünü yuttum. Özlemişim valla diziyi. Sardırdım yine.
Başta pek ısınamadım, ikinci sezon onayından sonra devam etmek üzere bıraktım. Onayı aldı ikinci sezon bitti, bir şans daha verdim.
İlk sezon sonradan kadroya dahil olan
kıssa süreli konuk
derken 1. sezon son çeyreği 2. sezon ilk çeyreği peş peşe izleme keyfiyle diziyi sevmeye başladım. Monroe karakterinin hakkını da yemeyeyim Grimm, Hank, Sean üçü bir Monroe etmez.
3×19 Nobody Knows the Trubel I’ve Seen bölümü sezonda en sevdiğim bölüm oldu, yeni karakterin diziye dahil olma hikayesini çok beğendim.
Kaç sezondur merak ettiğim şeyin 3. sezon sonunda açıklığa kavuşması da sezon için bir artı oldu
4. sezon için diyebilirim ki Culyet, senaryo olarak da roldeki oyuncu olarak da bu sezonu berbat eden yegane kişi.
100. Bölüm hatırına 5. sezona başladım, yetiştim
5.sezon 4.sezondan daha iyi gidiyor.
5×10 ve 5×11 gibi bölümlerin ardından 100.Bölüm güzel olacak gibi duruyor.
@legendparker : Vay be özete bak. :))) Hoşgeldin.
@dkamoy: Hoşbuldum
Umduğum gibi güzel bir bölümdü
Dizinin başından beri devamlılık gösteren ana hikaye 100.bölümde epey yol kat etdi.
Kutudan çıkan değnek tabii ki sihirli bir değnek olacaktı İyi ki ne işe yaradığı hemen anlaşıldı, birde bunun sırrını anlamak için bekleyip duracaktık yoksa.
Bu bölümü izlerken tarihi bir ana tanıklık ediyormuş hissine kapılmadım değil. Kurgu sayesinde altyapısını yıllardır oluşturdukları için hikaye gerçeğe yakınmış izlenimi verdi.
Kimi zaman izleyicileri diziden kopma noktasına getirseler bile senaristleri tebrik etmek lazım, hikayeyi uzatıp 5.sezona yaymayı başarmak maharet ister. (4. sezon Culyet üzerinden giden hikaye yerine bu hikaye olsaydı daha iyi olurdu, koca sezon hayal kırıklığı olmazdı.)
Rosalee, Adalind kısımlarını es geçmemek lazım, bölüme yakıştı.
100. Bölüm namına yakışan bir bölüm olmuş diyebilirim.
5×15’teki yaratığın adına bayılmışlar anlaşılan. Bölüm boyunca ismi bu kadar kere tekrar edilen yaratık olmamıştır herhalde. Bi ara daralıp “bi kere daha musasatalşabab derlerse yangın var diye bağıracağım” dedim. 4 kere yangın var dedim.
Yahu adamımız
5×15
@dkamoy altı üstü 9 kez Musasat Alsh-Shabab demişler, çok mu?
Yalnız ne sıkıcı ve boş bölümler geldi 100’den sonra. 5×13’deki maske bölümü ne berbat bölümdü. 5×15’teki Musasat El kebab bölümü de yine son derece anlamsız bölümdü. 5×14, yine eski bölümleri andırdığından çok sıkmadı ama daha 7 bölüm var finale. Sıkıla sıkıla gideceğiz. Bari ana konuya biraz daha fazla girin.
@abidin77 : Peşpeşe izleme. Ben hafta hafta takipteyim, gidiyor. Sıkılmıyorum.(Tİplerin hepsini seviyorum, haftada bir iyi geliyor.)
@dkamoy: Valla elim bir türlü gitmeyince birikiyor. Biriktiğini görünce, mecburen üst üste izleyip azaltmaya çalışıyorum ve evet, sıkılıyorum. Bundan sonrasını biriktirmeden hafta hafta izleyemeye çalışacağım.
Oh beee!
sonradan ek:
Wu’yu iyileştirmek için sihirli değnek sokarlar adama diye bir ümidim var. Yoksa adamı diziden çıkarırlarsa epey üzüleceğim valla.
Geçekten de Oh bee!
Birde kaç bölümdür ortada yoktu sinirleniyordum ki bu bölümde yer aldı.
Kaç sezondur Wesen bakış açısından Grimm görmek istiyorum. Wesenlerin karşılarındaki kişinin Grimm olup olmadığını nasıl anladıklarına açıklık getirmeleri 3 sezon sürmüştü Grimm olduğunun anlaşılmamasının çözümü de epey güldürmüştü.
Yoksa Grimm olduğunu anladıklarında hissettikleri korkunun gizemi mi kaçar ya da onu izleyicilere aktarmayı beceremeyecekleri için hiç bulaşmazlar mı bu bakış açısına acaba.
(Bu arada ben Renard ile Nick ortak çalışıyorlar diye düşündüm paso, ama öyle olmadı. Renard’ın U dönüşü yine saçmasapan kaldı. )
Neyse artık gelecek sezon doğru dürüst bi final yaparlar diziye inşallah.
Yalnız her şeyi son bölüme bırakmışlar sanki. Sezonun başından beri bak burda tünel var diye gözümüze on kere soktular. Belli lazım olacak. Biri de gidip bakmadı bu tünel nereye çıkıyor diye.
Üstüne madem sihirli değneği soktuk hikayeye ölümsüz grimm yapalım demişler. Aynı şekilde Diana’yı da iliğine kadar kurutmuşlar.
Bu arada ben de Diana’yı aynı şekilde sevmemekle beraber yukarıda @dkamoy’un bahsettiği her şeye katılıyorum.
Her şeye sezondaki çoğu bölümlerle kıyaslarsak iyi bölümlerdi.
dkamoy,Siyah Giyen Adam gibi bende
Kendi kendilerinin kuyusunu kazmak değil de ne
Birde siz gidin saklanmak için güvenli, gizli tünelleri olan bir ev bulun, sonra da aylarca o tünellerin nereye çıktığını öğrenmeyin aval aval çıkış arayın.
Son sahnede
@dkamoy:
Sanırım ben Renard’ı pek iyi bir adam olarak algılamadığımdan gizliden gizliye bizimkileri kolluyordur diye bir çıkarımda bulunmadım. (Dizi başladığından beri Grim yanımda olsun, adam benim gözetimimde kalsın,ara sırada arkasını kollayayım, güvenini kazanıp ne işler çevirdiğini bileyim tavırlarında olduğu için ben onu hep çıkarcı olarak gördüm.)
Ama bu sezonki süreçte gidip sağ kolunu bile harcayacak kadar gözünü hırs bürümüş bir adam yaratamadılar. Hani “kadın karıştı” desen, ürkünç kız adamın sözde aşığını öldürdüğünde mimik oynatmadı herif. Bi de yanlış hatırlamıyorsam bu adam epey yaşlı olmalı. Öyle bi kadın kuyruk salladı diye U dönüşü yapacak adam değildi Renard.
Tabi Adalind’in kızı sinir bir tip. Keşke olmasaydı da her halta böyle müdahale etmeseydi. Bu kız nasıl böyle bir anda büyüdü, unuttum vallahi.
Sevgili Culyet’in dönüşü, 6. sezonda Culyet-Adalind-Nik üçgeni oluşturur muhtemelen. Keşke dönmeseydi de Eve olarak kalsaydı diyorum ama Adalind, Nik’e fazla bir kadın. Sen git Culyet ile takıl Nik. Meisner ölmeseydi, o da Adalind ile takılırdı ne güzel.
Tamam Yüzbaşı Şan Renard, öyle çok iyi bir adam sayılmazdı ama bir anda dönmesini ve dark side’a geçmesini gerektirecek kadar da kötü bir adam değildi. Arkadaşını öldüren adamlarla iş birliği kısmı sıkıntılıydı. Sonda kızı aracılığıyla Napolyon Bonaparte’ı öldürmesi sonrası ne olacağını merak ediyorum. Bonaparte’ı deşince, Nik’e zarar gelmesin diye son anda döndü diye düşündüm. Meisner’a acıyıp öldürmesini düşününce o saniye için mantıklı gelmişti ama uyuz kızı yapmış her şeyi. Renard’ı biraz tanıyorsam, isteyerek yapmadığını Nik’e itiraf eder orada. Yalnız bir şekilde orada anlaşıp yine ortak hareket edecekleri belli.
Diziyle alakasız ama bu kadın 4 yıl önce (çoluk çocuk doğurmadan önce) bayağı seksiymiş yahu. Ufak çapta dibim düştü
Claire Coffee’s Me in My Place – Underwear Confessions
@abidin77 : Şimdi seksi diil mi ki? (bence hala güzel ve seksi)
@dkamoy: Tabi tabi şimdi de öyle. 36 yaşında falan ama güzel ve seksi tabi. Şu dizi bitince bir yerlerde görmek istediğim iki oyuncudan (diğeri Monroe tabi) biri. Bitsie’yi görmesek de olur. Emekli olsun
6. SEZON POSTERİ
Bu adamda çok yakışıklı ya.
@dkamoy
People Magazine @people: #Grimm costars David Giuntoli and Bitsie Tulloch are engaged!
Grimm – Twists and Turns Await in Grimm’s Final Season
6×07 çok eğlenceli bir bölüm olmuş.
yerler güldürdü.
6×10’da çok orjinal bir Wesen yazmışlar. Şu ana kadarki favori Wesen’im olabilir.
Lan ne yaptınız böyle?
Çubuk ölüleri diriltebiliyor mu acaba? Gerçi 6×13’ün promosundan pek böyle bir şey olacakmış gibi de durmuyor.
Adalind ve Nick, öpüşüp, seni seviyorumları dizip, birbirlerine sarıldıktan sonra, “kesin bunlar Adalind’i öldürecekler, nasılsa Juliette de eski haline geldi, Nik ve Culyet’i tekrardan finalde bir araya getirirler” düşüncesi geçmedi değil. Wu ve Hank’i harcayan Adalind’i de harcar valla.
Öff şimdi bu bölümün üstüne 1 hafta bekleyecek miyiz yani?
Sezon başlarındaki (geçen sezondan kalan) mevzuyu toparlayıp yeni açılıma hızlıca geçmelerinden çok memnunum. Son sezon olmasa böyle sürükleyici bir hikayenin de geleceği yoktu, doğruya doğru. O yüzden kör ölür badem gözlü olur demeyeceğim ama önceki iki sezona göre fena olmayan bir sezon izledim diyebilirim 6’da. tvline’ın iptal/devam listesinin altında salak amerikalıların Grimm için niye ağlaşıp durduklarına anlam verebildim.
6×07’de harbi çok güzel eğlenmişler ya… Hanım aşçıya, aşçı hizmetçiye, hizmetçi uşağa…
6×12
O değil de Diana ergenliğe kadar beklesin, başkasına da söz vermesin bence. Bundan iyi koca bulamaz o kız. Tavşanlar gibi de üresinler işte, ne sakıncası var? Kurukafayı iç güveysi alıp, 1-2 yıl beklemeye ikna etmeleri yeter (hatta türkiye’de olsa 1-2 yıl beklemelerine de gerek yok).
Ne gerek var bu kadar adam üstüne çullanıyor anlamıyorum. Al bak dipçikle indirmeye kalkanı (wtf) şişliyo herif.
Cülyet’i de merdaneye çevirdiler bu arada.
Ha bi de haftaya 3 doğum 1 cenaze mi izlicez acebağ?
Kim ne demiş ayol? bölümünde yada herhangi bir yerde karşıma çıkınca ilk bölümü izleyip beğendiğimi hatırlayıp ”aaa ben bunu izleyecektim ” diyorum , fırsat bulduğum ilk zamanda maraton şeklinde izlemeye çalışacağım (konusu da beğendim neden aylardır beklettiğimi anlamıyorum sjsjsj )
Bu arada o eleman Jessica Jones’un zamanla psikopata dönüşen çakma Captain Amerika’sıymış.
http://www.imdb.com/name/nm1505157/mediaviewer/rm2659049472
http://www.imdb.com/name/nm1505157/mediaviewer/rm2474500096
@abidin 77 : Aslında al birini vur ötekine diyorum. O ağlak halleri ile daha önceki saykoluklarını bana unutturamazlar onun. Sokakta görsem kaçacak delik ararım. Otursun evinin kadını, çocuklarının anası olsun işte.
Ben adamı hatırladım da neredenini hatırlamamıştım. İyi hatırlattın.
Dizi finalinin ardından duygularım:
Klişelere sapmaması ile beni tavlayan ve bir süre izleyicisine saygılı senaryolarla gelen bir dizi iken yarısından sonra sapıtan Grimm’mimiz çoğunlukla kötü olmayan bir 6. sezon ile finale kadar gelebilmişti. Ama son bölümde yine sıçıp sıvadılar sağolsunlar. Yani bu finali, o pek sevdiğim bölümleri çıkartan aynı yazarlar ve yönetmenler mi sundu bize diye şüphe etmeden edemiyorum.
Son bölümün son sahnesi hariç neresinden tutsam elimde kaldı. TIIIIIIIIIIIIIRT!
Klişeler, mantık hataları, bok gibi oyunculuklar filan derken ne kadar olumsuzluk varsa döküp gitmişler. 6. sezon genelde böyle gitmediği için biraz ümitlenmiştim ben final için. Bölümün ters köşesi bu kadar kötü olabilmesi oldu bana. Defalarca aptal yerine kondum lan, yuh! Madem yazasınız yoktu, bıraksaydınız ben yazaydım son bölümü. Konudan da sapmazdım ama daha yenilir yutulur koyardım ortaya.
Neyse artık… Arada gördüğüm onca yaratık ve ilk sezonlar hatrına asla pişman olmayacağım tümünü izlediğime. Ama iyi bir şeyin ittirerek uzamaması gerektiği konusunda güzel bir örnek olarak da aklımda tutacağım.
Uzantı dizisi bakalım kaç yıla gelecek.
Sonunu sevdim ama.
Bunca sezon keyifli zaman geçirtti. En çok Monroe‘yu özleyeceğim. Wu ve Hank’in olay mahallindeki esprilerini özleyeceğim. Güzel Adalind’ini özleyeceğim. Rosalee’yi ve dükkanı özleyeceğim. Elizabeth Tulloch ve David Giuntoli’yi çok özlemeyeceğim. Bunlar da ne zaman evlenecekse artık. Nişanlılık bu kadar uzatılmaz
Ay biz teşekkür ederiz
işte o zaman beğenirdim finali.
Finalde
görmeyi beklemediğim için onların yer alması finalde beni şaşırtan tek kısımdı.
İzlemekten keyif aldığım bir diziydi, zaman zaman bıktırmadı değil ama genede izlettirdi kendini.
Rosalee ve aktarı gözlerim arayacak…
David Giuntoli’yi haftanın en iyi oyuncusu seçmiş tvline. He canım he..
olmuşken teşekkür ederim yerine teşekkürler ya da teşekkür ederiz olsaymış bari.
Uzantı planlıyorlarmış. Eski yeni karakterlerle birlikte.
Culiyet olmasın, Culiyet olmasın, Culiyet olmasın.