Haftanın Yenileri
34 yorum dkamoy 08 Şubat 2012 18:25
Sezon ortasında başlayan bazı diziler kimi zaman gözümüzden kaçıyor, kimi zaman da zaman aşımına uğrayacak kadar uzak bildirilerde yer aldıklarından haklarında okuduklarımızı unutmuş oluyoruz. Bu nedenle bu hafta başlayan 4 yeni diziyi tek yazıda toplayarak sizlere hatırlatma yapalım istedik. Buyurun bu hafta tanıştığımız Prisoners’ Wives, Inside Men, Smash ve The River‘a…
* Prisoners’ Wives (Mahkumların Eşleri)Kanal : BBC OneBaşlangıç tarihi : 31 Ocak
Bölüm sayısı : 6 bölüm
Türü : Drama
Oyuncular : Emma Rigby, Polly Walker, Pippa Haywood, Natalie GavinKonu : Her birinin kocası hapiste olan 4 farklı kadının hayatları etrafında dönen bir dizi.
Tanıtım filmi için tıklayınız.
* Inside Men (İçerdeki Adamlar)Başlangıç tarihi : 2 Şubat
Kanal : BBC OneBölüm sayısı : 4 bölüm
Türü : Macera, Drama
Oyuncular : Steven Mackintosh, Ashley Walters, Warren BrownKonu : Silahlı bir soygun ile giriş yapıp, olayların öncesi ve sonrasını 3 ana karakter üzerinden güzel bir kurgu ve oyunculuk ile veren bir dizi. Acaba, maskeli soyguncularımız kimler ve kiminle ortaklar?
Tanıtım filmi için tıklayınız.
* SmashBaşlangıç tarihi : 6 Şubat
Kanal : NBCBölüm sayısı : 15 bölüm
Türü : Müzikal, Drama
Oyuncular : Debra Messing, Jack Davenport, Katharine McPhee, Christian Borle, Megan Hilty, Anjelica HustonKonu : Marilyn Monroe’nun hayatını bir Broadway müzikali olarak sahneye koymaya çalışan bir grup profesyonel sanatçının hikayesi.
Daha yayına girmeden epey konu olmuş olan bu yeni müzikal dizi, NBC için yüksek reyting ile açılış yaptı. (Türkçe altyazı hazırlayanların bu iddialı ve geleceği parlak diziye girişmeleri için bekleyen, ziyadesiyle Türk izleyicisi olduğunu hatırlatalım.)Tanıtım filmi için tıklayınız.
* The River (Nehir)Başlangıç tarihi : 7 Şubat
Kanal : ABCBölüm sayısı : 8 bölüm
Türü : Normal ötesi (paranormal), aksiyon, macera, korku, gizem
Oyuncular : Bruce Greenwood, Daniel Zacapa, Eloise Mumford, Joe Anderson, Leslie Hope, Paul Blackthorne, Paulina Gaitan, Shaun Parkes, Thomas KretschmannKonu : En son Güney Afrika’da Amazon Nehri civarlarında bir program yaparken görülen bir tv sunucusu ve aktif bir vahşi yaşam uzmanı, ortadan yok olur. Kaybolmasından 6 ay sonra eşi ve oğlu onun hayatta olduğunu iddia ederek bir tv belgesel ekibi ile birlikte onu aramaya çıkar. Umduklarından farklı bir durumla karşılaşırlar.
Tanıtım filmi için tıklayınız.
yorumlar
– Prisoners Wife ilgi çekici görünüyor. 6 bölüm bitene kadar çevirmen durumunu kontrol edip ona göre bir ayarlama yapmak mantıklı görünüyor. Umarım tutar.
– Inside Men mini dizi mi bana mı öyle geliyor? Geçenlerde ilk bölüm altyazısı da geldi ama üstünde durmamıştım hiç.
– Smash için bir talipli çıktı bu arada. Altyazı %60’taydı en son baktığımda. Kanalından mıdır kendisinden midir başlama isteğim hiç yok ama yorumları da merak ediyorum.
– Asıl yazacağımı yazmadan dayanamadım yine dünya şey yazdım. The River galiba batırmış. 1. bölüm 8.2 mil/2.5 , 2. bölüm 6.8 mil/5.2 .. ABC? (Gerçi ilk sezonu da 8 bölüm bu dizinin)
Edit: Artık Smash’in de bir altyazısı var.
The River, 1. bölümünde 2.5 reyting/ 8.20 milyon izleyici
2. bölümünde de 2.2 reyting/ 6.82 milyon izleyici
şeklinde bir sonuç elde etmiş. ABC için kötü bir sonuç bence, dayanmaz bu. Zaten türü seven biri değilim, Paranormal Activity dedikleri, yarıda çıktığım nadir filmlerden biridir, dolayısıyla şans tanımayacağım.
Smash için 2 gün daha altyazı bekleyeceğim, gelmezse İng. altyazıyla izleyeceğim artık. Yalnız bunlar da kesin bıdı bıdı boldur. Çekilmez ki İng. altyazıyla
Bildiri için eline sağlık @dkamoy
sonradan ek: Pişti olmuşuz @aytackara
Army Wives, Footballers’ Wives, Sister Wives, Prisoners’ Wives; nereye kadar gitcek bakalım?
– – – – –
Sonradan bi bakayım dedim de Basketball Wives ve Baseball Wives diye de reality showlar varmış
Inside Men‘in ilk bölümünü izledim, baştan hızlı girdi, ortalarda bir ara ağırlaşsa da sonra yön değiştirdi ve benden geçer not aldı. 2. bölümü merakla bekliyorum.
Smash‘in ilk bölümünü beğendim. Bence ümit vaadediyor.
The River beni açmadı. Bitse de gitsek şeklinde izledim özellikle ikinci bölümü.
(Prisoners’ Wife‘ı henüz denemedim. Onunla ilgili bilgiler daha sonra.)
bence ‘o’ altyazıya o kadar da çabuk güvenmeyin,biraz bekleyin derim, demiştim ki (smash için doğal olarak) ilk müdahale gelmiş bile, ve ikinci bir çevirmen (daha bilinen bir çevirmendir kendisi) başlamış çevirmeye, beklemekte yarar var millet, acele etmeyin
Dayanamadım, Smash’i izledim Bayılmadım ama beğendim. Bayılmamanın nedeni de beklentilerimin çok çok çok yüksek olmasıydı sanırım. Ama ilerleyen bölümlerde kesin bayılırım
Bu arada bölümün sonunda, 3 dk kadar süren “This Season on Smash” diye bir video var. Onu izlemeyin, ispiyon dozunu biraz fazla kaçırmışlar.
Diğerlerini izlemedim ama Smash güzel başladı.
Çok farklı yerlerde olsalar da müzikal olarak karşılaştırırsak Glee’den epey sağlam bir yapım. Evet birisi daha gençlere yönelik ama kurgusal açıdan çok farklı olacak gibi. Glee’nin sadece ilk sezonunu izledim gerçi ama gördüğüm kadarıyla pek bir hikayesi yoktu müzikler harici. Bunda bir yıldızın doğuşunu başka bir yıldızın hayatı üzerinden ele alıyorlar. Ara ara muhteşem bir kadının hayatından kesitler de verecekler sanırım ki tadından yenmeyecek.
Inside Men ve Prisoners Wives konuları güzel ve bölüm sayısı az. İngiliz aksanına uyuz olduğumdan elimden geldiğince İzgiliz yapımlarından uzak durmaya çalışsam da bu iki diziye en az bir bölüm şans vereceğim.
The River: İlk iki bölümü şimdi bitirdim. İzlerken sıkılmadım ama izlememek ( tıpkı Terra Nova gibi ) büyük kayıp olmaz. Türü sevmiyorsanız kesin uzak durun, türü seviyorsanız belki sarabilir. Lakin şimdiye kadar ki gidişat ile dizinin 2. sezonu görmesi bence de zor görünüyor.
Smash: Henüz izlemedim. Şans vereceğim ama bana hitap edeceğini pek sanmıyorum.
Yukarıdakilerden Smash ve The River’a şans tanıdım.
Smash‘e direk taptım. Hatta son yıllarda yapılan en kaliteli televizyon yapımlarından biri diyebilirim direk.
The River için ise çok umutluydum fakat beklediğimi bulamadım. Fazlasıyla sıkıcı geldi bana. rpdi‘nin söylediği Paranormal Activity’yi çok sevmeme rağmen, aynı tarzı diziye yakıştıramadım.
Diğer ikisine de ilk fırsatta şans vereceğim.
Prisoners’ Wives da güzelmiş. İlk bölüm itibarıyla hiç yormadı beni. Duygusal tarafı yoğun, ama gebertmiyor insanı üzüntüden. Gerçekçi ve sürükleyici bence.
Inside Men ‘i güzel buldum bekletilen listeme aldım.
The River çok fazla beklentim olmadığından ve bu tarz türü sevdiğimden beğendim belki ilerleyen bölümlerde biraz sıkıcılığı geçer.Smash ise beklentilerimi karsıladı Glee‘den sonra iyi geldi devamınında güzel olucağını düşünüyorum.Özellikle Debra Messing ve Anjelica Huston hayranı olduğum aktrisler olduğu için dizi kötü bile olsa yine de izlerdim.
Inside Men‘i seyredebildim sonunda. 3 bölümü çıkmış şimdiye kadar, keşke 1 hafta daha bekleseydim de son bölümü de bu marotonuma dahil etseydim dedim seyrettikten sonra. Bayağı beğendim ben.
Bir de, The River‘ın 3.bölüm reytingleri 4 milyonlara kadar düşmüş. Sevenleri adına bayağı kötü bir haber.
@hsparks: Inside Men‘in şu ana kadar sunduğu ters köşeleri pek sevdim. Bir de leziz bir başrol buldukları için kutlayıp duruyorum yapımcıları içimden.
Inside Men hakkında altta paylaşacağım kişisel yorumum, finale dair (ne olduğu değil ama nasıl hissettirdiği üzerine) ispiyon içerir. Ona göre okuyun gerisini.
———————–
Yahu sen gel gel, son 5 dakikaya kadar herşey iyi gitsin ve böyle bir final yap. Bu mudur yani BBC, aşkolsun!
inside men final yaptı mı acaba?
yani mini dizi mi yoksa seneye devam edecek mi?
güzel yorumlar ve spoiler sayesinde merakımı cezbetti, tamamen bittiyse indirip izlemeyi düşünüyorum.
@ozgun14: 4 bölümlük ilk sezon bitti. “BBC’nin, 2. sezon için onay verme ihtimali var mı?” dersen, bence var. (umarım+lütfen olsun)
Prisoners Wives‘ı henüz izledim. Çok duru, ölçülü ve oldukça akıcı izlemeyenlere bende tavsiye ediyorum. Özellikle Emma Rigby’nin oyunculuğunu beğendim, kızımız 89’luymuş üstelik şapka çıkarıyorum…
@havintk: Prisoners Wives’ta Emma Rigby’nin oyunculuğunu ben de beğendim. Ama asıl Pippa Haywood’un (en yaşlı olan hatun) oyunculuğuna bittim ben. Gerdi kadın beni resmen yahu. Leziz bir anne tiplemesi çıkarttı. O tavşan bakışlarının, titremelerinin gerçekçiliğine bayıldım. Kendini de oynamıyor biliyorum çünkü Without You‘da izlemiştim daha önce. Orada başka biriydi.
@dkamoy: Inside Men’in final bölümünü yeni seyredebildim daha. Sadece başrol değil, her oyuncuya ayrı hayran oldum bir kez daha! Özellikle, Marcus’u canlandıran Warren Brown favorimdi. Dead Set‘ten beri pek severim zaten kendisini. Lütfen BBC, 2.sezonunu da çeksin. Acayip derecede tadı damağımda kaldı.
Şimdi farkettim. BBC, dizi biter bitmez Inside Men‘in 2. sezonu olmayacağını açıklamış.
zaten bbc kısa süreli sezonlarıyla(sherlock,luther) izleyiciyi delirtiyor,özellikle luther’ım ah luther,ah
@dkamoy: Yeni gördüm bu yorumu, hakikaten üzücü oldu benim için. Konusu gayet devam edebilir şekildeydi, BBC’nin en iyi yapımlarından da sayılırdı bana kalırsa.
Prisoners’ Wives‘ın da ilk bölümünü seyrederek, listedeki tüm diziler hakkında fikir edinmiş oldum. Bu Prisoners’ Wives ne kadar güzel diziymiş yav! Sadece Hollyoaks’ta aklı bir karış havadaki liseli Hannah’ı canlandıran Emma Rigby’yi oturtamadım bu role. Aslında gayet güzelde oynuyor ama bilemedim, bir şeyler oturmuyor sanki. Ya da ben onu, önceki rolleriyle pek bir özdeşleştirdim.
İkinci sezonla ilgili bir açıklama var mı bu diziyle ilgili? Wiki sayfasında, 31 Ocak – 6 Mart yazıyor gösterim tarihine. Normalde bir açıklama gelmediği zaman, wikipedia da son bölüm tarihi yerine present yazıyordu diye aklımda kalmış. Ama emin olamadığım için bir sorayım dedim. Gerçi sadece ilk bölümünü seyretmiş biri olarak 6.bölümün sonunda devam edebilir bir konusu olup olmadığını da bilmiyorum.
@hsparks : Prisoners’ Wives‘ın 2. sezonuna dair herhangi bir emare yok. Dizinin finali de final gibiydi. Ama isterlerse 2. sezonu da çekebilirler (ama pek sanmıyorum). Emma Rigby’nin rolüne oturup oturmaması konusunda da evet önceki rolde kalmışsın sen. Gayet hakkıyla canlandırıyor burada Gemma’yı.
Prisoners’ Wivesın ikinci sezonu olacağı açıklandı. 2. sezon 4 bölümden oluşacakmış.
Prisoners’ Wives‘ın da ilk bölümünü seyrederek, listedeki tüm diziler hakkında fikir edinmiş oldum. Bu Prisoners’ Wives ne kadar güzel diziymiş yav! Sadece Hollyoaks’ta aklı bir karış havadaki liseli Hannah’ı canlandıran Emma Rigby’yi oturtamadım bu role. Aslında gayet güzelde oynuyor ama bilemedim, bir şeyler oturmuyor sanki. Ya da ben onu, önceki rolleriyle pek bir özdeşleştirdim.
İkinci sezonla ilgili bir açıklama var mı bu diziyle ilgili? Wiki sayfasında, 31 Ocak – 6 Mart yazıyor gösterim tarihine. Normalde bir açıklama gelmediği zaman, wikipedia da son bölüm tarihi yerine present yazıyordu diye aklımda kalmış. Ama emin olamadığım için bir sorayım dedim. Gerçi sadece ilk bölümünü seyretmiş biri olarak 6.bölümün sonunda devam edebilir bir konusu olup olmadığını da bilmiyorum.
@hsparks bilmiyorum denedin mi ama white heat dizisini de bence çok beğeneceksin, boş bi anında dene muhakkkak
@havintk: En kısa zamanda başlıycam ona da. Sezonun bitmesini beklemiştim. Hatırlatma iyi oldu.
@hsparks : Bah ya! Döveyim mi seni, yoksa sonraya mı bırakayım? (havintk’ya not : Zat-ı alilerine defalarca “izle şu white heat’i” demişliğim var da o babda )
@dkamoy: Evet hakikaten öyle oldu. Şu iptal-devam dalgalanmaları geçsin de adam gibi oturup seyredeyim White Heat’i.
The River S01E01
Dün Eloise Mumford kısa haberini yaptıktan sonra bir ilk bölümüne bakayım şunun diye oturdum başına. Ama sarmadı ne yazık ki. Fazlasıyla sıkıcıydı, bölümün ortalarında bıraktım gitti. Zamanında Rec’e yakıştırdığım bu tekli amatör kamera tekniği olmamış burada. Fazlasıyla yordu beni.
Inside Men S01E01
Çok sağlam bir ilk bölüm olmuş. Oyunculuklar iyi, hikaye iyi, sunuş iyi, tempo iyi. İlk 10 dakikası o hissi vermemişti ama ne zaman tarihte geriye gittik işte o zaman konuşmaya başladı dizi. İlk 10 dakikadan sonrasında hiç sıkmayan, hikayenin içine içine çeken ve merak ettiren bir bölüm oldu. Umarım diğer bölümlerde de bu başarılı çizgisini devam ettirebilmiştir.
Inside Men S01E04 (FİNAL)
1. bölümünü çok beğendiğim dizi 2. bölümden itibaren düşüşe geçti. Her yeni gelen bölüm bir önceki bölümden daha kötüydü. Belki de ilk bölümde ana hatlarıyla her şeyi çözdükten sonra basit ayrıntıları öğrenmenin hiçbir esprisi yoktu ne diyeyim. Finalin son dakikaları ise tam küfürlüktü bu arada.
Oyuncu performanslarına gelecek olursam; Steven Mackintosh’un iyi iş çıkardığını, şu sıralar Liar’a da pek yakıştıramadığım Warren Brown’ın ise yetersiz kaldığını düşünüyorum.
Bu arada dizi listesi yönlendirmesi yok bu dizinin. Bu yazıya yönlendirme verirseniz faydalı olur bence.