Heimebane (Home Ground) – Bir Futbol Hikayesi
26 yorum Tillhardbottle 02 Ağustos 2018 08:22
Bir Norveç Tv Kanalı olan NRK’da yayınlanan Heimebane isimli futbol hikayesini tanıtacağım sizlere.
4 Mart 2018’de başlayan dizi ilk sezonu 10 bölüm sürmüş ve 29 Nisan’da sona ermiş. Dizinin yaratıcısı ise Johan Fasting. Bölüm süreleri 50 dakika ve üzerine sahip. Farklı ülkenin yapımlarına göz gezdirirken karşıma çıkan Heimebane, 2004 ve 2006 yılları arasında ülkemizin gururlarından olan spor kulübü Beşiktaş’ta futbolculuk kariyerini bir süre sürdürmüş şimdi ise oyunculuk kariyerine başlamış John Carew’ın oynaması sebebiyle radarıma giren bir dizi oldu.
Carew futbolculuğu bıraktıktan sonra oyunculuğa başladığını öğrenince gülümsedim. Bir Beşiktaş aşığı olarak izlememekte olmaz dedim kendi kendime ve hemen listeme aldım. Henüz sadece ilk bölümü izlemiş olmama rağmen beni umutlandıran karakterlerle pişman etmedi ve konusunun güzel noktalara doğru gideceğinin sinyalini verdi. Gelelim dizimizin hikayesine.
2018 Dünya Kupası’ndan 4 ay öncesinde geçen dizi, tam 15 yıl sonra en üst lig olan Eliteserien’e yükselen Varg IL kulübü etrafında şekilleniyor. Futbol antrenörü Patrick Halsen (Svein Roger Karlsen) sabah antrenmanında geceden yağan kar sebebiyle çim sahanın üzerinin kaplı olduğunu ve temizlenmediğini görür. Suni çim sahada antrenman yapmak istememektedir. Eliteserien liginin başlamasına ise 3 hafta gibi kısa bir süre kalmıştır.
Futbol direktörü Espen Eide (Morten Svartveit) sahanın bugün temizlense bile antrenman yapılamayacağını, suni halı sahada yapmasını gerektiğini söyler. O sırada antrenörümüz çim sahaya geri döner ve bir anda karlı çimlerin üzerine bayılarak düşer ve hastaneye kaldırılır. Bu Varg IL takımı için yeni bir başlangıç olur. Yeni bir antrenör arayışına giren takımımız Patrick Halsen’ın yardımcısı Michael Ellingsen (John Carew) ile anlaşmak üzerededir. Ta ki bir spor programına Helana’nın katılmasıyla işler değişir. Kadın futbol kulübü antrenörü Helena Mikkelsen’in (Ane Dahl Torp) yönettiği takım, Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kadar çıkmasıyla büyük bir başarı yakalamıştır. Ülkede erkek futbolu bile geride kalmış, Norveç Milli Takımı Dünya Kupası’na gidememiştir.
Futbol Direktörü Espen Eide spor programında Helena Mikkelsen’in konuşmalarından etkilenerek kulüpteki herkesten gizli olarak Helena’ya iş teklifi eder. Bu kulüp tarihinde ve Eliteserien Ligi için bir ilk olacaktır.
Helena Mikkelsen
Ana karakterimiz Helena futbolu seven, istatistiklere önem veren, Norveç kadın futboluna yıllarca hizmet etmiş başarılı bir kadın antrenör. Ama her zaman daha fazlasını başaracağına inanır. Karakteri Ane Dahl Torp canlandırmaktadır.
Michael Ellingsen
Yardımcı antrenör olan Michael 2 çocuk babasıdır ve takımın başında olma hırsı olan birisidir. Varg IL takımını en üst ligde tutacağına emindir. Karakteri John Carew canlandırmaktadır.
Espen Eide
Futbol direktörü Espen kendi çıkarlarından çok takımın çıkarlarının düşünen ve Michael’e (John Carew) pek güvenmeyen bir insandır. Michael’in alacağı ücreti ve bonusları desteklememektedir. Kulüp üzerinde söz sahibi insanlardan biridir. Karakteri Morten Svartveit canlandırmaktadır.
John Carew’in futbolculuk kariyerinden sonra nasıl bir oyunculuk sergilediğini görmek için oturdum başına. Fazla bir beklenti ile değildi en başında. Diğer karakterlerin de güzel iş çıkarttıklarını, hatta oynadıkları rollerde başarılı olduklarını görünce dizinin hoşuma gittiğini söyleyebilirim.
Eskiden bir futbol kulübünde oynadığım için bir noktada seveceğimi düşünüyordum ama güzel bir hikaye ile karşılınca sevdirdi kendini. Bölümler ilerledikçe daha iyi olacağını düşünmeye başladığımdan diziyi herkese tanıtmak ve duyurmak istedim. Dil Norveççe olduğu için şimdilik Türkçe alt yazı olmadığından diziyi İngilizce altyazı ile izlemek mümkün. Eğer bir futbol hikayesi izlemek istiyorsanız başarılı bulacağınızı düşündüğüm diziden memnun kalabilirsiniz. İzleyecek olanlara iyi seyirler ve yeni bir alternatif dizinin tanıtımında daha görüşmek üzere.
https://www.youtube.com/watch?v=79cRU4aA_rE
yorumlar
Bazı konulara ve karakterlere tanıtımda bilerek yer vermedim. Dizide ana konu futbol olsa da dram konularını da iyi işlediğini veya iyi işleyeceğini düşünüyorum. Tabii Amerikan dizileriyle karşılaştırdığında konu açısından biraz hafif gelebilir ama futbol sevmeyen bir insanın bile sevebilir dokunuşları olabilir dizide. 2. sezon olacak mı veya iptal mi oldu bu konuda bir fikrim yok doğrusu. İptal olduysa sonu kapalı mı bitiyor bende bilmiyorum lakin konunun gidişatından memnunum, 2.bölümü de izledim.
İlk 2 bölüme oranla daha güzel bir bölümdü. Giderek daha çok beğendiriyor kendini. Zaten yukarıdaki fotoğraftaki detayı görünce beğenmemek mümkün değil. Güzel bir reklam yapmış John Carew abimiz. Bakacak olan varsa spoiler yok merak etmeyin Ayrıca Adrian Austnes karakteri ile daha bir güzel gidiyor konu. Hollanda’nın en sevdiğim takımı Ajax muhabbetleri de dönünce iyi ki oturmuşum başına dedirtiyor bana.
Yalnız Emma Bones baya hoşuma gitti karakteri güzel canlandırmış, güzel ve tatlı bir kız tam bir Norveç güzeli
S01E07
Adrian ve Camilla’ya sevindiğim, Eivind’e üzüldüğüm bir bölümdü. Dram çok fazla ön plana çıksa da sevdim yine bölümü Bu aralar alternatif dizilerde biraz şansım yaver gidiyor sanırım.
Çok güzel bir kapanış oldu. 1.sezonun en iyi bölümüydü. Cidden güzel duygularla kapattık sezonu. Eivind’in takımın kaderini belirlemesi ayrıca güzel olmuş. Bu takımı daha çok izlemek istiyorum.
İptal ettiklerini düşünmüyorum ama iptal olduysa da üzüleceğim dediğim şekilde bir kapanış yaptı.
Ek: Çevirisi iyi olan birisinin bu diziye el atmasını bekliyorum. Çünkü hak eden bir dizi olduğunu düşünüyorum.
Çeviri gelmiş, izlemek isteyenlere duyurulur
S01E01
Güzel başladı. Başroldeki kadın karakteri ve oyuncuyu sevdim. John Carew gibi futbolun içinden gelme tanıdığımız ve sevdiğimiz bir ismi futbol temalı bir TV dizisinde izleyecek olmak da bir başka artı konumunda elbette. Carew’in karakterinin eşini oynayan hatunu da The Last Kingdom’daki Thyra rolünden biliyoruz bu arada. Espen ve Camilla’da da sıkıntı yok.
İşin saha içi kısmında sıçmazlarsa keyifli bir sezon olacaktır illaki.
S01E04
İlk defa saha içine indik az miktarda da olsa bu bölüm. Lakin bu bölümü ilk 3 bölüm kadar sevemedim ne yazık ki.
Şu ana kadarki en hareketli bölümdü ama bu bölüme şu saçmalık damgasını vurdu:
Aga burası profesyonel lig. Norveç Premier Ligi!
neyin kafasıdır yahu?
S01E06
Tamam birazcık damarına basmış olabilirsin ama vakada haklısın yani. Olaya verdiğin tepki/tepkisizlik de seni ilgilendirir; ona da bir şey demiyorum. Ama kızınla olan muhabbetin falan… Onun başında benzer bir olay varken biraz da onu düşünüp ona göre konuşup tepki vermelisin bence.
S01E07
*Helena: Senin tarafındayım o konuda. Umarım haklı çıkarsın.
*Adrian: İlk Insbruck uzatmalı güzellemesi tamam da ikincisi kafa bipti be ya!
*Nils: Sen olmak son derece heves kırıcı biliyorum.
S01E08
Sezonun en güzel bölümüydü. ‘Penaltıyı kullanacak oyuncuya dair flashback + penaltı’ taktiği seyir zevkini yükseltmiş bölümün. Sonunu tahmin etmek zor olmadı elbette. Mario’yu da sevdim bu arada.
Dizinin o moda sokan ezgisini taraftardan duymak da ayrı bir keyif oluyor bu arada.
derken güzel bir kapanış olmuş sezon için. Kapanıştaki
da fena değildi. Fıkra kısmı hariç elbette. Ana-kız bu fıkra işini bıraksınlar lütfen.
Güzel bir sezon oldu genel olarak. Özellikle son 3 bölümde de iyice gönül bağı oluştu diziye. 2. sezon olmayacak olsa epey üzülürdüm valla. 2. sezon demişken; 17 Şubat‘ta başlıyormuş yeni sezon.
S2 Trailer
Aaa Marian Saastad Ottesen (Vikingane, Lilyhammer) da katılmış kadroya.
S2 Postercik
S02E01
Sezonu Rosenborg’un mabedi Lerkendal Stadyumu’nda açtık. Marian Saastad Ottesen de ilk bölümden gözüktü. Güzel başlamış sezona. Ben ilk sezonu bitireli çok olmasa da özlemişim valla.
Camilla: Ayıp ediyon, beni kaybediyon be! N’aptı bu Helena sana? Bir de o saçları kesmeyeydin iyiydi.
Bu arada bir kahve için 70 kron nedir ya? Şimdi baktım da 43-44 liraya tekabül ediyor.
Milli maç ha? İddialı başladık 2. sezona. Nazar değmesin.
*Michael ile Helena’nın aralarının düzeldiğini varsayıyordum ilk sezonun sonlarında ama bu bölümdeki Michael’in söylemleri büyük bir soru işareti yarattı.
*Otto ve Mons: Herkes aynı parayı alacak diye bir şey yok. Futbol bu. Takım arkadaşın senden 20 kat fazla da kazanabilir yani.
*Espen’in yanındaki şu kadın sinirlerimi bozmaya başladı.
*Espen bu bölümdeki isyandan ve kaostan sonra önümüzdeki bölüm takımı geçen bölüm reddettiği Marian Saastad Ottesen’in karakterine satmaya karar verebilir gibi duruyor.
S02E03
Ücra bir kasabada küçük bir takımla kupa maçı. Tim Roth kılıklı psikopat bir taraftar lideri, çirkef rakip futbolcular ve taraftarlar… Gerilim ve macera soslu bir yolculuk hikayesi.
Net bir şekilde dizinin en iyi bölümüydü.
S02E04
*Nils: Mükemmel bir tirattı. Tam olarak aynı olmasa da benzer duygular içerisindeyim kendimi bildim bileli. Lakin yaptığın şey de garip-agresifti yani.
*Camilla: Gittikçe daha itici hale geliyorsun.
*Helena: Ne desem bilemedim ama şaşırtmadı.
*Espen: Zor, çok zor…
*Michael: ‘2 sene Türkiye macerası.’ 2 sene değil 1 seneydi ama olsun. Adımız geçti çok şükür.
*Renate: Aradan geçen 1 yılda sanki 3-4 yıl yaşlanmışsın gibi geldi sanki ama seni yeniden görmek güzeldi.
S02E04
Camilla’ya bende ayar olmaya başladım bu sezon ne hale getirdikleri belli değil karakteri.
Nils gerçekten iyi bağladı kapanışı ama Renate’ya söyleyecek 2 çift laf bir şey bulamadın mı be yahu sabaha kadar diye geçirdim aklımdan.
Fena bir bölüm değildi ama daha fazla futbol tarafına odaklanma zamanı geldi bence. İlk sezonun bir tık aşağısında ilerliyor benim için ama toparlar diye düşünüyorum.
S02E05
Helena size ne yaptı yahu çözemedim ben bu işi. Geçen sezon sevilen karakterleri neden bu noktaya getirdiğinizi cidden kafam basmıyor. Tamam belki ilerleyen sezonlarda olabilir bu durumlar ama takımı daha iyi bir seviyelere çıkartılabilirken, izleyici ilk sezonundan daha güzel hamleler beklerken, sevilen karakterleri soğutma fikri kimin aklından çıktı merak ediyorum. Ne yapmaya çalıştıysanız ters tepti. Sezonu bitiririm ama yok olmadı bu sezon.
S02E05
Transfer dönemi geri sayımı, Michael-Marianne düellosu, yeni elemanın katkısı falan çok keyifli bir bölüm olmuş. Benim açımdan ilk sezonun üstünde seyrediyor bu sezon kesinlikle.
Bu bölüm için konuşmak gerekirse Helena’nın en baştan son ana kadar yapması gerekenleri yaptığını düşünüyorum.
S02E08 (Sezon Finali)
Kapanış sahnesi hariç mükemmel bir final olmuş diyebilirim. Epey duygusaldı da. Genel olarak çok güzel bir sezon oldu zaten. İlk sezonun epey üstüne çıkmayı başardı benim açımdan dizi. Ve 3. sezon mutlaka ama mutlaka olmalı!
Never Walk Alone! Görüşürüz Varglar!
S02E08 (Sezon Finali)
Benim açımdan da sezonu kurtaran bir bölüm olmuş. İlk sezonun havasını yakaladığım tek bölüm sanırım buydu. İyi götüremediler konuyu ama kapanışı iyi toparladıklarını söyleyebilirim.
3. sezon olur herhalde ya bırakmazlar burada diye düşünüyorum
NRK, 3. sezon çekmeme kararı almış. Yapımcı başka bir mecra arıyormuş ama 2 aydır ses çıkmadığına göre yaş o iş muhtemelen.