In the Long Run – Tanıtım
15 yorum pirate 27 Şubat 2018 01:00
Idris Elba‘dan bir komedi dizisi geldi: In the Long Run.
Elba’nın yaratıcısı olduğu ve aynı zamanda başrolünde yer aldığı dizinin ilk sezonu 6 bölümden oluşuyor. Sezonu 29 Mart 2018 tarihinde açıp 26 Nisan 2018 tarihinde kapayan diziyi Sky 1 kanalı yayınladı. Dizinin bölüm süreleri 20-22 dakika arasında değişiyor. İkinci sezonu olup olmayacağı ile ilgili henüz bir bilgi yok.
Elba’nın kendi çocukluğundan esinlenerek kaleme aldığı hikaye, 1980’li yıllarda Londra şehrinde geçiyor. Yazar masasında Elba’ya Grace Ofori-Attah, Claire Downes, Ian Jarvis ve Stuart Lane eşlik ediyor. Yönetmenlik koltuğunda ise Declan Lowney ve Cecile Emeke oturuyor. Yapımcı kadrosunda ise Elba, Emeke ve Lowney dışında Gina Carter ve Charlie Hanson gibi isimler var.
Hikaye, ülkeleri Sierra Leone’den ayrıldıktan sonra İngiltere’ye yerleşen Easmon ailesini merkezine alıyor. Ailenin hayatı Elba’nın canlandırdığı Walter karakterinin erkek kardeşinin İngiltere’ye gelmesi ile hareket kazanıyor. Uçarı bir yapısı olan Valentine, Easmonların evine tatlı bir kaos getiriyor.
Seksenli yıllarda Londra’da siyahi bir fert olmak, insanların bakış açısı, kültür farklılıkları, ekonomik durum gibi konulara bolca değinen dizi aile olmak, komşuluk ilişkileri vb. kavramları da ön plana çıkarıyor. Elbette bu tür konulara satır aralarında ve eğlenceli bir üslupla değiniyor.
Bölümleri geleneksel Afrika müzikleri eşliğinde Walter’ın Sierra Leone’de yaşayan annesinden gelen mektupları okuması ile açıyor, Walter’ın annesine yazdığı yanıt mektupları ile kapatıyoruz.
Walter (Idris Elba):
Ülkesindeki siyasi sıkıntılar nedeniyle 13 yıl önce karısını da yanına alarak ülkesini terk etmiş ve daha iyi bir yaşam uğruna İngiltere’ye yerleşmiş. Yerel bir fabrikada çalışarak ailesinin geçimini sağlıyor. Eğitimli, samimi, ilgili, babacan bir yapısı var.
Elba’yı Luther, Guerrilla ve The Wire gibi diziler dışında birçok popüler sinema filminden de yakinen tanıyoruz.
Agnes (Madeline Appiah):
Walter’ın eşi. Samimi, ilgili, yardımsever, doğrucu, lafını esirgemeyen, disiplin ve sorumluluk bilinci olan bir kadın. Ailenin reisi unvanını Walter’a oranla bir tık daha fazla hak ettiğini söylemek mümkün.
Aktrisi Partners in Crime isimli mini diziden anımsayabilirsiniz.
Bagpipes (Bill Bailey):
Walter ile fabrikada beraber çalışıyor. Aynı zamanda komşusu ve en yakın arkadaşı. Walter’ın oğlu Kobna ile aynı yaşta bir oğlu ve 2 yaşlarında siyahi bir kızı var. İçmeyi seven, hafiften tırsak, eğlenceli bir tip.
Aktörü Black Books isimli komedi dizisinden hatırlayabilirsiniz.
Kirsty (Kellie Shirley):
Bagpipes’ın karısı. Aralarında hafiften bir soğukluk olsa da eşini çok seven, biraz uçuk kaçık, sıcakkanlı, eğlenceli bir kadın.
Aktrisi günlük drama dizisi EastEnders‘tan hatırlamak mümkün.
Valentine (Jimmy Akingbola):
Walter’ın memleketten yeni gelen kardeşi. Otuzlu yaşlarının ortalarına gelmiş olmasına rağmen hala olgunlaşamamış, kafasına estiğini yapan, uçarı, insanlarla kolayca iletişim kurabilen, sıcakkanlı, çapkın, eğlenceli bir adam. Sabit saatleri olan sabit bir işte çalışmak onun hayat felsefesine ters. DJlik ve futbolculuk gibi sevdiği işleri yaparak para kazanmak istiyor.
Karaktere Arrow ve Living the Dream dizilerinden anımsanabilecek Jimmy Akingbola hayat veriyor.
Kobna (Sammy Kamara):
Walter ve Agnes çiftinin oğlu. Genel olarak oldukça uslu bir çocuk. Ama amcasının evlerine taşınmasının ardından kötü etkilenip ebeveynlerini kızdırabilecek hareketler sergilerken görebiliyoruz onu ara ara. Amcasından kazandığı pozitif şeyler de oluyor elbette müziğe olan yeni keşfettiği tutkusu gibi.
Dean (Mattie Boys):
Bagpipes ve Kirsty’nin oğlu. Kobna’nın en yakın arkadaşı. Pek zeki bir çocuk olduğunu söylemek mümkün değil.
Walter’ın mektup okumaları sırasında sesini duyduğumuz annesini Ellen Thomas seslendiriyor. Bir de her bölümde en az bir defa şarkı söylerken sesini duyduğumuz ve güzel sesiyle kulaklarımızın pasını silen komşu çocuğu rolünde Deno Driz bulunuyor kadroda.
Samimi, doğal bir hikayesi ve karakterleri olan, içtenliği ile öne çıkan bir dizi olmuş In the Long Run. Sevilesi karakterleri ve fena sayılmayacak bölüm hikayeleri mevcut. Muhteşem bir komedi olduğunu söyleyemem ama severek izlediğim bir dizi oldu. İyi ki yapılmış böyle bir dizi ve inşallah 2. sezonunu izlemek de nasip olur.
yorumlar
S01E01
Gayet güzel başladı diyebilirim. Amcayı ve komşuları izlemesi keyifli özellikle. Bu ayarda devam ederse sıkıntı yok.
S01E02
Bu bölüm çok daha güzeldi. Komedisinin yanında hafiften draması da vardı. Samimi, doğal bir hikayesi ve karakterleri var. Oyunculuklar da aynı şekilde. Memnun kaldım diziden.
Bu arada şu şarkı söyleyen çocuğun sesinin maşallahı var.
Bu yazıyı güncelleyip tanıtıma çevirdim ama ‘Güncelle’ butonu yok yazının içinde. O kadar yazmışım boşa gitsin istemiyorum. Acil yardım lütfen!
Sonradan Ek: Yeni yazı sayfası açıp kopyala-yapıştır yapayım dedim ama açılan yeni sayfalarda da onay kısmı gelmiyor şu anda.
Şimdilik Word’e falan kaydet de dediğin ilginç göründü. Yazıl güncellerken yeniden onaya gönder gibi bir şey olması gerek sanki. Zaman zaman yazı güncelleyenler oluyor çünkü. En azından yeni bir yazı açtığında onu taslak olarak kaydedebilmen lazım.
Siteden çıkış yaptım, tekrar girdim ve sorun kayboldu kendi kendine.
Güncellendi.
Not: Öteki taslağı şimdilik yok etme, dursun biraz.
Onay
İlk sezonu 2-3 akşamda bitirdim. Idris Elba beklediğimden az gözükse de diziden memnunum. Hatta beklediğimden daha çok sardı izlemesi. Walter’ın annesinden gelen mektupları okuyarak bölümleri açmamız, Walter’ın annesine yazdığı mektuplarla bölümleri kapatmamız ve her bölümde kısa bir süre de olsa kulaklarımızın pasını silen çocuk güzel detaylar olmuş. Geçen hafta Black Books‘ta izlediğim Bill Bailey’i (Bagpipes) burada böyle yaşlanmış görmek de garip hissettrdi. Black Books’taki Manny karakteriyle buradaki karakterinin benzer özellikler taşıması da etkili oldu bunda tabii. Kobna’nın sorularına ise çok güldüm.
+Annem hamileyken çokça esmer şeker kullanmasından olduğunu söylüyor.
-Peki, baban ne diyor?
+Babam “Çeneni kapat Dean. Soru sormayı bırak” diyor.
-Baba, fahişe ne demek?
+Yatma vakti!
Bütün karakterleri izlemesi keyifliydi, yakın zamanda 2. sezonu görürüz umarım.
S2 Postercik
Türkçe altyazı çıksın diye bekletiyordum kenarda. Baktım altyazı geleceği yok dün akşam başlayıp az önce bitirdim bu sezonu da. Aynı ilk sezon kıvamında sıcak bir aile dizisi izledim yine.
Burada da babasının Hintçe söyledikleri ve Rajesh’in çevirisine güldüm
Christmas bölümü olmasa da olurmuş bence. IMDb’ye göre 3. sezon olacak, umarım doğrudur. En azından 1-2 sezon daha izlemek isterim. 2. sezon puanım: 8,5.
Not: Şarkı söyleyen çocuk değişmiş. İlk sezondaki çocuk gerçekten şarkıcıymış, bu sezon onun yerine gelen de Britain’s Got Talent’a falan katılmış. Dizi dışında henüz ikisini de dinlemedim ama uygun bir vakitte bakabilirim unutmazsam.
Not 2: 5. bölümde Bob Hearts Abishola’dan Olu‘yu görünce şaşırdım bir an. İlk sezonda da 1 bölümde oynamış aslında ama hatırlamıyordum.
S02E01
Ben de çocuğa takıldım bölümde. Zayıflamış mı yoksa değişmiş mi acaba diye düşünmeye başlamıştım.
Ben de uzun bir süre bekledim Türkçe altyazısı gelir mi diye. Gelmeyince de dün giriştim artık 2. sezona İngilizce altyazıyla.
Epey zayıf bir bölümle açmış sezonu bu arada.
S02E02
Şu iş yeri hikayesi aşırı sıkıcı bir şekilde ilerliyor ama Bagpipes üzerinden ilerleyen hikaye keyifli geçti.
Bagpipes, seni severim ama bırakıp gitmeyi de bilmek lazım be birader.
S02E06 (Sezon Finali)
Oldukça kötü bir sezon oldu. Leon’un varlığı 2-3 bölüme kısıtlı sahnelerde renk kattı biraz işte; onun dışında pozitif bir şey yoktu. Walter’ın da Agnes’in de iş yeri hikayelerinin izlenir hiçbir tarafı yoktu. Valentine gibi bir karaktere sezon hikayesi bulamamaları saçmalıktı. Dean’i hiç kullanmamışlar bir de bu sezon. Kobna’nın sahneleri de vasat kaldı. Bagpipeslar da olmasa bitirmezdim muhtemelen sezonu.
S02E07 (Christmas Özel)
2. sezonda birbirlerinden uzak tuttukları Kobna-Dean ikilisini bir araya getirmeyi akıl etmişler bu bölüm sonunda.
Vasat bir bölüm olmuş bu arada.
3. sezon onayı almayı hak etmiyor bana göre bu sezonun ardından dizi.
Season 3 Trailer
S03E06 (Sezon Finali)
2. sezondan çok daha iyi bir sezon olduğu tartışılmaz. Yazar tayfa kendine gelmiş bu sezon biraz. Valentine, Agnes, Bagpipes, Kirsty, Kobna derken herkesin payına bir hikaye düştü sezonda. Özellikle Valentine karakterinin yeniden form tutmasına sevindim diyebilirim. Elba’nın karakteri Walter ise dizinin etkisiz elemanı olmaya devam ediyor hala. Bir adam kendi yarattığı dizide en işe yaramaz karakteri kendine yazar mı yahu? Neyse, babaanne ile de tanıştık bu sezon sonunda. Biraz sinir bozucu bir kadındı orası ayrı tabii.
Malum ana konu kapsamında ucu açık bitti bu arada. 2. sezonun ardından iptal olmasını çok istemiştim ama bu sezonun ardından bilemedim şu ana. Onay alırsa izlemeye devam ederim ama almazsa da üzülmem diyebilirim. Kellie Shirley’yi başka dizilerde izlemek istiyorum ama artık. Eğer bu dizinin iptal olması bunu sağlayacaksa öyle olsun o vakit diye düşünüyorum ayrıca.