Feud: Bette and Joan || İki Yıldızın Büyük Savaşı — Tanıtım
52 yorum aserat 09 Mart 2017 09:05
Nip/Tuck ve Glee gibi iki fenomen diziye imzasını atan Ryan Murphy, son dönemde ekrana getirdiği antoloji (her sezon farklı bir konuyu işleyen) serileriyle de ödüllerde adından söz ettiriyor. American Horror Story, Scream Queens ve American Crime Story‘nin ardından tarihteki ünlü kişiliklerin nefret ilişkilerini konu alan Feud ile özellikle kadın oyuncularına şans getireceği belli oldu. Gelin, 5 Mart’ta ilk bölümü yayınlanan diziyi mercek altına alalım.
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Dram, Biyografi
Sezon/Bölüm Sayısı: İlk sezon 8 bölümden oluşuyor.
Onay Durumu: Daha başlamadan 2. sezon onayı aldı.
Süre: 55-60 dakika
Yaratıcı: Ryan Murphy, Jaffe Cohen & Michael Zam
Kanal: FX
Önemli Bağlantılar: IMDb – Wikipedia – Facebook – Twitter – Youtube
KONU
Joan Crawford, yıllardır birçok projede boy göstermiş ve Pepsi CEO’su olan Alfred Steele ile evlendikten sonra lüks içindeki hayatının tadını çıkarmaya başlamıştır. Ancak eşinin vefatından sonra yeniden setlere dönüp yeni bir Oscar kazanmak istese de kendisine teklif edilen senaryoları beğenmez, kendi hikayesinin peşine düşer. O kadınlar için yazılmış her şey iyi kızlar, anneler veya yaşlılar ile ilgilidir. Önüne düşen ‘What Ever Happened to Baby Jane?‘ (Bebek Jane’e Ne Oldu?) kitabının tam kendine göre olduğunu fark eder ve yönetmen Robert Aldrich‘in kapısını çalar.
Joan, kitaptaki Baby Jane Hudson karakteri için o dönem Broadway’de ‘The Night of the Iguana‘ isimli oyunda rol alan ve uzun zamandır rekabet içerisinde olduğu Bette Davis‘in kapısını çalar. 1950’de vizyona giren ‘All About Eve‘ (Perde Açılıyor) filminin ardından evinin kadını olan Davis de beyazperdeye geri dönüşünü gerçekleştirmek için projeye ‘evet’ der. Böylece sonradan 5 dalda Oscar’a aday olacak olan aynı adlı filmin çekimleri başlar. Dizide de iki efsane aktrisin düşmanlığını, çekim sürecini ve sonrasında yaşananları tüm ayrıntılarıyla izleyeceğiz.
KARAKTERLER
- Joan Crawford (Jessica Lange): 1946’da ‘Mildred Pierce‘ filmiyle Oscar’a uzanan Crawford, eşinin ölümünden sonra setlere geri dönmek ve başarısını yeni bir ödül ile taçlandırmak ister. Ancak kendisine teklif edilen rolleri beğenmediği için filme uyarlanacak bir materyal arar. Sonunda Henry Farrell‘ın yazdığı gerilim romanı ‘What Ever Happened to Baby Jane?’ romanında karar kılar ve Blanche karakterine hayat vermek için kamera karşısına geçer. Ancak dominantlığı ve inatçılığı yüzünden zor anlar yaşayacak ve yaşatacaktır.
- Bette Davis (Susan Sarandon): 1936’da ‘Dangerous‘ ve 1939’da ‘Jezebel‘ ile iki kez Oscar’a layık görülmüştür ve metot oyunculuğunu benimsemiştir. ‘All About Eve’deki rol arkadaşı Gary Merrill ile hayatını birleştiren, ancak çatırdayan bir evlilik ve işsizlik ile ortada kalakalan Davis, Broadway’de boy gösterirken ezeli düşmanından gelen teklif kafasını karıştırır. Ancak geç olmadan Baby Jane Hudson’ı oynamayı kabul eder. Tıpkı Crawford gibi dik başlıdır ve ona seti dar etmeye kararlıdır.
- Hedda Hopper (Judy Davis): ‘Hollywood’un korktuğu kadın’ olarak ün salmıştır. Oyunculuk ve magazin yazarlığı yapmaktadır. Kulağı her yere uzanır ve birçok takipçisi vardır. Ünlülerin ağzından dedikodular onun için altın değerindedir. Bu yüzden Bette ve Joan arasındaki rekabetin üzerine düşmekten çekinmez.
- Robert Aldrich (Alfred Molina): Çektiği vasat filmlerin arasından Joan Crawford’ın teklifi gözlerini kamaştırmıştır. Ancak filmin dağıtımını sağlayabilmek için gittiği yapımcıların hepsinden red cevabı alır. Sonradan Bette Davis ile çalışmak istemeyen Jack Warner’ı bir şekilde ikna eder, ancak sette yaşanacak zorluklar bunun yanında devede kulak kalacaktır.
- Mamacita (Jackie Hoffman): Joan Crawford’ın hizmetçisidir, ona her zaman yardım eder. İlk bölüm itibarıyla pek baskın bir karakter olmadığı için kendisi hakkında pek fazla bilgimiz yok.
- Jack Warner (Stanley Tucci): Günümüzde de aktif olarak faaliyetlerine devam eden Warner Bros. Studios‘ın kurucularından biridir. Kendisine stüdyo ile olan anlaşmasını bozmak için dava açan Bette Davis’ten nefret etmektedir ve bu yüzden film projesine ilk başta hiç sıcak bakmamıştır. Ancak bir şekilde kendini filmin yapımcılığını üstlenirken bulur.
- Pauline Jameson (Alison Wright): Robert Aldrich’in asistanıdır. Yine ilk bölümde hakkında pek bilgi alamadığımız bir karakter, ancak gördüğümüz kadarıyla biraz sivri dilli biri ve ilerleyen zamanlarda hikayede daha etkin bir rol oynayacak gibi görünüyor.
- Olivia de Havilland (Catherine Zeta-Jones): To Each His Own (1947) ve The Heiress (1950) filmleriyle 2 kez Oscar kazanmıştır. Joan’ın yakın arkadaşlarından biridir. İlk bölümde bir nevi anlatıcı olarak gördük, ancak yakında kendisini de olayların bizzat içindeyken izleyeceğiz. Ünlü aktris, hala yaşamını sürdüren en yaşlı Oscar kazananı olarak da biliniyor.
- Öte yandan dizinin kadrosunda Kathy Bates (Joan Blondell) ve ilk bölümde göremesek de Sarah Paulson (Geraldine Page) ile Dominic Burgess (Victor Buono) gibi isimler de yer alıyor.
DÜŞMANLIĞIN PERDE ARKASI
Aslında ‘perde arkası’ demek ne kadar doğru bilemiyoruz, çünkü buradaki maddeleri dizide de büyük ihtimalle göreceğiz. Yine de merak edenler için Bette Davis ve Joan Crawford arasında yaşananların bazılarına şöyle bir göz atalım:
- Prodüksiyon sırasında Bette Davis, kocası Pepsi CEO’su olan Joan Crawford’ın damarına basmak için sette mutlaka bir Coca-Cola makinesi olmasını ister.
- Filmin bir sahnesinde Bette Davis, Joan Crawford’ın kafasına tekme atmaktadır. Davis öyle sert bir tekme atar ki Crawford’ın kafasına altı dikiş atılır. Hatta tekme muhabbeti ilk bölümdeki bir replikte geçiyor.
- Rol gereği Bette’nin Joan’ı kucağında taşıması gerekir, ancak Joan ceplerine o kadar çok taş doldurur ki Davis belini sakatlar.
- Yine ilk bölümde yer alan bir detay olarak, çekimler başlamadan önce set ekibinin gönlünü kazanmak için hediyeler dağıtan Joan’ın tutumuna karşılık Davis ‘kes zırvalamayı’ diyen bir not yazıp ona gönderir.
- Davis onun hakkında “K****kları oynama konusunda neden bu kadar başarılıyım? Sanırım öyle olmadığım için. Sanırım Joan da hanımefendileri oynamakta bu yüzden başarılı.” demiştir.
- Davis’in Crawford hakkında “Alev alsa üzerine işemem.” ve “MGM’in Lassie dışındaki bütün erkekleriyle yattı.” gibi cümleler sarf ettiği de rivayetler arasındadır.
- Rekabet çekimlerin bitmesinin ardından da devam eder. Bu filmle Bette Davis bir kez daha ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar’a aday olurken Joan Crawford eli boş döner. Bu yüzden o da Davis’in aleyhinde bir kampanya yapar ve hatta rakipleri arayarak ödülü kim kazanırsa onun adına kabul etmek istediğini belirtmiştir. Sonuç olarak o yıl ödülü alan Anne Bancroft‘ın yerine Crawford sahneye çıkar ve ezeli rakibesine havasını atmış olur.
SON SÖZ
Sadece konusuyla bile ilgimi çekmeyi başardı Feud. Sonuçta film sektöründe yaşananlar, ego savaşları ve parıltılı bir dönemi kim görmezden gelebilir ki? Kaldı ki yarattığı büyük beklentilerin altında ezilmemiş ve oldukça başarılı bir başlangıç yapmış. Şimdilik sadece bir bölüm izledik, fakat önümüzdeki bölümlerde gaza biraz daha asılacağı için bölümlerin çok daha zevkli geçeceği kesin.
Teknik olarak gerçekten göz alıcı bir iş. Kostümler, makyajlar ve ihtişamlı setleriyle daha ilk andan itibaren hoş bir izlenim verdiği kesin. Eğer bu kısımlarla ilgilenmiyorsanız elde müthiş bir kadro var. Oscar’lı oyuncular Jessica Lange ve Susan Sarandon (tam da kendilerinden beklediğimiz gibi) harikalar yaratıyor. Keza Judy Davis, Alfred Molina, Stanley Tucci, Jackie Hoffman, Catherine Zeta-Jones ve Kathy Bates gibi işin ehli isimlerden de çok iyi performanslar izliyoruz.
Sinema sektörüne biraz bile olsa ilgi duyanların izlemesi gereken bir proje olduğunu düşünüyorum. Örneğin 5. bölümde Oscar ödülleri işlenecekmiş ki şimdiden heyecanlanmaya başladım. Prodüksiyon süreci ve böylesine bir rekabeti tüm detaylarıyla ekranda görmek de farklı bir tat verecektir. Zaten ödülleri de silip süpüreceği şimdiden belli görünüyor. İzleyenlere ve izleyecek olanlara iyi seyirler.
- Not: Dizinin yeni bölümleri ülkemizde Pazartesi 23:00‘te, Amerika yayınından bir gün sonra ekrana geliyor.
- Not #2: Dizi, 1989’da yayınlanan Bette and Joan: The Divine Feud isimli romandan ekranlara uyarlandı.
FRAGMAN VE JENERİK
***
yorumlar
benim bu adamın dizilerine doygunluk geliştirmemden kaynaklı buna bakasım yoktu ama tanıtımla birlikte izleyesim geldi. bakmayı düşünüyorum ve muhtemelen bitmesini beklemeyeceğim.
eline sağlık
1 x 01 üzerine:
Beklediğimden iyiydi, ACS kadar vurucu olmasa da güzel bir şey olacağı kesin. Başrol ikilisi cuk oturmuş gerçekten, bol bol ödüllerde isimlerini göreceğiz sanırım.
8 bölüm zaten, devam ederim ben buna.
Benim beklediğimden çok daha sakin ve durgun bir ilk bölümdü. Bol bol esnedim. İkilinin dinamiği beni öylesine açmadı ki döneme ve oyunculara merakım olmasa oracıkta bırakabilirdim diziyi. Bakalım ilerleyen bölümlerde ne olacak. Açılacağına dair ümidim var ama yüksek olan beklentime ayarı çektim artık.
Önce şurada yazdığım yorumu yapıştırayım:
1×01 üzerine:
Giriş bölümü gibi olmuş. İki oyuncunun da rollerine yakıştığını düşünüyorum. Jessica Lange bildiğimiz gibi zaten, Susan Sarandon da iyi oynamış açıkçası. İki aktristin rekabetinden sezonluk dizi çıkartacak ne olduğunu tarih gereği bilmiyorum ama ilk bölümde ilginç detaylar vardı mesela. Devam ettikçe de açarlar zaten.
En sevdiğim kısmı magazinci kadının dış sesinden iki kadının şimdiye kadar başından geçenlerin anlatıldığı kısımdı.
Not: Bendeki sürüm 62 dakika çıktı ama bölüm 55 dakika. Sonrasında reklam ve Mike & Molly’nin bir bölümünden parça vardı.
1×02 üzerine:
Bu dizi böyle devam etsin, ben de gittikçe daha çok seveyim.
Bölümü izlerken bir ara Hot in Cleveland’tan Victoria’nın dizideki bir sahnesi aklıma geliverdi; izlemiş olan anlar belki. Zamanında o referansı anlamamışım tabii ben.
1 x 02 üzerine:
Susan Sarandon’a bayılıyorum ben yaa. Çok iyi bir oyuncu ve rolünü de çok iyi yapıyor. Ayrıca Joan karakterine nazaran ben Bette’yi daha çok sevdim.
O da az değil ama Allah Robert Aldrich’e sabır versin.
Sarah Paulson nerelerde diyordum da bir sonraki bölüm geliyor sanırım.
1×05 üzerine:
Oscar bölümü beklediğim gibi sağlamdı. Yardırıyorlar resmen.
O nasıl can yakmadır öyle? Oy.
@aytackara Katılıyorum. Ben de HÖH dedim kaldım resmen.
Joan Crawford hanımefendiye rahmet olsun.
Joan Crawford gerçekte bu kadar antipatik değildir belki, ama dizide pek sevilesi sayılmaz. Hatta ben kendisine “buruşuk ego torbası” diyorum, belki Bette Davis’in tarafında olmam yüzündendir.
Tabii Jessica Lange’in oyunculuğu muhteşem, ama sevemeyince olmuyor işte.
Haftaya bittiğinde sezonu ve karakterleri özleyeceğim.
bu nasıl bir şeydir sevmem diye oturdum ama bunu da sevdirdi adama bak yav!! ikili harika döktürüyorlar. joan ne fena bir kadınsın sen öyle… düşman başına resmen!
hele bele ağırlık sahnesi sesli güldüm deli yav!
1×05 what a bitch! çok eğlendim. iyi ki şans vermişim bu diziye. ahahahaha düşündükçe
1×7’nin son 5 dakikası o kadar muhteşem ki. Joan’ın sefil ve yalnız hali beni fazlasıyla eğlendirdi, layığını buldu koca karı.
Bende bunu 3. bölümden sonra bıraktım ne yazık ki. Aslında kötü değildi, oyunculukları falan güzeldi ama hikaye olarak ACS kadar çekemedi beni kendisine. Dizilerde yoğun bir dönemime denk gelince de elemek zorunda kaldım.
Ben bu hikayenin bir kazananı olacağından şüpheliyim. Şu haliyle bile yok zaten.
Diziyi düşününce aklıma en çok 5.bölüm geliyor. Bu senenin Emmy ödüllerinde Mini Dizi – En İyi Kadın kısmı zor geçecek.
Ben izlerken bazen kendilerini ne kadar oynadıklarını merak ediyorum. En azından Jessica Lange’nin.
Ben ilk bölümü izleyip bayılmıştım. Bitsin peşpeşe izleyeyim diye bekliyorum.
En büyük zevklerimden biri Hollywood kadın oyuncuların roundtable’larda filan birbirini çekemez bakışları, laf sokuşturmaları filan değil mi zaten? Ryan’cığım adeta benim için çekmiş bu diziyi. Kalan bölümleri de aynı zevkle izleyeceğime inanıyorum.
Bette’in All About Eve’i çok severim ama onun dışında ikisini de izlediğim bir yer yok. Baby Jane’i illaki izlerim artık, birkaç film daha izleme listeme girecektir muhtemelen.
Güzel bir veda oldu, bu iki karakteri izlemeyi özleyeceğim. Onlar gibi iki insan olmak hiç kolay değil sahiden.
Rüyaydı tabii onu biliyordum da ağzından sen ölmedin mi lafı da çıkmadı hani. Yıl 1977 sonuçta.
Gerçek hayattan uyarlanma dizilerde finalde karakterlerin sonraki hayatlarına karşılaştırmaları yer vermeleri çok hoşuma gidiyor. Bunda da yapmalarına sevindim.
Ben de az önce vedalaşıp, iki damla gözyaşımı silip geldim. Harika bir diziydi. Son zamanlarda izlediğim en güzel şeydi. Her saniyesi ayrı bir keyifti. Katkısı olan herkesin eline, emeğine sağlık!!
herkese tavsiyedir.
bölümün adı what ever happened to baby jane finaline göndermeymiş. orada bette joan’a söylüyormuş bunu filmde, unutmuşum ben o kısmı. yine de final bölümü ismi için hoş bir seçim olmuş.
Diziyi bir ara boşlukta falan kalınca izlerim diyordum ama denemeye karar verdim şimdiden. Jessica Lange olduğu için de fazla ön yargılıydım,iyi oyuncu olsa da sevemiyorum kadını bir türlü. İlk dakikadan Bette Davis tarafında başladım diziye.
Hollywood’un en önemli geçiş dönemlerinden birinin anlatılması çok hoşuma gitti. Cooper, Stewart, Hepburn hakkında yaptıkları yorumlara bayılıyorum.
Susan Sarandon’un performansı mükemmel olmuş,harika oynuyor
Bu arada diziye başlamadan önce What Ever Happened to Baby Jane ? filmini izledim. Dizide Bette Davis’e yaptıkları makyaj az bile olmuş. Ağzım açık kaldı Davis’i filmde izlerken,tamamıyla korku filmi karakteri olmuş.
sonunda filmini de aradan çıkardım. zamanına göre iyi bir filmmiş gerçekten. izlerken sıkılmayayım diye 1080p izleyince sanki filtreli halde feud ekibinin çektiği filmi izliyormuş gibi oldum. zaten oyunculuk olarak da kafamda bizim ikili canlanıp durdu. feud olmasa mümkün değil şans vermezdim o da ayrı. ama güzeldi. sonunun bize sürpriz olmaması kötü oldu tabii
big little lies mı bu mu süpürsün ödülleri karar veremiyorum. rakip olmaları ne üzücü.
@ozgun14 Ben de diziye başlamak için bitmesini bekliyordum da, sen bitirmişken şunu sorayım: Filmi diziye başlamadan mı izlemeliyim, yoksa dizi bittikten sonra mı?
hiç fark etmez bence. ama öncesinde filmi izlersen dizide filmle ilgili bazı sahneler çekilirken sahneleri hatırlayacağın için daha çok hoşuna gidebilir.
Çok teşekkür ettim.
Benim Emmy favorim şimdiden Jessica Lange. (Lauren Graham’e rağmen!!) İnanamıyorum bu hale geldiğime. Kadını da normalde pek sevmem, bilen bilir.
Mükemmel bir kapanış yaptılar. Diziye başlarken bu kadar seveceğimi tahmin bile edemezdim. Sevdiğim isimlerden olmasa da Jessica Lange o kadar mükemmel oynamış ki! Kıskançlığı,sevinci,üzüncü harika aktarmış seyirciye.
Favorim ise Susan Sarandon oldu. Her sahnesini keyifle izledim. Döneminin en güzeli olmayan ama en yeteneklisi olan Bette için daha uygun bir isim olamazdı herhalde.
Belirtmem gerek son zamanlarda bu kadar uyumlu yardımcı kadrosu olan bir dizi izlememiştim. Jackie Hoffman, Alfred Molina, Kathy Bates harika işler çıkarmışlar. Başlarda Catherine Zeta-Jones’u tanıyamadım bile. Stanley Tucci hakkında ayrı bir yorum yapmak gerekiyor,hem harika oynadı rolünü hem de tüm sahnelerinde güldürmeyi başardı,bravo!
Dizi biter bitmez Atilla Dorsay’ın 100 yılın 150 oyuncusu kitabında 2 oyuncunun bölümlerini de inceledim,herkese tavsiye ederim. Crawford bölümünü okurken üstadın şaşkınlığını fark edebiliyorsunuz.
Çok damar bi final bölümü yapmışlar yahu. Beklemiyordum bu kadarını. Ağzım açık izledim. İlerledikçe saran, güzel bir diziydi benim için, tavsiye ederim.
Şimdi gidip biraz daha ağlayayım.
Dizide Catherine Zeta Jones’un oynadığı Olivia de Havilland (101), isminin ve kimliğinin izinsiz şekilde kullanıldığı gerekçesiyle FX ile Ryan Murphy’ye dava açmış.
Kardeşi öleli birkaç sene olmuştu, Olivia de Havilland’in yaşadığını unutmuşum
Ryan izin almıştır da kadın unutmuştur bence. 101 ne be?
Yarın 101. doğum günüymüş bu arada. 1 Temmuz 1916.
O nasıl bir atmosfer, o nasıl bir final, onlar nasıl oyunculuklar öyle yahu? Benim gibi odunu bile Jessica Lange’in muazzam oyunculuğu karşısında bir iki damla göz yaşı akıttım yani. Jessica Lange sen harikasın ya harika. Diğer oyuncular da kusura bakmasın fakat Jessica Lange diğerlerini ezmiş geçmiş resmen. Hele dizinin son yarım saatinde ne yaptı öyle ya? Neyse uzatmayayım fazla. Sonuç olarak Emmy Jessica hanıma gitmezse olay çıkar.
@DTM susan sarandon’ı yedin bitirdin yani..?
Olivia de Havilland’s ‘Feud’ Lawsuit Thrown Out On Appeal
Bitirdim, enfes olmuş. Tadı damağımda kaldı. Oyunculuklara laf eden çarpılır.
Yakın zamanda yeni bir sezon gelmeyecekmiş.
Olivia de Havilland’ın 103. yaşı kutlu olsun.
Jessica Lange olduğu için ve Ryan Murphy’nin işlerini genel olarak sevdiğim için listeme almıştım, ama uzun zamandır izlemeyi erteliyordum. Sebebi de galiba çok ağır bir dram dizisi izleyeceğimi düşündüğüm içindi, ancak ertelediğime pişman oldum. Çünkü, dizinin öncelikle dikkat çeken bir konusu var. Hollywood’un o tarihlerdeki kamera arkasını izlemek çok keyifliydi. Ayrıca ikili arasındaki ilişki, ksıkançlık ve bunu yansıtan hikayeler çok keyifliydi. Öyle ki dur bakalım şimdi nolcak, ya da dur bakalım Joan Bette’den bunun intikamını nasıl alacak gibi şeyleri kuruyorsunuz kafanızda bu da sizi merakla izlemeye şevk ediyor. Yine kadro ve oyunculukar da çok lezizdi. Çekim kalitesi de filmleri aratmayınca, son zamanlarda izlediğim en iyi mini dizilerden (antolojilerden) oldu. Tavsiye de ederim…
Olivia de Havilland vefat etmiş.
Ben bunu yeni gördüm.
Feud: Capote’s Women (2. sezon)
Naomi Watts
3’ü almış gibi duruyor: Jocelyn Wildenstein-Alec Wildenstein
FX has reportedly renewed “FEUD” for a third season set to star Vanessa Kirby!