İlk sezonundan beri kitleleri peşinden sürükleyen müzikal dizi Glee özellikle ikinci sezonuyla biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Dizinin üçüncü sezonu da oldukça sönük başlamıştı ki 4 Ekim’de yayınlanan Asian F isimli 3. bölümüyle beraber sadık gleekoliklerine “Eski güzel günlere geri mi dönecek?” sorusunu sordurmayı başardı! İşte üçüncü sezonda olan bitene ve özlediğimiz Glee ruhuna sahip üçüncü bölüme dair değerlendirmeler:Yazının buradan sonraki kısmı ispiyon içerir


Öncelikle sezon başlamadan evvel kulislerde konuşulan yeni senarist alımı haberlerinin üçüncü bölümle beraber bir nevi doğrulandığını belirtmek lazım. Uzun zamandır seyircilerin dizinin hikayesizliğinden, karakterlerinin tutarsızlıklarından şikayetçi olduğunu da göz önüne alırsak, ilk sezona dair özlemlerimizi giderecek önemli gelişmelerin başında toparlanmaya başlayan senaryo geliyor.Yani lise hayatının o kadar günlük güneşlik olmadığını, çocuklarının hayatlarını yönlendirmek isteyen aile baskılarıyla, rekabetle, en yakın arkadaşlarla kavgalarla dolu olduğunu anlatmaya başlaması hem gerçekçilik, hem de izlenebilirlik açısından değerli katkıları oluyor.

Ayrıca yeni senaristler Rachel, Fin , Kurt üçlüsünün tutarsızlıklarla dolu hikayelerinden sıkılan ve Mercedes, Brittany, Mike gibi karakterlerin de hikayelerini izlemek isteyen seyircileri daha fazla görmezden gelmediler ve bu karakterlere dair önemli gelişmeler izlememizi sağladılar.Özellikle seyirci yorumlarında dile getirilen ve yine ilk sezondaki başarısından uzaklaştıran “Şarkı söylemek için illa bir yarışma, ödev veya benzeri bir durum yaratma” huyundan da vazgeçmişe benziyorlar. Duygularını anlatmak için, durum müsait olduğu için şarkı söyleme alışkanlıklarını geri kazanırlarsa Glee yine severek izlenebilir bir hal alacak gibi duruyor.

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=6hr_c2rhzNY

Gelelim bu kadar umutlandıran üçüncü bölüme;Bölümle ilgili dikkat çeken olayların başında aslında bir diva ruhu taşıyan ancak hikaye müsaade etmediği için bunu yansıtamayan Mercedes karakterinin artık ikinci planda olmaktan sıkılmış olması. Bir kaç defa böyle girişimleri olmuş olsa da yayınlanan son bölümde New Directions’tan ayrılacak kadar ileri gidememişti.Genellikle saflığı ve danslarıyla arada bir gözüken Brittany’nin Run The World (Girls) performansı oldukça başarılıydı. Çok iyi şarkı söyleyip vasat dans eden çok insan olmasına rağmen, Brittany çok iyi dans edip vasat şarkı söyleyebilen bir karakter ve bu özelliğiyle öne çıktığı zaman izlemek çok keyifli bir hal alıyor.

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=p80pq_2iKCk

Duets bölümünde sesini az biraz duyduğumuz Mike Chang’in West Side Story şarkılarından Cool performansı da yine yukarıda belirttiğim sebeplerden akılda kalıcı sahnelerden birisi oldu.

http://www.youtube.com/watch?v=IzXQMXKKKoM

Bölümün en güzel sahnelerinden biri de şüphesiz Dream Girls‘ten It’s All Over performansıydı. Hemen her oyuncunun hem hikayeye, hem de karakterlerine uygun repliklerle şarkıya dahil olmaları ve Mercedes’in olağanüstü performansıyla dizinin -bence- en iyi sahnelerinden birisi olmayı başardı.

http://www.youtube.com/watch?v=CzzD0gLmnGQ

Geçen sezon tamamen havada bırakılan Quinn ve Puck‘ın çocukları meselesi, Emma‘nın ailesi gibi detayların da yeri geldikçe hikayeye dahil edilmesi sadece mutlu mutlu şarkı söyleyen insanlarla yetinemeyen seyirciler için dişe dokunur hikayeler sunuyor. Yeri gelmişken birinci sezonun sonlarında diziye konuk olan Idina Menzel‘in geri döndüğünü de hatırlatalım.

http://www.youtube.com/watch?v=ZqmZUk81Ndw

&feature=shareÜçüncü sezonun Pot O’Gold isimli dördüncü bölümü ise -alıştığımız üzere iyi bölümlerin ardından uzun bir ara veriyorlar- 1 Kasım’da gösterilecekmiş. Umarım bu yeni umut vadeden hallerini korumayı başarırlar!Not: Yazının başlığı, Glee’nin en popüler şarkılarından biri olan ‘Don’t Stop Believing’ (İnanmaktan Vazgeçme) şarkısına göndermedir.