ITV draması No Return, 7 Şubat’ta başlıyor.
7 yorum abidin77 25 Ocak 2022 17:30
Sheridan Smith (Four Lives, Cleaning Up), Michael Jibson (Four Lives, Quiz), Louis Ashbourne Serkis (Taboo), Lily Sutcliffe, Jodie Campbell (Bulletproof), Sian Brooke (Sherlock), David Mumeni (Dead Pixels), Philip Arditti (Black Earth Rising), Murat Seven (Undercover) ve Rufus Hound’un (Trollied) başrollerinde olduğu 4 bölümlük ITV draması No Return, 7 Şubat’ta başlıyor.
No Return, Türkiye’de tatildeyken gerçek bir kabusa yakalanan mütevazi bir aileyi takip ediyor. Kathy (Sheridan Smith) ve Martin (Michael Jibson), oğulları Noah (Louis Ashbourne Serkis) ve küçük kızları Jessica (Lily Sutcliffe), kendilerini bekleyen korkunç çileden habersiz, güneşin ve denizin tadını çıkarmak (pound olmuş 18 tl, çıkartırlar tabii) için Türkiye’de her şey dahil cennet gibi bir lüks tatili iple çekiyordu.
Tatilleri, rahatlamak ve Kathy ile Martin için çok ihtiyaç duydukları zamanı birlikte geçirmek için bir fırsattır. Ta ki hiçbir şeyden kuşkulanmayan Noah’ın, aynı otelde kalan bir tatilci olan Rosie’nin (Jodie Campbell) bir plaj partisine görünüşte masum davetini kabul edene kadar. Kathy ve Martin’in dünyası, son derece zorlu koşullara karşı oğullarının özgürlüğü için umutsuzca savaşmaya başladıklarında aniden olağanüstü bir şekilde yıkılır.
Perişan durumdaki Kathy ve Martin, Noah’ın özgürlüğü ile uğraşırken, tutuklama, pahalı ve yabancı bir hukuk sistemi, medyada büyüyen haberler ve diğer tatilcilerin yardıma gelme konusundaki direnişiyle karşılaşırlar.
Sian Brooke, Kathy’nin kız kardeşi Megan; David Mumeni, Megan’ın kocası Steve; Philip Arditti, Noah’ın yasal temsilcisi Rico Karvalci; Murat Seven, otel çalışanı İsmail; Rufus Hound, özel dedektif Al Milner karakterini canlandıracak.
4 bölümlük drama Daniel Brokclehurst (Brassic, Stay Close, Safe, The Stranger) tarafından yaratıldı ve Red Production Company (Stay Close, Ridley Road, It’s a Sin) tarafından üretildi. Dizinin yapımcılığını Farah Abushwesha (The Singapore Grip), yönetmenliğini ise John Alexander (Belgravia) üstlendi. Nicola Shindler, Richard Fee (The Stranger, Safe) ve yazar ve yaratıcı Danny Brocklehurst dizinin yönetici yapımcıları.
2021’in yaz aylarında çekimlerine başlanan dizi, Türkiye’deki mevcut seyahat kısıtlamaları nedeniyle İspanya, Manchester ve Bolton’da çekildi.
yorumlar
* Bu diziden nasıl bir iş çıkacağını içtenlikle merak ediyorum. Umarım oturduğu yerden Türkiye portresi yazandan değil de biraz daha fikri olan birisinden çıkmıştır.
* İlk duyurulduğunda çocuğun neden başının belaya girdiği yazmıyordu. Bir kızın yanlış anlama vs. sonucu tacizle suçladığını farz etmiştim ben de. Fragmana bakarsak erkek suçlamış.
Bonus: Four Lives’ta Türk kocası olan bir kadını canlandıran Sheridan Smith, bu sefer aileyi almış Türkiye’ye tatile gelmiş. Bir de o dizideki iş bilmez dedektifi oynayan Michael Jibson’la karı kocayı canlandırıyorlar bu sefer
Eyvah eyvah…
İlk yarıda genel çerçeveyi verip öyle ilerledi. Arada Türkçe konuşmalar da vardı hatta ve amatör gelmedi. Şimdilik pek rahatsız da etmedi gibi. Oturduğu yerden yazılmış bir Türkiye portresi görmek istemiyor(d)um.
Tabii bunun daha “devamı” da var. Hayırlısı…
+ 2016’daki terör saldırılarına ve turizmin etkilenmesine falan laf geldi arada. Avukatın 5000 dolarla işlerin “yürümesini” gündeme getirerek rüşvete bağlamasına da bir şey diyemem.
+ Teyzecim, otel çalışanlarını kurcalaman şart mıydı?
Not: 4 bölümün tamamını nete vermiş ITV. Evet.
+ Çocuğu kurtarınca boşa o kocayı + bölümün son kısımları accık dokundu.
+ Kız kardeşin aşk hayatının ya da yaptıklarının ilgimi çektiğini iddia edemeyeceğim. How dare you ayol?
+ Kendime Not:
Haberden sonra çantayı geri getirdi gerçi. Ağız tadıyla rüşvet vermeyi bile beceremediler ^.^
3. bölümden geliyorum.
+ Erzincan’a ne ara gittiniz siz? Yoksa Antalya’da 24 plakalı taksi mi hizmet veriyor? Kafamda deli sorular.
+ Oh, wait. Turgutreis ne alaka?
+ Kasımpatı Taksi diye bir taksi durağı bulunmamasını yadırgayacak değilim ama bari adalet saraylarına sadık kalın yahucum. Hiç değilse bunun tutması gerekmez mi?
Korsan adalet sarayında mı yargılıyorsunuz caĞnım çocuğu? Ben ve Noah bunları hak etmiyoruz.
Not: Teyzenin gittiği Amanhavis Hotel & Restaurant’a merak edip bakayım dedim. İspanya’da cidden varmış burası. Çekimlerin bir kısmını da orada yapmışlardı.
Böyle detaylar olmasa Türkiye’de olmadıkları anlaşılmayabilir yalnız, en azından hazırlanmak için çaba göstermişler. Tabii bir-iki şeye daha laf etmezsem içimde kalır:
O mahkeme sahnesinin düz bir araştırmayla yazıldığı belli. Bir de baş örtüsü kullanımında bildiğin ön yargı hissettim yine. Hakimin mahkemedeki tavırları da artık ön yargı mı, homofobiklik mi, vardı orada da bir fazlalık.
Noah’ın hapishanede tanık olduğu kavga sırasında öbür adamı döverlerken İngilizce konuşuyorlardı. Noah’a ise “Vur,” dediler. Yabancı koğuşuna mı aldılar diye düşünmüştüm ama değil gibi. O sahne niye biraz kafasına göre dile başvurma olmuş peki?
Eşcinsel olduğu için koğuşta can sağlığının tehlikede oluşuna itiraz edemedim. Ütopik gelmiyor zira.
+ Kathy = Ben.
+ Teyzeye göz devirmelere doyamadım.
Kocayı terk etmek için bahane de çıktı hem. Ne diyeyim, koş İsmail’inin kollarına. Bulursan tabii.
Şükür bitti. Kapanışı fena yapmadılar, hatta diziyi son bölümün ikinci yarısı adına çekmiş bile olabilirler. Biraz daha iddialı bir versiyon bekliyordum sadece, o var.
Totalde iyi bir dizi olduğunu düşünmüyorum açıkçası. İlk iki bölüm daha düzgündü, son iki bölüm değildi. Bazı ön yargılar, klişeler falan girince karıştı ortalık açıkçası. Avukat Rico’ya, Noah’ya ve nihayetinde Kathy’ye sevgiler. Onlar sayesinde daha izlenir oldu.
* Doğru söze ne denir? Özet resmen.
* Geçen bölümde biraz sinirime dokunan bir noktaya yine sinirlendim:
Sonra da konduramamaya girip girmediğini sorguladım. Bir şey olmaz da diyemedim kolayca. Orası da var. Öf aman. Atsan Atılmaz Voluma Bilmem Kaç.
* Fasulyenin faydaları:
+ Noah’yı hapse tıkacaklarını düşünmüyordum elbette. Hatta sonda verdiği ifade nedeniyle kurtulabileceğini de düşünüyordum, dolayısıyla 3 senenin biraz abartı olduğunu da hissettim.
Ayrıca suç sabit diyorsunuz da o nasıl bir sabitlikse, biraz yoruma açık bir durum olmuş sanki. Bizim Türk hukuk sistemine uygun bir kapanış oldu nihayetinde, cezayı ertelediler. Oğlan kurtuldu, eve döndü.
Yalnız 3’ün sonunda kadına dosyayı getirdiklerinde biraz daha iddialı bir şey bekliyordum. Suçlayan çocuk homofobik çıktı, bir de galiba yönelimini bastırmış falandı anladığım kadarıyla.
Ayrıca kurallara göre oynayacağım diyen avukata da göz devirdim. O paylaşımlar neden etik dışı olsun ki? Gayet de alakalı bence.
+ Teyzenin İsmail’le bir geleceğinin olacağını beklemiyordum tabii ki. Nihayetinde benim kafamdaki yere geldiler. Gerçi hikaye örgüsünü yine/hala önemseyemedim.
Not: Bizim mahkeme salonları bu kadar havasız ve ışıksız mı gerçekten? Aşk olsun. Dermişim.