Julian Fellowes’un dönem draması The Gilded Age 24 Ocak’ta başlıyor.
61 yorum abidin77 18 Kasım 2021 22:47

Downton Abbey’in yaratıcısı Julian Fellowes’un uzun zamandır beklenen dönem draması The Gilded Age, nihayet Ocak ayında ekranlarda olacak.
Fellowes ve Sonja Warfield tarafından yazılan, Michael Engler ve Salli Richardson-Whitfield tarafından yönetilen ilk sezonu 9 bölüm sürecek olan dizi, 24 Ocak Pazartesi günü başlayacak.
2018’de NBC tarafından yayınlanacağı açıklanan, 2019’un Mayıs ayında HBO’ya geçtiği açıklanan dizinin başrollerinde, Louisa Jacobson, Christine Baranski, Cynthia Nixon, Carrie Coon, Morgan Spector, Denée Benton, Taissa Farmiga, Blake Ritson, Simon Jones, Harry Richardson, Thomas Cocquerel ve Jack Gilpin bulunmakta.

Ben Ahlers, Michael Cerveris, Kelley Curran, Claybourne Elder, Linda Emond, Katie Finneran, Amy Forsyth, Michel Gill, Ward Horton, Bill Irwin, Sullivan Jones, Celia Keenan-Bolger, Nathan Lane, Audra McDonald, Debra Monk, Donna Murphy, Kristine Nielsen, Kelli O’Hara, Patrick Page, Taylor Richardson, Douglas Sills, John Douglas Thompson, Jeanne Tripplehorn ve Erin Wilhelmi dizide göreceğimiz diğer oyuncular.

HBO ve Universal Television ortak yapımı olan dizi, 1880’lerde New York’un milyoner devlerini konu alan destansı bir drama.
Amerikan Yaldızlı Çağı, muazzam bir ekonomik değişim, eski yöntemler ile yepyeni sistemler arasında büyük bir çatışma ve kazanılan ve kaybedilen büyük servetlerin olduğu bir dönemdi. The Gilded Age, 1882’de başlıyor. Bir Kuzeyli generalin kızı olan genç Marian Brook (Louisa Jacobson), babasının ölümünden sonra, soylarından gelen bir zenginliğe sahip teyzeleri Agnes van Rhijn (Baranski) ve Ada Brook (Nixon) ile birlikte yaşamak için Pennsylvania kırsalından New York’a taşınır. Yeni bir başlangıç arayan hevesli bir yazar olan Peggy Scott’ın (Denée Benton) eşlik ettiği Marian, çok geçmeden teyzelerinden biri ve varlıklı komşuları – acımasız demiryolu kralı George (Morgan Spector) ve karısı Bertha Russell (Carrie Coon) arasındaki sosyal savaşın tuzağına düşer. Modern çağın eşiğinde olan bu heyecan verici yeni dünyada Marian, toplumun yerleşik kurallarına mı uyacak yoksa kendi yolunu mu çizecek?
Julian Fellowes (yaratıcı, yazar ve yönetici yapımcı); Gareth Neame (yönetici yapımcı); Michael Engler (yönetmen ve yönetici yapımcı); David Crockett (yönetici yapımcı); Salli Richardson-Whitfield (yönetmen/yönetici yapımcı); Sonja Warfield (yazar/ ortak yönetici yapımcı).




yorumlar
Official Trailer
POSTER
Öncelikle açılış bölümünün 80 dakika olmasına çemkireyim. Unutmazsam yarın bir ara ilk bölüm yorumu da yapacağım.
+ 80 dakikalık bölüm tam bir tanıtım şenliğiydi. Döneminden girmişler, yaşlısıyla ve genciyle devam etmişler.
Eski vs. yeni savaşı olarak bakarsak tanıdık gelen noktaları var elbette. Bundan sonrasında nasıl devam ettireceklerine de bakmak gerek tabii. Birkaç cephesi birden olduğundan temposu hızlı akarsa daha iyi olur.
+ Aynı kalibrede olduğunu tabii ki iddia edecek değilim, ama akla Downton Abbey’in gelmemesi mimkin diil. Julian Fellowes gerekli bütün tuşlara basmış.
+ Carrie Coon
Cynthia Nixon, Christine Baranski, Morgan Spector ve Taissa Farmiga da dahil olmak üzere tanıdık gelen çok oyuncu var içinde. Louisa Jacobson‘ı sarışın haliyle Juliet Rylance‘ın gençliğine benzettim.
+ Fasulyenin faydası:
* Bertha’nın ev partisinin pek de başarılı geçmeyeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek, erkendi. Bir şekilde kabuğu kıracak işte. Kendisini destekliyorum.
* Peggy üzerinden dönemin ırkçılığını da test edecekler gibi. Downton Abbey de savaşa falan girmişti zaten. Bunlar da toplumsal/ekonomik sorunlara adım atarlar kesin.
carrie coon mu? bu dizi ne alaka şimdi ya.
downton abbey olabileceğini sanmasam da ve amerikan versiyonunu izlemek ilgimi çekmese de carrie ye bu kadarını borçluyum.
Bonus: Louisa Jacobson, meğerse Meryl Streep’in en küçük kızıymış.
dk 25. ırkçı bir yaklaşım olacak diye kanepede sinerek izledim resmen. şükür klişe işlere girmediler en azından halalar üzeirnden.
dk 50. my ship is sailing…
dk 70. üzdüler ama beni. güzelim carrie coon naptı bu kocakarıalra da hepsi birlik olup sırtını çevirdi anlamadım. bir şeyler kaçırdım sanırım.
dk 75. marian ile peggy arkadaşlığını sevdim. umarım çok drama çıkarmazlar ordan. hele yanlış anlaşılma suçlanma kovulma geri çağrılma klişeleri görmezsem sevinirim.
dk 76. whut!!
dk 80. hepsinin ağzına sıçmazsan adam değilsin carrie!!
ara ara diyaloglar aşırı yapay hissettirdi bölüm boyunca. sanki diyaloglarını tamamlayıp peşine kameraya bakıp göz kırpacak gibiydiler. punchline tadında inorganik vurgulu konumalar vs. zamanla oturacaktır eminim.
karakterler kendini sevdirdi. görsellik de hoşuma gitti. downton abbey olmuş hakkatten. özellikle downstairs kısmında daha fazla hissettirdi. bakalım zamanla daha çok seveceğim gibi geldi bana.
İlk iki bölümü izledim. Bölüm süresi konusunda @aytackara +1. Keşke 80 dakikalık ilk bölümden alıp 48 dakikalık ikinci bölüme paylaştırsalarmış. Downton Abby de dahil çok fazla dönem dizisi izlemedim ama karakterleri şimdiden sevdim. Zenginlerin kendi içinde statü çatışmasını izlemek çok eğlendirdi. Carrie Coon’un dizide olduğunu ben de bilmiyordum, o da çok güzel bir sürpriz oldu. Kaliteli bir dizi olma yolunda büyük bir potansiyeli var gibi, umarım yanıltmaz devamında da.
epeydir haftalık dizi takip etmiyordum this is us hariç. yeni haftalık dizi hayırlı olsun. bu bölümle sevdiğim kesinleşti.
Yaşaşın kötülük
Bu arada Bertha’nın bölüm sonuna doğru kocasına tavrını hiç bozmadan “Yerleri ovmam gerekecek mi?” gibisinden bir laf etmesi hoşuma gitti.
dün sen onlara acımazken iyiydi bugün yerlere kapanıp acı bana diyor utanmadan. böyle böyle hepinizin ağzına sıçacağız inş!