Kurtuluş Lisesi – Tanıtım
4 yorum pirate 14 Şubat 2024 08:49
Gain’in yeni dizilerinden Kurtuluş Lisesi, 19 Ocak 2024 tarihinde görücüye çıktı. 13 bölümden oluşan tüm sezonu aynı gün yayınlandı. Bölüm süreleri 26-34 dakika aralığında değişmekte.
Kurtuluş Lisesi, manga uyarlaması bir dizi. Evet, yanlış okumadınız. Sloganları da ‘Türkiye’nin ilk Japon manga uyarlaması’ üstteki posterde de görüldüğü üzere. Keiko Suenobu‘nun 2009-2011 yılları arasında bir dergide yayınlanan 6 ciltlik manga serisi Limit‘ten uyarlanmış dizimiz. Söz konusu manganın 2013 yılında Japonya’da yayınlanan aynı isimli bir dizi uyarlaması da mevcut.
Oyuncu kimliğiyle tanıdığımız Tolgahan Sayışman, bu dizide yapımcı pozisyonunda. Kendi kurduğu yapım şirketi Han Medya Yapım aracılığıyla ilk dizisini çekmiş Sayışman. Dizinin yönetmenliğini Müge Uğurlar üstlenmiş. Senaryoyu ise Gülsev Karagöz, Makbule Kosif ve Görkem Tüzün birlikte kaleme almışlar.
Bir grup lise son sınıf öğrencisi, okul gezisi kapsamında başlarında bir refakatçi öğretmenle birlikte şehir dışında bir ormanlık alanda bulunan bir kamp merkezine doğru yola çıkıyorlar bir otobüsle. Yorgun ve uykusuz otobüs şoförünün direksiyonda uyuyakalması sonucu kaza yapacak söz konusu otobüs ve bu otobüsten sadece birkaç kız öğrenci sağ çıkacak. Aralarında husumet bulunan bu bir grup kız öğrenci ormanda bir başlarına ilkel bir hayatta kalma mücadelesinin içine girecekler.
Asiye karakterine Kuzey Yıldızı ve Ufak Tefek Cinayetler dizilerinden tanıdığımız Aslıhan Kapanşahin hayat veriyor. Asiye, fakir bir ailenin kızı. Çizim yapmaya ilgi duyuyor. Okulun popüler kızları tarafından sürekli olarak zorbalığa uğruyor. Bu kaza onun için yeni bir başlangıç olacak. Kaza alanında bulmuş olduğu orak onun için önemli bir güç simgesi haline gelecek.
Melis rolünde Kendi Düşen Ağlamaz dizisinden tanıdığımız Çağla Boz karşımıza çıkıyor. Okulun en güzel, en popüler kızı Melis. Zorbalık konusunda da epey motive durumda.
Nehir karakterine Bizim Hikaye, Güneşin Kızları ve Benim Adım Gültepe gibi dizilerden aşina olduğumuz Miray Akay hayat veriyor. Melis’in 2 yakın arkadaşından biri Nehir. Bu okula başka bir okuldan transfer olmuş. Eski okulunda zorbalığa uğrayan biriymiş. Yeni okulunda ise sıfırdan bir başlangıç yapıp zorbalar tarafında olmayı tercih etmiş.
Beste karakterini Kuruluş: Osman dizisinden anımsanabilecek Aslıhan Karalar canlandırıyor. Melis’in 2 yakın arkadaşından biri Beste. Nehir’in gelmesiyle birlikte Melis’in en yakın arkadaşı olma sıfatı biraz kaybolur gibi olmuş. Bu sebeple Nehir ile olan arkadaşlığının Melis ile olduğu kadar yakın olduğunu söylemek mümkün değil.
Yaren karakterinde Cansu Sabancı‘yı izliyoruz. Okulun çalışkan kızlarından Yaren. Kendi halinde takılan biri.
Defne karakterinde Sedef Çalışır karşımıza çıkıyor. Defne de kendi halinde biri. Ama Yaren’in aksine her şeye karşı fazlasıyla sessiz kalan biri.
Selim rolünde ise Ateş Kuşları dizisinden tanıdığımız Erdem Şanlı karşımıza çıkmakta. Selim, hem Melis’in hem de Nehir’in ilgi gösterdiği bir çocuk. Anladığımız kadarıyla Melis’in arkasından ona kıyasla daha fazla yol kat etmiş durumda bu konuda Nehir. Ölenler arasında da sağ kalanlar arasında da göremiyoruz Selim’i kaza alanında.
Mert Altınışık, söz konusu geziyi organize eden öğretmen konumundaki Nedim karakterine hayat veriyor. Gezide öğrencilere refakat edecek olan öğretmen de kendisiymiş aslında ama bencil davranıp o akşam kız arkadaşına edeceği evlenme teklifini bahane göstererek bu görevi başka bir öğretmen arkadaşına paslamış.
Kadroda ayrıca Burcu Binici, Burak Altay, Aylin Kabasakal ve Gamze Dar gibi tanıdık simalar bulunmakta.
Dizinin ilk 2 bölümünü izledim. Bölüm sürelerinin kısa oluşunun bir artı olduğu söylenebilir. Dışardan göründüğü kadar berbat çıkmadığını da söyleyebilirim. 3.1’lik IMDB puanından daha iyi durumda en azından şu an için. Oyunculuklar genel olarak vasatın altında elbette. Hikayede ve sunumda Uzak Doğu tarzı hissediliyor bu arada. Sezonun sonunu görür müyüm bilmiyorum ama sıkılana kadar izlemeye devam etmek niyetindeyim.
yorumlar
Başladığından beri haftada 2 bölüm şeklinde ilerliyorum. 8/13’teyim. Bu kafayla elbet bitecek.
* Ben bir ara IMDb’ye baktığımda 2.3’tü. Yazıda 3.2 diyor, şu anda 3.0. Oy sayısı 34.
* Uzun lafın kısasını baştan yazayım, iyi bir dizi olduğunu düşünmüyorum.
İlk iki bölümden sonra şöyle bir yorum yazmıştım. Ondan da alarak ilerleyeyim.
+ Öncelikle akran zorbalığı sevmem. Kazadan sonra işlerin tersine döneceğini bilmek için fazla dizi izlemeye gerek de yoktu ama olsun, yine de miktarı gereksizdi. Sonrası da ayrı olay da neyse.
+ Elimizde güncel örneklerden dizi olarak “Yellowjackets” var, film isteyene “Society of the Snow” var. Bu kime var? Cidden.
+ Bölüm sürelerinin 30 dk. civarı olması hoş. Sezonun 13 bölüm olmasına da dolayısıyla itiraz etmeyeyim. Ama hepsi birden yayınlanmasa da 2-3 bölüm şeklinde ilerlense daha iyi olabilirmiş diye düşündüm.
+ İlk iki bölüm kazanın olması, kalan sağlar bizimdir, ilk şok, geçmiş soslu birbirlerine girmeleri falan üzerineydi zaten. Devamı da düşük prodüksiyon bir uyarlama oluşu biraz göze batar cinstendi.
Bölümler boyu yavaş ilerliyorlar yalnız. Benzer kavgaların etrafında dönüyorlar ve süreler de kısa olduğu için o bölümden bu bölüme pek bir şey olmamış gibi geliyor bana. Bir filmle kotarabilecek hikâye 13 bölüme yayılmış misali.
Not: Öğretmen ilk başta müdüre yalan söyledikçe benim sinirlerim girildi. Geçiştir bari be adam. A-aa.
Öğretmenin sevgilisi dava/şikayet için velilerle görüşürken adamın teki “Bu işte para mı var lan?” diyerek beri dönüş yapınca göz devirdim. Çok dandikti orası.
Not 2: 8. bölümün sonunda olandan yaşasın kötülük misali bir tık zevk almış olabilirim.
*Burcu Binici’yi de görmüş olduk bu bölümde ilk kez.
*Sadece okulda yamulmamış bu Asiye’nin psikoloji. İyi bile dayanmış bu vakte kadar.
*
diyebilir miyiz? Hiçbir işe yaramıyordu zaten. Benim için hiçbir sıkıntı yok yani.
*Yalnız o değil de 2 bölümdür bir orağı alamadılar ya şunun elinden … Hayır, bir de emaneten duruyor elinde.
S01B05
Genel olarak bu berbat oyunculukları görmezden geleyim görmezden geleyim dedim ama daha fazla dayanamadım açıkçası. Aslıhan Kapanşahin, aralarında en kötüleri. Gözlerim kanıyor onu izlerken. Dinlerken ise kulaklarım daha fazla kanıyor. Aralarında daha az kötü olanı ise Aslıhan Karalar denebilir. Neyse, hikaye ilgi çekici bir şekilde akmaya devam edebilse yine de izlemeye devam edebilirdim belki ama orası da dip konumda. Bıraktım gitti.
BeYendim desem, yalan olacak. Cringe bulduğum çok fazla noktası vardı. Mantığı kenara koymasam izleyemezdim herhalde buraya kadar.
Tam “yerli kafada” bir iş olduğu düşüncem baki kaldı. Bizim ülkede böyle bir kaza olsa ötesi berisi, ailesi öğrencisi derken aynı bu çerçevede şeyler yaşanırdı, ona itirazım yok. Müzikleri de fena değildi. Duyguyu verdikleri de oldu.
Ama senaryosu, yeri geldi mi oyunculukları gözüme girdi. Çıktı, sonra bir daha girdi. Yetmedi, tekrar girdi. Neyse ki 30 dk. komşuluğundaydı bölümler. Kapanışı ise şaşırtmayan bir biçimdeydi. Şaşırmadım pek.
– 12’de zor bela yürüyerek arama ekibine ulaşan kişinin Asiye olduğunu gördük. 13’te helikopterler Asiye’yi tepede gördü, el salladı falan. Devamlılık hatası gibi bir şey olmadı o? Arayı çat diye kesip hastaneye geçtiler direkt.
– Beste’nin öldü sanılırken kurtulmasına fikren itiraz etmeyeyim hadi. Geldik finale. Olan öbür kıza oldu.
– Sonda Zeynep’in okula öğretmen olarak gelip “Zorbalık” konuşmaya başlamasına da hadi öyle olsun diyorum.
– Özgür ve müdür istifa kararı aldılar. Dede hayatta. Otobüs şirketinin sahibi bulunup tutuklandı. Asiye’nin annesi boşanma kararı aldı. Selim, yaptıklarını anlattı. Götürülürken babasının baba olduğunu hatırlamasına biraz güldüm, biraz göz devirdim, biraz da hoşuma gitti. Karışıktı.