Labyrinth — Tanıtım
14 yorum aytackara 26 Ocak 2013 14:10
Geçtiğimiz yılın sonuna doğru, mini dizi yayınlamaktan dayanılmaz bir zevk alan İngilizler, bizi yine ve yeni bir mini diziyle buluşturdular. Ülkenin sevilen ve bolca izlenen kanallarından Channel 4, karşımıza tarihi türe ait, 2 bölümden oluşan Labyrinth‘i getirdi. Ben de -geçerli nedenlerimin çokluğundan dolayı- izlediğim bu dizi için bir tanıtım yazısı karalayayım dedim. Eğer “Bu dizi nasıl bir şeydir?” derseniz, buyurun yazının devamına.
Labyrinth, İngiliz yazar Kate Mosse‘un 2005 yılında yazdığı, Türkçe’ye de çevrilmişliği bulunan aynı isimli kitabından uyarlama bir dizi. İngilizler, mini dizi bölümlerini uzun yapmakta zerre sakınca görmeyen bir millet olduklarından, bu dizi de sadece 2 bölümden oluştuğu için her bir bölüm 90 dakika civarı sürmekte. Bir de yazının başında söylemekte fayda var; dizinin bütün bölümlerinin Türkçe altyazıları da mevcut. Giriş kısmını çok da uzatmadan konuya geçecek olursak…
Dizi, genel bir tabirle bizlere, modern çağ ve Orta Çağ Fransa’sında yaşayan 2 kadını kendine merkez alarak Kutsal Kâse arayışı çerçevesinde yaşananları anlatıyor. Zaten, kitapta olduğu gibi dizinin sloganı da “3 Sır. 2 Kadın. 1 Kase.“
Yıllardan 2012…
Bir kazı çalışmasında gönüllü olarak yer alan Alice Tanner, çalışmalar sırasında keşfettiği bir mağaranın içinde 2 kişinin kemiklerini ve üzerinde labirent şekli olan bir yüzük bulur. Ne olursa bundan sonra olur ve Alice anlamlandıramadığı şeyler gördükten sonra bayılır. Onu bulduklarında ise yüzük ortada yoktur. Daha da güzeli, çevresindekiler zaten yüzükle açıkça ya da gizlice ilgilendiklerinden, onunla da ilgilenmeye başlamışlardır.
Hristiyanlığın belki de en önemli sembolü olan Kutsal Kase, yüz yıllardır gizemini koruyan bir nesne. Her daim kendisini takıntı yapan ve arayanlar olduğu gibi, günümüzde de Noublesso Tarikatı üyeleri Kase‘yi arayan bir grup. Alice de kendisine o mağarada neler olduğunu ve olayın arkasındakilerini araştırmaya başlayıp derinlere inince, hayatı allak bullak olur. Tabii “derinlere” kısmı mağaradan çıktıktan sonra yüzyıllar önce yaşamış bir kadınla ister istemez kendini bağlantılı hissetmesini de kapsamakta.
İki döneme de tanık olan Carcassonne’dan…
Yıllardan 1209…
Kathar’lara ait Carcassone kentindeki büyük bir kalenin içinde yaşayan, yeni evli Alais’in hayatı da Papa’nın Kathar halkını dinsiz kabul edip, Haçlı seferi başlatmaya karar vermesiyle karışıyor. Alais’in kocası ve babası şehrin önde gelen koruyucularından ve sözü geçenlerden. Tabii kız kardeşi de…
Haçlı Seferi’ne ramak kaldığı için harekete geçen, Kase’nin sırrına sahip bir grup insan, sırra ulaşmaya giden 3 kitabı güvence altına almak için harekete geçiyorlar. Tabii bunu bilen ve Haçlılar içinde yer alan bir grup da… Alais de biraz farkında olmadan biraz da mecburen bu mücadelenin içinde kendini buluveriyor. Dizide, iki tarafı savaşa götüren ve Kase’yi içeren sürecin içinde Alais’in ailesinin içindeki hesaplaşmaları da görüyoruz.
Not: İnanışa göre Kutsal Kase, insanın sonsuz ömre sahip olmasını sağlıyor.
Konu için ilk aşamada bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum. Yazıya dizinin sahip olduğu kadro ve karakterle devam edeyim. Yalnız, iki farklı dönem işlemenin etkisiyle geniş bir kadroya sahip olduğu için, dizide önemli olduğunu düşündüğüm karakterlere kısaca yer vereceğim.
Guilhem, Trencavel, Oriane ve Alais
Alice Tanner , Will, Audric Baillard
2012
Alice Tanner:
Mağarada kendisine neler olduğunu ve kendisini bağlantılı hissettiği kadını anlamaya çalışırken “yalnız” olmadığını fark edince kime güveneceğini şaşıran ve peşindekilerden aykırı olarak Kase ve diğer olmuşlarla ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak için çabalayan biri.
Karakteri The Hour ve Great Expectations‘ta da rol almış, kariyerinin başında diyebileceğimiz Vanessa Kirby canlandırıyor.
Marie-Cecile de l’Oradore:
Noublesso’nun başı olan ve Kase’yi bulmaya belki de herkesten daha fazla takmış bir kadın. Sahip olduğu geniş imkanlar ve gücü sayesinde yapabileceklerinin sınırı yok gibi.
Karakteri, kendi ülkesi İtalya’da oyunculuk yapan Claudia Gerini canlandırıyor.
Will:
Marie-Cecille’in erkek arkadaşı. 2. kitabını yazmak için onun evinde zaman geçiren Will, ister istemez kendini hikayenin içinde buluveriyor. Tabii, yolunun Alice ile de kesiştiğini söylemekte fayda var.
Karakteri, Gossip Girl izleyenlerin muhtemelen tanıyacağı, en son Political Animals‘ta karşımıza çıkan, çeşitli filmlerde de yer almışlığı olan Sebastian Stan canlandırıyor.
Audric Baillard:
Kase’ye giden yolda Noublesso gibi bir oluşuma engel olmaya çalışan, bu sırrın onların ya da başkasının eline geçmemesi için çaba gösteren birisi. Gözü Alice’te olan kişilerden biri de denilebilir.
Karakteri, Merlin izleyenlerin Ejderha‘nın sesi olarak bildiği, Harry Potter izleyenlerinde Mr. Ollivander olarak tanıdığı, emektar oyuncu John Hurt canlandırıyor.
1209
Alaïs Pelletier du Mas
Kocası yüzünden ailevi ve çevresel, babası yüzünden de Kase ile ilgili karmaşanın ortasında kalan Alais, “doğru” olanı yapmak için elinden gelenin fazlasını yapmak zorunda kalacağı türden olayların içine düşüyor…
Karakteri, özellikle Downton Abbey izleyenlerin yakından tanıdığı Jessica Brown Findlay canlandırıyor.
Guilhem du Mas
Şehri koruma görevinde önde gelenlerden biri olan Guilhem, yeni evlendiği eşine değer verse de bu değeri “gösterme” aşamasında yaptıkları nedeniyle, zaten karışık olan her şeyi daha da karıştıran dizi karakteri.
Karakteri, Threesome ya da The Paradise gibi çeşitli İngiliz dizilerinden tanınan Emun Elliott canlandırıyor.
Oriane Congost
Kase’yi içeren mücadelede denklemin içindeki kişilerden olan, Alais’in kardeşi Oriane, istediklerine ulaşmak için her şeyi yapabilecek ve kullanabilecek türden biri. Ailevi değerlerse, belki de onun için önemli olmayan tek şey.
Karakteri, Merlin izleyenlerin Morgana olarak gayet iyi tanıdığı Katie McGrath (profil yazısı) canlandırıyor.
Viscount Trencavel
Halkına ve topraklarına değer veren, başında olduğu Carcassonne‘u sayıca epey üstün Haçlılar’dan sorunsuz kurtarmak için yol arayan bir kont.
Karakteri, ilk görüşte tanıyamadığım, ikinci bakışta inanamadığımdan 3. kez yine baktığım, Harry Potter izleyenlerin kendisini çok iyi tanıdığı Tom Felton canlandırıyor.
Not: Kitabın yazarı Kate Mosse da dizide ufak bir rolle (2012 döneminde) izleyicinin karşısına çıkmakta.
Açıkçası ben bu diziye, oyuncu kadrosundaki tanıdığım ve hatrı sayılır oyuncuların varlığının da bolluğu yüzünden girişmiştim. Çünkü, bölümü 90 dakikadan oluşan, filmvari dizi bölümleriyle aram pek iyi değildir. Ama Labyrinth, ilk 30 dakikasında yaptığı karakter ve konu girişlerinden sonra açılarak devamını sorunsuz getirmemi sağladı.
Dizi, iki farklı dönemi bir arada ve birbiriyle bağlantılı işlemekte; konusu da dizinin finalinde tatmin edici bir şekilde kapanmakta. Yalnız, Hristiyanlık dinine ait değerlere karşı mesafeli olan, Kutsal Kase hikayesi ilgisini hiç çekmeyen belirli bir kitle için de sıkıcı gelebilir. Ama ilgi noktasının sadece Kutsal Kase olmaması ve iki kadının kişisel hayatlarına girmesiyle de kendisine çekebiliyor.
Son olarak, oyunculuklar da bir mini dizi ya da bu tür bir dizi için yerinde. Hatta öyle ki Katie McGrath’ın karakteri Oriane‘i izlerken neredeyse Merlin’deki Morgana‘yı izlemiş oluyorsunuz. Tek farkı, bu dizide büyü yok. Yalnız, Harry Potter’daki Draco Malfoy‘u izlemiş gibi olmuyorsunuz, onu baştan söyleyeyim. Zaten tipten de ne demek istediğim anlaşılmıştır.
Eğer hayatınıza bir mini dizi alacak durumdaysanız ve dizi bir yerinden ilginizi çektiyse kesinlikle tavsiye edebilirim. İzleyen ya da izleyeceklere iyi seyirler!
yorumlar
Konu tam benlik, en kısa sürede başlamak istiyordum zaten de, bu kadar iyi oyuncunun bir arada olduğundan habersizdim. Bir an önce izlemek gerek.
@aytackara Ellerine sağlık.
@aytackara: Ellerine sağlık…
Senin yazılarını genelde beğenerek okuyorum. Ama bu sefer sonunu bile getiremedim. Bunun sebebi de kuşkusuz diziye olan ilgisizliğim. Morgana‘mıza rağmen okuyamıyorsam var bir şey. Shane‘in posket yayınında “Aman bunu niye izleyelim ki” tarzında bir tutumu vardı ya, işte bu diziye karşı ben de öyle oldum.
İlgi meselesi tabi, beğenenlerin afiyetle izlemesini diliyorum…
@real tortoise Ben de ilk girdiğimde sadece Katie McGrath ve Tom Felton’dan haberdardım. Ama her açılan kapıdan tanıdık biri fırlamaya başlayınca işler güzelleşti tabii. Umarım izlediğinde seversin. Teşekkürler.
@alperen4700 Bu belki benden de olabilir. Lanetli gibi bir yazıydı. Bir türlü başlayamadım, başladığımda sanki ilham kaçmış gibiydi, bitmedi de bir türlü. Açıkçası yazdığımın nasıl olduğundan emin olduğum söylenemez. ++ Her dizi de ilgi çekmez haliyle. Normaldir yani! (::
Kısa olması ve oyuncuları sevmem dolayısıyla izleyeceğim, umarım yakın zamanda olur. Konu şimdilik farklı dönemleri birbirine bağlamasıyla falan ilgimi çekti. Tatmin edici sonlanıyor da dedin, ilgim arttı. Eline sağlık aytackara.
Ben de alperen4700 ile aynı moddayım. Daha girişteki afişine ve resimlerine bile bakınca işim şişti. Bu sefer “nasıl bir şeydir bu dizi?” demedim ve okumadan çıktım. ((:
Yine de ellerine sağlık tabii @aytackara. Eminim her zamanki gibi güzel bir tanıtım yazısı olmuştur. (:
sonradan ek: Anem! Draco Malfoy değil mi o? Ama yok yok, isterse Hermione olsun. İzlemiycem işte.
Açıkçası diziden hiç haberim yoktu. Geçtiğimiz haftalarda @aytackara bahsedince hemen edindim ama daha seyredemedim.Konusu ilgimi çekti,oyuncuları da. Kesinlikle bir ara seyredeceğim. Tanıtım için teşekkürler.
Konusu ve oyuncuları hayli ilgimi çekti, tam benlik duruyor. En kısa zamanda izleyeceğim.
Güzel tanıtm için ellerine sağlık @aytackara
@ozgun14 Hem Kâse’nin hem de bütün karakterlerin hikayesi ayrı ayrı bir yere varıyor. Umarım seversin, teşekkür ederim.
@rpdi Yazıda da dediğim gibi ben de kadro için girdim zaten. Durduk yere sanmıyorum gireceğimi açıkçası. The Young Doctor’s Notebook’ta gibi… Yine yazıda yazdığım gibi ilgisini çekemeyecek bir kesim olacaktı, buradan da siz çıktınız, başka dizilere artık!
Bu arada Tom’u gördüğünde bu tür tepki veren insanların olması süper bir şey. Ekrana giriyordum adamı ilk tanıdığımda!
@abidin77 Her ne vakit izlersen, mutlaka bir şeyler yaz lütfen. Çünkü hem Merlin’i hem de bunu izleyen birinin belli bir noktada düşüncesini merak ediyorum, ama ağır spoiler olacağı için da soramıyorum.
@unfortr Umarım beğenirsin izlediğinde. Teşekkür ederim.
The CW diziyi kendinde yayınlamak için haklarını almış
(Ayrıca habere göre kanal Supernatural S10’a çok sıcak bakıyormuş.)
O haberi gördükten sonra bu dizi bende yok muydu diye bilgisayarı aradım. Tabii ki varmış. İnsan şunu seyreder bir. 2 bölüm, Sherlock uzunluğunda, otur seyret işte.
Yukarıda da yazmışım üstelik. Geçen sene bu zamanlar edindiğimi amma çabuk unutmuşum. @aytackara’ya ayıp olmuş, yazdıklarımı ve yazdıklarını görünce
Son yorumlardan sonra da neredeyse 1 yıl geçmiş ya!
@abidin77 Az önce yazdığım cevaba baktım, neyden bahsettiğimi hala iyi hatırlıyorum, sorun değil. Sen olur da izlersen yine de karala bir şeyler.
@aytackara: Bu ay bitmeden izlemeye çalışacağım.
Dizi üzerine;
İyi bir dizi de diyemem kötü bir dizi de. İlk bölüm çok daha güzeldi ama 2. bölüme oranla, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. 2. bölümde epey sıkıldım, atlaya atlaya bitirdim. Hikaye kase, kitap muhabbetine fazlaca girdiği anlarda sıktı genel olarak. Katie McGrath, kötü karakterde dizinin en fazla parlayan isimdi. Vanessa Kirby’yi izlemesi de oldukça keyifliydi. Jessica Brown Findlay’yi izlemek her zaman büyük keyif zaten. Tom Felton’ı izlemek ise her zaman sıkıcı. Emun Elliott’ın ise o rolün altında ezildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Claudia Gerini ise iyilerden biriydi.