Le Bazar de la Charité (The Bonfire of Destiny) — Tanıtım
8 yorum pirate 02 Ocak 2020 08:28
Bugün bir Fransız dizisinin tanıtımıyla karşınızdayız: Le Bazar de la Charité
Le Bazar de la Charité, 11 Kasım 2019-9 Aralık 2019 tarihleri arasında Fransa kanalı TF1’da haftada 2 bölüm şeklinde yayınlanmış. 8 bölümden oluşan dönem dramasının hikayesi gerçek olaylardan esinlenilerek senaryolaştırılmış. Uluslararası yayın hakları Netflix tarafından satın alınan dizinin bölüm süreleri ise 47-56 dakika arasında değişmekte.
La Mante dizisinin yönetmeni Alexandre Laurent‘in yönetmen koltuğunda oturduğu dizinin senaryosunu Catherine Ramberg, Karin Spreuzkouski ve Yves Ramonet beraber kaleme almışlar. Yapımcılığını ise Iris Bucher üstlenmiş.
Sene 1897, yer Paris. Paris’in elit kesimi bir bağış toplama etkinliğinde bir araya gelmişlerdir. Etkinlik tüm hızıyla devam ederken bir yangın başlar ve dakikalar içerisinde üstü kapalı kermes alanı alevler içinde kalır. Trajik olay, yüzlerce ölü ve yaralı ile sonuçlanmıştır. Dikkat çekici nokta ise ölenlerin neredeyse tamamının kadın oluşudur.
İlk bölümün tamamı, yangına ve yangının öncesine ayrılmış durumda. 2. bölümden itibaren ise yangın sonrasında gelişen olaylara odaklanıyoruz. Yalanlar, oyunlar, arzular, hayal kırıklıkları, romantik çalkantılar… Tüm bunların orta yerinde hayatlarında önemli kararlar almak zorunda kalan 3 kadının hikayesini izleme fırsatı yakalıyoruz.
Söz konusu 3 kadından Adrienne de Lenverpré rolünde Safe dizisi dışında Intouchables isimli sinema filminden de hatırlanabilecek Audrey Fleurot‘u, Alice de Jeansin rolünde Camille Lou‘yu, Rose Rivière rolünde ise Julie De Bona‘yı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Adrienne, söz sahibi bir siyaset adamı olan kocası tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan ve boşanma isteği tehditlerle engellenen bir kadın. Kızını da yanına alıp Paris’ten uzaklaşmak istiyor ve yangın onun için umulmadık bir kaçış fırsatı yaratıyor.
Alice, varlıklı bir yaşam sürmüş olan ve yine varlıklı bir gençle nişanlı olan bir genç kadın. Fakat nişanlı olduğu gence aşık değil. Daha çok babasının ricasıyla süregelen bir ilişki içerisinde. Adrienne’in Alice’in teyzesi olduğu bilgisini de belirtmeden geçmeyelim.
Rose ise Alice’in ailesinin hizmetçisi konumunda. Kocası da Alice’in ailesi için çalışıyor. Çok sevdiği kocasıyla birlikte A.B.D.’ye yerleşmenin hayalini kuruyorlar ve 1 hafta sonrası için biletlerini almış olmanın tatlı heyecanı içerisindeler.
Antoine Duléry‘yi Alice’in babası Auguste, Florence Pernel‘i Alice’in annesi ve aynı zamanda Adrienne’in ablası olan Mathilde rolünde izliyoruz. Gilbert Melki, Adrienne’in kocası Marc-Antoine rolünde karşımıza çıkıyor. Aurélien Wiik, Rose’un kocası Jean karakterini canlandırıyor. Josiane Balasko, yangında kızı vefat eden, varlıklı ve hasta bir yaşlı kadın olan Madam Huchon karakterine hayat veriyor. Victor Meutelet, yangında Alice’in hayatını kurtaran fakir bir genç olan Victor Minville karakteriyle karşımıza çıkıyor. Théo Fernandez, Alice’in nişanlısı Julien de la Ferté karakterini canlandırıyor. François-David Cardonnel, Hugues Chaville isimli bir gazeteciye hayat veriyor. Rose de Kervenoaël‘i Adrienne’in küçük kızı Camille rolünde, Adrien Guionnet‘yi ise Madam Huchon’un minik torunu Thomas rolünde izliyoruz. Kadroda ayrıca Stéphane Guillon da bulunuyor.
Le Bazar de la Charité, genel hatlarıyla böyle bir dizi. Henüz ilk 4 bölümünü izlemiş biri olarak memnunum an itibarıyla diziden. 3 ana karakterimizin hikayesi de yeterince ilgi çekici durumda. Hem Audrey Fleurot’u hem de Camille Lou’yu izlemesi oldukça keyifli ayrıca. Dizinin yönetmeninin de iyi iş çıkardığını belirtmem gerek. Hafiften pembemsi dönem dramalarını seven bünyelerin şans verebileceği bir iş olmuş bana göre Le Bazar de la Charité. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Bu da dizinin fragmanı:
yorumlar
O adam diye geçinenlerin sinir bozuculuk katsayıları epey yüksekti.
S01E05
*
*Rose: That was hot!
S01E06
Sinirleri gerim gerim geren bir bölüm olmuş. Tanrı, insan yaşamı yarattığı esnada erkeğin dünyaya gelme oranını %50 değil de %10 olarak dizayn etseymiş keşke demeden geçemiyor insan çoğu zaman.
Rose’un tarafı iyice pembeleşmeye başladı. Son 2 bölümdür beni en çok çeken hikaye onun hikayesi açıkçası.
S01E07
3 ana karakterin de doğru kararlar aldıkları bir bölüm olmuş. Adrienne’inki biraz tartışılır gerçi.
Rose’un partide verdiği tepki hk.: Zekanın seksi geldiği anlardan birini yaşadık.
S01E08 (FİNAL)
Çok güzel bir bölümle kapatmış dükkanı. Herkes için makul birer son yazılmış, ucu da tamamen kapalı bitmiş.
3 ana karakteri de sevilesiydi dizinin. Sezonun ortalarında 1-2 bölümlüğüne hafiften düşer gibi olduğu anlar olsa da üçünün hikayesi de ayrı ayrı iyi aktı sezon boyunca. Kah sinirlendirdi, kah üzdü, kah sevindirdi dizi. Güzel bir serüven oldu cidden. Büyümüş de küçülmüş çocuk karakterleri de sevdirdiler kendilerini. 2 ana karaktere birden hayatı zehir etmeye yeten ana kötümüz Marc-Antoine de Lenverpré karakteri de gayet iyiydi. Auguste, Julien falan da iyi küfür yiyen karakterler arasındaydı.
Netflix, Fransız kanallarından transfer ettiği dizilerle gönlümü çalmaya devam ediyor. Le Chalet, La Forêt, La Mante, Mytho derken bu güzel ekibe Le Bazar de la Charité katılmış oldu şimdi de. Bu güzel transferlerin son sürat devam etmesi dileğiyle!
Ay Yapım projeyi ekrana uyarlamaya hazırlanıyor diyollağ.
Tavşan kaç tilki kovala dizisi gibi duruyor, tutar bu.
Haziran ayı gibi uyarlama haberi geldiğinde başladım. Haftalık düzende bitti 8 bölüm.
* Fransızlar iyi iş çıkarmış denebilir. Kısa bir mini dizi olmasının da katkısı var. Üç kadının hayatını da yer yer pembe dizilere yaraşır şekilde karıştırdılar. Dönem olması rahatsız etmedi, aksine bazı yerlerde hoşuma gitti. Baktığında Yeşilçam kötüsü bile mevcut sanırsın. Çoğu şeyin çözümü son bölüme kaldı ve pat pat bir anda döktüler ortalığa sanki.
İtiraz edebileceğim bir kapanış değil. Hatta böylesi daha makul. Teşekkürler, iyi günler.
* Bize gidebilecek bir hikayesi var ama nasılı biraz tartışılır. Dün birisi uyarlamanın dönem işi olmayabileceğini söyledi. Osmanlı döneminde seçimle meclise girme vs. diye düşünürsek ayarlaması zor durumlar olabilir.
Öte yandan günümüz olursa da DNA testi gibi durumlara mantıklı açıklamalar getirmeleri gerekecek. Bazı yenilir durumlar dönem olduğu için daha kolay gidiyor bu dizide. Cumhuriyet döneminde bir dönem hikayesi ve belediye başkanlığı seçimi daha makul sanki.
Neyse kendileri bilir.