Netflix’in Fransız yapımı yeni dizisi Les 7 vies de Léa (İngilizce adıyla: The Seven Lives of Lea), 28 Nisan 2022 tarihinde izleyiciyle buluştu.

Nataël Trapp‘in 2019 yılında yayımlanan aynı isimli romanından uyarlanan dizinin yaratıcısı . Yönetmenliğini Julien Despaux ve Émilie Noblet üstlenmiş. Eric Laroche ve Raphaël Rocher ise dizinin yapımcıları konumunda.

Fantastik drama, gençlik draması ve gizem türlerini harmanlayan dizi, 7 bölümden oluşmakta. Bölüm süreleri 41-52 dakika arasında değişmekte.

Léa (Raïka Hazanavicius) isimli, 17 yaşında bir genç kız var hikayemizin merkezinde. Mutsuzluğu ebeveynlerinden kendisine bulaşan, kalabalık içerisinde bile kendisini yalnız ve mutsuz hisseden bir genç kız Léa. Doğada süregelen bir parti sırasında bu duyguları yoğun bir şekilde hisseden Léa, bir avuç dolusu uyuşturucu alıp intihar etmeyi düşündüğü bir anda uzun zaman önce ölmüş bir insanın kemiklerini buluyor tesadüfen ve hayatı bir anda değişiyor.

Söz konusu kemikler, 1991 yılında ortadan kaybolan Ismael (Khalil Ben Gharbia) isimli Arap kökenli bir gence ait. Çok geçmeden Léa’nın ebeveynlerinin liseden yakın bir arkadaşları olduğunu öğreniyoruz Ismael’in. Birlikte bir müzik grupları var hatta.

14 Haziran 2021. Léa’nın Ismael’e ait kalıntıları bulduğu tarih bu. O günün sonunda uykuya dalan Léa, gözünü tam 30 sene öncesinde, 15 Haziran 1991 tarihinde açıyor. Fakat kendi bedeninde değil, Ismael’in bedeninde uyanıyor. O günü orada o bedenle tamamlayıp uykuya daldığında ise 15 Haziran 2021 tarihinde kendi bedeninde uyanıyor ve hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Léa’nın önümüzdeki bir haftalık süreci bu ikili formatta geçiyor. Her gün değişen şey ise 1991’de uyandığı bedenler.

*Marguerite Thiam, Léa’nın annesi Karine‘in 1991 yılındaki haline hayat veriyor.

*Le Bazar de la Charité dizisinden anımsanabilecek Théo Fernandez, Léa’nın babası Stéphane‘ın 1991 yılındaki halini canlandırıyor.

*Mélanie Doutey ve Samuel Benchetrit, Karine ve Stéphane’ın 2021 yılındaki hallerini canlandırıyorlar.

*Maïra Schmitt, Léa’nın 2021’deki yegane dostu ve yaşadığı bu fantastik tecrübeyi anlattığı tek kişi konumundaki Romane karakteriyle izliyoruz.

*Alexander Ferrario, 1991 yılında karşımıza çıkan ukala bir zengin çocuğu tiplemesi olan Pye karakterine hayat veriyor. Pye ve Ismael, karşılıklı olarak birbirlerinden haz etmiyorlar.

*Rebecca Williams, 1991 yılında lisenin havalı kızı olarak karşımıza çıkan Sandra karakterini canlandırıyor.

*Ad Vitam dizisinden anımsanabilecek Anne Azoulay, bizim üçlünün müzik grubuna konser ayarlayan, kasabada müzik ürünleri üzerine küçük bir dükkanı olan Patricia isimli özgür ruhlu bir kadına hayat veriyor.

Diziyi izleyip bitirdim. İlgiyi tetikte tutan bir hikayesi vardı. Olaylar ve karakterler arasındaki bağları iyi ördü. Akıcı ve sürükleyiciydi. Netflix’in yayın hakkını satın alarak yayınladığı Fransız yapımı dizilerden genel olarak memnun kalsam da şu ana kadarki Fransız yapımı orijinal dizilerini hiç ama hiç beğenmeyen benim gibi bir bünyeye kendini satabildi dizi. Bir şansı hak ettiğini düşünüyorum kesinlikle.

Ucu kapalı bitti. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler diliyorum.

Dizi için puanım: 8.3

https://www.youtube.com/watch?v=P_oKvArctoM&ab_channel=Shawflix