Lethal Weapon – Tanıtım
85 yorum pirate 06 Aralık 2016 09:43
FOX’un bu Sonbahar başlayan yeni draması Lethal Weapon’ın tanıtımına hoş geldiniz.
KÜNYE
Türü: Drama, Aksiyon, Suç, Polisiye, Komedi
Sezon – Bölüm Sayısı: Devam eden ilk sezon 18 bölümden oluşacak.
Onay Durumu: Henüz 2. sezon onayı almadı.
Süre: Pilot bölüm 46, diğer bölümler 43-44 dakika
Mutfaktakiler: Matthew Miller, Jennifer Gwartz, Dan Lin, McG, Andy Callahan
Yayınlandığı Kanal: FOX
Yayınlandığı Gün ve Saat: Perşembe – 20:00 (Empire Önü)
Resmi Site – Wikipedia – IMDB – Twitter – Facebook – Instagram
KONU
Dizimiz, ilki 1987 yılında gösterime giren ve 1989, 1992 ve 1998 yıllarında 3 adet devam filmi gelen, başrollerini Mel Gibson ve Danny Glover‘ın paylaştığı aynı isimli popüler film serisinin TV uyarlaması olma özelliği taşıyor.
Eski bir asker olan Teksaslı polis memuru Martin Riggs’in karısı ve doğmamış bebeğini kaybettikten sonra rahmetli eşinin memleketi Los Angeles’a taşınması ile hikayemiz başlar. Karısının ve çocuğunun ölümünü atlatamayan, yaşama yeniden tutunma ve yeni bir hayat kurma konusunda pek bir çaba harcamak gibi niyeti olmayan, kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı için ölüme ramak kala yaşamaktan çekinmeyen korkusuz dedektifimiz Martin Riggs, Los Angeles Polis Departmanı’ndaki görevine başladıktan sonra yaşam enerjisi yüksek, etrafına mutluluk saçan, eğlenceli ve esprili bir karaktere sahip orta yaşlı siyahi dedektifimiz Roger Murtaugh ile ortak yapılır.
Bir kalp krizi vakası atlatmış ve ameliyat olmuş olan, bundan sonra stres ve aşırı heyecandan mümkün mertebe uzak durması gereken Murtaugh’ın istirahat döneminin ardından göreve döndüğü ilk hafta bu çılgın adamla partner olması kalbi için iyi olmasa da dedektiflik kariyeri için heyecan verici bir hale gelmiştir. Birbirinden zorlu davalar ve eğlenceli hikayeler bu çiçeği burnunda ikilimizi beklemekte, koltuğumuza kurulup izlemek ise bize düşmektedir.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Martin Riggs (Clayne Crawford):
Konu kısmında kendisinden kısaca söz etiğimiz karakterimizin en önemli özelliği, ölüp karısı ve çocuğuna kavuşmak istemesi. Ama nedendir bilinmez bu sorunu intihar ederek çözmek istemiyor. Bu sebeple görevler sırasında birbirinden çılgın kararlar alıp ölüme meydan okuyor. Şansı yaver gidip Azrail ile karşılaşmadığı sürece işini yapıp suçluları yakalamış oluyor, olur da ölüm vakti gelmişse de canına minnet!
Korkusuz, çılgın, esprili, kendini insanlardan soyutlamaya çalışan, başına buyruk ve pasaklı biri olarak tarif edilebilecek Martin Riggs karakterine Rectify dizisinden tanıdığımız Clayne Crawford hayat veriyor.
Roger Murtaugh (Damon Wayans):
Konu kısmında kendisinden kısaca söz ettiğimiz karakterimiz, mutlu bir evliliğe ve 3 çocuğa sahip mutlu bir aile babası. Bunca yıllık polislik kariyerinde Riggs ile ortak olduğu süreçteki kadar aksiyon, heyecan ve görev tatmini yaşamamış olması dolayısıyla, ehlileştirilmemiş özelliklerinden ötürü Riggs’e epey bir sinirlense de aslında içten içe halinden memnun.
Çabuk gaza gelen, esprili, gözü pek bir dedektif olsa da eşinden eğlenceli bir şekilde hafiften tırsan Roger Murtaugh karakterine My Wife And Kids dizisinden tanıdığımız Damon Wayans hayat veriyor.
Trish Murtaugh (Keesha Sharp):
Roger’ın destekleyici, güler yüzlü, sempatik, eğlenceli, seksi, avukatlık yapan, biricik eşi Trish rolünde Are We There Yet? ve American Crime Story dizilerinden hatırlanabilecek Keesha Sharp’ı izliyoruz.
Brooks Avery (Kevin Rahm):
Los Angeles Polis Departmanı’nın başındaki kişi. Riggs ve Murtaugh’ın suçluları yakalama şekilleri, yakalarken verdikleri hasarlar ve başlarına buyrukluklarından memnun olmasa da suçluları yakalıyor olmalarından memnun.
İyi niyetli ve anlayışlı bir amir olarak nitelendirebileceğimiz Brooks Avery karakterine Desperate Housewives, Mad Men ve Judging Amy dizilerinden aşina olduğumuz Kevin Rahm hayat veriyor.
Maureen Cahill (Jordana Brewster):
Los Angeles Polis Departmanı’nda çalışan kadrolu psikolog. Komiser Avery, Riggs’i olabildiğince kontrol altında tutmak ve ehlileşmesine katkıda bulunması amacıyla onu görevlendiriyor. Riggs belirli aralıklarla gelip onunla konuşmakla mükellef.
İlgili, anlayışlı, sempatik bir psikolog olan Maureen Cahill karakterine The Fast and the Furious film serisi ve Dallas dizisinden aşina olduğumuz Jordana Brewster hayat veriyor.
Riana Murtaugh (Chandler Kinney):
Roger ve Trish’in en büyük çocukları Riana rolünde Chandler Kinney karşımıza çıkıyor.
Roger Murtaugh Jr. (Dante Brown):
Roger’ın hık demiş burnundan düşmüş özelliklere sahip oğlu Roger Murtaugh Jr. karakterinde Mr. Robinson dizisinden tanıdığımız Dante Brown’ı izliyoruz.
Cruz (Richard Cabral):
Riggs-Murtaugh ikilisine daha çok davanın çözülmesine yardımcı olabilecek bağlantılar bulma konusunda yardımcı olan polis memurumuz. Sert bir görünüş ve mizaca sahip olan Cruz karakterine American Crime dizisinden tanıyabileceğiniz Richard Cabral hayat veriyor.
Sonya Bailey (Michelle Mitchenor):
Daha çok teknik konularda olmak üzere Riggs-Murtaugh ikilisine davaları çözmesinde yardımcı olan seksi polis memurumuz. Riggs-Murtaugh ikilisinin çoğu zaman ona asistan muamelesi çekmesi onu kızdırıyor.
Scorsese (Johnathan Fernandez):
Merkezde görev yapan adli tıp görevlisi.
Miranda Riggs (Floriana Lima):
Riggs’in rahmetli eşi Miranda rolünde Supergirl ve The Family dizilerinden tanıdığımız Floriana Lima’yı izliyoruz ara ara flashback (geriye dönüş) sahnelerinde.
Hali hazırda 8 bölümü yayınlanan diziye şu ana kadar konuk olan bazı isimler ise şunlar: Hilarie Burton, Tony Plana, Ted Levine, Michael Raymond-James, Kristoffer Polaha, Jason Derulo, Elizabeth McLaughlin, Ellen Hollman, Tanc Sade, Gino Anthony Pesi.
YAZARIN NOTU
Lethal Weapon benim için bu sonbahar döneminin en başarılı yeni dizisi olmayı başardı. Ayrıca Lucifer ile beraber Sonbahar döneminin en formda iki ulusal dizisinden biri bana göre. Her bölümü ile belirli bir kalite standardını yakalamış durumda. Sonbaharı güzelleştiren FOX’a ve emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim bu sebeple.
Film serisinin pek fanı olmayan benim gibi bir bünyeyi hem oyuncu kadrosu, hem karakterler, hem aksiyon, hem de komedi olarak doyurduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Hali hazırda TV’de bu seviye başarılı bir aksiyon komedi olmaması da diziyi rakipsiz kılıyor benim gözümde.
Başrolünden yardımcı rolüne, hatta konuk oyuncularına kadar tüm kadrosunu seviyorum bu dizinin. Bir tek Scorsese’ye ısınamadım henüz ama o da minnacık sahnelerinde pek batmıyor sonuçta gözüme. Jordana Brewster‘ın sahnelerinin artırılması ve tek bölümde diziye konuk olan Hilarie Burton‘ın bir sürpriz yapılıp ilerleyen dönemde kadrolu oyuncu haline getirilmesi en büyük 2 temennim kadro konusunda.
Karakterler o kadar eğlenceli yazılmış ki çoğu komediyim diye gezinen diziden daha fazla güldürüp eğlendiriyor bu dizi beni. Hikayeyi bırakıp sırf karakterler arası diyaloglar için bile takip edilir kesinlikle bu dizi.
TV’nin en sempatik, en mutlu evli çifti diye tarif edebileceğim Murtaugh çiftini izlemek de ayrı bir keyif bu arada.
Aksiyon konusunda da oldukça doyurucu ve göz doldurucu olduğunu ve zaman zaman cidden paraya kıyıp ekranları şenlendirdiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Reyting bazında değerlendirdiğimizde de oldukça iyi iş çıkardığını, FOX’un Empire‘ın ardından en başarılı dizisi olduğunu söylemek gerek. Onay almama gibi bir derdi olmayacağını söyleyebilirim bu sebeple.
İlk 8 bölümün reytingleri sırasıyla şu şekilde bu arada: 2.20, 1.99, 1.71, 1.91, 1.70, 1.81, 1.69 ve 1.60.
Dizinin reytinglerini Empire’ın önünde yayınlanıyor olmasının getirdiği desteğin fazla etkilemediğini, kendine has bir izleyici kitlesi oluşturduğunu da belirtmek gerek. Empire’ın yayınlanmadığı haftada da 1.70 reyting elde etmesi bunun kanıtı zaten. 2. sezonda başka bir güne geçse bile bu sezon Rosewood‘un yaşadığı ekstrem düşüşü yaşayacağına inanmıyorum.
Daha fazla övüp de yazıyı gereksiz yere uzatmadan bitireyim burada ben. İzleyecek olanlara iyi seyirler!
yorumlar
güzel tanıtım için teşekkürler..tanıtım yazısı fikrimi değiştirdi, önyargılıydım dizi için ama şimdi izleyeceğim
@donjuan Teşekkürler, umarım beğenirsin.
Dizi ile ilgili şu yazının altına bıraktığım bölüm yorumlarımı da buraya taşıyayım ben.
Lethal Weapon S01E01
10 numara 5 yıldız bir açılış bölümü olmuş.
Daha dizi başlamadan da sıkça belirttiğim üzere kast seçimleri 10 numara. Başta Clayne Crawford ve Damon Wayans olmak üzere herkes çok yakışmış rollerine.
45 dakika su gibi aktı geçti izlerken. Karakterler son derece eğlenceli yazılmış. Baya baya eğlendim, bolca kahkaha attım, 1-2 yerde de duygulandım bölümü izlerken. Aksiyon sahnelerinden de son derece memnunum. Bu faktörler bu seviye tatmin edici olunca işin polisiye dava kısmı da arada kaynayıp gidiyor zaten.
2. bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.
Bölüm için puanım: 8.5
Bu arada bölümde Floriana Lima’yı görmeyi hiç mi hiç beklemiyordum. Çok güzel bir sürpriz oldu. Ara ara flashback sahneleri ile tekrar görebilirsek sezon içinde çok daha güzel olur tabi.
Eğlenceli karakterlerle bezeli eğlenceli bir polisiye olması dolayısıyla iZombie ve Lucifer sevenler denesin mutlaka derim ben.
Lethal Weapon S01E02
Yine mükemmel geçen bir 43 dakika oldu. Bu bölüm de süper çıkınca aşkım iyice körüklenmeye başladı bu diziye karşı.
Bölüm için puanım: 8.5
Sayın McG kardeş sen kimsen neciysen ellerinden öpüyorum valla. Çok iyi iş çıkarıyor gerçekten 2 bölümdür yönetmen koltuğunda. Ayrıca bu diziye bu kadar bütçe ayrılmasında emeği geçen herkese de teşekkürü bir borç biliyorum. O kadar kovalamaca sahnesi, patlama sahnesi falan bunlar ciddi bütçe gerektirir kesinlikle. Bu sahnelerin altından da alınlarının akıyla kalkıyorlar şu ana kadar. Bu bölümdeki çatıdan apartmana uçma sahnesi olsun, malum motorsiklet sahnesi olsun gayet şık hareketler bunlar. Aksiyonun hakkını veriyorlar kesinlikle. Bunu da eğlenceli bir şekilde yapıyorlar. Başrol ikilimize yazılan replikler şahane, o ikisinin oyunculukları şahane, polisiye hikayesi de arada bahane!
Damon Wayans’ı geçen bölümden sonra yeterince övmedim ama adam yardırıyor valla. Adam, oğlundan çok daha sempatik biri çıktı yahu! Bir de bu Roger-Trish çiftine hastayım. Uzun zamandır bunlar kadar yakışan, bunlar kadar sevimli, bunlar kadar evlilikten soğutmamayı başaran başka bir evli çift görmedim dizilerde. Hayranlıkla izliyorum bu ikisini gerçekten.
Roger, adamımsın!
Trish, tek kelimeyle mükemmelsin!
Yemek masası muhabbetleri, efsane geçiyor bu arada.
Martin ve Maureen arasında da iyi bir dinamiğin temelleri atılmış oldu bu bölüm. Süper sahneler çıkacak bu seanslardan.
Jason Derulo’nun sahnesi de minnacıkmış ya be! Olsun, onu görmek güzeldi yine de.
Kapanışta da klasik NCIS tarzı polisiyelerin açılış sahnelerine gönderme niteliğindeki ilk sahneye şapkamı çıkarıp gevezeliğime son veriyorum.
Lethal Weapon S01E03
Hem aksiyon, hem de komedi olarak tatmin edicilikten uzaktı. İlk 2 bölümün çok altında kaldı.
Bölüm için puanım: 7.5
*Roger-Trish çifti yine çok tatlıydı.
*Sandviç sahnesi eğlenceliydi.
*TV’nin en seksi kadın karakterlerinden biri olan Spartacus’ün Saxa’sı Ellen Hollman‘ı görmek güzeldi.
Lethal Weapon S01E04
3. bölümde kahkaha ve aksiyona biraz ara vermiştik, bu bölümde o arayı başarılı bir şekilde kapattık tekrar. Normal sahnelerin zaten hastasıyım ama bu bölümdeki suç hikayesini de sevdiğimi söylemeliyim.
Bölüm için puanım: 8.5
*Sondaki gün batımı-bıyık muhabbeti ile koparttılar beni. 2 dakka ciddi duramıyorlar ya! Ki duramasınlar zaten, ben de bunu seviyorum.
*Belki pek fazla görmüyoruz ama Jordana Brewster’ı dizide görmeyi çok seviyorum.
*Yeni elemanın gelişiyle Bailey de ön plana çıkmayı başardı bu bölüm. Eğlenceliydi onun kıskançlıklarını izlemesi.
*Berberdeki açılış sahnesi de süperdi bu arada.
*Hulk’u yakalama sahneleri zaten efsaneydi.
*Murtaugh’ın oğluyla biraz vakit geçirmek ve onu tanıma fırsatı yakalamak da iyi oldu. İlerde kızını tanıma fırsatı yakalayacağımız bir bölüm de izleriz inşallah.
Lethal Weapon S01E05
Yine çok güzel bir bölümdü. Polisiye hikayesi de yine iyiydi. Game of Silence’tan adamım Michael Raymond-James’ı izleme fırsatı yakalamak da keyifliydi. Umarım bu konukluğu tek bölümde kalmaz. Tekrar izlemek isterim Chad Jackson karakterini kesinlikle.
Aksiyon komedinin hakkını vermeye tam gaz devam ediyor dizi. Emeği geçen herkesin tekrardan eline sağlık.
Bölüm için puanım: 8.5
Lethal Weapon S01E06
2 haftalık aradan sonra yine çok güzel bir bölümle dönmüş.
Hikayesi de komedisi de yine çok lezzetliydi. Malum aksiyon sahnesini de çok şık sergilemişler her zamanki gibi.
Bölüm için puanım: 8.5
Elizabeth McLaughlin de büyük renk kattı bu arada bölüme. Bütün bölüm ‘Ben bu hatunu bir yerde izledim ama nerede?’ diye düşündüm durdum. Betrayal’de izlemişim. Geçtiğimiz 3 sene içerisinde büyümüş, daha da güzelleşmiş valla.
En yakın zamanda başka dizilerde tekrar izleme fırsatı yakalarım umarım kendisini.
Lethal Weapon S01E07
Yine çok güzel bir bölümdü.
Hilarie Burton konuk olup çok büyük renk kattı bölüme. Karakteri Karen Palmer ile Riggs arasındaki dinamiği izlemek çok keyifliydi. İkili arasındaki uyumun tadı damağımda kaldı valla. Umarım sezonun ilerleyen bölümlerinde en azından 1 bölüme daha konuk olur bizim kız.
Bölüm için puanım: 8.5
Lethal Weapon S01E08
Yine çok güzel bir bölümdü.
Dizi ciddi seviyede bir kalite standardına sahip. Her bölümü çok başarılı ve performansında dalgalanmalar yaşamıyor. Her bölümü 8.5 puan ayarında yol almaya devam ediyor.
Ulusal kanal dörtlüsünden diğer üçünün (ABC, CBS, NBC) sapır sapır döküldüğü bu dönemde tam 5 dramasını (Lethal Weapon, Pitch, Empire, Luicfer, Gotham) izlediğim FOX’un bu beşliden üçüyle (Lucifer, Lethal Weapon, Pitch) bu sonbahara damga vurduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. (Diğer üç kanaldan izlediğim tek bir drama yok!) İyi ki varsın FOX!
Bölüme dönecek olursam;
*Çocuk oyuncu seçimi çok başarılıydı. Çocuğun Riggs ile uyumu çok iyiydi. Riggs’ten çok iyi bir baba olabileceğini izlemek çok keyifliydi gerçekten.
*Roger’ın motorsiklet hikayesini izlemek çok eğlenceliydi. Harika bir adam bu Roger ya! Ve yukarılarda da söylediğim gibi TV’nin en sempatik, en hayranlık duyulası çifti; Roger-Trish çifti!
Beklentimin çok üstünde çıkan bir dizi kesinlikle tavsiye.
S01E09
Dizinin genel eğlenceli yapısına ters bir bölümdü. Bölüm cinayet hikayesi sarmadı, draması sıktı. Murtaughların minik Noel hikayesi dışında ‘Püfff! ‘ çektirdi. Sezonun açık ara en kötü bölümüydü.
Bölüm için puanım: 6.5
S01E10
Güzeldi. Komedi dozu biraz düşük kalmıştı ki son 4-5 dakikada güzel tebessümler kondurmayı başardı yine. Son 5 dakikadaki Roger-Cho sahnesi süperdi.
Bu dizinin cast sorumlusunu bizzat görüp tebrik etmek isterdim açıkçası. Ana kadro zaten çok iyi kurulmuş durumda da konuk oyuncu olarak getirdikleri isimlerden de sürekli memnun kalmam ve bu kategoride de sevdiğim isimleri izleme fırsatı yakalamam da ayrı bir artı dizi için benim açımdan. Bu bölüm de sevdiğim 3 aktris konuk oldu diziye: Parenthood’dan Lyndon Smith, The Secret Circle’dan Jessica Parker Kennedy ve StartUp’tan Jocelin Donahue. Jocelin Donahue ve Lyndon Smith’in diziye bir ara konuk olacağını duymuştum ama Jessica Parker Kennedy sürpriz oldu özellikle. En çok Lyndon Smith’i özlemişim yalan yok. Jocelin Donahue’nin sahnesi ise çok minikti, yetmedi valla.
Bir de gözlük çok yakışmış cidden Jordana Brewster’a valla!
Bölüm için puanım: 7.8
Thomas Lennon (The Odd Couple), film serisinin 2. filminde Joe Pesci tarafından canlandırılan Leo Getz rolüyle arz-ı endam edecekmiş.
S01E11
Bölüm konusunu pek Lethal Weapon’a yakıştıramadım açıkçası. Bırakın bu tarz konuları sıradan, içi geçmiş polisiyeler işlesin aga! Bunun dışında komedi dozu çok düşük kaldı yine. Haliyle pek sevilesi bir bölüm olmadı benim açımdan. Sezonun en kötü bölümüydü diyebilirim.
Bölüm için puanım: 7.0
Malcolm-Jamal Warner, her ne kadar çok sert mizaçlı bir karaktere hayat vermiş ve bunda gayet başarılı olmuş olsa da ona bakınca The Cosby Show’daki sevimli çocuğu görüp kıkırdayıp o ciddiyeti bozmasını bekledim açıkçası bütün bölüm. Kızamadım ve bu halini pek kale alamadım açıkçası. Genelde böyle durumlarda önceki karakter bu karaktere bakış açımı bu derece etkilemez ama bu niye böyle oldu anlamlandıramadım açıkçası. Misal yine The Cosby Show’dan örnek verecek olursam; Phylicia Rashad’ı Empire’da izlediğimde The Cosby Show’daki o tatlı, sempatik kadını değil gıcık, kılçık bir moruk görüyorum olması gerektiği gibi.
Güzel bölümdü.
Çok çok güzel bir bölümdü ama yaaa! İki buçuk aydır falan bu ayarda bölüm yapmamıştı bu dizi. Çok çok iyi geldi bu bölüm cidden.
*Riggs ve Cahill’in seanslarına hastayım. Ve bu seansları sonlandıracak olmak koyardı cidden. O yüzden Riggs’in o sondaki tatlı girişimi de ayrı bir duygulandırdı valla.
*Murtaughların aile hikayesinden Tazmanya Canavarı’na, çömez Bailey girişiminden kamyon sahnesine, gözetleme sahnelerinden yemek sahnesine olmak üzere tüm ara sahneleri izlemesi de inanılmaz keyifliydi.
İyi ki bu dizi var ve iyi ki bu diziyi izliyorum.
Dizinin en iyi bölümü oldu muhtemelen.
Bölüm için puanım: 9.2
S01E15
Karakterler arası dinamikleri izlemesi açısından keyifli bir bölümdü ama bölüm davası fason ötesiydi cidden. Sırf Hilarie Burton’ı döndürmek için boş beleş bir hikaye yaratmışlar. Yanlış anlaşılmasın Hilarie Burton döndüğü için son derece mutluyum. S01E07’den beri beklediğim bir şeydi zaten dönmesi. Ki Palmer ve Riggs arasında oldukça eğlenceli sahneler izledik bu bölüm yine. Ama keşke daha iyi bir bölümle dönseymiş demeden geçemedim açıkçası.
Thomas Lennon da kendi çapında renk kattı diyebilirim bölüme. Ama onun olayı konukluk olarak kalsın mümkünse. Her bölüm çekilecek bir karakter değil sonuçta.
Bölüm için puanım: 7.5
S01E17
Hikaye olarak öyle aman aman bir bölüm değildi ama konuk oyuncu kontenjanındaki Daniella Alonso, Matt Passmore ve Hilarie Burton gibi isimlerin katkılarıyla izlemekten keyif aldım yine. Satisfaction bittiğinden beri çok özlediğim Matt Passmore’u tekrar görecek olmak da sevindirici ayrıca.
Bölüm için puanım: 7.7
hilarie nin durumu ne ekran süresi tatmin edici mi yoksa white collar düzeyinde mi?
@ozgun14 3 bölümde yer aldı şu ana kadar. Ve bu bölümlerin hepsinde başrol ikili kadar süre aldı neredeyse.
hadi ya olur da ikinci sezonda kadrolu falan olursa ben bunu listeme alırım.
S01E18 (Sezon Finali)
Çok ucuz bir sezon finali olmuş. Böylesine sevdiğim bir sezonu bu derece ucuz sahnelerle dolu bir bölümle kapatmak büyük hayal kırıklığı oldu açıkçası. Sezon arasına giriş bölümü de çok kötüydü bu dizinin. Çoğu şeyi iyi yapsa da kapanışları iyi yapamadığı aşikar.
Eğlencelik hareketli bir yaz dizisi arayanlara tavsiye ederim. Güzel gidiyor çıtır çıtır. (kışın 2 bölüm izleyip yaza atmıştım; kendimi kutluyorum bu kararımdan ötürü)
Michelle Hurd (Blindspot, The Glades), tekrar eden bir rolle 2. sezon kadrosuna katılmış.
Andrew Creer (Barracuda, Tomorrow, When the War Began), tekrar eden bir rolle 2. sezon kadrosuna katıldı.
S2 Postercik
S2 Kast Foto
Malum şeylere erkenden şey edenlerden olmuş.
S02E01
Tırt bir bölümle dönmüş.
S02E02
Özlediğim Lethal Weapon bu! Güzel bölüm olmuş. Hilarie Burton’ın olduğu bir bölümün güzel olmaması düşük bir ihtimal zaten. Seviyorum bu ikisinin cilveleşmelerini. Beraber çok tatlılar. Eğlenceyi de yeniden hissettiğimiz bir bölüm oldu. Roger’ın parmak muhabbeti, Jr.’ın üniversiteye başlayışı ve Riggs’in ‘Normalim!’ nidalarından oldukça keyifli sahneler çıktı. Michelle Hurd takviyesi fena olmamış gibi duruyor. Konuk oyuncu olarak yaşlanmayan lolita Brooke Nevin’i görmek de güzel oldu ayrıca.
Gitme kal diyemedim!
Arka plana vermek istedim bu şarkıyı son sahnede.
Finali gözlerimi hafiften doldursa da genel olarak çok eğlenceli bir bölüm olmuş yine. Gülüp eğlenirken nasıl bittiğini anlayamadım bölümün. Bölümlük suç hikayesi de oldukça ilgi çekiciydi bu arada, hakkını vermeden geçmeyeyim. JoJo da cidden büyük renk katmış bölüme.
Ve ekranların en (belki de tek) gıptayla baktığım evli çifti Roger ve Trish’e selam olsun. Harikalardı yine. Canlarım benim ya!
S02E04
Son 2 bölümden daha kötüydü. Ama bölüm oyuncuları Monica Barbaro ve Adrian Pasdar’ı izlemesi keyifliydi. Barbaro’yu epey özlemişim valla. UnREAL’den de çok sevdiğim Barbaro izlediğim ya da izleyeceğim bir dizide kadrolu bir rol bulur tez vakitte inşallah.
S02E05
Bölümlük cinayet hikayesi çoooook sıkıcıydı. Thomas Lennon ve karakteri Leo Getz de baydı. Ana karakter bazlı sahneler keyifliydi ama yine. Riggs’in çocukluğuna daha derinlemesine ineceğimiz bir bölüm iyi olabilir bu arada.
S02E06
Fena değildi. Riggs’in çocukluğundan bir kesit daha izlemiş olduk. Roger’ın ‘Suçlu kim?’ turlarını izlemesi de keyifliydi. The Vampire Diaries’ten sevdiğim Kristen Gutoskie’yi görmek ise en güzel yanı oldu bölümün. Çok özlemişim valla.
Bu dizinin hep sevdiğim isimleri konuk ediyor oluşuna ayrı bir hastayım.
S02E07
Kötüydü bu bölüm. Bölümlük cinayet hikayesinin zerre ilgi çekiciliği yoktu. Riggs’in rüya hikayesi de pek sarmadı. Roger’ın kıskançlık hikayesi de biraz vasat kaldı. En sevdiğim sahneler B Takımı’nın sahneleri oldu bu bölüm.
S02E08
Çok güzel bölüm olmuş be!
*Bölüm cinayet hikayesi iyi aktı. Paul Ben-Victor ve The 100’den Michael Beach gibi tanıdık simaları görmek güzeldi. Diğer 2 konuk Todd Grinnell ve Kristanna Loken’i izlemesi de oldukça keyifliydi.
*Murtaugh ve ailesinin hikayesi epey eğlenceliydi. Her sahnesinden büyük keyif aldım. İyi ki varsın Roger!
*Riggs ve Molly hikayesini izlemesi de çok keyifliydi. Kristen Gutoskie kalsın sezon boyunca ortalıklarda. Hilarie Burton’ın boşluğunu iyi doldurdu valla.
*Scorsese’in senaryo hikayesi de fena değildi.
Bölüm için puanım: 9.0
ilk 3 bölüm itibarıyla hiç benlik değil ama malum nedenden devam edeceğim mecburen. ikinci sınıf aksiyon filmlerine komedi sosu kat al sana bu dizi. white collar’ın olmamışı gibi.
ilk 3 bölüm sonrası silecekken bari hilarieciğimi göreyim de boşa gitmesin 2 saat diyerek art arda izlediğim 1×07-1×15-1×17-2×02-2×03 ile izlemesi keyifli geldi. bundan böyle takip edip hilarieli bölümlerden devam edeceğim. düşünün nasıl bir diziyse kafada küçücük soru işareti bırakmıyor. formüllünün bu kadarı. gerçi 2×03 ile karen’ı bir daha göremeyecekmişiz gibi hissettim. zaten hilarie de hamile o yüzden uzun bir süre ekranlara konuk olarak bile döneceğini sanmıyorum. o gelene kadar dizi de ya iptal olur ya da uzun yokluğunda bizimkini doktora yaparlar.
bu yüzden sanırım benden bu kadar bu diziye. ama karakterleri sempatik ve izlemesi keyifliydi. bu tarz dizilerde bir hilarie ye gerek var maalesef ve hayır doktor o boşluğu dolduramıyor.
@ozgun14: O nasıl bir izleme stilidir
fazlası kurtarmazdı valla