Bildiğiniz tüm polisiyeleri unutun! (çüş)
Memleketimin yabancı dizi severleri arasında ismini ve methini çok az duyduğum, dolayısıyla yılda bir gözüme çarpsa da pek oralı olmadığım bir İngiliz polisiyesini, Line of Duty‘i sizlere tanıtmak ve nedir ne değildir diye şöyle etraflıca bir anlatmak niyetiyle bugün buradayım.

Öncelikle bu müthiş dizinin mimarı Jed Mercurio’nun lafını burada geçirmek isterim. 2018 çıkışlı Bodyguard dizisinin de yaratıcısı olup, genelde ilgiyle takip edilen işlere imza atmış birisi.


DS Arnott – Superintendent Hastings – DC Fleming

“Catching criminals is tough… but catching coppers? God give me strength!”

(Suçluları yakalamak zaten zorken bir de polisleri yakalamak… Tanrım bana güç ver!)

Emniyet Amiri Hastings’ten alıntıladığım bu cümle, dizinin çok kısa ve çok doğru bir özeti. Line of Duty; yozlaşmış polislerin peşinde olan, kanıtları masaya vura vura polislerin foyalarını ortaya çıkartan AC-12 (Anti-Corruption/Yolsuzlukla Mücadele) isimli polis biriminin hikayesini anlatan, olağanüstü gerçekçi ve bir o kadar da sarsıcı bir suç draması. Oyunculuklar, karakterlerin gitgelli halleri, kanıt arama-bulma aşamaları ve çok daha fazlası, işin bütün pisliği ve dağınıklığıyla (kimi zaman da özeniyle) seyirciye anlatılıyor ve ağızda muhteşem bir tat bırakıyor; üstelik istisnasız her bölümünde.


Nige – Steve – Tony – Dot

5 sezonluk yayın hayatı şöyle:

1’inci sezon: 5 bölüm – BBC Two (2012)

2’nci sezon: 6 bölüm – BBC Two (2014)
3’üncü sezon: 6 bölüm – BBC Two (2016)
4’üncü sezon: 6 bölüm – BBC One (2017)
5’inci sezon: 6 bölüm – BBC One (2019)

 

NOT: 2020 Şubatta başlanan 6’ncı sezon çekimleri, dünya çapında ortaya çıkan salgının Birleşik Krallık’taki etkilerinden ötürü Mart ayında belirsiz bir süreliğine ertelendi. Yayın tarihi bilinmiyor.


KARAKTERLER

 

BABACAN

Emniyet Amiri Ted Hastings (Adrian Dunbar):

Görevine sıkı sıkıya bağlı, rütbeli bir polis memuru olan Hastings, bıkmadan sıkılmadan ve tüm kurallara riayet ederek yozlaşmış polislerin teşkilatta barınmaması için elinden geleni yapan yiğit, cesur bir adam.

 

Serdar Ortaç, sen misin?

Komiser Yardımcısı Steve Arnott (Martin Compston):

Bir operasyon esnasında başına gelen talihsiz olayın ardından Hastings’in AC-12 bünyesine kattığı biraz piç, biraz özgüvenli, biraz da küstah olan bir arkadaş. Yeni işini benimsemek ve alışmak onun için zorlu bir süreç.

 

 

Merak etmeyin, saçlar sonraki sezonlarda toparlıyor.

Polis Memuru Kate Fleming (Vicky McClure):

Meraklı ve işinin aşığı bir kadın. Aynı zamanda ekibin can damarı. Gözü yükseklerde ve hırsı da ona yardımcı oluyor. Ayrıca, ekipteki en zeki insan da kendisi desem sanırım yalan olmaz.

 

 

 

Başkomiser Tony Gates (Lennie James):

Bir sabah beklenmeyen bir olayın başına gelmesi sonucu başı derde giren Gates, AC-12’nin dikkatini çekiyor ve sorguya çağırılıyor. AC-12’nin kendisine olan ilgisinin asıl kaynağı ise daha eskiye dayanıyor ve Gates’in bugünkü konumuna hangi yollardan ve nasıl geldiği araştırılmaya başlanıyor.

 

Komiser Yardımcısı Matthew “Dot” Cottan (Craig Parkinson):

Gates’in ekibinin bir parçası ve şakşakç– öhm, destekçilerinden birisi. Daima amirinin arkasını kollayan, biraz da gariplikleri olan bir adam.

 

 

Polis Memuru Nigel Morton (Neil Morrissey):

Yürüme zorluğu çektiğinden etrafta bastonuyla gezen, kimi zaman çakal hareketleri olan, Dot kadar olmasın yine gariplikleri olan bir polis memuru. Gates’in ekibinin bir diğer parçası.

 

Jackie Laverty (Gina McKee):

Gates’in metresi, Laverty Holding’in yöneticisi.

 

 

 

 


Yukarıda dizinin genel itibarıyla ne anlattığından bahsetmiştim, şimdi karakterleri de tanımışken kısaca ilk bölümden bahsetmek istiyorum. Dizi, DS Steve Arnott’un yönettiği bir terörist etkisiz hale getirme operasyonunun akıl almaz biçimde ters gitmesi sonucu gelişen olaylarla başlıyor. Arnott ve ekibi dağıtılıyor ve yaşananların üstü kapatılmak isteniyor. Buna karşı çıkan Arnott,  AC-12 amiri Hastings tarafından, yoz polis peşinde koşmanın kendisi için biçilmiş kaftan olacağı düşünülerek işe alınıyor.

Diğer yanda, Cinayet Masası’nda Başkomiser olarak görev yapan DCI Tony Gates, bir sabah tanık olduğu gaspa tek başına müdahele edip saldırganları etkisiz hale getirerek, halihazırda başarıyla yürüttüğü başkomiserlik görevinde bir eşiği daha atlayıp “yılın polisi” ödülüne layık görülüyor. Tabii Gates’in yıllardır süregelen bu kusursuz sicilinden şüphelenenler de var.


Son olarak kısaca kişisel görüşümü de iliştirmek isterim. 15 gün içinde 5 sezonu tüketmiş birisi olarak bu polisiyeye her şeyiyle bayıldım. Sezonlara yayılan muhteşem karakter ve olay örgüleri, inci gibi dizilen kurgusu, daima tatmin olarak başından kalktığım 5 ayrı finaliyle bu diziyi her izleyiciye şiddetle tavsiye ediyorum. Mutlaka damarınıza dokunacak, sinirlenecek, gerilecek ve merak edecek bir şeyler bulacaksınız.

 

İlk bölümün ilk 8 dakikası:

Diziyle ilgili şu yazının altında da bazı yorumlar bulabilirsiniz.