Love Life — Tanıtım
18 yorum aytackara 11 Temmuz 2020 08:18
Warner Media’nın yeni dijital platformu HBO Max, 27 Mayıs’taki açılışıyla birlikte orijinal yapım projelerini yayına almaya başladı. Bunlardan birisi de romantik komedi türündeki antoloji dizisi Love Life oldu.
İlk sezonu 10 bölümden oluşan dizi, yayın hayatını üç hafta içinde tamamladı. Dizinin her sezonunda bir ana karakterin aşkı arayışı anlatılıyor. Birinci sezonunda başrolde Anna Kendrick’i bulunduran Love Life, ikinci sezon onayını bir süre önce aldı ve gelecek sezonunda yeni bir başrolle yoluna devam edecek. Birinci sezonun kadrosunda Zoë Chao, Sasha Compère, Peter Vack, Scoot McNairy, Hope Davis, John Gallagher Jr., Gus Halper ve Kingsley Ben-Adir gibi isimler de yer alıyor.
Sam Boyd‘un (Stan Against Evil) senarist ve yönetmen olarak görev aldığı Love Life’ın yapımını Paul Feig (A Simple Favor) ve Jessie Henderson (Other Space) üstlendi.
Love Life’ın her bölümünde bahsi geçen ana karakterin ilişkilerinden birisine odaklanılarak ilerleniyor aynı zamanda. Hatta bölümler arasında belli zaman atlamalarına başvurulduğu da oluyor ve böylece günümüze doğru yaklaşılıyor. Darby Carter, iş hayatında beklediği ölçüde yukarıda olmasa da bir şekilde hayatını devam ettirebilen, azimli, yetenekli ve ilişkilerinde şimdiye kadar istediğini bulamamış bir kadın. Ancak yine de aşktan tamamen vazgeçmemiş ve şansını denemeye devam ediyor.
Yaklaşık yarım saat süren bölümler birbiriyle iç içe geçmiş olarak da ilerliyor. Yani anlatılan ilişkinin sona ermesiyle karakterlerin en azından bir kısmını geride bırakmıyoruz. Ayrıca Darby’nin yakın arkadaşları, ailesi de hikayenin içinde yer alarak kendilerine zaman buluyor.
Anna Kendrick’le yer aldığı film projelerinde denk geldiğimiz oluyor zaman zaman. Yakın denebilecek zamanda A Simple Favor ve Noelle‘de izlemiştim. Bunda yer alması bonus oldu. Bölümlerin yaklaşık yarım saat civarı sürmesi de işime geldi.
Diziye devam ettikçe alıştım diyebilirim. Darby’nin hayatındansa bölümlük ilerleyen ilişkiler daha ilgi çekiciydi. Üstelik Darby’yi tamamen masum yapmamaları, yer yer onun da sorunlu tarafta olması daha iyi oldu. Gerçi bölümlerin bir dezavantajı da bazılarını “Aman nasılsa ayrılacaklar birazdan,” düşüncesiyle izlemiş olmam. Hoşuma gidenler de oldu, ciddiye alamadıklarım da. Öte yandan kimi karakterler eşliğinde iç içe ilerlemeleri de fena durmadı. Üstüne yan karakterler kendilerini pek umursayamasam da hikayede gerektiği ölçüde destekleyiciydi.
Love Life, büyük hamlelerde bulunan bir yapım değil, daha hayatın içindenmişçesine ilerlemeyi tercih ediyor. Aralarda gelen zaman atlamaları nedeniyle bazen kopukmuşçasına ilerliyor ama bölümlük ilişkilere odaklanarak ilerlediğimiz için sorun olduğunu düşünmüyorum. Sezonu tamamladığımızda da zaten Darby’nin hikayesi bir çeşit kapanışa ulaşıyor. Daha iyisi de olabilirmiş diye düşündüğüm tarafları oldu ama yine de yeterli bir kapanıştı bana kalırsa. “Bu” olup bitenden daha fazlasını beklemiyordum.
İkinci sezonda farklı bir ana karakterle tekrar görüşmek dileğiyle. Love Life genel olarak böyle bir dizi işte. İyi seyirler.
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
* HBO Max’te en çok Friends’i izliyorlarmış. Sonra bunu. Üçüncü TBBT.
Açılıştan itibaren ilk 25’e giren orijinal yapımları: Love Life, Doom Patrol, Looney Tunes Cartoons, The Not-Too-Late Show, Legendary, Search Party, Close Enough ve Expecting Amy.
* Kendrick, 2. sezona konuk olacak da diyor.
5. bölümde bıraktım valla sonra açtım baktım son bölüme, tahmin ettiğim gibi bitmiş. daha iyi bir şey bekliyordum sorry bye
William Jackson Harper (The Good Place), ikinci sezonun başrolü.
Haklarını TV+ almış. Yakında.
++Jessica Williams (2 Dope Queens), Chris “Comedian CP” Powell (Detroiters), Janet Hubert (The Fresh Prince of Bel-Air)
+Punkie Johnson
+Keith David
+Steven Boyer
Season 2 | Official Teaser
Season 2 Official Trailer
S2 Poster
2. sezonun yayınlanan ilk üç bölümünü izledim.
İlk sezondan daha iyi ya da daha kötü değil bana kalırsa. William Jackson Harper’ı severim zaten. Öncekinde aşkı arama daha baskındı bu sefer günlük hayatın problemlerine daha fazla ağırlık vermişler, aşk hayatının da haliyle etrafında dolanıyorlar. Darby’nin bölümleri daha sulu geldi bunların yanında.
Marcus ilk yarıda biraz saçmalasa da ikinci yarı özellikle hoşuma gitti. Bunca Becca ve Mia’nın da payı var. Beklemediğim yoldan ilerlediler.
Ola’yla fena olmamışlardı aslında ama o nasıl bir ayrılmadır gerçekten? Mia’yla da yakışıyorlar aslında, dolayısıyla gelecek bölümde bir Part 2 yaparlar tahminen. Ayakkabı alışverişinde de ipucu verdikleri gibi o da bir noktada tıkanır (ya da umarım tıkanmaz).
Sezon finali nereye varır bilmiyor olmakla birlikte umarım 1. sezonla benzer bir şekilde bitirmezler.
* 207, iki sezonu da aynı evrene dahil ettiklerini daha da vurguladıkları bir bölüm oldu. Geçen sezon da bunun gibi bağımsız bir bölüm yapmışlardı sanki. Mia üzerinden fena da ilerlemedi. Ama en çok kapanış kısmını sevdim.
Blair Underwood da bonus.
* 208:
Darby’nin hikayesi takvim olarak Mart 2020’ye gelmemişti tabii. Salgını da dahil etmiş oldular böylece.Bayağı bir şey sığdı bölüme, hatta sonuna bakarsak keşke burada bitseydi diye düşündüm.
1 bölüm daha olduğuna göre yine karıştıracaklar.
Bir de kardeşinin evliliği geldi. Yetmedi, geçmişle hesaplaşma kapsamında Mia’ya döndük. Telefon konuşmasıyla kalmayıp barışmalarına, birlikte yaşamalarına da tamam. O nedenle 9’da olmasaydık keşke diye de düşündüm.
Mia mı (hastalanır) ölür, Marcus mu ölür yoksa bir tur daha mı ayrılırlar onu merak ettim artık.
Bunun da sonuna geldik. 9. bölümle kalsaydı da bir şey değişmezdi düşüncemde haksız sayılmazmışım. Biraz daha devam ettirip farklı şeyleri de sokuşturarak açıyı genişlettiler güya.
Marcus’u izlemek Darby’ye göre daha kolay oldu sanki. Dönemle de alakalıdır belki ama Darby’nin hayatı ister istemez daha depresif gelmişti. Marcus’un başından geçen envai saçma şey gözüme daha normal göründü. Empatiden olsa gerek.
Kendimi mutsuzvari bir sona hazırlamıştım. Darby, çocukla devam ettirdiği sade bir hayatla bitirdiği için Marcus’un da yalnız kalacağı düşüncesinde değildim aslında. Evli-mutlu-çocuklu-işinde gücünde başarılı vs. diye diye artıra artıra ilerleyip oldurdular resmen.
Mia ile devam ettiğine sevindim. Sonlara doğru yeni birisini bulmasındansa bayağıdır ortalıkta olan birisiyle tamamladı.
3. sezon olursa onunla da görüşürüz. XOXO.
Ben buna anca başladım. Hoşlanarak izliyorum ama ne günahı varsa, Anna Kendrick’i bir türlü çok sevemedim hayatta. O açıdan bir tık itici geliyor ama devam.
Netflixcim Türkiye’nin 12 Kasım‘da ilk iki sezonunu getireceği Love Life bu olsa gerek.