COVID-19’la 1. yılımızı geride bırakırken dizi ve filmler bu süreçteki en büyük dostlarımız oldu. Zaten hayat yeterince bunaltıcıyken en çok eğlenceli ve kafa dağıtan içeriklere sardık. İşte 8 Ocak itibarıyla Netflix portföyündeki yerini alan Lupin de bu kontenjana gönül rahatlığıyla alabileceğimiz bir yapım olarak kısa zamanda büyük etki yarattı. Öyle ki tahminlere göre ilk 4 haftanın sonunda 70 milyon üye tarafından izlenmesi (The Queen’s Gambit ve Bridgerton’ı geride bırarak) bekleniyor. Peki, bu dizinin numarası ne diye merak ediyorsanız tanıtıma buyurun:

KİMLİK BİLGİLERİ

Tür: Polisiye, Aksiyon
Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon, 5 bölüm yayınlandı. (5 bölümlük 2. kısım yakında)
Süre: Ortalama 45-50 dakika
Yaratıcı: George Kay & François Uzan
Yönetmen: Louis Letterier, Marcela Said & Ludovic Bernard
Kanal/Platform: Netflix
Önemli Bağlantılar: Resmi SiteIMDbVikipedi

ARSEN LÜPEN KİMDİR?

1905’te Fransız yazar Maurice Lablanc tarafından yaratılan Arsen Lüpen, dünya edebiyatına iz bırakmış karakterlerinden biri olarak varlığını günümüze kadar taşıdı. Fransız hırsız-anarşist Marius Jacob‘dan (üstte) ilham alınarak yaratılan Arsen Lüpen’in kibarlığıyla nam saldığı ve kılık değiştirmekte usta olduğu bilinir. Kandan nefret eder ve silah kullanmaktan olabildiğince kaçınır, hırsızlıkta ne kadar ustaysa gönül işlerinde de o kadar talihsizdir. 8 kitaplık bir serinin baş rolü olan bu karakter, edebiyatımızda da Peyami Safa (Server Bedi adıyla) tarafından kaleme alınan Cingöz Recai‘ye ilham vermiştir.

KONU

Yıl 1996. Pellegrini ailesinin yanında şoför olarak çalışan Babakar Diop isimli Senegal asıllı Fransız bir göçmen, değerli bir kolyeyi kaçmakla suçlanarak haksız yere hapse atılır. Hayatı yerle bir olan zavallı adam, üstüne atılan bu iftirayı sindiremeyerek canına kıyar.

Yıl 2021. Babakar’ın oğlu olan Assane Diop, eski kraliçe Marie Antoniette‘ye ait olan bu kolyenin Louvre Müzesi’nde yapılacak bir müzayedede satışa sunulacağını öğrenir. Arsen Lüpen kitaplarını okuyarak büyüyen Assane aradan geçen 25 yılda usta bir hırsız haline gelmiştir ve açık arttırmaya katılarak kolyeyi çalmayı kafasına koyar. Ancak bu süreçte yaşanacak olayların ardından Babakar’ın neden öldüğüne dair gerçekler ortaya çıkmaya başlayacak, Assane’ın adalet arayışı sanılandan daha büyük yankı koparacaktır.

KARAKTERLER

Assane Diop (Omar Sy): Dışarıdan sıradan biri olarak görünse de aslen binbir kılığa girebilen, zeki ve karizmatik bir hırsız. Babasının intiharından sonra hayatı yerle bir olsa da ayakta kalmasını bilmiş. 25 yıl sonra ortaya çıkan kolyeyi ve ardından babasının intikamını alabilmek için kendi canını dahi tehlikeye atacak kadar cesur. Eski eşi ve oğluyla elinden geldiğince ilgilenmeye çalışsa da pek başarılı olduğu söylenemez.

Claire (Ludivine Sagnier): Assane’ın eski eşi ve gençlik aşkı. Bir hastanede doktor olarak çalışıyor, Raoul adında bir oğlu var. Kocasının ailesine vakit ayıramaması nedeniyle boşansalar da onunla dostluk ilişkisini sürdürüyor.

Youssef Guedira (Soufiane Guerrab): Gözü kara bir polis memuru. Tam bir Arsen Lüpen hayranı olduğu için Assane’ın stratejilerini çözmeyi gözüne kestirse de bu aşırı fanlığı amirleri tarafından pek rağbet görmüyor.

Hubert Pellegrini (Hervé Pierre): Fransa’nın en varlıklı ve güçlü insanlarından biri. Öyle ki Fransa’daki medya neredeyse onun elinde. Babasının hapse girmesine neden olduğu için Assane’ın bu yoldaki en büyük düşmanı.

(soldan sağa): Sofia, Romain, Youssef

Öte yandan Vincent Londez (Romain Laugier), Shirine Boutella (Sofia Belkacem), Antoine Gouy (Benjamin Ferel), Clotilde Hesme (Juliette Pellegrini), Nicole Garcia (Anne Pellegrini), Vincent Garanger (Gabriel Dumont), Etan Simon (Raoul) ve Fargass Assandé (Babakar Diop) da kadroda yer alan diğer isimler arasında.

SON SÖZ

Önceden belirtmek gerekirse Lupin, izleyicilerine çok derin bir konu vaat etmiyor. İncelikli yazılmış, mükemmel bir senaryo izletmeyi de amaçlamıyor. Ancak Netflix, üyelerine peş peşe dizi izletmenin formülünü çözmüş olduğunu burada da tekrar göstermiş. Belli başlı mantık hatalarına rağmen yüksek temposu ve akıcılığı sayesinde 5 bölüm adeta su gibi akıp gidiyor. Tabii Omar Sy’ın da bunda etkisi gerçekten çok büyük. Karizması ve başarılı performansıyla dizinin tüm yükünü sırtlayarak seyir zevki yüksek bir Arsen Lüpen portresi çıkarıyor. Açıkçası hem bu ‘one man show’ havası, hem de format benzerliği nedeniyle yer yer Sherlock esintileri (onun kadar üst düzey olmasa da) taşıdığını da belirtmek isterim. Kısacası çok yüksek beklentilerle başına oturulmadığı takdirde büyük keyifle izlenen, izleyicisine kendini sevdirme konusunda da sorun çekmeyen bir dizi var karşımızda. İyi seyirler.