Marvel, hepimizin bildiği üzere büyük gişe yapmış filmlerin sahibi ve çizgi roman üreticisi. Günümüzde birçok yapımı bulunan ve bunlara yakın zamanlarda yenilerini de ekleyecek olan Marvel, 2013 yılında ilk defa dizi sektörüne Agents of S.H.I.E.L.D. ile giriş yaptı. Dizi, birçok Marvel filminde de yer alan Ajan Phil Coulson ve ekibine odaklanıyor. Bu diziden sonra Marvel bu işten memnun kalmış olacak ki yine film evreninde bulunan bir karakter olan Peggy Carter‘a da bir dizi çekilmesine ve adının da Agent Carter olmasına karar verildi. Bunun ardından Netflix ile anlaşan Marvel, ilk olarak bize Daredevil‘ı getirdi. Jessica Jones, Luke Cage, Iron Fist, The Defenders gibi projeleri de yolda. Neyse, konuyu fazla dağıtmadan tanıtımımıza geçelim.

Konu

Aslında konu hakkında söylenecek pek fazla bir şey yok. Ajan Phil Coulson ekibini toplar ve çeşitli doğa üstü olaylara beraber müdahale ederler. Ekipte filmlerdeki gibi süper kahramanlar yok. Hatta ufak istisnalar dışında filmlerden pek karakter bulunduğunu söyleyemeyeceğim. Coulson hariç tüm ekip diziyle birlikte bizlere tanıtılıyor.
(S.H.I.E.L.D. = Strategic Homeland Intervention, Enforcement and Logistics Division) Dizide sıradan S.H.I.E.L.D. ajanlarının başından geçenleri izliyoruz. Karakterler kısmı ile devam edecek olursak:

Karakterler ve Oyuncular

Phil Coulson (Clark Gregg)

Karakterimiz daha önce ilki Iron Man olmak üzere Iron Man 2, Thor ve The Avengers gibi Marvel filmlerinde de yer almıştı. Ekibin lideri olan Coulson bütün ekipten sorumlu durumda. Ekibiyle çok uyumlu şekilde çalıştığını söylemekte fayda var. Ayrıca S.H.I.E.L.D. direktörü Nick Fury‘nin de en güvendiği ajanlardan biri. Marvel filmlerinden ispiyon: Bu adam Avengers‘ta ölmemiş miydi?” diyenler için dizide sapasağlam karşımızda olduğunu söyleyelim. Tabii bu konunun gizemi ilerleyen bölümlerde aydınlatılıyor.

Melinda May (Ming-Na Wen)

Sessiz, iletişime kapalı bir karakter; aynı zamanda saha görevine çıkmayı reddediyor. Dizide eskiden böyle olmadığını, gelişen olaylar sonucunda bu hale geldiğini göreceğiz. Coulson ile iletişimi çok iyi, onun en güvendiği ajanlardan biri. Ayrıca çok iyi bir pilot ve dövüş sanatlarında da iyi olduğunu eklemekte fayda var. Aynı zamanda sırları da mevcut; bunları da ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz.

Grant Ward (Brett Dalton)

Sosyalleşme konusunda problemleri olan ama işini çok iyi yapan ekibin sadık bir üyesi. Casusluk ve dövüş sanatlarında çok iyi eğitilmiş durumda. Biraz asosyal ve ekip arkadaşlarıyla iletişim problemleri yaşayan biri. Özellikle (ilk bölümden ispiyon!!) Skye’la tanışmasından sonra bu iletişim konusunda kendisini geliştirmeye başlıyor. Aynı zamanda gizemli de bir karakter, önemli sırları var. Bunlar da ilerleyen bölümlerde gözler önüne serilecek.

Leo Fitz (Iain De Caestecker)

Jemma Simmons ile beraber ekibin nerd kısmını oluşturuyorlar. S.H.I.E.L.D. Akademisi’nden mezun olmuş ve S.H.I.E.L.D.’ın silah teknolojisi üzerine uzman. Simmons’la muhteşem bir uyumu var. Beraber çalışıyorlar ve birbirlerini çok iyi anladıklarını söyleyebiliriz.

Jemma Simmons (Elizabeth Henstridge)

Fitz ile birlikte çalılştığını ve diğer detayları zaten yukarıda belirtmiştim. O da Fitz gibi S.H.I.E.L.D. Akademisi’nden mezun olmuş ve canlı bilimleri üzerine uzman. Buna uzaylılar da dahil.

Skye (Chloe Bennet)

Kendisi bir hacker. S.H.I.E.L.D.’a karşı saf almış bir karakter. Aynı zamanda eğlenceli ve hazırcevap. Aslında karakter ile ilgili anlatılacak bir sürü şey var ama bunlar haricinde ne söylesem ispiyon (spoiler) olacağından en iyisi izleyip görmeniz.

Mike Peterson ( J. August Richards)

Dizimizin ilk bölümünde hatta ilk sahnesinde karşımıza çıkan Mike, koluna bağlanmış bir aparat sayesinde süper güçlere sahip. Güçlerini, yanan binadan bir kadını kurtarmak için kullanınca ifşa oluyor ve Coulson ile ekibi onun peşine düşüyor.

 

2. Sezonda Katılan Karakterler

Buradan sonrası ikinci sezonda diziye katılan karakterler ile ilgili. Belirgin bir ispiyon yok. O yüzden istiyorsanız okumaya devam edebilirsiniz ama yok benim bünyem ispiyona karşı çok hassas diyorsanız atlayabilirsiniz.

Bobbi Morse (Adrianne Palicki)

A.K.A. Mockingbird. Dizimize ikinci sezonda katılan ama kendini çok sevdiren bir karakter en azından benim için öyle. (2. sezon 5. bölümden ispiyon!!) Karakterimiz ilk olarak bir Hydra Üssü’nde karşımıza çıkacak. (Bilmeyenler için Hydra: S.H.I.E.L.D.’a karşı Almanlar’ın kurduğu bir topluluk. İlk olarak Captain America filminde bahsedilmişti.) Hydra’da belli bir mevkiye kadar yükselmiş durumda. Dövüş sanatlarında uzman. (2. sezon 6. bölüm ispiyonu!) Diziye yine bu sezon katılan Lance Hunter karakterinin eski karısı. Onun da birçok sırrının olduğunu ilerleyen bölümlerde göreceğiz. İspiyon (spoiler) olmaması adına karakter ile ilgili daha fazla bilgi vermeyeceğim.

Hunter_Season_2_PromoLance Hunter ( Nick Blood)

Kendisi bir paralı asker. Gelişen olaylar sebebiyle S.H.I.E.L.D. çaresiz kalınca Coulson ona ve ekibine bir teklif yapıyor. Bu teklifi kabul etmeleri sonucu S.H.I.E.L.D. için çalışmaya başlıyorlar. (2. sezon 6. bölüm ispiyonu!) Yukarıda da belirttiğim gibi eskiden Bobbi ile bir ilişkisi varmış. Dizimizin espritüel, karizmatik karakterlerinden biri. Silahlarla arası gayet iyi.

Mack_Promo_HSMack MacKenzie (Henry Simmons)

Kendisi bir S.H.I.E.L.D. mühendisi. Teknolojik aletleri tamir etmekte bir uzman. Yine gelişen olaylar sonucu Coulson onun hala S.H.I.E.L.D.’a sadık olduğunu düşünerek kendi takımına alıyor.

 

138573-6807c-131184Lincoln Campbell (Luke Mitchell)

Karakterimiz, diziye 2. sezonun ilerleyen bölümlerinde katılan yakışıklı ve karizmatik bir özel güçlü insan. (2. sezon 14. bölüm ispiyonu!) Elektriği kontrol gücüne sahip.

Karakterleri elimden geldiğince az ispiyon vererek, hatta hiç vermemeye çalışarak tanıttım. Umarım faydalı olmuştur.

ispiyon-kucuk

Çizgi Romanlardan da Yararlanarak Dizideki Karakterlere Bakış

Şimdi , efendim yazının bundan sonraki kısmı diziyle ilgili ispiyon ve potansiyel ispiyon niteliği taşıyor. Bundan dolayı diziyi izlemediyseniz bundan sonraki kısma bakmamanızı tavsiye edeceğim. Ayrıca benim ispiyona çok hassas bir bünyem vardır diyorsanız da bu kısmı geçebilirsiniz. Yok ben çizgi romanlarda kim neciymiş nasılmış öğrenmek istiyorum diyorsanız devam edebilirsiniz. Hazırsanız başlayalım.

Mockingbird/Barbara Morse

Kendisi aslında bir biyolog. Hikayesi biraz da Captain America’nın hikayesine bağlı. Ona süper güçlerini veren serumu yeniden üretme çalışmalarına katılan Barbara bu sırada S.H.I.E.L.D.’ın dikkatini çeker. İşe, kayıp bir bilim adamını bulmakla görevlendirilen S.H.I.E.L.D. ajanı Paul Allen’ın yanında başlar. Allen’ın aslında bir AIM (bu kuruluşu Iron Man 3’te görmüştük.) üyesi olduğunun ortaya çıkması üzerine Morse onu durdurur ve laboratuvardan, sahaya geçer.

En başta hiçbir süper gücü olmayan Mockingbird’ümüz lise yıllarında yaptığı jimnastiğin de etkisiyle çok çevik ve esnek. Bunun dışında insan üstü bir durumu yok; ama kendisi gelişen olaylar sonucu ölümle burun buruna geliyor ve bundan kendisine enjekte edilen Infinity Serumu ile kurtuluyor. Bunun sonucunda hızlı iyileşme ve süper hız gibi özellikler kazanıyor.

Kendisinin çizgi romanlarda Hawkeye (Avengers’tan hatırlarsınız zaten) ile bir evlilikleri olduğunu da eklemek lazım. Her ne kadar bu evlilik sonradan iyiye gitmese de zamanında iyi bir ikili olduklarını düşünüyorum. Tabii (Avengers: Age of Ultron’dan ispiyon) Marvel’ın yeni oluşturduğu evrende bu pek mümkün değil. Zira yeni Avengers filminde Hawkeye’ın ailesini görmüştük. Ki zaten kendisinin hali hazırda Hunter ile bir ilişkisi mevcut. Kostümlerine gelecek olursak genelde siyah tercih eden Mockingbird, yukarıdaki resimde olduğu gibi siyah beyaz bir kostüm de kullanır. Zaten yukarıda da gördüğünüz elindeki birleşip ayrılabilen sopası meşhurdur.

Deathlok/Luther Manning

Çizgi romanlarda Luther Manning olarak karşımıza çıkan Deathlok, önceleri dizide de gösterildiği gibi bir insan. Kendisi bir asker. Olağan savaş eğitimi sırasında mayın patlaması sonucu ağır şekilde yaralanıyor. Bunun üzerine komutanı tarafından en azından yaşaması için gizli yürütülen Alpha-Mech adlı bir projeye dahil ediliyor. Bu proje bir cyborg süper asker yapmayı amaçlıyor. Bir dizi ameliyat sonucunda Manning’in sinir sistemi, beyni ve hasar görmemiş organları haricindeki tüm vücudu sibernetik parçalarla değiştiriliyor. Kendine geldiğinde vücudunun çoğunun sibernetik parçalardan ve beyninin bir kısmının mini bilgisayardan oluştuğunu gören Manning ağabeyimiz önce bir “What the fuck?” diyor, ama sonra devlet için çalışmaya karar veriyor ve Deathlok kod adını alıyor.

Vücudunun %75’i sibernetik parçalardan oluşan Luther Manning’in kafatasının içinde bir mikro işlemci olduğunu da söyleyelim. Güçlerine gelecek olursak kendisi haliyle zırhlı bir vücuda ve gelişmiş duyulara sahip. Bunların dışında kızıl ötesi görüş özelliği ve içinde kendi güç birimi olan bir lazer silahı da mevcut.

Inhumans

Bu arkadaşların hikayesi uzaylı iki ırk arasındaki bir savaşla başlıyor. Bu ırklar Kreeler (Guardians of the Galaxy’de de görmüştük kendilerini) ve Skrullar. Kreeler iki medeniyet arasında kritik bir öneme sahip olan Uranüs’e bir üs kurarlar ve bu gezegenin yakınlarında yaşayan insanları farkederler. Biz bu ırktan süper askerler yaratalım diyerek işe başlayan Kreeler, belli bir noktada nedendir bilinmez deneylere son verip bu arkadaşları kendi hallerine bırakmaya karar verirler. Yarattıkları bu süper güçlü insanlar da boş durmayıp gelişimlerini sürdürürler ve Atillan isimli büyük bir şehir inşa ederler. İşte biz bu ırka Inhumans diyoruz.

Bir süre sonra Randac isimli bir genetik mühendisi Terrigen isimli kristallerden yayılan dumanın insanlarda mutasyona yol açtığını ve bunun onlara süper güçler verdiğini keşfeder. Bunun üzerine Terrigen herkesi bu dumana maruz bırakmak ister. Fakat bazıları buna ters tepki verir ve korkunç yaratıklara dönüşür. Dizide, direkt korkunç yaratıklara dönüşmek yerine taşlaşıp öldüklerini görüyoruz. Bunun üzerine Inhumans toplumu belli önlemler alır ve sadece genetik olarak mükemmel olanların üremesine izin verilir. Yüzyıllar boyu süren bu uygulamalar sonucunda toplumda bir kast sistemi oluşur. Bu kast sisteminde kraliyet ailesi, güçlerine göre toplumda yer edinmiş olanlar ve dumana ters tepki vermiş Alfa Primitifler mevcuttur. Bu kastlar arasında geçiş ve ilişki mevcut değildir.

Güçlerine gelecek olursak, bu dumanın herkese farklı farklı güçler verdiğini söyleyebiliriz. Örneğin yukarıdaki resimde en önde gördüğünüz kişi Black Bolt (kendisi aynı zamanda Inhumanlar’ın kralı); gücü hipersonik ses dalgaları yaymak, onun hemen solundaki hatun kişi Medusa (kendisi de kraliçemiz olur.); onun da saçları uzayıp kısalabiliyor. Ayrıca saçının her teli demirden yapılmışçasına güçlü. Ben dizide ön planda olan Inhumanlar’ımıza değinmek istiyorum.

Daisy Johnson (A.K.A. Quake)/Dizideki adıyla Skye

Kendisi dizide de gördüğümüz üzere deprem yaratma gücüne sahip. Zaten bu nedenle Quake olarak da anılıyor. Çizgi romanların diziden en büyük farkı orada Quake’in duman yüzünden değil de doğrudan babasından aldığı genlerle bu güçlere sahip olması. Orada da buradaki gibi küçükken terk edilip evlatlık olarak bir aileye verilmiş; ama bir gün dükkanın tekinden bir müzik CD’si çalarken polise yakalanıyor ve 3.2 şiddetinde bir sarsıntı yaratıyor. Bunun üzerine kendini Nick Fury’nin yanında bulan Daisy, Fury tarafından yetiştiriliyor ve ona adeta bir baba gibi bağlanıyor. Dizide de buna benzer bir ilişkiyi Coulson ile Skye arasında görüyoruz. Eğitiminin de etkisiyle gücünü büyük depremler yaratmak yerine, daha çok kişinin hayati organlarına odaklanmış küçük depremler yaratarak kullanıyor. Ayrıca kendisi dizide de bu sezon değinilecek olan Secret Warriors ekibinin bir parçası.

Luke Campbell: Kendisi ile ilgili kısım zaten yukarıda mevcut. Karakterin çizgi romanlarda tam olarak bir karşılığı olmadığı için hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Kimileri çizgi romanlardaki bazı karakterlere benzediğini söylerken ben dizi için yaratıldığını düşünüyorum. Bu nedenle zaten hakkındaki her şey dizide mevcut bence.

Dizideki Inhumanlar’ımız da böyleydi. Marvel’ın Inhumans adlı bir film çekeceği haberi zaten bu yıl içerisinde gelmişti. Film 2019’da vizyona girecek. Yukarıda anlattığım hikayeyi orada daha ayrıntılı göreceğimize eminim. Peki dizideki karakterlerden filmde yer alan olur mu ? Bunu bilmiyoruz. Henüz hakkında resmi bir açıklama da yok ama benim temennim diziden en azından Quake (Skye)’in filmde yer alması yönünde.

 

Aslında yazının devam eden kısmında Hydra‘dan da bahsetmeyi düşünüyordum ama dizide ve özellikle Captain America: The First Avenger filminde bolca bahsedildiğinden bu kısmı eklememeye karar verdim.

Bu bölümün devamında kısaca gelecek sezonun konusu olan Secret Warriors’tan da bahsetmek istiyorum. Diziyi izlemeyenlere de bu kısmı okumalarını tavsiye ediyorum. Zira dizi ilk başladığında çoğunluğun (her ne kadar karakterleri gördükten sonra benim olmasa da) beklentisi birkaç süper kahramanın da dizide olması yönündeydi. Tabii böyle bir şey olmayınca büyük bir çoğunluk diziden uzaklaştı. İşte karşınızda o süper kahramanlar, 3. sezonda aramıza katılacaklar.

Secret Warriors

Bu ekip Nick Fury’nin Krull saldırısına karşı koymak için kurduğu bir takım. Kadrosunda yukarıda da söylediğim gibi Quake de bulunuyor. Kendisi aynı zamanda ekibin saha lideri. Diğer ekip üyeleri ise pek tanıdık isimler değil. Pek çoğu bu hikayeyle birlikte Marvel Alemi’ne giriş yapıyorlar. Dizide Fury’nin yerini Coulson’ın alacağı zaten bariz bir biçimde belli. Quake’imiz de geçtiğimiz sezon bize tanıtıldığına göre Secret Warriors için hazırız demektir.Bakalım yeni sezonda neler olacak ?

 

Diziyle ilgili önemli bir kadro haberi de gelmiş durumda. Aşağıdaki ispiyon tabii ki güncel olmayana zararlı.

 

Yeni sezonda S.H.I.E.L.D.’ın Inhumanlar’ın peşinden gideceğini biliyoruz ama gelen haberlere göre Inhumanlar’ın peşinden giden bir tek S.H.I.E.L.D. olmayacak. Başka bir organizasyon da onların peşinde olacak ve yukarıda gördüğünüz oyuncu yani Constance Zimmer bu organizasyonun liderini canlandıracak. Bahsedilen organizasyon hakkında hiç bir bilgimiz yok; zaten gizemli bir kuruluş olduğu söyleniyor. Marvel’ın TV departmanının başındaki isim Jeph Loeb oyuncuyla ilgili “Coulson ile kafa kafaya gidecek birine ihtiyacımız vardı. Constance’ta bu zeka ve ışıltıyı gördük.” diyerek beklenti yükseltmiş. Yeni sezonda neler olacağını heyecanla bekliyoruz.

Bu kısımı da böylece sonlandırıyorum. Sizi elimden geldiğince dizinin ve karakterlerin Marvel Evreni’ndeki yeriyle ilgili aydınlatmaya çalıştım. Umarım faydalı olmuştur.

Dizinin Marvel Evreni’yle Bağlantısı

marvel

Coulson hariç hiçbir karakter daha önce filmlerde yer almadı. Bunu yukarıda da belirtmiştim zaten. Coulson zaten bu evrenin de ilk filmi olan Iron Man’de çıkmıştı karşımıza. Filmlerde kendisinin o kadar önemli bir rolü olmasa da Avengers’ın ilk filmindeki rolü, evren açısından çok önemliydi.(Coulson olmasaydı, onlar takım olamazdı zaten :D).

Ama filmlerden, -fazla olmasa da- birkaç karakterin dizide göründüğünü söyleyebiliriz. Bunlar Thor‘un Leydi Sif‘i olarak Jaime Alexander, S.H.I.E.L.D. Direktörü’müz Nick Fury olarak Samuel L. Jackson ve Ajan Maria Hill rolüyle Cobie Smulders. Ayrıca artık kendi dizisi de olan Peggy Carter‘ı Hayley Atwell‘ın oyunculuğuyla birlikte geriye dönüş (flashback) sahnelerinde görmeniz mümkün. Kendisi zaten Captain America: The First Avenger filminde de yer almıştı. Buna ek olarak kendisini henüz geçtiğimiz ay vizyona giren Ant-Man filminde bir sahnede de olsa görebilirsiniz. Bunun dışında benim aklıma gelen film evreninden diziye olan bir geçiş yok; ama dizinin filmlerle sık sık paslaştığını söyleyebiliriz. Yani filmlerde olan olaylar diziyi oldukça fazla etkiliyor.

Henüz Marvel Evreni’ne giriş yapmayıp yapmakta kararlıysanız veya benim de bir zamanlar yaptığım gibi dağınık şekilde izleyip filmleri, dizileri toparlayamadıysanız sitemizde şöyle bir yazı mevcut. Filmlerle ilgili ayrıntılı bilgi ve dizileri de katarak izleme sırası yazının içeriğinde bulunuyor. İşinize yarayacağına eminim.

Bildiğiniz üzere Agents of S.H.I.E.L.D. ve Agent Carter ABC’de yayınlanıyor. Bunun dışında yazının giriş kısmında da bahsettiğim gibi Marvel’ın Netflix ile de bir anlaşması mevcut. Bu anlaşmanın ilk meyvesi olarak yayınlanmış olan Daredevil’ın tanıtımına şuradan, Netflix’teki diğer dizi projelerine de şuradan ulaşabilirsiniz. Bunların da Marvel evreniyle tamamen bağımsız olmadığını ekleyelim.

Potansiyel Uzantı (Spin-off) İddiaları

Diziye geçtiğimiz sezon katılan bu iki yeni karakter üzerine yoğunlaşacak ayrı bir dizi yapılacağı söylentileri mevcuttu yeni sezon öncesinde; ama maalesef bu gerçekleşmedi. Aslında bir bakıma bu iyi de oldu; çünkü ikisinin de diziden ayrılmasını istemezdim. Diziye ayrı bir hava katıyorlar. Proje için umutlar hala bitmiş değil, ama başka bahara kaldı sanırım. Eğer gerçekleşseydi, içinde romantik komedi sosu da olan güzel bir ajanlık dizisi izleyebilirdik.

Bunun dışında çeşitli süper kahramanların dizilerinin yapılabileceğiyle ilgili bir haber çıkmıştı. Ayrıntılara şu yazıdan ulaşabilirsiniz. Şimdilik bu da olmadı. İlerleyen zaman neler gösterir bilinmez.

Son Söz ve Yazarın Dizi Üzerine Genel Yorumu

Dizimiz ilk başta biraz da beklentilerin altında ezilerek kötü bir başlangıç yapıyor. Aslında direk vasat bir başlangıç yaptığını söyleyebiliriz. Yaklaşık ilk 10 bölümün bu vasatlıkta devam ettiğini düşünüyorum. Bu 10 bölümden sonra hafif kıpırdanmalarla 17. bölüme kadar ilerleyen dizimiz, bu bölüm ve sezonun kalan bölümleriyle birlikte adeta basamakları üçer beşer atlıyor ve büyük bir yol katediyor. Zaten 2. sezonda (2. sezon 10. bölümden sonrası için ispiyon içerir!) Inhumans konusuna giriş yapılmasıyla beraber de dizi kendisini hiç sıkmadan, merak ettirerek izletiyor. Yani size demem o ki dizinin size neler verebileceğini görebilmek için en az bir 10 bölüm sabretmeniz gerekecek. Zaten oradan sonra 17’yi görürseniz diziyi hiç bırakamayacaksınız. Bu konuyla ilgili zaten bir çok yorum yapılmıştı şu yazının altında. Tavsiyem, diziyi izlemeyi düşünüyorsanız oradaki yorumlara da bir göz atmanız yönünde. Ayrıca mutlaka yukarıda linkini verdiğim “Marvel Sinematik Evreni’ni Dizilerle Takip Etme Rehberi” adlı yazıya da göz atmayı unutmayın. Lafı biraz daha uzatmak gibi olacak ama diziyle ilgili birkaç kelam daha etmek istiyorum.

Öyle ajanlık dizisi deyince bol aksiyon sahneli, gayet ciddi bir havada geçen bir dizi bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Dizimiz yeri gelince aksiyon sahnesine tabii ki yer veriyor; ama aynı zamanda bol bol mizah unsuruna da sahip. Özellikle 2. sezonda Lance Hunter karakterinin de diziye katılmasıyla beraber sizi eğlendirecek sahnelerin arttığını söyleyebilirim. Zaten Marvel yapımlarını izlediyseniz az çok dizinin nasıl bir havada geçeceğini tahmin ediyorsunuzdur. Son olarak Ant-Man fiminde de de gördüğümüz üzere hemen hemen bütün Marvel yapımlarında mizah öğelerine zaten bol bol yer veriliyor. Aynı zamanda bir orijin hikayesi Agents of S.H.I.E.L.D. İlk başta öyle görünmese de bize (2. sezonun ikinci yarısını izlemeyen için ispiyon!) Quake gibi bir karakterin doğuş hikayesini anlatıyor.

Şimdi yorumumun başında o kadar beklentiler dedim o konuyu da aydınlatmazsam içimde kalır. En başta Amerikalılar bu diziden ne bekliyordu, filmlerdeki gibi süper kahramanlar uçacak, kaçacak, etrafı patlatacak, kötülerle savaşacak filan bekliyorlardı herhalde, neyse… Bu Amerikalılar tabii bu beklediklerini bulamayınca diziden yavaş yavaş uzaklaştılar. Bunu dizimizin reyting oranlarından da anlayabilirsiniz. Bunun sonucunda reytingler düşe düşe son sezon finalinde 1,3’e kadar dayandı ama önemli değil. Siz boş verin Amerikalıları. Dizimiz sonuç olarak 3. sezon onayını aldı ve syndication ile 4. sezonu da alma ihtimali bir hayli yüksek. Yani gönül rahatlığıyla girişebilirsiniz. Tabii bu reyting kayıplarının en büyük sebebi bence dizimizin bombaları çok geç patlatmış olması; Amerikan halkı öyle sabırlı bir halk değil. Dizinin bu kadar geç açılması bu açıdan hiç iyi olmadı tabii ki.

Size tavsiyem Marvel evrenine hiç giriş yapmadıysanız (Böyle bir durum söz konusuysa durum vahim. Kaybınız büyük. Bu kadar kalabalık ve popüler bir evrene mutlaka bir göz atmalısınız.) bir an önce filmlerle başlayıp bu popüler ve bir o kadar da muhteşem evrene giriş yapmanız yönünde. İnanın pişman olmayacaksınız. Hatta bütün her şey bittikten sonra çizgi romanları okumak, bu evren hakkında daha çok şey öğrenmek isteyeceksiniz ve en kötü kısmı ise yeni Marvel filmlerini uzunca bir süre beklemeniz gerekecek. Şu an Avengers: Age of Ultron’dan beri Captain America: Civil War’u merakla, heyecanla beklemeye devam ediyorum. Önümüzdeki nisan ayına kadar da bol bol bekleyeceğiz. Hazır filmler demişken dizinin, filmlerin yokluğunda iyi gittiğini söyleyebilirim.

Eğer “Ben Marvel evrenine girdim filmleri izledim, Marvel’ı da severim aslında ama dizilerine hiç bakmadım” diyorsanız sizi bu tanıtımı okuduktan sonra Agents of S.H.I.E.L.D.’ın ilk bölümünü izlemeye davet ediyorum. Evet ilk bölümlerde istediğinizi bulamayabilirsiniz, ama emin olun dizi ilerledikçe saracak.

Yol Göstericiler

Bütün bunları okuduktan sonra “Bu evrene girmeye kararlıyım ama nereden başlayacağımı bilmiyorum diyenlere” bir kez daha şuradaki rehberimizi hatırlatalım.

Dizimizin fragmanlarına sitemizin “Oynat Uğurcum” kısmından ulaşabilirsiniz ama ben yine de buraya bir fragman bırakayım.

Bunlar da dizimizle ilgili önemli bağlantılar:

Ekşi

imdb

Wikia

Wikipedia

Diziyle ilgili yorumlar için şu yazının altına uğrayabileceğinizi yeniden hatırlatayım.

Diziyi izledikten sonra diğer Marvel dizilerine de bir göz atmak istersiniz belki yukarıda zaten verdiğim şu linkleri toplu şekilde şuraya da bir bırakayım. Belki işinize yarar.

Marvel’s Daredevil, Marvel’s Agent Carter ve diğer Marvel dizi projeleri.

Ayrıca “Efendim ben bu yapımların hepsini izledim ama Marvel Evreni hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum” diyenlere de sağlam bir animasyon önerelim: The Avengers: Earth’s Mightiest Heroes. “Animasyon bu ya… Çocuk işi. Benim böyle şeylerle işim olmaz” diyerek pas geçmeyelim. Marvel evrenindeki kalabalık karakter kadrosunu tanımak adına faydalı ve iyi bir yapım olduğunu hatırlatmak lazım.

Bir de “Ben Marvel Evreni’yle ilgili her şeyi izledim ama daha çok süper kahraman tanımak istiyorum” diyenler olabilir. Onlara da DC Evreni’ni tavsiye edeyim. Malum, dizileri şu an baya popüler bir durumda, filmleri de yolda. Onun için de şu yazımıza göz atabilirsiniz. Şahsen ben ikisini de ayrı ayrı merakla, ilgiyle ve severek takip ediyorum. Size de önerim Marvel Evreni’ni bitirdiyseniz DC’ye de bir bakmadan geçmemeniz.

Laf lafı açtı. Yazı bayağı bir uzadı. Biraz fazla detaya girmiş olabilirim ama elimden geldiğince size dizi ile ilgili her şeyi aktarmaya çalıştım. Bu uzun yazıyı sonuna kadar okuyan, beğenen beğenmeyen herkese çok teşekkürler. Önümüzdeki yazılarda görüşmek üzere.

Son olarak dizimizin sloganıyla veda edeyim “Her kahraman süper değildir.”