Amazon Prime’ın komedi drama türündeki yeni dizisi My Lady Jane, 27 Haziran’da 8 bölümden oluşan tüm sezonuyla görücüye çıktı. Bu da diziye ait fragman:

Brodi Ashton, Cynthia Hand ve Jodi Meadows’un birlikte kaleme aldığı 3 kitaplık bir seri mevcutmuş. Dizimiz, bu kitap serisinin 2016 yılında yayımlanan ve diziyle aynı isme sahip olan ilk kitabından uyarlanmış. İkinci kitap My Plain Jane ismiyle 2018 senesinde ve üçüncü kitap ise My Calamity Jane ismiyle 2020 senesinde yayınlanmış bu arada.

Gemma Burgess, kitabı diziye uyarlayan kişi konumunda. Ona senarist masasında Alyssa Lerner eşlik etmiş. Bölümlerden beşini Jamie Babbit, üçünü ise Stefan Schwartz yönetmiş. Burgess ve Babbit’e yapımcı koltuğunda Sarah Bradshaw, Meredith Glynn, Laurie MacDonald, Paula McBreen ve Shepard Boucher gibi isimler eşlik etmişler.

Dizimiz, tarihsel drama unsurlarını satirik ve de muzip bir tatla birleştiriyor. Romantizmin yanında fantastik unsurlar da servis ediyor aynı zamanda hikaye içerisinde.

Dizinin bölüm süreleri 46-54 dakika aralığında değişmekte.

Merkez kahramanımız Jane Grey, aklı başında bir genç kız. Şifalı otlarla arası oldukça iyi.

Babası rahmetli olmuş Jane’in. Annesi ve ondan küçük 2 kız kardeşiyle birlikte yaşıyor. Babası ölünce, erkek varis olmadığı için ailesine dair mirası tek başına devralmış amcası ve bizimkilerin de eski evlerinde kalmaya devam etmelerine rıza göstermiş. Elbette ona hürmet göstermek ve onu kızdırmamak zorundalar. Çünkü kendi üzerlerine bir dikili taşları bile yok ne yazık ki.

Aşkı bulmadan evlenmeyi aklının ucundan bile geçirmeyen bir bakire Jane. Ama amcası onun için soylu bir genç adamla ayarlanmış bir evlilik sürpriziyle çıkageliyor. Annesi Lady Frances Grey’in de bu ayarlanmış evlilikte payı büyük tabii. Elbette Jane bu evliliğe şiddetle karşı çıkacak, hatta kaçmaya falan çalışacak ama ne fayda!

Jane, son olarak çareyi çok sevdiği kuzeni ve aynı zamanda İngiltere Kralı olan Edward’dan yardım istemekte bulacak. Ama bu ayarlanmış evliliğe onun da rızası olduğunu duyunca büyük hayal kırıklığı yaşayacak.

Jane, Edward’ın yanından evine dönerken bir bara yolu düşecek ve burada kalbini titretecek olan ukala bir genç adamla tanışacak. (1. Bölüm İspiyonu/Spoiler) O anda bihaber olsa da sonrasında bu genç adamın evleneceği adam olduğunu fark edecek ve büyük şaşkınlık yaşayacak düğün merasimi sırasında. Jane’in evleneceğini düşündüğü kişi bu gencin ağabeyiymiş ki biz de bunu Jane ile aynı anda yani bölümün kapanış sahnesinde öğreniyoruz.

Dizimizin hikayesi tarihi gerçekleri değiştirmek suretiyle ilerliyor demiştik. 16. yüzyılda yaşamış olan Lady Jane Grey, tarihte ‘Dokuz Günlük Kraliçe’ olarak bilinmekte. Bu 9 günün sonunda önce tahtını sonra da kellesini kaybetmiş. Yazarlarımız bize ‘Ya öyle olmasaydı? Ya Jane ölmeseydi ve tahtta kalmaya devam etseydi?’ teması üzerinden alternatif bir evren yaratma derdindeler.

Bu alternatif evreni yaratırken başka şeyler de eklemeye karar vermişler tabii. Kralımızın ve bir de prensesimizin siyahi oluşu bu eklemelerden biri. Bir diğer ekleme ise fantastik bir ekleme. Ülkede yaşayan ve sarayın düşman olarak kabul ettiği “Etiyen” isimli bir topluluk/tür var. Bir çeşit şekil değiştiren bu Etiyenler. Bazen hayvan, bazen insanlar.

Lady Jane Grey karakterine Emily Bader hayat veriyor.

Lord Guildford Dudley karakterinde Edward Bluemel karşımıza çıkıyor.

Lady Frances Grey karakterini Fortysomething, Suburban Shootout, Hidden, The Hour, Pride and Prejudice, Fleming ve Pramface’in de aralarında bulunduğu çok sayıda diziden aşina olduğumuz Anna Chancellor canlandırıyor.

Kuzeni Jane’i pek bir seven ve son derece kibar bir adam olan Kral Edward rolünde Jordan Peters‘ı izliyoruz. Ölümcül bir rahatsızlığı olduğu bilinmekte. Halk arasında değil sarayda bilinmekte elbette bu durum. Doğru düzgün yürüyemez durumda. Ona bu rahatsızlığı doktorlar tarafından ‘İnce hastalık’ olarak yansıtılmış ama aslında sağlığında bir sıkıntı yok. Bu belirtiler saraydan birileri tarafından düzenli olarak zehirlendiği için ortaya çıkmış durumda.

Rob Brydon, Jane’in müstakbel kayınpederi Lord Dudley karakterine hayat veriyor. Henry Ashton ise Jane’in evlenmekle kesinlikle ilgilenmediği oğlu Stan Dudley rolüyle karşımızda. Lord Dudley, krala yakın bir tip. Sarayda önemli bir görevi mevcut.

*Preacher, Fleming ve Spy City gibi dizilerden tanıdığımız Dominic Cooper, sarayda krala en yakın kişi olan manipülatif Lord Seymour karakterine hayat veriyor.

*Everyone Else Burns, Henpocalypse! ve The Palace gibi dizilerden anımsanabilecek Kate O’Flynn, Lord Seymour’un gizli aşığı ve işbirlikçisi konumundaki Prenses Mary karakterine hayat veriyor. Kral Edward’ın ölmesini ve kraliçe olarak tahta oturmayı dört gözle bekler vaziyette.

*Abbie Hern, Prenses Bess rolüyle karşımıza çıkıyor.

Isabella Brownson‘ı Jane’in kız kardeşi Katherine Grey rolüyle izliyoruz. Robyn Betteridge ise Grey kız kardeşlerin en küçüğü Margaret Grey karakterini canlandırıyor.

Extraordinary dizisinden tanıdığımız Máiréad Tyers, Jane’in evinde bir hizmetli olarak çalışan ama aynı zamanda onun yakın arkadaşı da olan Susannah karakterini canlandırıyor. Bir Etiyen olduğunu öğreniyoruz çok geçmeden kendisinin.

Oliver Chris, dizide anlatıcı görevi üstlenmiş durumda. Kadronun geri kalanına ise şuradan göz gezdirebilirsiniz.

Dizinin ilk bölümünü izledim. Pek beklemediğim üzere eğlendim bayağı. Yazarların iyi dokunuşlar yaptıklarını söylemek mümkün hikayeye. Bu tatta ve ayarda devam etmiştir dizi diye düşünüyorum bölüm sonunda izlediğimiz fragmandan hareketle ve sezonun geri kalanını izlemek için heyecan duyuyorum.