Netflix, dünyanın en başarılı platformlarından birisi. Hatta bütün dünyaya yayılıp, başarısını devam ettirmesiyle en iyisi de diyebilirim gönül rahatlığıyla. Narcos da Netflix‘in en başarılı dizilerinden bir tanesi. İlk iki sezonuyla Pablo Escobar‘ı merkeze alarak büyük bir popülerlik sağlamıştı. Üçüncü sezonuyla ise Kolombiya‘nın ünlü kartellerinden Cali karteliyle hikayemiz devam etmişti. Üç sezonla Kolombiya yolculuğunu tamamlayan Narcos, aynı yaratıcıların elinden Meksika’ya geçiş yaptı. Narcos: Mexico olarak isimlendirilen dizimiz bu sefer de Meksika‘daki uyuşturucu ticaretini ve bunun uğruna yaşanılan savaşları anlatacak. Yeni kadro ve yeni bir hikaye bizleri bekliyor.

Ben de Netflix Türkiye sayesinde dizinin ilk 5 bölümünü izleme imkanı buldum ve hakkında ispiyonsuz bir şeyler yazmak istedim. Dizi, 16 Kasım‘da yayınlanacak ve ilk sezonu 10 bölüm sürecek.

Yukarıda bahsettiğim gibi Narcos‘un üç yaratıcısı Carlo Bernard, Chris Brancato ve Doug Miro yine bir aradalar.

Hikayemiz 1985 yılında Guadalajara‘da DEA (Amerikan Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi) Ajanı Kiki Camarena‘nın şu sözleriyle başlıyor:

“Size bir hikaye anlatacağım; fakat dürüst olmalıyım, mutlu sonla bitmiyor. Aksine bitmiş bir hikaye de sayılmaz. Güvendiğiniz kurumlar, aslında en büyük savaşı başlatan kişilerden oluşuyor. Uyuşturucu savaşından söz ediyorum. Son 30 yılda artan suç; tam olarak yarım milyon civarında ölen insan. İnsanlar aslında bu hikayeyi duymak istemez. Hiç olmamış gibi kabul ederler; fakat öyle bir dünya yok. 

Size bu hikayenin nasıl bittiğini anlatamam, ama nasıl başladığını anlatabilirim.”

Kolombiya’nın aksine Meksika, kokain, eroin ticaretiyle değil esrar (marijuhana) ticareti ile anılan bir yer. SinaloaChihuahuaDurango bölgeleri uyuşturucu, otun çemberi veya Meksika Altın Üçgeni olarak adlandırılıyor. Bu bölgelerdeki topraklar kenevir yetiştirmek için oldukça elverişlidir ve çiftçiler tarafından en büyük kazanç olarak görülür. Bu ticaretin fazlalaşması üzerine hükümet Condor operasyonu adı altında Sinaloalı çiftçilere baskınlar düzenler, topraklarını yakıp kül eder ve gerçekten kimin patron olduğunu gösterir.

Félix Gallardo (Diego Luna) eskiden yerel poliste çalışmış; şimdilerde Sinaloalı uyuşturucu tacirleri arasında yer alan birisi. Hükümetin baskılarından dolayı yeni bir yerde işleri devam ettirme planı kuruyor ve bu yerin merkezi olarak Guadalajara‘yı gösteriyor. Tabii bu sırada örgüt içerisinde çaylak olarak görülen Felix‘in akıllıca planlarıyla yükselişini ve Guadalajara kartelinin doğuşuna tanık oluyoruz. Çaylak olarak başladığı kartel hayatında istediği yükselişi ve saygıyı kazanmasının zaman alacağını bilmesine rağmen Felix, bu günlerin geleceğine inançlı bir şekilde yoluna devam eder. Kazanmasını bilen, hırslı birisidir.

Hikayemizin bir diğer kahramanı ise DEA (Amerikan Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi) ajanı Kiki Camarena (Michael Pena). İtfaiyeci iken 1980 sonrası DEA ajanı olmuş ve beş sene boyunca kendisini burada kanıtlamaya çalışmıştır. Çok çabalamasına rağmen örgüt içerisinde istediği saygıyı ve değeri göremez. Bunun üzerine kendisini kanıtlayabileceği yeni bir yere gönderilmek ister. O yer ise Guadalajara olur. Hamile eşi ve çocuğunu alarak Guadalajara‘ya yerleşir. Buradaki şubenin kendine has kuralları ve düzeni vardır; o yüzden kimse etliye sütlüye karışmayı, başının belaya girmesini istemez. Kiki’nin kendine has yöntemleriyle çalışması ve bir şekilde ekibini de bu oyunun içine çekmesi lazımdır. Kiki’nin de yeni çevresine, arkadaşlarına uyum sağlaması belli bir süre alır. Bu süreci atlatmasını sağlayan en önemli şey ise ona her zaman destek olan eşi Mika‘dır (Alyssa Diaz). James Kuykendall (Matt Letscher) ise Kiki’nin yeni amiri olarak karşımıza çıkıyor.

Narcos: Mexico‘dan ilk beş bölüm itibarıyla memnun kaldığımı söyleyebilirim. Narcos’un sevdiğim unsurlarından olan anlatıcılığı, gerçekçiliği burada da ön planda olmuş. Yine kaliteli bir iş olduğunu düşünüyorum ama Meksika havasının Kolombiya’dan farklı olduğunu da söyleyebilirim. Şimdilik burada işler yeni başlıyor ve kimse için tehlikeli olmaya başlamadı; o yüzden ilerleyen sezonlarda (olursa?) veya sezonun ikinci yarısında daha hızlanacağını, aksiyona girileceğini düşünüyorum. Çünkü önceki dizinin sevdiğim yanı her an bir tehlike olacakmış gibi tetikte, gerilimde olmaktı. Buradaki iki başrol fena olmamış, sevdim; ama yine de Narcos’un sevdiğim isimleri kadar iyi olmadığı bir gerçek bana kalırsa. Tabii burada yeni bir hikaye başlıyor, onun da ilk etapta böyle hazırlık bölümleriyle geçmesi gayet normal. Hatta Meksika üzerinden de şöyle 2-3 sezon izler, daha sonra belki Amerika’ya geçeriz. (Kolombiya-Meksika-Amerika) Güzel olmaz mı? Hatta alttaki posteri öyle bir şey olabilir diye yorumladım.

Yine de her şeye rağmen bu kadar üst düzey bir dizinin böyle devamını çekmek ve onu da iyi kotarmak bana kalırsa güzel bir başarıdır. Çünkü genelde bu tarz konusunu bitiren dizilerin suyunu sıkmaya kalktığımız zaman o dizinin tadı kaçabiliyor. Narcos severlerin kesinlikle tatmin olacağını düşünüyorum. Ben de sabırsızlıkla 16 Kasım‘ı bekliyorum.

Narcos: Mexico izlediğim kadarıyla benim bakış açımdan böyle bir dizi.