NBC’nin 2013-2014 Yenileri
191 yorum real tortoise 29 Mayıs 2013 23:54
Geçtiğimiz günlerde Amerika’nın tüm ulusal kanalları gelecek sezon için iptal/devam haberlerinin yanında yeni başlayacak olan projelerini açıkladılar.
Bunlardan ABC ve FOX’ın yenilerini şu iki bildiride ele almıştık.
NBC bu sezon tam tamına 14 yeni diziyle karşımıza çıkacak. Ayrıca yeni sezon onayı alan Community, Grimm, Parenthood, Parks & Recreation, Law and Order : SVU, Chicago Fire ve Revolution dizileri de yeni bölümleriyle ekranlarımızı şenlendirecekler.
2013-2014 sezonunda NBC’de izleyeceğimiz 14 yeni diziyi tanımak isteyenleri daha fazla bekletmeden yazının devamına alalım.
DRAMALAR
Gelecek sezon NBC’de 8 yeni drama izleyeceğiz.
THE BLACKLIST
THE BLACKLIST
Daha önceleri devlet adına çalışan bir ajan olan Raymond “Red” Reddington, azılı bir suç dehasına dönüştükten sonra FBI’ın en çok arananlar suçlularından biri haline gelir. Bir gün sebebi bilinmeyen bir şekilde FBI’a teslim olan bu suç dehasının bir teklifi vardır; Ranko Zamani isimli bir teröristin yakalanmasında FBI’a yardım etmek.
The Blacklist, Pazartesi günleri kanalın reytingi bol yarışması The Voice
‘ın arkasından yayınlanacak.
DRACULA
Bram Stoker’ın klasikleşmiş romanından uyarlanan dizide Dracula’yı, kendisini 1890′larda modern bilimi muhafazakar İngiliz toplumuna kabul ettirmeye çalışan Amerikan bir girişimci olarak tanıtırken izleyeceğiz. Ama aslında, Dracula kendisine yüzyıllar önce ihanet edenlerden intikam almanın peşinde.
Dracula, yeni sezonda Cuma günleri Grimm’in arkasından yayınlanacak.
IRONSIDE
IRONSIDE
Ironside, 1967-1975 arasında yayınlanmış olan aynı isimli polisiye diziden uyarlanıyor.
Kötürüm olduktan sonra da suçla savaşmanın peşini bırakmayan Dedektif Robert Ironside’ın ve ekibinin yaşadığı olaylara ve çözecekleri vakalara odaklanıyor.
Dizi, Çarşamba akşamları Revolution ve Law and Order : SVU‘nun arkasından yayınlanacak.
CROSSBONES
CROSSBONES
Ünlü korsan Edward “Blackbeard” Teach (Kara Sakal)’ın maceralarını anlatacak olan dizi, The Republic of Pirates kitabından uyarlanıyor.
Dizinin yaratıcısı, İngiliz dizisi Luther‘ın da yaratıcısı olan Neil Cross. Edward “Blackbeard” Teach rolünde ise ünlü oyuncu John Malkovich‘i izleyeceğiz.
Dizi, sezon ortası Dracula’nın yerine Grimm’in arkasından Cuma günleri yayınlanacak.
Crossbones ile ilgili henüz bir fragman gelmedi.
CRISIS
CRISIS
Washington D.C’nin seçkin insanlarının çocukları (başkanın oğlu da dahil olmak üzere), bir okul gezisi esnasında pusuya düşürülürler. Bu olaydan sonra Amerika’da bir ulusal kriz baş gösterir ve henüz işinin ilk gününde bir ajan olan Marcus Finley kendisini bu krizin tam da ortasında bulacaktır.
Sezon ortasında yayına girecek dizi, Pazar akşamları yeni dizi Believe’in ardından yayınlanacak.
BELIEVE
BELIEVE
Doğuştan özel yetenekleri olan ve bunları kontrol edemeyen küçük bir kız olan Bo, bu yeteneklerinin farkında olan bir grup insan tarafından, kendisini kötü amaçları için kullanmak isteyen insanlardan korunarak büyütülmüştür. Kızımızın hayatının daha fazla tehlike altına girmesiyle bu grup, haksız yere idam cezasına çarptırılmış biri olan Tate’i bir şekilde hapishaneden çıkararak, Bo’nun koruycusu olarak görevlendirir. Dizide, bu ikilinin yaşadıkları olaylara odaklanılacak.
Dizinin yapım ekibi, J.J. Abrams, Alfonso Cuaron, Mark Friedman, Bryan Burk gibi tanıdık isimlerle dolu.
Dizi, sezon ortasından itibaren Pazar günleri yayınlanacak.
CHICAGO PD
CHICAGO PD
Chicago PD, geçtiğimiz sezon başlayan Chicago Fire dizisinin uzantısı.
Bu sefer, Chicago İtfaiyesi’nde çalışanların değil, Chicago Polis Merkezi’nde görev alan polislerin hayatına tanık olacağız.
Dizi, sezon ortasında yayına girecek.
Dizi ile ilgili henüz bir fragman yayınlanmadı.
THE NIGHT SHIFT
San Antonio Hastanesi’nde gece nöbetinde çalışan bir grup doktorun yaşadıklarına odaklanacak, tıp ağırlıklı bir dizi olacak.
Dizi, sezon ortasında yayına girecek.
Dizi ile ilgili henüz bir fragman gelmedi.
KOMEDİLER
Bu sezon NBC’de izleyeceğimiz komedi sayısı 6.
THE MICHAEL J. FOX SHOW
THE MICHAEL J. FOX SHOW
Daha deneme bölümü çekilmeden 22 bölüm siparişi alan dizinin başrolünde, -diziye adını da veren- Michael J. Fox yer alıyor.
New York’un başarılı haber spikeri Mike Henry (Michael J. Fox), kendisine Parkinson hastalığı teşhisi konulduktan sonra, ailesiyle daha fazla vakit geçirmeye karar verir ve mesleğini bırakır. Tüm bunların ardından 5 yıl geçer. Mike’ın çocukları büyümüştür ve Mike mesleğine geri dönmenin zamanının geldiğini düşünür. Dizide, kahramanımızın bu uğurda yaşadığı maceraları ve aile yaşantısını eğlenceli bir şekilde izleyeceğiz.
Dizi, yeni sezonda Perşembe akşamları yayınlanacak.
SEAN SAVES THE WORLD
SEAN SAVES THE WORLD
Yeni boşanmış bir baba olan Sean, hayatını dengeye oturtmak istemektedir. Bir yandan annesiyle, bir yandan da işiyle ilgili sorunlarla başa çıkmaya çalışan kahramanızın yanına kızının taşınmasıyla işler iyice karışacaktır.
Dizi, yeni sezonda Perşembe günleri diğer yeni komedilerle beraber yayınlanacak.
WELCOME TO THE FAMILY
WELCOME TO THE FAMILY
Biribirine zıt kültürleri olan ailelere sahip olan Moly ve Junior, lise mezuniyeti sonrasında Moly’nin hamile olduğunun ortaya çıkmasıyla evlenmeye karar verirler. Ancak ailelerin birbirine uyum sağlaması hiç de kolay olmayacaktır.
Dizi, yeni sezonda Perşembe günleri diğer yeni komedilerle beraber yayınlanacak.
ABOUT A BOY
ABOUT A BOY
Nick Hornby’nin aynı adlı kitabından uyarlanan dizi, başarılı bir söz yazarı olan Will’in, yan dairesine Fiona ve 11 yaşındaki oğlu Marcus’un taşınması üzerine değişen hayatını konu alıyor. Aynı kitabın bir film uyarlaması da mevcut.
Dizi, sezon ortasında yayına girecek.
Henüz bir fragman gelmedi.
GROWING UP FISHER (Eski adıyla THE FAMILY GUIDE)
THE FAMILY GUIDE GROWING UP FISHER
Anne ve babaları boşanınca bir araya gelen bir ailenin yaşadıklarını anlatıyor. Hikaye, evin 11 yaşındaki oğlunun ağzından aktarılacak.
Deneme bölümünde yer alan Parker Posey, bu bölümden sonra projeden ayrıldığını açıkladı.
Dizi, sezon ortasında yayına girecek.
Henüz bir fragman yayınlanmadı.
UNDATEABLE
UNDATEABLE
Dizi, Undateable: 311 Things Guys Do That Guarantee They Won’t Be Dating Or Having Sex isimli kitaptan uyarlanıyor.
Justin adında bir adamın arkadaşı Dany’nin yanına taşınması ve kadınlarla iletişim kuramayan Dany’e aşk hakkında bildiği her şeyi öğretmeye karar vermesiyle yaşanacakları izleyeceğiz.
Dizi, sezon ortasında yayına girecek.
Henüz bir fragmanı yayınlanmadı.
NBC yayın takvimleri ise aşağıda yer alıyor :
SONBAHAR DÖNEMİ
SEZON ORTASI
2013 Yazı
Kanal, 2013 yılının yaz ayları için de pek çok yeni dizi ve program ile izleyicilerle buluşacak. Onlara da şuradan ulaşılabilir.
yorumlar
@aytackara
Ben diziyi “arkası yarın” tarzda sanıyordum; bölümlük konular mı işleyecek?
@real tortoise Sen bir miktar çok yaşa ya. Revolution ne yarebbim…
@darkcrystal Arkası yarın değil. Ancak bölümün suçlusu için arkası yarın olur.
Bizim evde de 2 kişi birden “kuzuların sessizliği” yorumu yaptı Blacklist izlerken.
The Blacklist olmuş, özellikle yönetmen(ilk bölüme özel olabilir) ve de müzik seçimlerini sevdim kalite kokuyordu bence. Başroldeki ikili çok iyi oturmuş, kızı tanıtımlardan çok beğenmiştim zaten Yalnız böyle şeylerde ana konu daha doğrusu arka plan konusunun zekası ve yedirilmesi önemli, bir yerden sonra tek düzeye dönmediği sürece bu yılın en dikkat çekici yapımlarından olacaktır. Zaten reyting ve onay sorunu da olmayacaktır tek düzeliğe düşmez ise. (Voice sağolsun ).
Blacklist Hakkında…
Bunu ilk gördüğümde doksanların konuları tekrar moda oldu demiştim; izleyince de aynı kanaate ulaştım valla. Açıkçası buradaki yorumları okuyunca biraz artırmıştım ben beklentimi. Ona rağmen diziyi beğendim; ama konusu biraz fazla klasik geldi bana; klişe değil; ama klasik.
Bir de formüllü ilerleyeceğini düşünmemiştim; ama anladığım kadarıyla dizi formüllü şekilde ilerleyecek. Her bölüm çözülecek bir olayın akabininde, akacak bir ana konuya sahip olacak belli ki. Ben James Spader’i zaten çok severim de başroldeki bu hatun kişiyi de çok sevdim. Bu abla tanıdık mı arkadaşlar ben hatırlayamadım; ama rolü iyi kotarmış. Şimdilik, gayet sevdim diziyi; 90’ların konu ve havasını içermesi benim için bir artı yön; ama zamanla beni değil de Amerikalıları sıkar mı bilmiyorum. Ama Voice varken sıksa ne olacak ki yahu, benim ki de laf…
The Blacklist
Dizi için muhteşem, harika falan diyemem ama ilk bölüm beklentimin çok üzerinde çıktı. James Spader’ı zaten severdim bu role de çok iyi gitmiş bence. Başroldeki hatunun da oyunculuğu hiç fena değildi. İtiraf ediyorum bir iki yerde hatuna bakarken sahneyi kaçırıp geri aldım
Kuzuların Sessizliği konusunda tek olmadığıma sevindim.
The Michael J Fox Show Hakkında…
Açıkçası iyi mi kötü mü ilk bölüm itibariyle ben anlayamadım. Çekimler ve oyunculuklar gayet güzel olmuş, hatta yeni başlayan komediler içinde çekim tekniği olarak en çok bunu beğendim. Ama bu bir komedi dizisi mi şimdi?
İlk bölüm itibariyle baktığımda pek komedi dizisine, senaryo-espriler -daha doğrusu olmayan espriler – bakımından hiç benzemiyor. Yani komik değildi, sadece durum komedisi yapılıyor, esprilere-laf cambazlıklarına dayanan bir komedi anlayışı yok. Sanırım o sebeple komik bulmadım. Çünkü durum komedisi sevmiyorum ben.
İkinci bölümüne de bir bakayım bakalım, ama rafa kaldırmaya niyetliyim. İleride devam edebilirim; hakkında güzel şeyler duyarsam. Çünkü, kemik kadrosunu seviyorum…
Muhtemelen Spoiler içerecek.
The Black List’in pilotunu seyrederken, promolarını izlediğim zamanlarda hissettiğim duyguların aynısını hissettim. Ne eksik, ne fazla. Tam beklediğim gibi çıktı.
Yeni bir şey vermiyor bu dizi; ama sonuçta kaç tane ulusal kanal dizisi yeni bir şeyler veriyor ki. Benzer konuları,hikayeleri, birazcık değiştire değiştire veriyorlar. Kızmamak lazım, sonuçta reyting için yaşıyor bu kanallar. Ben de bunu uzun süreden beri kabul ettiğimden dolayı, çok kötü olmamak şartıyla seyrediyorum bu tarz dizileri.
Pilot bölüm beni tatmin etti. Yeteri kadar soru işareti, yeteri kadar aksiyon, güzel bir kadın, kötü müdür, iyi midir, amacının ne olduğu şimdilik belli olmayan karizmatik adam.
Severim James Spader’ı. Amerikalılar ne kadar sever emin değilim, ama oldukça iyi oyuncudur. Burada biraz abartıya kaçıyor gibi gözükse de, rolüne fazlasıyla yakışmış. Megan Boone da, ilk bölüm itibariyle rolüne yakışmış duruyor. Güzel de bir kadın, daha ne isteyeyim. Bu ikili birbirlerine uyacak gibi görünüyor.
Tek sorun yan karakterler olabilir. Pilot bölümden bir şey söylemek ne kadar doğru bilmiyorum, ama ilk bölüm itibariyle bana bir şey hissettirmediler. Homeland’in karınızı emanet etmekte bir sakınca görmeyeceğiniz Mike’ı (Diego Klattenhoff) eh işte dedirtti; ya da ne olduğu belirsiz kocayı canlandıran Ryan Eggold (Tom Keen), ya da anti terörizm şubesinin müdür yardımcısını canlandıran Harry Lennix (Harold Cooper). Sonuçta erken, pilot bölüm itibariyle 2 ana karaktere odaklanmaları normal diyelim.
Kuzuların sessizliği olayını zaten herkes yazmış. Adamı ilk koydukları bölmeyi görünce zaten akla hemen o geliyor. Bir de o bölmenin hemen önünde duran sandalye, güldürmedi değil. İlk karşılaştıkları sahnede, o bölmenin geriye doğru gitmesi dışında her şeyi aynı. Tamam yaptık, ama bu kadar da şeyini çıkartmayalım demişler belli ki; ama sonraki karşılaşmalarında, “Zamani konusunda yardıma ihtiyacım var” dedikten sonra, “önce sen söyle Clarice, pardon Elizabeth, avucundaki yara izinden” muhabbeti ile tekrar şeyini çıkartmışlar.
Abartılı sahneler çok vardı. Elizabeth Keen dışında kimse ile konuşmayacağım dedikten sonra, kadının evinin önüne 2 araba dolusu insan gönderdikleri yetmiyormuş gibi, bir de helikopter göndermeleri. Tanıtımlarında gülmüştüm, burada da yine güldüm. Yine, tamam adam çok şey biliyor, yardımcı olmak için karşılığında bir şeyler istiyor falan; ama en çok aranan 10 adamdan birinin her istediğini yapmaları biraz saçma geldi. Şu otele isterim, şu yemeği yerim, şu şampanyayı içerim vs vs. (yapılmayan bir şey değil tabi ama, öyle işte)
Sonuçta ilk bölüm itibariyle beklentilerimi karşıladı. Muhtemelen aksiyonun biraz daha az olduğu, konunun sakız gibi uzayıp durduğu bir sürü bölüm göreceğiz. Dileğim, çok fazla sıkmadan, ilk bölüme yakın bölümler ile sezon onayını alması; Revolution’a yaptıkları gibi, The Voice desteğini 2. sezonda kesmemeleri.
The Michael J. Fox Show: İlk bölümünü izledim, oyunculuklar iyi olmuş, çekimler de iyi, mockumentary tarzını da severim , ama gel gelelim dizi olmamışlık hissi verdi bana. Komedi-Drama olarak değerlendirdim diziyi, komik olmadığına katılıyorum, drama kısmı da pek olamamış. (Bu konuda hem komediyi hem de dramayı çok iyi verebilen bir Go On vardı bana göre, o da harcandı.) Yine de 22 dakikalık komedilerde tek bölümden karar vermekten kaçınıyorum. @alperen4700’ın şu cümlesi tam ruh halimi anlatıyor bu diziyle ilgili; “İkinci bölümüne de bir bakayım bakalım, ama rafa kaldırmaya niyetliyim. İleride devam edebilirim; hakkında güzel şeyler duyarsam. Çünkü, kemik kadrosunu seviyorum…
“
“The Blacklist”in ilk bölüme bakayım dedim de biraz beklentimin altında kaldı açıkçası. Sizce de öyle değil miydi? Çoğu yer klişeydi. Oyunculuklara sözüm yok,gayet iyiydi. Yalnız başroldeki iki kişi hariç diğer karakterler çok silik tipler. 3-5 bölüm daha bakarım, “Person of Interest” gibi kademe atlamazsa pas geçerim.
@darkcrystal Ben en kötüsüne kendimi hazırladığım için bana çok kötü gelmemişti Blacklist, kullandıkları klişeleri de şimdilik sıkmadan kullandıklarını düşünüyorum.
@real tortoise
O da doğru gerçi; artık beklentilerimizi o kadar düşürüyoruz ki neredeyse vasat olabilecek bir diziye bile “iyi” diyebiliyoruz. Tabii bunu “Blacklist” için söylemiyorum; genel durum böyle
Sean Saves the World : Tam kafamdaki gibi çıktı. Klişe klişe ve kahkaha… Klişenin de iyisi değil. Ben buna devam etmem. Zamanınız bolsa bulaşın buna.
The Michael J. Fox Show‘un ilk bölümünü pek beğenmemiştim, ama oyuncuların hatırına 2. ve 3. bölümü de izledim. Bana göre 2. ve 3. bölüm, özellikle de 3. bölüm ilk bölüme kıyasla başarılıydı. Karakterlere alıştığım için de öyle gelmiş olabilir bana belki, sempatik gelmeye başladı dizi bana. Kısacası, ben devam etmeye karar verdim, zaten izlediğim komedi sayısı çok az, ilerledikçe daha da açılacak bence. Benim gibi ilk bölüme bakıp bırakan varsa 2. bölüme de bir göz atabilir yani. Tabii ki zaman sıkıntınız varsa mutlaka izlenmesi gereken bir şey de değil, onu da söyleyeyim.
“The Blacklist” şaka maka sarmaya başladı beni. İlk bölüm için pek olumlu konuşmamıştım ama 2 & 3. bölümler sonrasında dizide kendi açımdan yavaştan bir yükseliş görüyorum. Bölümler güzelleşmeye başlarken ana hikayeyi de arka plana atma-ma-larını takdir ettim. Ana hikaye iyi yerlere gidecek gibi duruyor; gizemi bir yandan serperlerken şimdiden ufak cevaplar vermeleri de sevindiriyor. Karakterlere de alıştım iyice. Umarız bozmaz.
Hiçbir şeyden haberi olmayan ailesiyle de Üçlemeci’yi andırdı. Zaten sonunda kıpkırmızı küveti boylayınca da aklıma Rita geldi. Neredeyse kopya ile suçlayacağım.
Ayrıca tip olarak da bakarsak Walter White’ı andırıyordu. O vücuda rağmen bölüm boyunca işlerini çıplak yapmayaydı iyi olurdu. Bir de ben ciddi ciddi Elizabeth’in kocadan ne çıkacak onu da merak etmeye başladım. Umarım böyle devam eder.
@aytackara: Cidden bölüm güzel olmuştu, bahsettiğin nedenlerden dolayı o iki diziden esinlenmenin ötesine geçseler ve bu gözümüze batsa da, güzel aktı bölüm. Cidden güzel gidiyor Blacklist; konu da karakterler de iyice sarmaya başladı. Ama o sonda yapılan otel hamlesi falan cidden buram buram doksanlar filmleri kokuyor bu dizi…
Bu arada Sleepy Hollow‘un da son bölümü çok sağlamdı. -bir sandman kadar olmasa da- Yahu bu iki diziyi bayağı merak eder, salıyı iple çeker oldum hatta. Bu arada Blacklist’in iyi olacağını tahmin ediyordum; ama Sleepy Hollow cidden çok büyük sürpriz oldu benim için…
Ya millet, Blacklist’te kızın peruğunun başarısızlığı bir tek bana mı batıyor?
Evet
Benim ilk kez bu bölüm gözüme batarcasına dikkatimi çekti. Daha önce umurumda bile olmamıştı
Son bölümü izleyemedim daha ama. Dur bakalım
Ben fark etmemiştim hiç, gerçi daha son bölüme bakmadım da
Hadi ya, cidden peruk muymuş o? Ya bana da kızda bir gariplik var gibi geliyordu, demek buymuş Sağol, varol dkamoy ama peruk değilse o zaman da sürpriz olur.
Bu arada “The Blacklist” Eylül-Ekim döneminde başlayan “favori yeni dizim”. Gerçekten keyifle ve merakla takip ediyorum. Spader’ı izlemek büyük keyif. Olaylar da gitgide güzelleip ısınıyor.
@darkcrystal: orijinali şöyle
@dkamoy
Şaşırdım valla, sağol ayrıntı için Umarım bir an önce kendi saçları uzar da peruktan kurtulur
Bu arada peruk olayını dünkü bölüme kadar ben de fark etmeyenlerdenim; ama dünkü bölümde o kenara taktığı tokalarla Elizabethciğim kendini ele verdi…
Ey Sean Hayes, bişi diyecektim de şimdi sana neyse… ağzımı bozmak yerine, “Smash’teki rolünü hatırla” diyerek yetineyim. (Adam sanki beni duyuyormuş gibi sinirleniyorum kendi kendime.)
Çok severek izliyorum şimdilik, bu bölüm şu ana kadar çıkanların içinde en sağlam olanıydı. Hikaye giderek derinleşip karışıyor, her bölümde merak edecek bir şey-şeyler çıkıyor.
Benim asıl merak ettiğim ve bence tüm bu olayların açıklaması olacak nokta, Ray’in Liz’i seçme nedeni. Bunu öğrenince pek çok şey açığa çıkacak zaten.
Dipnot: Bu arada Türk Ateşe’yi oynayan abi neden sütlü-çikolata ten rengindeydi ben onu anlamadım. Türk-Arap ırkının farklı olduğunu idrak etmek çok zor olmasa gerek!
Sean Saves the World için 4 bölüm daha istemişler.
Sean saves the world hk.:
Hadi bakalım 4 mü, 5 mi?
TvByNumbers THR’u kaynajk göstererek 4 demiş ama Deadline ve TvWise da 5 demişler.
The Blacklist amerikan tarihinde en çok ilk 3 gün kaydet izle rakamına mı ulaşmış ne yapmış.
“ O ilişkiyi bitiren seninle olan ilişkimdi.”
“Çocukken uyuduğum gibi uyumak istiyorum.” — Güzel cümlelerdi.
@dkamoy Haklısın. O benim de istediğim bir noktaydı ama sonraki bölümün adı da Part 2 olduğu için çok da ses çıkartmadım.
Ben de bayağı sevdim Blacklist 9. bölümü, hatta bugüne kadar ki en heyecanlı Blacklist bölümüydü, dizi hiç ivme kaybetmeden ilerliyor gerçekten.
Bu arada @dkamoy: Dizilerin pek çoğunda ne ucuzluklar yapılıyor, buna bin şükür yahu!
NBC 2010 yapımı Wolfman filmine dayanan kurt adam serisine girişmiş.
The Blacklist üzerine bir kere daha:
#KendimeNot: Gözünle görmediğin şeye inanma!
Güya konuyu kapattılar da nasıl kapattılar. “Yersen” oldu resmen! Let the 6 haftalık The Blacklist arası begins. New Girl’ün Şükran Günü bölümü de ara bölümüymüş zaten. O da 6 haftalık arasının ilkini yaşıyormuş. Onu da bugün öğrendim, pek bir hoşuma gitti.
The Blacklist 2. sezonu kapar
Blacklist 10. Bölüm Hakkında…
Geçen haftaki o heyecanlı bölümden sonra bir tık altta kaldı benim için bu bölüm, ama bir kaç mantık hatasına rağmen yine güzel bir bölümdü benim için. Lakin sezon arasına giriyoruz işleri biraz karıştıralım derken biraz zorlamışlar sanki ya neyse, işlerin karışmasına ve yeni karakterler-kötü adamlar eklenmesine ihtiyaç olduğu için ses etmiyorum hadi…
http://www.youtube.com/watch?v=MpYWvty3OzM
Bu dizi tek konudan mı ilerleyecek yoksa? (Antonio’nun kayıp oğlunun bulunması.)
Bu arada ben Chicago Fire’ın 2. sezonuna henüz giremedim. Bu spin-off diziyle ilgili bir şeyler oluyor mu arada? Mesela Sophia Bush gibi diğer karakterlerin de geçerken uğraması gibi.
@rpdi: Olduğunu söyleyemem.
@abidin77: Eğer öyleyse acele edip yetişeyim diyecektim ama madem bir şey olmuyor, sakınca yok Chicago Fire’da güncel olmadan Chicago PD’ye başlamamda yani. Tamamdır, teşekkür ederim.
@rpdi: Chicago Fire kendi hikayesiyle, olaylarıyla devam ediyor. PD’yi etkileyecek bir işe girmediler hatırladığım kadarıyla; ama 3 bölüm gerideyim. O bölümlerde herhangi bir olaya girerlerse yazarım buradan. Tahminim herhangi bir şey olmayacak. Aceleye gerek yok yani. Kafana göre takıl.
Şu ana kadar “Almost Human”la birlikte sezonun en beğendiğim yeni dizisi. 2.sezon onayı almasına da sevindim gerçekten. “Hannibal”dan sonra NBC’nin son iki yıldaki en iyi işi.
Bu dizi beni izlemeyin diyor.
Bu Chicago PD’den bir şey olmayacak belli oldu. Tania Raymonde ve Scott Eastwood da diziden ayrılmış. Daha önceden biri daha ayrılmıştı. Sezon ortası artı NBC, geleceği belli. Sophia Bush için bile seyredilmez
Pilot bölüme bakmazsam çatlarım ben, gelecek beklemiyorum zaten. Bir de polis versiyona bakalım bakalım
@aytackara: Sophia Bush Chicago Fire’a çıktı (2X08) ama 2 sahnede falan gözüktü. Doğru düzgün konuşmadı bile.