Ellen Page, Netflix’in grafik romandan uyarladığı The Umbrella Academy’nin başrol oyuncusu oldu.
46 yorum abidin77 10 Kasım 2017 17:11
My Chemical Romance grubunun vokalisti Gerard Way‘in yazdığı, Gabriel Bá‘nın çizdiği grafik roman The Umbrella Academy‘nin Netflix tarafından dizi olarak uyarlanacağının haberini bu senenin Temmuz ayında almıştık. Bugün oyuncu kadrosuna katılan ilk isim belli oldu. X-Men: The Last Stand, X-Men: Days of Future Past, Inception, Juno gibi filmlerden yakından tanıdığımız Ellen Page, dizinin açıklanan ilk başrol oyuncusu oldu.
2018’de yayınlanacak ve ilk sezonu 10 bölüm sürecek dizinin yürütücüsü Steve Blackman (Fargo, Legion, Altered Carbon), yapımcıları Mike Richardson ve Keith Goldberg (Dark Matter). Yazar Gerard Way, dizinin yardımcı yapımcısı. Death Note‘un senaristlerinden, The Exorcist dizisinin yazarı ve yapımcısı Jeremy Slater, dizinin pilot bölümünü yazdı.
İlk serisi The Umbrella Academy: Apocalypse Suite adıyla Eylül 2007 – Şubat 2008 arasında 6 bölüm olarak Dark Horse Comics tarafından yayınlanmış, 2008 Eisner Ödülleri’nde, en iyi limitli seri ödülünü kazanmıştı. 6 bölümlük 2. serisi The Umbrella Academy: Dallas adıyla Kasım 2008 – Nisan 2009 arasında yayınlandı.
Şemsiye Akademisi, 1977’de, Başkan John F. Kennedy’nin suikasta uğramadığı alternatif bir zamanda geçiyor. Dünya genelinde sıra dışı bir olay gerçekleşir. Dünyanın çeşitli yerlerinde, hiçbir gebelik belirtisi göstermeyen bazı kadınlardan, ardı ardına süper güçleri olan 43 bebek dünyaya gelir. Bebeklerin bir kısmı terk edilir, bir kısmı ise ölür. Zengin, çılgın girişimci Sir Reginald Hargreeves (The Monocle), hayatta kalan 7 bebeği evlat edinir. Gazetecilerin bu bebekleri evlat edinme nedenini sorduğunda, üstü kapalı bir şekilde, kimden ya da neden olduğunu açıklamadan, “dünyayı kurtarmak için” olduğunu söyler. Luther Hargreeves (Spaceboy), Diego Hargreeves (The Kraken), Allison Hargreeves (The Rumor), Klaus Hargreeves (The Séance), Number Five (The Boy), Ben Hargreeves (The Horror) ve Vanya Hargreeves (The White Violin) adlı bu çocuklar, Reginald Hargreeves’in kurduğu Şemsiye Akademisi’nde eğitimlerine başlarlar. Burada bir yandan güçlerini keşfedip, diğer yandan aile olmayı öğrenirler.
Ellen Page, Vanya Hargreeves (The White Violin) karakterini canlandıracak. Reginald Hargreeves’in evlat edindiği çocuklar arasında süper gücü olmayan tek kişidir. Biraz silik, kendine güveni olmayan çekingen Vanya, dünyadaki yerini bulma mücadelesi içindedir.
yorumlar
Mini bildiri olsun bence bu.
Tamamdır.
Ellen Page’i çoook severim. Geçtiğimiz sene Tallulah adlı netflix filminde oynamıştı, netflix dizisinde de yer almasını istemiştim o zamanlar. İyi oldu bu haber. Konusu da ilgi çekici. Alternatif evren olayını hep sevmişimdir.
Bu haber sonrası kendisinden de taciz olaylarıyla ilgili açıklama geldi Gündeme yetişemiyorum artık. Dizi fena durmuyor gibi, bakalım Ellen Page etkisi ne kadar olacak
Tom Hopper, Emmy Raver-Lampman, David Castaneda, Robert Sheehan ve Aidan Gallagher da diziye katılmış.
https://www.facebook.com/gabriel.ba1/photos/a.590612344303080.1073741828.242510472446604/1731363556894614/?type=3&theater
Mary J. Blige de diziye katılmış.
Cameron Britton, Colm Feore, Adam Godley & Ashley Madekwe Join Netflix Series
‘The Umbrella Academy’: John Magaro Cast In Netflix Series
Kate Walsh Set To Recur In Netflix Series
Postercik
No. 1 Luther Hargreeves
No. 2 Diego Hargreeves
No. 3 Allison Hargreeves
No. 4 Klaus Hargreeves
Number Five
No. 6
No. 7 Vanya Hargreeves
Cha-Cha
Hazel
4 numarayı gözüm bi yerden ısırıyor gibi
Misfits. Belki Genius ve Fortitude. Dizi olarak tabii.
First Look 1–2–3
@aytackara hayatta hatırlamazdım. senden sonra gugılladım da öyle dank etti. ne olmuş bu böyle yahu. daha dün çocuktu bu
İlk Bakış
Poster
Resmi Fragman
New Promo – Cha Cha’s Hit List
Hababam Sınıfı Fragmanı
Featurette
İlk bölümdeki klasik müzikli açılış çok güzeldi. Bayıldım. Diziyi de sevdim gibi, devam ederim ben buna. Bu arada karakterlerin özel güçlerinin göz önünde olduğu bir giriş yapmamışlar ilk iki bölümde. Karakter ve aile draması tarzı bir gidişat var.
Gördükçe sayar oldum yalnız bunları. 1-2-3 diye devam ediyor.
* Klaus’u biraz sinir bozucu buldum. Daha doğrusu her şeyin dalgasında olmasını. 1 ve 7 şimdilik daha iyiler. 3’le de olur.
– 1. bölümde 51-52. dakika civarı İstanbul Not Constantinople şarkısının çıkması ilginçti.
@aytackara
Dizide bir ergen işi havası mı var, yoksa gayet yetişkinlere mi yönelik?
İlk bölümün bazı sahneleri sert olmuş. Disney + yayınlamazdı bunu.
Gayet demeyelim ama yetişkinlere yönelik. Çıplaklık veya ağır küfür yoktu mesela, sadece Abidin’in de dediği gibi biraz sertlik var konu gereği. Netflix biraz hassas olduğundan çoğu şeye 16+ diyor gerçi ama buna da öyle demiş.
@abidin77 & aytackara
Tamamdır, sevindim yetişkin işi olmasına; sulu ergen işi olmasın da
Biraz ilginç devam ediyor. Amaçları belli de oraya giderken takip ettikleri yol daha mı iyi olmalıydı yoksa tam da böyle mi olmalıydı ondan emin olamadım şu an. 4’ün sonuna doğru olanları beğendim gibi.
Bölümlerde belli numaralara ağırlık verme durumu da var. Birebir ayırmıyorlar tabii de öne çıkıyor. Bir de “Tik tak” psikolojisine girmiş olabilirim sayelerinde. Zaman geçiyor?
Güçlerin üzerinde tam olarak durmuyorlar diye de düşünüyordum ama bunların daha birbirinin ne olduğundan tam haberi yokmuş. Klaus’un Ben’in (ve başkalarının) hayalini gördüğü ve Luther’ın değişimi çıktı aradan. 3’ü de buna dahil edebiliriz.
Neyse devamı da vardır nasılsa.
* Vanja’nın keman öğrencisinin pek de sağlam pabuç olmadığı belliydi ama aktörün oyunculuğu biraz sırıttığından da olabilir tabii.
* Eudora’yı öldürmeleri için iddialı denebilir.
5. bölümü de bir ara izleyip bugün yarısını aradan çıkarmış olurum. Diğer yarısı da herhalde girer bir yere.
Son kısımların hikayeyi götürdüğü yeri sevdim. Çalan şarkı da o sahnelere güzel uydu.
Sahi bu iş nereye varacak bazen merak ediyorum.
Phantom of the Opera, ilk 2 bölümde aksiyon sahnelerinde gelen Istanbul (Not Constanople) ile Don’t Stop Me Now (amma çok Queen dinledik son aylarda), güzel seçimler olmuş. 2’nin sonunda Paloma Faith (Never Tear Us Apart) seçimine de bayıldım.
Yine arada güzel şarkılar vardı.
Dizi ilk 2 bölüm itibarıyla ilgi çekici şekilde devam ediyor. Öyle çok yardırmıyor ama merak ettiriyor. Karakterin bir ikisini diğerlerine göre daha fazla sevdim. Zamanla diğerlerini de seveceğim sanki.
1×01
Kaynak materyalle ilgili hiçbir şey bilmeden fakat birkaç yorum ve görüş okuyarak giriştim diziye. Beklediğimden çok daha kaliteli buldum. Özellikle prodüksiyona ciddi para dökülmüş, CGI da bir yerde batırmasına rağmen gayet iyiydi. Ne bilindik süper kahraman dizisi, ne tam drama, ne tam aksiyon diyebilirim. Hepsinden biraz var. Şu an için konu ve amaç biraz sığ gibi duruyor, herhalde açılacaktır. İzleyecek olanlar neye benzediğini merak ediyorsa, bir ekip işi ve fantastik içeriğe sahip olması sebebiyle Sense8’e benzetebilirim ama o kadar uçlarda da değil. Devamını merak ettim.
Bu arada yorumlara katılmamak elde değil, müzikler gerçekten de şahane. Doğru müzik kullanımının bir sahneye veya atmosfere yaptığı etki gerçekten müthiş. İlk bölümde de pek çok başarılı örneği vardı, devamında da olacak gibi duruyor.
Poster
Postercik
1×01&02
Fena başlamadı; farklı bir yapım olmuş. Yardırmıyor şu an için ama izletiyor. Yer yer tempo düşse de olayın gideceği yere dair merak unsuru izletiyor. Karakterlerin çoğu iyi denilebilir ama şu Klaus’a pek ısınamadım.
Müzik kullanımları üstteki yorumlarda belirtildiği gibi müthiş olmuş gerçekten. Sahneleri harika şekilde tamamlıyorlar.
Dizinin tam içine girebilmek için sanırım 3-4 bölüm daha gerek bana.
İlk yarısını sevdim ama ikinci yarının ilk iki bölümünde (6 ve 7) oldukça sıkıldım. Bölüm süreleri gereğinden de uzun olunca iyice çekilmez oldu. Karakterleri severim diyordum ama bir ikisi dışında benim için bir şey ifade etmediler. Konu da dönüp dönüp durdu kendi etrafında. Aynı şeyleri izlemek sıktı.
Yalnız 8’in malum yeri…
Kaldı 9 ve 10.
S01E01
Hikayenin çıkış noktası, sunumu, karakterleri falan pek de başarılı bulmadım açıkçası ilk bölüm itibariyle diziyi. Devam edip etmemeye karar vermeye çalışırken kapanış sahnesi sayesinde 2. bölüme de bir bakmaya karar verdim.
*Süper güçlere pek girmemişler ilk bölümde 5 numara dışında. Bir aile draması sunmayı tercih etmişler ki o da yavan kaçmış bana göre.
*Karakterlere pek ısınamadım açıkçası. Ne sıradan, ne keş, ne şişik, ne de kavgacı Latin cazip geldi bana. Hatta dördü de yorucu karakterler bana göre. En iyi karakter 5 numaraydı. Bir de kıvırcık hatun sempatik duruyor işte. Annenin de merak uyandırdığını söyleyebilirim. Lakin onu geri plana atacaklarmış gibi duruyor.
İlk 3 bölüme oranla daha iyiydi bu bölüm. Biraz ondan, biraz bundan derken karakterleri de daha iyi tanıma fırsatı yakalamış olduk.
*Vanya’nın elemanda bir sıkıntı olduğu diziye girdiği ilk sahneden belliydi.
*Five, zamanda yolculuk yapıyor. Allison, insanlara seslenip istediğini yaptırabiliyor. Klaus, hayaletleri görüp onlarla konuşabiliyor. Diego’nun olayı ne onu da öğrenelim artık di mi? Luther’in de bu dirilip hayvan gücüne erişmesinden önce çocukluğunda başka bir güce sahip olması gerek bir de.
S01E09-10 (Sezon Finali)
Güzeldi diyebilirim son 2 bölüm için. Bazı şeyler The CW’nun DC dizilerinden halliceydi biraz ama olsun.
Sezon içerisinde inişli çıkışlı bir çizgisi oldu dizinin. Ama makul bir şekilde kapatmayı başardı sezonu. Son 2 bölüm hariç bölüm süreleri gereksiz uzundu. Çok bağ kuramadığım aile dramasının altı da biraz kısılsa iyi olurdu. Diego ve Klaus, oldukça gereksiz karakterlerdi. Kardeşler arasında en iyisi 5 numaraydı kesinlikle. Yan rollerden Hazel karakteri epey büyük renk kattı diziye. Anne de izlemekten keyif aldığım bir tiplemeydi. Geçtiğimiz yıl Supernatural’daki konukluğu da verimli geçen Jordan Claire Robbins’i tez vakitte yeni bir dizide izlemek isterim. Kate Walsh’ın konukluğu da verimli geçti bu arada.
2. sezon olursa izlemeye devam ederim ama olmazsa da üzülmem yani. Bu haliyle kapalımtırak bitti bence ucu.
Dizi için puanım: 7.2
İlk Sezon
E5 boyunca reklamlarını görünce pek bir keyiflendim, “Ben izledim izlemeyenler düşünsün” diye.
İnişli çıkışlı olmakla beraber sıkmadan izlettiği için beğendim, sonu başından belli dizilerden olsa da gidişat izletti, kapalı bitti ama bittiği yer itibari ile kesinlikle 2. bir sezonu merak ediyorum. Vanja için yol boyunca “En süper sıradan” diye bayrak astıran sayın reklam ajansı yetilisi spoiler’in dibine vurmuş oldu
Beklenti ile başına oturmadıktan sonra severek izlenecektir.
Bu arada Ellen Page’i dizi boyunca neden Rose Byrne ile karıştırdım bu satırları yazarken fark ettim
Yerel reklam geldi yine.
netflix o kadar reklam yaptı bu diziyi ama beklenileni veremedi bence her bölüm izlerken diğer bölüm daha iyi olur umuduyla izliyorum ama yok olmuyor:( ortalama bi dizi olmuş
Ellen Page, Elliot Page olmuş artık.
“Hi friends, I want to share with you that I am trans, my pronouns are he/they and my name is Elliot.”
@aytackara bu diziyi nasıl etkiler oyuncu değişikliği yapamayacaklar da mecburen fantastik bir şekilde cinsiyet değiştirmesi lazım.
Sen erkek olduğunu zannettin sanırım da, hayır öyle olmadı. İsmini değiştirdi. Bir de kendisine dolayısıyla artık “she” değil “he” diye hitap edilmesini istiyor.
@aytackara Transseksüel olduğunu söylemiş. Kafam karıştı.