Netflix’ten Haberler
573 yorum hemreeroglu 01 Haziran 2014 10:11
Belli bir ücret karşılığında yabancı dizileri izleme imkanı sunan Netflix, son yıllarda orijinal diziler de yayınlamaya başladı. Yayınladığı orijinal dizilerin bir sezonunun tamamını aynı gün yayınlayarak izleyicilerini memnun eden internet kanalı, yakın zamanda durulacak gibi durmuyor. Orijinal dizi sayısını ve çeşitliliğini arttırmaya ant içmiş gibi duran Netflix’ten son zamanlarda edindiğimiz bilgileri bir araya toplayıp size sunmak istedim.
Yeni Dizi Planı: Wet Hot American Summer Filminin Uzantı DizisiFirewood Kampı’na geri dönmek isteyen var mı? Netflix, 2001 yapımı kült-klasik komedi filmi Wet Hot American Summer için orijinal yaratıcılar David Wain ve Michael Showalter’ı da dahil ederek orijinal bir dizi yayınlamayı planlıyor.
Dizinin, karakterlerin kamp öncesi yaşantılarını ele alması ve lisede geçmesi bekleniyor. Plan, filmde oynayan oyuncuların sahnelerini birkaç günlük bir sürede çekip sezon içerisine dağıtmak. Yani herkes her bölümde görünmeyecek. 2001 yapımı filmin orijinal oyuncularının dizide de rol alması bekleniyor.
Showalter’a ek olarak filmde Amy Poehler, Bradley Cooper, Paul Rudd, Christopher Meloni, Elizabeth Banks, David Hyde Pierce ve Michael Ian Black gibi büyük isimler de oynamıştı.
Yeni Dizi Planı: The Crown
Netflix’in, Oscar adaylığı bulunan Peter Morgan ve Stephen Daldry’den gelecek ve The Audience adlı oyundan ilham alacak olan bir kraliyet dramasıyla ilgili olarak Sony Pictures Television ile anlaşma yapmak üzere olduğu söyleniyor.
2013’te perde açmış oyun, Morgan ve Daldry tarafından yazılmıştı ve Kraliçe II. Elizabeth’i Helen Mirren canlandırmıştı. Helen Mirren 2006 yapımı The Queen adlı filmde yine aynı rolü oynayarak Oscar ödülü almıştı.
Oyunun hikayesi, Kraliçe II. Elizabeth’in 1952’de tahta çıkmasından bu yana dönemin başbakanları ile yaptığı haftalık resmi toplantılara odaklanıyordu.
Netflix bu iki yeni dizi planı hakkında yorum yapmayı reddetti. Önümüzdeki günlerde diziye dönüşüp dönüşmeyeceklerini hep birlikte göreceğiz.
Marvel’s Daredevil’den İki Haber
2015 yılında yayınlaması beklenen ve Marvel evreninden gelen 13 bölümlük Daredevil dizisi için Spartacus’ün yaratıcı/yapımcısı Steven S. DeKnight, yapımcı/dizi yürütücüsü koltuğuna oturdu. Daha önceden dizinin senaristi/yapımcısı ve yönetmeni koltuğunda bulunan Drew Goddard, Marvel’dan aldığı başka bir görevle (The Amazing Spiderman’ın uzantı filmi The Sinister Six’i yazmak ve yönetmek) yönetmen koltuğundan ayrıldı. Goddard, Daredevil’in ilk iki bölümünü yazmıştı ve dizide yapımcılık yapmaya devam edecek. Oluşan boşlukta Marvel, diziye çobanlık etmesi için deneyimli bir dizi yürütücüsü arıyordu. Çok geçmeden de resmi olarak DeKnigt’ı işe aldığını duyurdu. Açılış bölümünü yönetecek kişi ise hala aranıyor.
Daredevil, Marvel’ın Netflix için ürettiği 13 bölümlük dört süper kahraman dizisinin ilki. Ardından Jessica Jones, Iron Fist ve Luke Cafe gelecek. Daha sonra dört dizinin karakterleri bir araya gelip, The Defenders adlı – The Avengers benzeri – bir süper kahraman grubu oluşturarak son bir mini dizi çıkaracak. Bu konudan daha önce şurada bahsedilmişti.
Bir diğer haber ise dizinin başrolünden geldi: Daredevil rolü için Boardwalk Empire izleyenlerin Owen Slater olarak muhtemelen tanıdığı Charlie Cox seçildi.
Netflix’ten yeni haberler geldikçe sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.
yorumlar
@oktay_1907: Blockbuster nasıl Netflix tarafından alt edildiyse Netflix de büyük şirketler tarafından alt edilip günün sonunda bütün külliyatıyla birlikte Apple mı olur, WB mu olur, Disney mi olur bilemem satılacaktır. Çünkü dışarıdan iş yapmayla dönmez bu işler sürekli. Dediğim gibi her büyük yapım şirketi kendi servisini açmaya başladı ve duracak gibi de durmuyor. Hatta Disney’in FOX’u yuttuğu gibi diğer büyük yapım şirketlerinin bile birbirlerini yuttuğunu görebiliriz Pac-Man misali. Örneğin 3 yıl sonra WB ViacomCBS’i bütün külliyatıyla satın alsa ve bütün içeriği HBO Max’te yayınlasa kim şaşırabilir? Bence böyle büyük balığın küçük balığı yuttuğu değil, büyük balığın büyük balığı yuttuğu senaryolar da göreceğiz.
@gomen: Ben seni çok iyi anladım o sorun değil. Ama sen benim demek istediğimi anlamamışsın sanırsam Ben zaten Netflix’in bu işte öncü olduğunu ve dünyaya açılan ilk streaming servisi olduğunu, şu anda sektörün zirvesinde olduğunu kabul ediyorum ve yazının en başında “Netflix’in yaptığını takdir ediyorum tabii” derken demek istediğim buydu.
Şimdi gelelim diğer meseleye. Netflix’in o sektörde şimdiye kadar kendi dişine göre rakip bulamadığı için at koşturduğunu görememek için birazcık at gözlüğüne sahip olmak gerekiyor. Netflix Disney+’a kadar rakipsizdi. Amazon’muş, Hulu’ymuş falan fasa fisoydu şimdiye kadar. Amazon hala hikaye tabii ama Disney’in Hulu’yu tam anlamıyla satın almasından sonra orada da işler öyle devam etmeyecektir.
Şimdi Disney+ ve Hulu ile Disney babalar gibi bekliyor orada. Sadece Mandolarian ve High School Musical ile bile deli gibi abone kastı. Hem de Netflix gibi neredeyse uzaydan bile izlenebilecek bir yayılım göstermemişken henüz. Ayrıca daha HBO Max çıkmadı. Apple TV+ tam girişemedi sektöre. Peacock çok hafife alınıyor. Quibi sektöre müthiş bir soluk getirdi ve daha ağır topları yayında bile değil.
“Bir stüdyo kendi için çalışmaz. Dışarıya da yapım satar” düşüncesi artık kayboldu Hollywood pazarında. Öyle olsaydı Disney bir sürü Disney filmini Netflix kütüphanesinden çekmezdi. HBO Max geldiğinde WB filmleri için aynı şeyi yapmayacak mı sanıyorsun? Kapitalizm vahşidir. Tek bir yere yönlendiren binlerce şirket olur. İnsanlar o binlerce yönden bazılarını seçer bazılarını seçmez. Seçilenler devam eder, seçilmeyenler etmez. Doğal olarak da WB diyecek ki “Siz internetten Harry Potter mı izlemek istiyorsunuz? O zaman buyrun HBO Max’e” Çünkü diğer türlü zaten Netflix’e üye olan Harry Potter fanlarını çekemez kendi platformuna. Öyle olsaydı Friends’in haklarını satın almak için milyonlarca dolar dökmezdi. “Ne olacak canım? Benim stüdyom yapmış zamanında. Her yerde yer alsın dizi. Ben de her yerden para kazanayım” mantığı herkesin kendi servisini kurmaya başlamasıyla bitti. Netflix’in deli gibi içeriğe para harcamasının amacı da o zaten şu anda. Dımdızlak kalmak istemiyor WB, Disney, NBCUniversal içerikleri kendi platformlarına çektikten sonra. Sen sanırım WB’nin “Filmimi, dizimi Netflix’e de vereyim çünkü onun abonesi fazla. Böylelikle benim yapımımı daha fazla kişi izler.” diyeceğini düşünüyorsun. Çok ama çok yanlış düşünüyorsun. Belli olacak zaten her şey. Şu anda Netflix kütüphanesi çok geniş ve bunun sebebi diğer stüdyoların Netflix ile daha önceden yaptığı anlaşmaların devam ediyor olması. O yüzden de bu karantina günlerinde herkes Netflix’e yüklenmiş. Marvel dizilerinde bir Captain America veya Iron Man görünmesine bakar abone sayısının iki katına çıkması.
Sonuç olarak ben anladım seni gomen. Umarım sen de benim “Netflix’in şu anda kral olduğunu ama henüz büyük abilerin sektöre girmediği için zirvede yalnız kaldığını” demek istediğimi anlamışsındır.
After ‘Tiger King,’ Joaquin Phoenix and Rooney Mara Urge Congress to Protect Big Cats
Aklım almıyor zaten böyle bir şeyin yayımlanmasını! Sırf fikrim olsun diye bakayım dedim, ilk bölümü zor yarıladım.
Sen bir de devamını gör
Sağ ol, ben almayayım
Valla izlemeye başlarken bile yapılan istismarın bir parçası gibi hissettim kendimi buna paye verdiğim için. Sevenine iyi seyirler!
@desperate houseboy Bağlantı kırık.
Netflix duran çekimleri yeniden başlıyor tabi gerekli önlemleri alarak.
Murat Övüç’e beş senelik üyelik ve son model televizyon hediye etmiş olabilirler
Adam iyi reklamını yaptı ama, hakkını yemeyelim.
Altta Amazon, Freeform, Logo, TWD falan da var.
Bir hikayede gay konulsun veya konulmasın benim için veya buradaki geri kalan insanlar için de dert değil ama Netflix burada boş yapmış. Her gay insan tabii ki de önemli ama adam orada gay karakterden bahsetmiş sen işi toplumsal sorunlara dökmüşsün. Bu her Türk dizisine Japon, siyahi falan koymak gibi bir şey. Esasen iş inandırıcılıkta. Netflix’in gösterdiği kadar gay insan yok dünya üzerinde. Bunun anlaşılması lazım ilk etapta Netflix tarafından. Ki bunun benim nazarımda LGBT olarak bir değeri yok. Ben toplumdaki azınlıklardan bahsediyorum. Her Amerikan dizisinde bir tane Türk karakter görsek bu nasıl garip bir durum olacak ise bu da öyle. Çünkü herkesin azınlık olduğu bir yer vardır. Ve Netflix dizileri bazı durumlarda inanrıdıcılığını yitiriyor. Yoksa sıçmışım LGBT’sine. Her yerime gay veya lezbiyen yağdırsınlar ben dert etmem ki. Ama işte hikaye benim için her şey.
@dogukantevfikmeric bence netflix Gay karakterler azaltıp her dizi ve film de sevişme ve öpüşme sahneleri azaltması lazım. Yoksa Müslüman ülkeler de daha çok tepki çeker. Ve inandırıcılığı yitir.
O kadar eşcinsel yok sanmanız, bu rezil toplum düzeninde insanların açılmaya çekinmesinden olmasın sakın? İş yerimizde, okul sıramızda, bindiğimiz metroda, yemek yediğimiz restoranda, her yerde… Eşcinseller vardır.
Şu inandırıcılık bahanesine de ayrı ayar oluyorum. İzlediğiniz her şey her konuda çok gerçekçi, bir bu kaldı.
Savcılık aşk 101 ile ilgili karar vermiş.
@oktay_1907: Çok ciddiyim Müslüman ülkeler yüzünden azaltacaklarsa arttırsınlar daha iyi. Ki onların da Müslüman ülkeleri falan takacaklarını sanmıyorum.
@rpdi: Eşcinsellerin var olması azınlık olmadıkları anlamına gelmez ki. Zaten azınlık olmasalardı çekinme durumları da olmazdı. Kendi yorumunu kendin çürütmüşsün. Ki bu dünya sadece baskıcı toplumlardan ibaret değil. Ki benim eşcinsellerle bir derdim de yok ki son zamanlarda izleyip de en keyif aldığım filmlerden birisi de Call Me by Your Name olmuştur. Şimdi bunu bir kenara koyarsak,
İnandırıcılık konusuna da ayar olup olmaman da pek tabii benim için bir değer taşımıyor. Bu olay bir kitabın veya çizgi romanın ana hikayesinde Çinli olan bir karakteri zenci yapmak gibi. Ona da takılmayanlar var. “Ne olacak ya? Güzel işlendikten sonra karakterin kimliği ve cinsel tercihi önemli değil” gibi düşünenlerden de değilim. “Bu da bu karakterin başka bir yorumlanması” gibi saçma açıklamalarda bulunanlardan da değilim.
Yani izlediğimiz her şey gerçekçi değil ama bilim kurguda bile bir mantık arayan bir insanım ve o izlediğim gerçekçi olmayan şeylere de söyleyecek laflarım oluyor.
@oktay_1907: Güzel ülkemde güzel gelişmeler de oluyor.
İkinci paragrafa bir itirazım yok ama ilkine de ben katılmıyorum. Aynı şeyler de değil ayrıca. Rpdi de kendi kendini çürütmemiş.
Aynı zamanda azınlık oldukları anlamına da gelmez. Bilmiyorsun, çünkü bilemiyorsun. Kendilerini saklamalarını gerektiren sebeplerden dolayı zaten ne oluyorsa olmuyor mu?
Dünyanın en özgürlükçü ülkesinde bile eşcinsellerin veya diğer grupların başına neler neler geliyor hala. Bunları da göze sokmadan kafaları almıyor maalesef. Bazen sokunca da almıyor. Sahi en son hangi özgürlük ricayla kazanıldıydı veya normalleştiydi? Din konusu da ayrı. Daha Diyanet geçen gün fetva yayınladı yahu. Bir dizide sırf eşcinsel karakter var dedikodusu çıktı diye ecdattan girdiler nereden çıktılar… Gidip delinin teki CİMER’e şikayet etmiş. Ya izlememiştir bile ya da başka tarafıyla izlemiştir diziyi.
Çinli karakteri siyaha oynatalımı ben de demiyorum ama Netflix az bile yapıyor.
Azınlıkların görmezden gelinmesi doğru bir şey mi ki bu düzen böyle, biz de böyle resmedelim desinler? Adamlar hayallerindeki toplum yapısını yansıtıyor, olmasını istedikleri, olması gerekeni. Dilediği gibi yaşayabilenleri daha görünür yapıyor. Ne sıkıntı var bunda?
Çizgi romanlar çok hakim olduğum bir konu değil ama şu var ki, dünya değişiyor. Bunlar yazıldığında bu kadar bilinçli değildi insanlar ve o hikayeler baştan aşağı vanilya kadar beyaz. Yeni çağa göre uyarlamalarını garipsemiyorum, hatta ben onu da destekliyorum, hıh.
Aklıma Hollywood dizisi geldi şu an. Ryan Murphy’ye ütopik iş çıkarmışsın diyorum da (finali hala ütopik, saylanmaz) adam tam olarak şimdi konuştuklarımızı yaya yaya anlatıyor resmen
Bilmiyorsun çünkü bilemiyorsun denilecek bir durum yok ortada. Çünkü emin ol eğer dünyanın %50’si eşcinsel olsaydı ki azınlık olmadıkları anlamına gelir böylece, bu zaten utanılacak bir şey gibi görülmezdi toplumun genelinde ve rahatça açıklanırdı. He hayatının bir döneminde eşcinsel deneyimler yaşayan biri benim için eşcinsel de değildir aynı zamanda. Benim demek istediğim eşcinselliği özünde hisseden insanlar. Yoksa “Kankamla bir kez seviştim ve çok iyiydi diyen kız” veya “Üniversiteden bir çocukla birkaç kez takıldık diyen erkek” eşcinsel değildir. Eşcinsel tecrübeler yaşamış veya o yaşadığı aktivitelerden kendisi de zevk almış insanlar da eşcinsel değildir. Eşcinsellik kişinin kimliğidir ve sen gidip bir kişiye bile ben eşcinselim diyemiyorsan zaten eşcinsel değilsindir. Bunu illa toplumun her kesiminde söylemene gerek yok. Nasıl “Ben heteroyum” diye bayrak sallamana gerek yoksa “Ben eşcinselim” diye önüne gelene açıklama yapmana gerek yok tabii.
Ben de birkaç söyleyim, yani bizim genel toplumumuz sürekli kendine bakacağına başkasını eleştirir, laf söyler. Sonuçta Netflix de zorla insanlara bu dizileri izletmiyor. Rahatsız oluyorsan izleme yani, bu kadar basit bir şey. Sana ne? ve Bana ne? Bizim insanımız bu ikiz kardeşten anlamıyorlar.
Ben Netflix olsam TR dahil doğu ülkelerinden böyle bir tepki geliyorsa hepsinden çekerim yayınımı, medeniyet fazla bunlara. Ayrıca nasıl bizim ülkemizde atıyorum Osmanlı temalı dizileri, askeri temalı dizileri seven milliyetçi bir kitle varsa genel olarak LGBT dizilerini de seven izleyen bir kitle var. Bu açıdan da onlara yönelik içerik yapılmasında bir gayet doğal. İsteyen izler istemeyen izlemez. Bu LGBT ve Netflix olayını çok abartıyorlar ya. Sanki her dizisinde var.
@rpdi: Azınlıklar görünmez hale gelsin demiyorum ki ben. Yani kitaplarda bir eşcinsel karakteri hetero yapmak da aynı oranda karşı çıkacağım bir şey. Benim derdim zaten “Hayallerindeki toplum yapısı” durumu. Diyelim ki bundan 20 sene sonra eşcinseller azınlık olmaktan çıktı. Bu sefer de “LGBT karakterleri görmezden gelmemeniz gerek” diye tepkimi gösteririm. Hayallerindeki toplum yapısı bu ise buna yapacak bir şey yok zaten. Azınlıkların çoğunluk olmasını istemelerinde bir sorun yok. Ama bunu bir evrene bağlarsın ve sallıyorum “Netflix sinematik ve dizi evreni” koyarsın adını. Orada böyle bir toplum var dersin. Ama bu senin de dediğin gibi tamamen onların olmasını istediği hayali, olan değil. O yüzden sanki dünyanın %80’i eşcinselmiş gibi göstermeleri bendeki gerçeklik algısını kırıyor.
O vanilya kadar beyaz karakterleri değiştirmemeliler. Yeni karakter yaratmak bu kadar zor değil. Kaptan Amerika’yı siyahi yapmak yerine şu andaki MCU gibi orijinal Kaptan Amerika’dan siyahi bir Kaptan’a el verme gibi bir olayı yapmak zor değil. Örneğin siyahi Spider-Man var çizgi romanlarda ama bu Peter Parker’ın geçmişini değiştirmiyor. Yepyeni bir hikaye, yepyeni bir Spider-Man benim canımı sıkmaz ama Peter Parker’ın geçmişini ve hikayesini değiştirmek canımı sıkar tabii.
O kadar katılamıyorum ki şu an, yani anca bu kadar katılamazdım herhalde. Neresinden tutup da cevap versem bilemediim şu an, elimde kaldı. O iş hiç de öyle değil de neyse.
(Sana değil Necdet, DTM’ye).
@necdetcem7: Bana mı söylüyorsun bilmiyorum ama ben hiçbir dizide eşcinsel karakter olmasından rahatsız falan olmuyorum.
Netflix ile iletişime giren eleman Türk değil ayrıca. Yani Türkiye işin içinde değil benim bahsettiğim yazılarda. Ben tamamen uluslararası konuştum.
@aytackara: Eee aynı durumdayız işte. Ben de sana katılamıyorum. O zaman kapatalım konuyu burada. Sessizce dağılalım.
Bittabii Çünkü neden olmasın.
Önceki yorumda ne yaptın Doğukan? Toplumsal cinsiyet – queer teorileri falan havada uçuşuyor. :)) Bu benim de henüz yeterince bilgili olduğum bir konu değil. Zaten konumuz da bu kadar karmaşık değil. Bütün bu popüler kültürde artan eşcinsel görünürlüğünün, pride yürüyüşlerinin falan çok basit bir anlamı var aslında. “Biz buradayız” diyebilmek, kabul ettirmek.
“Çocuklarımız özenip gay olacak”a döndürdün olayı. Kimsenin kimseyi zorla eşcinsel yapmaya çalıştığı yok. Hakikaten çok farklı yerlerdeyiz. Ben de anlaşabileceğimizi sanmıyorum.
@rpdi: “Adamlar hayallerindeki toplum yapısını yansıtıyor” demiştin ya ona cevaben yazılan bir şeydi o. Ben ayrıca biri birisini zorla eşcinsel yapmaya çalışıyor mu dedim bir yerde yahu? Cidden yukarı kaydırıp yazdıklarıma baktım. Öyle bir şey demedim. Ayrıca “Çocuklarımız özeniyor”cu tayfanın tam karşısındaki insan benim rpdi sen beni başkası ile mi karıştırdın acaba? Anlaşamadık mı yoksa? Bilemedim ama böyle bir düşüncem yok. Çocuklarımızın da gay veya lezbiyen olması da önemli değil. Kendi kişilikleri sonuçta. Bunu Netflix’ten görüp de kişilikleri ve istedikleri cinsel tercihleri ortaya çıkıyorsa da Netflix’i tebrik ederim. Çünkü insanlardaki cinsel yönelimi ortaya çıkarmış demek oluyor bu. Eğer birisi(bu benim oğlum olur senin kızın olur farketmez) gay, lezbiyen, bi, trans vs. olacaksa ve bundan mutlu olacaksa ne mutlu bana.
Tabii siz buna da inanmazsınız şimdi. Çünkü sanırım sizin gözünüzde pislik bir homofobiğimdir de şimdi ben. Ahahahahaha. Canınız sağola. Hepinizi seviyorum.
Şahsım olarak cevap vereyim, pislik bir homofobik olduğunu düşünsem pislik kısmını atıp söylerdim ben.
Halen katıl(a)mıyorum fikren, o ayrı. Çünkü bu koşullarda mimkin diil.
Yok sana homofobik demedim Doğukan, ben genel olarak konuştum, yorumlar çok uzun hepsini okumuyorum.
Bir yerden gireyim diyeceğim ama konu almış başını yürümüş ve ortak bir karara varılması da imkansız zaten Sadece birkaç şey söyleyip gideyim:
Olay “Benim eşcinsel arkadaşlarım da var ama…” gibi bir şey değil. @aytackara’nın “Bilmiyorsun, çünkü bilemiyorsun.” ya da @rpdi’nin “O kadar eşcinsel yok sanmanız, bu rezil toplum düzeninde insanların açılmaya çekinmesinden olmasın sakın?” cümleleri özetliyor birçok şeyi. Kusura bakmayın bunu yazdığım için de haberlerde bile geçtiği için yazıyorum. Bu ülke banyoda ayağı kayıp yanlışlıkla şişenin üstüne düşenlerle dolu. “Bilmiyorsun, çünkü bilemiyorsun” kimlerin içinde ne fırtınalar koptuğunu. Dünyanın birçok yerinde de bu böyle. Her yer İzlanda değil. İşte bu azınlık ( ) kesimin de ekranda yer alması birçok şeyden bihaber insan için “…ama bu kadar çok yok ki”, “Netflix de abarttı!”, “Her diziye de konmaz ki, inandırıcılığını kaybediyo” oluyor sanki her gün alışveriş yaptığı bakkalın, gittiği doktorun, çok sevdiği dayısının içinde neler yaşadığını biliyormuş gibi.
“Bilmiyorsun, çünkü bilemiyorsun”.
Haydi kalın sağlıcakla
Hayallerindeki toplum yapısından kastım, eşcinsellerin özgürce yaşayabildiği bir toplum. %80’inin eşcinsel olduğu bir toplum değil. Onu söyleyen sensin. Karakterlerinin %50’sinden çoğu gay olan diziler de olabilir. Küçük bir topluluk toplumun tamamını mı temsil edecek illa? Sizin kafanızdakine uymuyor diye karakterlerin ailesine, seçtiği arkadaş çevresine de karışmayın yahu. Atıyorum 7 kişilik bir arkadaş grubunda en fazla 2 kişi gay olabilir demek de bana saçma geliyor. İşine gelmiyor mu? Elite izleme de daha az gay karakteri olan Gossip Girl izleyiver. Çözümü gayet kolay.
Ben de seni seviyorum. Bugün iletişememiş olabiliriz. Yüzde yüz her konuda aynı düşünmek zorunda da değiliz zaten. Yeter ki saygı olsun.
@desperate houseboy: Yukarıda da yazdım. “İçinde neler neler kopuyor” dediğin insanlar benim için eşcinsel kategorisine girmiyor. Hiç Netflix dizisi izlemedim diyebilirim Marvel hariç. Bir ara izlemek istediklerimin hepsine toplu girişeceğim. Ama bir şeyi öğrenmek için sormak istiyorum. Netflix’teki eşcinsel karakterler kimliğini saklayan karakterler mi yoksa açıkça sergileyen karakterler mi? Veya yüzde kaçı öyle, yüzde kaçı böyle?
@dogukantevfikmeric Bütüüün bu yazdığın yorumları hiç Netflix dizisi izlemeden mi yazdın yani?
“İçinde neler neler kopuyor” dediğin insanlar benim için eşcinsel kategorisine girmiyor. Bunun da sana göre, bana göresi yok aslında, dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşmuş olmayalım
@dogukantevfikmeric neredeyse hepsin de açıkça sergileyen karakterler.
“Netflix’teki eşcinsel karakterler kimliğini saklayan karakterler mi yoksa açıkça sergileyen karakterler mi? Veya yüzde kaçı öyle, yüzde kaçı böyle?”
Tam bir cevap çıkmaz herhalde. Gizlisi de var tabii ki. Ben Osman eşcinselse bile bunu anlayabileceğimizden emin değilim mesela. Hepsi Sense8 ayarında ortalıkta değil. Dizinin geçtiği ülkeye veya devam eden hikayeye de bağlı olabilir. Kimisi direkt öyle, kimisi mecburen saklıyor da biliyoruz, bazısında direkt bunu anlatıyor adamlar zaten. Bazısında hikayenin parçası, bazısında bir karakter var ha bir de gay işte havası.
@rpdi: Ciddiyim son yıllarda hiç yeni dizi izlemiyorum gibi bir şey. O yüzden Netflix’ten izlediğim dizi sayısı da bir elin parmaklarını geçmez. Marvel dizileri hariç izlediğim tek dizi You Me Her. O da Netflix değil zaten Audience ama olsun. İzledin mi bilmiyorum ama mükemmel tatlış bir dizi. Devam edeceğim bir ara ama zaman bulamıyorum.
@necdetcem_7: Sorun değil canım. Olur öyle.
@desperate houseboy: O zaman sana şu kadar söyleyeyim. Benim etrafımdaki kız arkadaşlarımın %90’ı eşcinsel ve senin dediğin doğru. Çünkü samimi olduğum kızların hangi birine sorsam illa bir kızla ya öpüşmüş ya işi ileriye götürmüş. Ama onlara lezbiyen diyemiyorum ben çünkü kendilerini öyle tanımlamıyorlar. Yani böyle şeyleri paylaşan birisi ben lezbiyenim diye de paylaşır bence. Yani bir kızla seviştim diyen birisi ben lezbiyenim demekten mi utanacak? İşte ayrıldığımız durum bu aslında. İnsanlar bu ve bunun gibi durumları eşcinsellik olarak adlandırıyor. Ben adlandırmıyorum. Olay bu. Ayrıca evet ya Netflix dizilerine bir ara gireceğim. Son 4-5 yıldır buralarda olduğuma bakmayın siz hiç dizi izleyemiyorum neredeyse.
@oktay_1907: Sağol dostum.
@aytackara: İşte benim için gay havası olan diziler sadece buraya da biraz gay karakter katalım diye olursa bende inandırıcılığını yitiriyor. Her dizide de olabilir ama mesela birçoğunda gizlemiştir bu durumu tıpkı sizin de dediğiniz gibi, şu anda toplumda olduğunu söylediğiniz gibi. Yani madem toplumdaki çoğu kişi gizliyor, o zaman 10 dizinin 9’unda gizli bir gay karakter olsun 1’inde de açıkça yaşansın. Bak bu benim gerçeklik algımı bozmaz ve benim dizi zevkimi arttırır da hatta. Bu dediğimi anlatabildim mi acaba? Biraz karışık olmuş olabilir çünkü.
Netflix, kişi başı 2500 TL olmak üzere sektör çalışanlarına 4 mlyon TL destek verecekmiş. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Sinema Televizyon Sendikası da sorumlu.
Yarına tek bilet inceleme
İkisini de izleyen biri doğrularsa Bozkır’a hiç bulaşmayayım bari.
@desperate houseboy
(Bu, parmakla gösterdiler demek değil yalnız. Onçün bence izle.)
@aytackara Of Neyse, Alef’ten sonra biraz önlere almıştım. En azından gerilere iteleyim azcık. Unuturum belki
Yeri burası değil ama dursun.
Netflix Türkiye İletişim Müdürü: Türkiye için açıklanan abonelik ve gelir rakamları gerçeği yansıtmıyor
İnşallah doğru değildir.
Netflix added 10 million net new global subscribers last quarter, beating expectations
Netflix Türkiye hesabı Ağustos programını “Ağustos’a bak, şampiyonlar ligi…” diye bir tweetle duyurmuş.
Bein Connect de altına gelip “Ağustos’a bak, hem Şampiyonlar Ligi hem Avrupa Ligi…” diye yazıp maç programını koymuş. Tonla dizi yayınlayan, göreceli bir sürü kaliteli dizi de bulunduran yerdeki vizyonsuzluk bir harika.
Madem Netflix’e yazıyorsun, bari bizde hem bir sürü dizi falan da var deyiver. Netflix’i kıskandıkları doğru galiba.
Netflix hız artırma özelliği geliyor.
Wiki göre The Protector da önce de müdahale edip eşcinsel karakter çıkarmışlar.
Hız artırma özelliği Netflix’e gelmiş. Şimdilik son güncellemeyle mobile geldi gibi duruyor. Telefondan bir bölüm açtığında sol altta Hız (x1) çıkıyor. x1.5’a kadar artabiliyor.
Netflix, yeni üyeler için 30 günlük deneme sürümünü geri getirmiş. However, 1.99 TL.