Netflix’ten Haberler
552 yorum hemreeroglu 01 Haziran 2014 10:11
Belli bir ücret karşılığında yabancı dizileri izleme imkanı sunan Netflix, son yıllarda orijinal diziler de yayınlamaya başladı. Yayınladığı orijinal dizilerin bir sezonunun tamamını aynı gün yayınlayarak izleyicilerini memnun eden internet kanalı, yakın zamanda durulacak gibi durmuyor. Orijinal dizi sayısını ve çeşitliliğini arttırmaya ant içmiş gibi duran Netflix’ten son zamanlarda edindiğimiz bilgileri bir araya toplayıp size sunmak istedim.
Yeni Dizi Planı: Wet Hot American Summer Filminin Uzantı DizisiFirewood Kampı’na geri dönmek isteyen var mı? Netflix, 2001 yapımı kült-klasik komedi filmi Wet Hot American Summer için orijinal yaratıcılar David Wain ve Michael Showalter’ı da dahil ederek orijinal bir dizi yayınlamayı planlıyor.
Dizinin, karakterlerin kamp öncesi yaşantılarını ele alması ve lisede geçmesi bekleniyor. Plan, filmde oynayan oyuncuların sahnelerini birkaç günlük bir sürede çekip sezon içerisine dağıtmak. Yani herkes her bölümde görünmeyecek. 2001 yapımı filmin orijinal oyuncularının dizide de rol alması bekleniyor.
Showalter’a ek olarak filmde Amy Poehler, Bradley Cooper, Paul Rudd, Christopher Meloni, Elizabeth Banks, David Hyde Pierce ve Michael Ian Black gibi büyük isimler de oynamıştı.
Yeni Dizi Planı: The Crown
Netflix’in, Oscar adaylığı bulunan Peter Morgan ve Stephen Daldry’den gelecek ve The Audience adlı oyundan ilham alacak olan bir kraliyet dramasıyla ilgili olarak Sony Pictures Television ile anlaşma yapmak üzere olduğu söyleniyor.
2013’te perde açmış oyun, Morgan ve Daldry tarafından yazılmıştı ve Kraliçe II. Elizabeth’i Helen Mirren canlandırmıştı. Helen Mirren 2006 yapımı The Queen adlı filmde yine aynı rolü oynayarak Oscar ödülü almıştı.
Oyunun hikayesi, Kraliçe II. Elizabeth’in 1952’de tahta çıkmasından bu yana dönemin başbakanları ile yaptığı haftalık resmi toplantılara odaklanıyordu.
Netflix bu iki yeni dizi planı hakkında yorum yapmayı reddetti. Önümüzdeki günlerde diziye dönüşüp dönüşmeyeceklerini hep birlikte göreceğiz.
Marvel’s Daredevil’den İki Haber
2015 yılında yayınlaması beklenen ve Marvel evreninden gelen 13 bölümlük Daredevil dizisi için Spartacus’ün yaratıcı/yapımcısı Steven S. DeKnight, yapımcı/dizi yürütücüsü koltuğuna oturdu. Daha önceden dizinin senaristi/yapımcısı ve yönetmeni koltuğunda bulunan Drew Goddard, Marvel’dan aldığı başka bir görevle (The Amazing Spiderman’ın uzantı filmi The Sinister Six’i yazmak ve yönetmek) yönetmen koltuğundan ayrıldı. Goddard, Daredevil’in ilk iki bölümünü yazmıştı ve dizide yapımcılık yapmaya devam edecek. Oluşan boşlukta Marvel, diziye çobanlık etmesi için deneyimli bir dizi yürütücüsü arıyordu. Çok geçmeden de resmi olarak DeKnigt’ı işe aldığını duyurdu. Açılış bölümünü yönetecek kişi ise hala aranıyor.
Daredevil, Marvel’ın Netflix için ürettiği 13 bölümlük dört süper kahraman dizisinin ilki. Ardından Jessica Jones, Iron Fist ve Luke Cafe gelecek. Daha sonra dört dizinin karakterleri bir araya gelip, The Defenders adlı – The Avengers benzeri – bir süper kahraman grubu oluşturarak son bir mini dizi çıkaracak. Bu konudan daha önce şurada bahsedilmişti.
Bir diğer haber ise dizinin başrolünden geldi: Daredevil rolü için Boardwalk Empire izleyenlerin Owen Slater olarak muhtemelen tanıdığı Charlie Cox seçildi.
Netflix’ten yeni haberler geldikçe sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.
yorumlar
#AyYapım’ın yeni #Netflix projesi #IfOnly‘de rol almaya hazırlanan #ÖzgeÖzpirinçci #BirkanSokullu #BurakYamantürk senarist #EceYörenç ve yapımcı #KeremÇatay’la bir araya geldi.
Aşk 101 2.sezon çekimleri Haziran da başlıyacak.
7. Koğuştaki Mucize bugüne kadarki en iyi performansı gösteren Netflix’teki Türk projesi oldu herhal.
50 metrekare için netflix sayfa açmış. Her halde bu sene içinde yayınlanacak.
Bu sayfa projeyi resmen duyurduğundan beri var. Onun haricinde eğer sete dönüp de tamamlayabilirlerse son çeyreğe yetişir.
@aytackara çekimleri 15 Ocak da başlamıştı. Eğer her hafta 1 bölüm çekerek gidimişler ise eğer İlk sezon 8-10 bölüm sürecekse çokta tamamlamışlardır. Ara verilen sezon 2.sezon olabilir. Ayrıca 4.çeyreğ kadar her ay Bir netflix Türkiye iş görebiliriz. Mart da Hakan Muhafız, geldi Nisan da aşk 101, Mayıs da berkun oya projesi, Haziran yarına tek bilet, temmuz Acun yarışması, Ağustos da Hakan Muhafız 4.sezon, Eylül atiye 2.sezon, Ekim de bunu İlk sezon gelir.
Cengiz Bozkurt bir röpörtajında çekimlerin bitmesine 4 gün kala durmak zorunda kaldık demişti. Çekimler tekrar başlasa bile post-prodüksiyon falan derken 2021’den önce başlaması zor artık.
@aytackara o daha önce isteği bağlı olarak sadece Türkiye özeldi şimdi tüm dünya için mecburi getirmişler.
Önceden geldiğini fark edip yorumu sildiydim de yeterince hızlı olmadı galiba. İkiniz de farklı taraftan gelmişsiniz buraya.
Yarına tek bilet poster
Netflix, seçkisinde yer alan birçok belgeseli, çocukların uzaktan eğitimine katkıda bulunmak amacıyla Youtube kanalından ücretsiz olarak erişime açtı.
Q1: 183 milyon üye.
Artik beğenelim beğenmeyelim netflix bir başarı hikayesi olarak dünyada yerini aldi.Dijital yayin sistemi veya yayıncılık tam olarak nereye evrilir bilemeyiz ama cümle artık netflix öncesi veya sonrası diye kurulacaktır ki marka gücü nedir nasıl yaratılır diye de örnekleme olarak derslere bile konu başlığı olarak yerini alması şaşırtıcı olmayacaktır
@gomen: Netflix’in yaptığını takdir ediyorum tabii ama büyük yapım şirketleri kendine özgü stream servislerini Netflix’in yaptığı gibi global olarak açarsa göreceğim ben Netflix’i. Daha babalar tam girişmedi stream sektörüne. Yakın zamanda Netflix’in elinde kendi orijinallerinden başka bir şey kalmadığında ne olacak bakalım orası da meçhul. Her büyük şirket kendi platforumu açıyor çünkü. Bu işin sonu içeriklerin bin parçaya dağılması olacak gibi. O zaman da 10 yıllık arşivi ile Netflix 100 yılı aşkın arşiviyle Disney, WB, Columbia, MGM gibi şirketlere nasıl kafa tutacak? Bence şu anda 183 milyon üyenin neredese 100 milyonu sadece Netflix’e özel içeriklerden dolayı değil, aynı zamanda diğer yapım şirketlerinden kiralanan içeriklerle birlikte toplu bir kütüphanesi var diye Netflix’i tercih ediyorlar.
Spenser Confidential: 85 milyon üye (6 hafta)
Ozark: 29 milyon (4 hafta, tahmini-projection)
Love is Blind: 30 milyon
Deadline
Tiger King: 64 milyon üye (4 hafta, projection)
La Casa de Papel S4 için tahmini rakamları 65 milyonmuş.
@dogukantevfikmeric o zaman restoran da tam anlamıyla bir Cafe dönüşmüş olacak. Yine iyi kötü netflix ayakta kalır.
@dogukantevfikmeric..Sanirim ne demek istediğimi tam anlamamışsın.Ben günümüzden bahsediyorum. O bahsettiğin markaların yüz yıllık geçmişi var o sektör de.Netflix in böyle bir geçmişi yok.Video dagitim pazarlamadan gelip tecrübelerini internet altyapısının büyük gelişme kaydetmesini firsat bilerek önce kendi ulkesinde çok kisa zamanda da dunyaya yayilma hikayesi bu..Olayin nereye gittiğini erken öngörüp çok kısa süre de büyümesi söz konusu.Yani kisaca bu işin oncusu
Kapitilizim dersi vermeyeceğim sana ama şu an bu şirkete güvenip yatırım yapanlar çok memnun.Cok iyi bir fiyata isteseler hemen satilir bu abone sayısıyla ki eninde sonunda bunu yapacaklardır
ABD büyük bir sinama sanayisiYani bir sütüdyo sadece kendi icin çalışmaz dışarıya da is yapar.Abd bu yüzden icerik zengini.Kaldi ki başta ingilizler olsun bir çok avrupa ülkesiyle ortak yapimlara da giriyorlar artık
Evlere kapanma hikayesi aslinda yeni bir olay değil fakat bu virüs olayı işi iyice hızlandırdi gibi.Yakinda bir çok yeni filimin dijital ortamlarda bilet fiyatına pazarlandığını da görebilirizSanirim blu tv buna benzer bir şeye kalkıştı.
Sinema sektörü icin zor bır dönem.Islerin normale dönmesi oldukça da belirsiz görünüyor
.
Tiger King’e bir bakın mutlaka. Hayatımda izlediğim en delice şey olabilir. Bütün ruh hastaları bir arada. Daha saçma ne yaşanabilir ki diyorsun ama yeni şoklar art arda geliyor. Özellikle hayvanlar konusunda hassas kişileri rahatsız edebilir (biri de benim) ama ağzın açık, merakla izliyorsun. Bir yandan sinirlendiriyor, bir yandan komik de, gülmeden duramıyorsun. Feleğimi şaşırttı.
Ben daha iki bölüm izledim ama gördüğüm iyi yorumları da ekleyerek aşağı yukarı benzer fikirdeyim.
Senarist öyle bir karakter yazsa kanala kalmadan yapımcıdan red yer. Öyle.
@oktay_1907: Blockbuster nasıl Netflix tarafından alt edildiyse Netflix de büyük şirketler tarafından alt edilip günün sonunda bütün külliyatıyla birlikte Apple mı olur, WB mu olur, Disney mi olur bilemem satılacaktır. Çünkü dışarıdan iş yapmayla dönmez bu işler sürekli. Dediğim gibi her büyük yapım şirketi kendi servisini açmaya başladı ve duracak gibi de durmuyor. Hatta Disney’in FOX’u yuttuğu gibi diğer büyük yapım şirketlerinin bile birbirlerini yuttuğunu görebiliriz Pac-Man misali. Örneğin 3 yıl sonra WB ViacomCBS’i bütün külliyatıyla satın alsa ve bütün içeriği HBO Max’te yayınlasa kim şaşırabilir? Bence böyle büyük balığın küçük balığı yuttuğu değil, büyük balığın büyük balığı yuttuğu senaryolar da göreceğiz.
@gomen: Ben seni çok iyi anladım o sorun değil. Ama sen benim demek istediğimi anlamamışsın sanırsam Ben zaten Netflix’in bu işte öncü olduğunu ve dünyaya açılan ilk streaming servisi olduğunu, şu anda sektörün zirvesinde olduğunu kabul ediyorum ve yazının en başında “Netflix’in yaptığını takdir ediyorum tabii” derken demek istediğim buydu.
Şimdi gelelim diğer meseleye. Netflix’in o sektörde şimdiye kadar kendi dişine göre rakip bulamadığı için at koşturduğunu görememek için birazcık at gözlüğüne sahip olmak gerekiyor. Netflix Disney+’a kadar rakipsizdi. Amazon’muş, Hulu’ymuş falan fasa fisoydu şimdiye kadar. Amazon hala hikaye tabii ama Disney’in Hulu’yu tam anlamıyla satın almasından sonra orada da işler öyle devam etmeyecektir.
Şimdi Disney+ ve Hulu ile Disney babalar gibi bekliyor orada. Sadece Mandolarian ve High School Musical ile bile deli gibi abone kastı. Hem de Netflix gibi neredeyse uzaydan bile izlenebilecek bir yayılım göstermemişken henüz. Ayrıca daha HBO Max çıkmadı. Apple TV+ tam girişemedi sektöre. Peacock çok hafife alınıyor. Quibi sektöre müthiş bir soluk getirdi ve daha ağır topları yayında bile değil.
“Bir stüdyo kendi için çalışmaz. Dışarıya da yapım satar” düşüncesi artık kayboldu Hollywood pazarında. Öyle olsaydı Disney bir sürü Disney filmini Netflix kütüphanesinden çekmezdi. HBO Max geldiğinde WB filmleri için aynı şeyi yapmayacak mı sanıyorsun? Kapitalizm vahşidir. Tek bir yere yönlendiren binlerce şirket olur. İnsanlar o binlerce yönden bazılarını seçer bazılarını seçmez. Seçilenler devam eder, seçilmeyenler etmez. Doğal olarak da WB diyecek ki “Siz internetten Harry Potter mı izlemek istiyorsunuz? O zaman buyrun HBO Max’e” Çünkü diğer türlü zaten Netflix’e üye olan Harry Potter fanlarını çekemez kendi platformuna. Öyle olsaydı Friends’in haklarını satın almak için milyonlarca dolar dökmezdi. “Ne olacak canım? Benim stüdyom yapmış zamanında. Her yerde yer alsın dizi. Ben de her yerden para kazanayım” mantığı herkesin kendi servisini kurmaya başlamasıyla bitti. Netflix’in deli gibi içeriğe para harcamasının amacı da o zaten şu anda. Dımdızlak kalmak istemiyor WB, Disney, NBCUniversal içerikleri kendi platformlarına çektikten sonra. Sen sanırım WB’nin “Filmimi, dizimi Netflix’e de vereyim çünkü onun abonesi fazla. Böylelikle benim yapımımı daha fazla kişi izler.” diyeceğini düşünüyorsun. Çok ama çok yanlış düşünüyorsun. Belli olacak zaten her şey. Şu anda Netflix kütüphanesi çok geniş ve bunun sebebi diğer stüdyoların Netflix ile daha önceden yaptığı anlaşmaların devam ediyor olması. O yüzden de bu karantina günlerinde herkes Netflix’e yüklenmiş. Marvel dizilerinde bir Captain America veya Iron Man görünmesine bakar abone sayısının iki katına çıkması.
Sonuç olarak ben anladım seni gomen. Umarım sen de benim “Netflix’in şu anda kral olduğunu ama henüz büyük abilerin sektöre girmediği için zirvede yalnız kaldığını” demek istediğimi anlamışsındır.
After ‘Tiger King,’ Joaquin Phoenix and Rooney Mara Urge Congress to Protect Big Cats
Aklım almıyor zaten böyle bir şeyin yayımlanmasını! Sırf fikrim olsun diye bakayım dedim, ilk bölümü zor yarıladım.
Sen bir de devamını gör
Sağ ol, ben almayayım
Valla izlemeye başlarken bile yapılan istismarın bir parçası gibi hissettim kendimi buna paye verdiğim için. Sevenine iyi seyirler!
@desperate houseboy Bağlantı kırık.
Netflix duran çekimleri yeniden başlıyor tabi gerekli önlemleri alarak.
Murat Övüç’e beş senelik üyelik ve son model televizyon hediye etmiş olabilirler
Adam iyi reklamını yaptı ama, hakkını yemeyelim.
Altta Amazon, Freeform, Logo, TWD falan da var.
Bir hikayede gay konulsun veya konulmasın benim için veya buradaki geri kalan insanlar için de dert değil ama Netflix burada boş yapmış. Her gay insan tabii ki de önemli ama adam orada gay karakterden bahsetmiş sen işi toplumsal sorunlara dökmüşsün. Bu her Türk dizisine Japon, siyahi falan koymak gibi bir şey. Esasen iş inandırıcılıkta. Netflix’in gösterdiği kadar gay insan yok dünya üzerinde. Bunun anlaşılması lazım ilk etapta Netflix tarafından. Ki bunun benim nazarımda LGBT olarak bir değeri yok. Ben toplumdaki azınlıklardan bahsediyorum. Her Amerikan dizisinde bir tane Türk karakter görsek bu nasıl garip bir durum olacak ise bu da öyle. Çünkü herkesin azınlık olduğu bir yer vardır. Ve Netflix dizileri bazı durumlarda inanrıdıcılığını yitiriyor. Yoksa sıçmışım LGBT’sine. Her yerime gay veya lezbiyen yağdırsınlar ben dert etmem ki. Ama işte hikaye benim için her şey.
@dogukantevfikmeric bence netflix Gay karakterler azaltıp her dizi ve film de sevişme ve öpüşme sahneleri azaltması lazım. Yoksa Müslüman ülkeler de daha çok tepki çeker. Ve inandırıcılığı yitir.
O kadar eşcinsel yok sanmanız, bu rezil toplum düzeninde insanların açılmaya çekinmesinden olmasın sakın? İş yerimizde, okul sıramızda, bindiğimiz metroda, yemek yediğimiz restoranda, her yerde… Eşcinseller vardır.
Şu inandırıcılık bahanesine de ayrı ayar oluyorum. İzlediğiniz her şey her konuda çok gerçekçi, bir bu kaldı.
Savcılık aşk 101 ile ilgili karar vermiş.
@oktay_1907: Çok ciddiyim Müslüman ülkeler yüzünden azaltacaklarsa arttırsınlar daha iyi. Ki onların da Müslüman ülkeleri falan takacaklarını sanmıyorum.
@rpdi: Eşcinsellerin var olması azınlık olmadıkları anlamına gelmez ki. Zaten azınlık olmasalardı çekinme durumları da olmazdı. Kendi yorumunu kendin çürütmüşsün. Ki bu dünya sadece baskıcı toplumlardan ibaret değil. Ki benim eşcinsellerle bir derdim de yok ki son zamanlarda izleyip de en keyif aldığım filmlerden birisi de Call Me by Your Name olmuştur. Şimdi bunu bir kenara koyarsak,
İnandırıcılık konusuna da ayar olup olmaman da pek tabii benim için bir değer taşımıyor. Bu olay bir kitabın veya çizgi romanın ana hikayesinde Çinli olan bir karakteri zenci yapmak gibi. Ona da takılmayanlar var. “Ne olacak ya? Güzel işlendikten sonra karakterin kimliği ve cinsel tercihi önemli değil” gibi düşünenlerden de değilim. “Bu da bu karakterin başka bir yorumlanması” gibi saçma açıklamalarda bulunanlardan da değilim.
Yani izlediğimiz her şey gerçekçi değil ama bilim kurguda bile bir mantık arayan bir insanım ve o izlediğim gerçekçi olmayan şeylere de söyleyecek laflarım oluyor.
@oktay_1907: Güzel ülkemde güzel gelişmeler de oluyor.
İkinci paragrafa bir itirazım yok ama ilkine de ben katılmıyorum. Aynı şeyler de değil ayrıca. Rpdi de kendi kendini çürütmemiş.
Aynı zamanda azınlık oldukları anlamına da gelmez. Bilmiyorsun, çünkü bilemiyorsun. Kendilerini saklamalarını gerektiren sebeplerden dolayı zaten ne oluyorsa olmuyor mu?
Dünyanın en özgürlükçü ülkesinde bile eşcinsellerin veya diğer grupların başına neler neler geliyor hala. Bunları da göze sokmadan kafaları almıyor maalesef. Bazen sokunca da almıyor. Sahi en son hangi özgürlük ricayla kazanıldıydı veya normalleştiydi? Din konusu da ayrı. Daha Diyanet geçen gün fetva yayınladı yahu. Bir dizide sırf eşcinsel karakter var dedikodusu çıktı diye ecdattan girdiler nereden çıktılar… Gidip delinin teki CİMER’e şikayet etmiş. Ya izlememiştir bile ya da başka tarafıyla izlemiştir diziyi.
Çinli karakteri siyaha oynatalımı ben de demiyorum ama Netflix az bile yapıyor.
Azınlıkların görmezden gelinmesi doğru bir şey mi ki bu düzen böyle, biz de böyle resmedelim desinler? Adamlar hayallerindeki toplum yapısını yansıtıyor, olmasını istedikleri, olması gerekeni. Dilediği gibi yaşayabilenleri daha görünür yapıyor. Ne sıkıntı var bunda?
Çizgi romanlar çok hakim olduğum bir konu değil ama şu var ki, dünya değişiyor. Bunlar yazıldığında bu kadar bilinçli değildi insanlar ve o hikayeler baştan aşağı vanilya kadar beyaz. Yeni çağa göre uyarlamalarını garipsemiyorum, hatta ben onu da destekliyorum, hıh.
Aklıma Hollywood dizisi geldi şu an. Ryan Murphy’ye ütopik iş çıkarmışsın diyorum da (finali hala ütopik, saylanmaz) adam tam olarak şimdi konuştuklarımızı yaya yaya anlatıyor resmen
Bilmiyorsun çünkü bilemiyorsun denilecek bir durum yok ortada. Çünkü emin ol eğer dünyanın %50’si eşcinsel olsaydı ki azınlık olmadıkları anlamına gelir böylece, bu zaten utanılacak bir şey gibi görülmezdi toplumun genelinde ve rahatça açıklanırdı. He hayatının bir döneminde eşcinsel deneyimler yaşayan biri benim için eşcinsel de değildir aynı zamanda. Benim demek istediğim eşcinselliği özünde hisseden insanlar. Yoksa “Kankamla bir kez seviştim ve çok iyiydi diyen kız” veya “Üniversiteden bir çocukla birkaç kez takıldık diyen erkek” eşcinsel değildir. Eşcinsel tecrübeler yaşamış veya o yaşadığı aktivitelerden kendisi de zevk almış insanlar da eşcinsel değildir. Eşcinsellik kişinin kimliğidir ve sen gidip bir kişiye bile ben eşcinselim diyemiyorsan zaten eşcinsel değilsindir. Bunu illa toplumun her kesiminde söylemene gerek yok. Nasıl “Ben heteroyum” diye bayrak sallamana gerek yoksa “Ben eşcinselim” diye önüne gelene açıklama yapmana gerek yok tabii.
Ben de birkaç söyleyim, yani bizim genel toplumumuz sürekli kendine bakacağına başkasını eleştirir, laf söyler. Sonuçta Netflix de zorla insanlara bu dizileri izletmiyor. Rahatsız oluyorsan izleme yani, bu kadar basit bir şey. Sana ne? ve Bana ne? Bizim insanımız bu ikiz kardeşten anlamıyorlar.
Ben Netflix olsam TR dahil doğu ülkelerinden böyle bir tepki geliyorsa hepsinden çekerim yayınımı, medeniyet fazla bunlara. Ayrıca nasıl bizim ülkemizde atıyorum Osmanlı temalı dizileri, askeri temalı dizileri seven milliyetçi bir kitle varsa genel olarak LGBT dizilerini de seven izleyen bir kitle var. Bu açıdan da onlara yönelik içerik yapılmasında bir gayet doğal. İsteyen izler istemeyen izlemez. Bu LGBT ve Netflix olayını çok abartıyorlar ya. Sanki her dizisinde var.
@rpdi: Azınlıklar görünmez hale gelsin demiyorum ki ben. Yani kitaplarda bir eşcinsel karakteri hetero yapmak da aynı oranda karşı çıkacağım bir şey. Benim derdim zaten “Hayallerindeki toplum yapısı” durumu. Diyelim ki bundan 20 sene sonra eşcinseller azınlık olmaktan çıktı. Bu sefer de “LGBT karakterleri görmezden gelmemeniz gerek” diye tepkimi gösteririm. Hayallerindeki toplum yapısı bu ise buna yapacak bir şey yok zaten. Azınlıkların çoğunluk olmasını istemelerinde bir sorun yok. Ama bunu bir evrene bağlarsın ve sallıyorum “Netflix sinematik ve dizi evreni” koyarsın adını. Orada böyle bir toplum var dersin. Ama bu senin de dediğin gibi tamamen onların olmasını istediği hayali, olan değil. O yüzden sanki dünyanın %80’i eşcinselmiş gibi göstermeleri bendeki gerçeklik algısını kırıyor.
O vanilya kadar beyaz karakterleri değiştirmemeliler. Yeni karakter yaratmak bu kadar zor değil. Kaptan Amerika’yı siyahi yapmak yerine şu andaki MCU gibi orijinal Kaptan Amerika’dan siyahi bir Kaptan’a el verme gibi bir olayı yapmak zor değil. Örneğin siyahi Spider-Man var çizgi romanlarda ama bu Peter Parker’ın geçmişini değiştirmiyor. Yepyeni bir hikaye, yepyeni bir Spider-Man benim canımı sıkmaz ama Peter Parker’ın geçmişini ve hikayesini değiştirmek canımı sıkar tabii.
O kadar katılamıyorum ki şu an, yani anca bu kadar katılamazdım herhalde. Neresinden tutup da cevap versem bilemediim şu an, elimde kaldı. O iş hiç de öyle değil de neyse.
(Sana değil Necdet, DTM’ye).
@necdetcem7: Bana mı söylüyorsun bilmiyorum ama ben hiçbir dizide eşcinsel karakter olmasından rahatsız falan olmuyorum.
Netflix ile iletişime giren eleman Türk değil ayrıca. Yani Türkiye işin içinde değil benim bahsettiğim yazılarda. Ben tamamen uluslararası konuştum.
@aytackara: Eee aynı durumdayız işte. Ben de sana katılamıyorum. O zaman kapatalım konuyu burada. Sessizce dağılalım.
Bittabii Çünkü neden olmasın.
Önceki yorumda ne yaptın Doğukan? Toplumsal cinsiyet – queer teorileri falan havada uçuşuyor. :)) Bu benim de henüz yeterince bilgili olduğum bir konu değil. Zaten konumuz da bu kadar karmaşık değil. Bütün bu popüler kültürde artan eşcinsel görünürlüğünün, pride yürüyüşlerinin falan çok basit bir anlamı var aslında. “Biz buradayız” diyebilmek, kabul ettirmek.
“Çocuklarımız özenip gay olacak”a döndürdün olayı. Kimsenin kimseyi zorla eşcinsel yapmaya çalıştığı yok. Hakikaten çok farklı yerlerdeyiz. Ben de anlaşabileceğimizi sanmıyorum.
@rpdi: “Adamlar hayallerindeki toplum yapısını yansıtıyor” demiştin ya ona cevaben yazılan bir şeydi o. Ben ayrıca biri birisini zorla eşcinsel yapmaya çalışıyor mu dedim bir yerde yahu? Cidden yukarı kaydırıp yazdıklarıma baktım. Öyle bir şey demedim. Ayrıca “Çocuklarımız özeniyor”cu tayfanın tam karşısındaki insan benim rpdi sen beni başkası ile mi karıştırdın acaba? Anlaşamadık mı yoksa? Bilemedim ama böyle bir düşüncem yok. Çocuklarımızın da gay veya lezbiyen olması da önemli değil. Kendi kişilikleri sonuçta. Bunu Netflix’ten görüp de kişilikleri ve istedikleri cinsel tercihleri ortaya çıkıyorsa da Netflix’i tebrik ederim. Çünkü insanlardaki cinsel yönelimi ortaya çıkarmış demek oluyor bu. Eğer birisi(bu benim oğlum olur senin kızın olur farketmez) gay, lezbiyen, bi, trans vs. olacaksa ve bundan mutlu olacaksa ne mutlu bana.
Tabii siz buna da inanmazsınız şimdi. Çünkü sanırım sizin gözünüzde pislik bir homofobiğimdir de şimdi ben. Ahahahahaha. Canınız sağola. Hepinizi seviyorum.
Şahsım olarak cevap vereyim, pislik bir homofobik olduğunu düşünsem pislik kısmını atıp söylerdim ben.
Halen katıl(a)mıyorum fikren, o ayrı. Çünkü bu koşullarda mimkin diil.