October Road, 2007-2008 yılları arasında ABC‘de yayınlandı ve kısa bir yayın hayatı oldu. Yine de mini dizi niyetine gönül rahatlığıyla izleyebileceğiniz, bu klişelerle dolu ama oldukça sıcak ve sevimli olan dizimiz ile ilgili ayrıntılar, merak edenler için yazının devamında.

October Road, 2007’nin Mart ayında, ABC’de başladı. Birinci sezonu 6, ikinci sezonu ise 13 bölüm sürdü ve ikinci sezonunun ardından iptal edildi. Şükürler olsun ki iptal haberini alan senaristler, 10 dakikalık kısa bir dizi finali yazma fırsatı yakalayabildi. Bu bölüm, 2. sezon DVD setinde yer aldı ve Youtube üzerinden izlemek de mümkün. Yani başlayacak olanların içi rahat olsun diyorum ve konuya geçiş yapıyorum:

Nick Garret, October Road adlı küçük bir kasabada yaşayan, liseyi yeni bitirmiş, gelecek vaat eden bir yazardır. Yazarlık işleri için altı haftalığına Avrupa’ya gitmesi gerekmektedir. Giderken, arkadaşlarına ve ailesine, geri döneceğine dair söz verse de bunu yapmaz; orada yaşamaya başlar. Burada, October Road’daki yakınlarının kurgusal versiyonlarının yer aldığı bir kitap yazar ve müthiş bir ilgi görür. Bu kitap daha sonradan filme uyarlanır; iyice şöhrete kavuşur, saygın biri haline gelir, derken aradan 10 yıl geçer. Şimdilerde Nick ilhamını kaybetmiştir ve eskisi kadar iyi işler ortaya çıkaramamaktadır. Bir gün, October Road’da yer alan bir üniversitedeki konferansa katılması için teklif alır ve bunca yılın ardından oraya geri döner. Çoğu kişi, onlara sırtını döndüğü ve güvenlerini sarstığı için hoş bir karşılamada bulunmasa da Nick, ilhamını yeniden bulmak ve eski dostlarıyla ilişkilerini yeniden canlandırmak ister ve October Road’da kalmaya karar verir.

Tabii bu anlattıklarımın çoğunu, dizide uzun uzun izlemiyoruz. İlk 10 dakikada olan veya karakterlerin konuşmalarından anladığımız şeyler bunlar. İlk bölümde direkt olaylara giriş yapılıyor diyebiliriz.

Kadro ve karakterlerle tanıtıma devam edecek olursak…

Konu kısmında yeteri kadar bahsi geçen, baş karakterimiz Nick, bir süre One Tree Hill‘de izlediğimiz; ama daha çok HBO’nun o meşhur toplu kıyımından nasibini alan dizisi How to Make It In America ile tanıdığımız Bryan Greenberg tarafından canlandırılıyor.

Hannah, Nick’in yüzüstü bıraktığı eski sevgilisi. Kendisi artık, bir anne ve 10 yaşında bir oğlu var. Nick’in dönüşüne memnun değil gibi görünüyor, ama bir taraftan da ona karşı hala boş değil. Karakterimiz fiziği ve sesiyle insanı kendine hayran bırakan Laura Prepon tarafından canlandırılıyor. Televizyonda konuk oyuncu olarak sık sık karşımıza çıkan aktristi That ’70s Show‘dan ve geçtiğimiz sezon tanıştığımız ve ilk sezonunun sonunda iptali gören NBC sitkomu Are You There, Chelsea?‘den tanıyabilirsiniz.

 

Eddie, Nick’in lisedeki en yakın arkadaşı. Nick’in ihanetini bir türlü kabullenmiyor ve onun dönüşünden hiç hoşnut değil. Karakterimiz, Geoff Stults tarafından canlandırılıyor. 7th Heaven‘da bir süre yer alan aktörü, ilk sezonlarının sonunda iptali gören Happy Town ve The Finder‘da da izleme fırsatı elde etmiştik.

 

 

 

Dış görünüşüyle başı dertte olan Janet, Hannah’ın en yakın arkadaşı. Kendisi, Eddie ile olan tuhaf ilişkisiyle ön planda. Karakterimizi şu aralar The Client List‘te de benzer bir rolde izlediğimiz, sevilesi aktrist Rebecca Field canlandırıyor.

 

Nick’in çalıştığı üniversitede öğrenci olan Audrey, zamanla ne kadar belalı bir tip olacağının sinyallerini daha ilk dakikalardan veriyor. Karakterimiz, Brothers and Sisters, House MD ve Breaking In‘den tanıyabileceğiniz Odette Annable tarafından canlandırılıyor.

Hannah’ın küçük oğlu, dizide oldukça önemli bir yere sahip olan Sam ise Slade Pearce sayesinde hayat bulmuş durumda. “Aman ne yetenekli çocuk!” dedirtmiyor, ama göze batan bir oyunculuğu da yok.

Nick’in liseden beri hiç hoşlanmadığı, şimdilerde Hannah’ın sevgilisi olan, hikayenin kötü çocuğu Ray, Happy Town‘da ve Alphas‘ta izlediğimiz Warren Christie tarafından canlandırılıyor.

Kadro çok kalabalık olduğundan yan karakterlerin hepsine yer vermem mümkün değil maalesef. Aradan özellikle sevdiklerimi seçsem, bu sefer de ötekilere ayıp olacak. ;) O yüzden kadronun kalanı için sizi şuraya veya şuraya davet ediyorum.

October Road, belki de televizyon tarihinde gördüğümüz bütün klişeleri kullanan bir dizi. Yeni hiçbir şey vaat etmiyor. Yine de göz dolduran kadrosu, basit ama merak uyandıran hikayesi, çekim mekanlarının çekiciliği gibi unsurları sayesinde de sıkmadan kendini izletebiliyor. Aile dizisi gibi bir şeyler hoşunuza giderse ve çok uzun dizilere ayıracak zamanınız da yoksa, yazın kalan şu son günlerini October Road ile değerlendirmeyi düşünebilirsiniz.

1:20 dakikalık bir tanıtım filmi aşağıda.İzleyecek olan herkese keyifli seyirler…