October Road — tanıtım
18 yorum rpdi 09 Ağustos 2012 10:37
October Road, 2007-2008 yılları arasında ABC‘de yayınlandı ve kısa bir yayın hayatı oldu. Yine de mini dizi niyetine gönül rahatlığıyla izleyebileceğiniz, bu klişelerle dolu ama oldukça sıcak ve sevimli olan dizimiz ile ilgili ayrıntılar, merak edenler için yazının devamında.
October Road, 2007’nin Mart ayında, ABC’de başladı. Birinci sezonu 6, ikinci sezonu ise 13 bölüm sürdü ve ikinci sezonunun ardından iptal edildi. Şükürler olsun ki iptal haberini alan senaristler, 10 dakikalık kısa bir dizi finali yazma fırsatı yakalayabildi. Bu bölüm, 2. sezon DVD setinde yer aldı ve Youtube üzerinden izlemek de mümkün. Yani başlayacak olanların içi rahat olsun diyorum ve konuya geçiş yapıyorum:
Nick Garret, October Road adlı küçük bir kasabada yaşayan, liseyi yeni bitirmiş, gelecek vaat eden bir yazardır. Yazarlık işleri için altı haftalığına Avrupa’ya gitmesi gerekmektedir. Giderken, arkadaşlarına ve ailesine, geri döneceğine dair söz verse de bunu yapmaz; orada yaşamaya başlar. Burada, October Road’daki yakınlarının kurgusal versiyonlarının yer aldığı bir kitap yazar ve müthiş bir ilgi görür. Bu kitap daha sonradan filme uyarlanır; iyice şöhrete kavuşur, saygın biri haline gelir, derken aradan 10 yıl geçer. Şimdilerde Nick ilhamını kaybetmiştir ve eskisi kadar iyi işler ortaya çıkaramamaktadır. Bir gün, October Road’da yer alan bir üniversitedeki konferansa katılması için teklif alır ve bunca yılın ardından oraya geri döner. Çoğu kişi, onlara sırtını döndüğü ve güvenlerini sarstığı için hoş bir karşılamada bulunmasa da Nick, ilhamını yeniden bulmak ve eski dostlarıyla ilişkilerini yeniden canlandırmak ister ve October Road’da kalmaya karar verir.
Tabii bu anlattıklarımın çoğunu, dizide uzun uzun izlemiyoruz. İlk 10 dakikada olan veya karakterlerin konuşmalarından anladığımız şeyler bunlar. İlk bölümde direkt olaylara giriş yapılıyor diyebiliriz.
Kadro ve karakterlerle tanıtıma devam edecek olursak…
Konu kısmında yeteri kadar bahsi geçen, baş karakterimiz Nick, bir süre One Tree Hill‘de izlediğimiz; ama daha çok HBO’nun o meşhur toplu kıyımından nasibini alan dizisi How to Make It In America ile tanıdığımız Bryan Greenberg tarafından canlandırılıyor.
Hannah, Nick’in yüzüstü bıraktığı eski sevgilisi. Kendisi artık, bir anne ve 10 yaşında bir oğlu var. Nick’in dönüşüne memnun değil gibi görünüyor, ama bir taraftan da ona karşı hala boş değil. Karakterimiz fiziği ve sesiyle insanı kendine hayran bırakan Laura Prepon tarafından canlandırılıyor. Televizyonda konuk oyuncu olarak sık sık karşımıza çıkan aktristi That ’70s Show‘dan ve geçtiğimiz sezon tanıştığımız ve ilk sezonunun sonunda iptali gören NBC sitkomu Are You There, Chelsea?‘den tanıyabilirsiniz.
Eddie, Nick’in lisedeki en yakın arkadaşı. Nick’in ihanetini bir türlü kabullenmiyor ve onun dönüşünden hiç hoşnut değil. Karakterimiz, Geoff Stults tarafından canlandırılıyor. 7th Heaven‘da bir süre yer alan aktörü, ilk sezonlarının sonunda iptali gören Happy Town ve The Finder‘da da izleme fırsatı elde etmiştik.
Dış görünüşüyle başı dertte olan Janet, Hannah’ın en yakın arkadaşı. Kendisi, Eddie ile olan tuhaf ilişkisiyle ön planda. Karakterimizi şu aralar The Client List‘te de benzer bir rolde izlediğimiz, sevilesi aktrist Rebecca Field canlandırıyor.
Nick’in çalıştığı üniversitede öğrenci olan Audrey, zamanla ne kadar belalı bir tip olacağının sinyallerini daha ilk dakikalardan veriyor. Karakterimiz, Brothers and Sisters, House MD ve Breaking In‘den tanıyabileceğiniz Odette Annable tarafından canlandırılıyor.
Hannah’ın küçük oğlu, dizide oldukça önemli bir yere sahip olan Sam ise Slade Pearce sayesinde hayat bulmuş durumda. “Aman ne yetenekli çocuk!” dedirtmiyor, ama göze batan bir oyunculuğu da yok.
Nick’in liseden beri hiç hoşlanmadığı, şimdilerde Hannah’ın sevgilisi olan, hikayenin kötü çocuğu Ray, Happy Town‘da ve Alphas‘ta izlediğimiz Warren Christie tarafından canlandırılıyor.
Kadro çok kalabalık olduğundan yan karakterlerin hepsine yer vermem mümkün değil maalesef. Aradan özellikle sevdiklerimi seçsem, bu sefer de ötekilere ayıp olacak. O yüzden kadronun kalanı için sizi şuraya veya şuraya davet ediyorum.
October Road, belki de televizyon tarihinde gördüğümüz bütün klişeleri kullanan bir dizi. Yeni hiçbir şey vaat etmiyor. Yine de göz dolduran kadrosu, basit ama merak uyandıran hikayesi, çekim mekanlarının çekiciliği gibi unsurları sayesinde de sıkmadan kendini izletebiliyor. Aile dizisi gibi bir şeyler hoşunuza giderse ve çok uzun dizilere ayıracak zamanınız da yoksa, yazın kalan şu son günlerini October Road ile değerlendirmeyi düşünebilirsiniz.
1:20 dakikalık bir tanıtım filmi aşağıda.İzleyecek olan herkese keyifli seyirler…
yorumlar
Hiç beklemiyordum bu tanıtımı. Sayfayı yenilediğimde afişi görüp bocaladım hatta.
One Tree Hill izlediğim dönemlerde Bryan Greenberg dizideki en sevdiğim oyuncuydu. Onun için October Road ilk çıktığında bayağı bir heyecanlanmıştım. Kısa ömürlü olmasına üzülmüştüm ama yine de çerezlik bir dizi olarak hafızamda güzel bir yer edindi.
Ellerine sağlık rpdi. Tanıtım pek güzel olmuş.
hiç duymamış olmama rağmen tanıtımla ısındığım dizilerden biri oldu. izleyip göreceğiz
Çok severek izlediğim bir dizi olmuştu. Gerçekten çok sıcak , tanıtımı görünce aklıma geldi hemen. Elinize sağlık , güzel bir tanıtım olmuş.
tanıtımı görünce ilk akılma gelen Hannah’ın oğlu kesin Nick’ten demek oldu.
altyazı sorunu varmış yav, her ne kadar ilgimi çekse de böylesi bir sorun varken izlemeye değmez bir umut ilerde.. altyazılı olduğu bi yer biliyorsanız bilgilendirin sevindirin.
Evet, altyazı konusu can sıkıcı. 3-4 bölüm olsa ben çevireyim derdim ama 13 bölüm birden mümkün değil maalesef.
Şöyle bir önerim var:
Bu dizi birkaç yıl önce Türkiye TNT’sinde dublajlı olarak yayınlanıyordu. O bölümleri ortamlarda görüyordum ben. Belki o şekilde aratmayı deneyebilirsiniz. Ama bu dediğim 2-3 sene önceydi. Şimdi bulmak kolay olur mu bilmiyorum. Araştırmakta fayda var. Ha Laura Prepon’un gerçek sesini duymadan dizinin bir anlamı olmaz bence, o da ayrı bir mevzu. :))
“İngilizce altyazı ile izlesem mi?” diye düşünenler varsa da gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz diyorum. Gayet basit ve anlaşılır bir dili var dizinin.
çok az gözükmüştü ama benim de OTH’de sevdiğim adamlardan biriydi Bryan Greenberg.burada da fena değil,dizi öyle ahım şahım bir şey değil,kasaba geçen,hoş bir dizi,güzel kadınlar var ayrıca. laura prepon var, o zamanlar adı Odette yustman olan güzel kadın var.çok büyük beklentiler ile başına oturmamak lazım,ama seyrediliyor işte.ben sonuna gelememiştim.nasıl bitiyor bilmiyorum ama varsa zamanınız,seviyorsanız böyle dizileri, bakın gitsin.
tamamını edindim. artık ingilizce altyazı izliyecez yapcak bişi yok.
bravo valla, reklam yapıcam diye bayaa zorlamışsınız. neyse ki yetenekli ve cingöz bir editörümüz var.
rpdi’nin de yönlendirmesiyle burdayız, harbiden yazının şaftı kaymış. ama olsun elbet düzeltilir, benim de tek olan yazımın kaymış. onu düzeltmenin yollarını arıyorum. ama gelmişken bi yorum yapayım dedim. son 7 bölüme girdim, çok güzel bi dizi ya, çok sempatik izle izle doyamıyosun. birkez daha 22dakika ahalisinin zevklerine güvenerek bünyeme güzel bir dizi kattım. darısı diğer izlesem mi diyenlerin başına, açıkçası anlamadığım muhabetler dönüyor, sözlük açmaya üşeniyorum. ama dizinin özü yani sizi kendine bağlayan kısım; zaten çok rahat anlaşılan kısmı. korkmadan izleyin. seveceksiniz. bildiri için ellerine sağlık tekrardan rpdi.
Yorumun ne olacak diye merak ediyordum baya. Çok sevindim beğenmene.
her ne kadar hala çok beğeniyor olsam da, allah aşkına öyle final mi olur ya, çok hayal kırıklığına uğradım. çok fazla sonrasına geçtiler. ilişki değişimleri çok hızlı oldu. sırf herkesin bir sevdiği olsun diye. tabii iptal olduğu için yapabilecekleri pek fazla şey yoktu. çoğu dizinin yapmadığını yaparak biz izleyenlere minik de olsa bir final hediye ettiler. hafif bi sırıtmayla izlemedim desem yalan olacak. gerçi 10 dk lık finalde bizim dobiş elemanla allison niye yoktu diye düşünmedim değil onları da barışmış olarak görmek isterdim. ama her şeye rağmen çok güzeldi. hala tavsiye ediyorum. bir de alakasız da olsa bir bilgi paylaşmak istiyorum ilk tanıtımı okuduğumda her karakter ve resmi kafamda güzelce oturmustu. ama ray karakterini okuduğumda ve tipe baktığımda bu ne allasen bu tipten kötü mü olur demiştim. izledikten sonra tanıtıma tekrar baktım. gerçekten kötü olurmuş. iyi oynamış nefret ettirdi kendisinden.
Ortamlarda The Kitchen diye bir film gördüm. October Road severlere Laura Prepon ve Bryan Greenberg‘ü yeniden birarada izlemek güzel gelir dedim ama altyazı yok henüz-ki film çıkalı 10 günü geçmiş-. Neyse, bekleyelim bakalım. (Bu arada kadroda başka tanıdık ve sevildik isimler de var yine.) Konu vs. bilmiyorum ama izlenir bence. Sırf Laura Prepon’un sesi yeter yahu. (:
S01E01
Çoook uzun zamandır listemde olan dizilerden biriydi ve başlamak bugüne kısmet oldu. Fena değildi diyebilirim ilk bölüm için. Ulusal kanalların albenisini kaybetmediği dönemlerden sevdiğim tatta bir dizi olacak gibi duruyor. Kasaba hikayeleri bana her daim cazip gelmiştir zaten. Üstüne ana karakterin uzun yıllar sonra dönüşü ve doğal olarak çoğu şeyin bıraktığı gibi olmadığı durumunu da ekleyince daha cazip olduğu bir gerçek. Laura Prepon, Odette Annable, Geoff Stults ve Bryan Greenberg falan kadro da fena değil. Birkaç bölüm içerisinde Lindy Booth da eklenecek bu kadroya. Ufaklık da gayet tatlı duruyor bu arada.
Bu ilk bölüm seviyesi yeterli gelebilir bana ama bir tık daha yukarı çıkabilirse daha iyi olur tabii.
S02E01
Nick, Hannah, Owen, Eddie … Herkesin anlamsız tercihler ve tepkiler verdiği saçma sapan bir bölümle açmışlar sezonu.
Bölüm konuğu Michelle Lombardo’yu izlerken Jana Kramer geldi aklıma. Nerlerdesin kızım sen? Müziğe bir ara verip, Hallmark tarzı filmleri de boş verip yeni bir diziyle ekranlara dönse artık keşke.
8 sene sonra 2. sezon mu başladı?
özgün14 2012 de yazmış
pirate 2020’de…
S02E08
Ya Owen, yeter artık gözünü seveyim ya! Her seferinde daha ezik bir hale gelmenin bir yolunu buluyorsun.
*Ray: Valla ben bile inanmıştım bir alakan olmadığına.
*Owen: Affetmenin zamanı gelmişti. Alison’dan daha sağlam bir duruş sergiledi eleman bu süreçte.
Bitti bu da. 10 dakikalık ek final videosu varmış herhalde bir de. Onu da yarın izlerim artık.
Sevdim diziyi ama izlediğim diğer küçük kasaba dizilerine oranla beni çok fazla yükseltebildiğini de söyleyemem. Vasat bir dizi olarak aklımda kalacak diyebilirim.
Odette Annable, zeki ve bağımsız kadın rolleriyle karşıma çıkıyor her dizide. Ölmeden bu kadını aptal, ezik veya sürtük bir rolde görebilir miyim acaba? Bu arada Supergirl, Tell Me a Story, The Astronaut Wives Club, Two and a Half Men ve Brothers & Sisters ile kıyaslayınca en sevdiğim dizi karakteri bu oldu galiba. Genel olarak en sevdiğim rolü ise onu ilk izlediğim iş olan The Unborn filmindeki rolü elbette.
Sonradan Ek: İzledim geldim 10 dakikalık ek finali de.
*Tamamen amatör bir çekim olmuş diyebilirim. Ekranda gözükmediğine göre kameraman da Brad William Henke olabilir belki.
*Malum soruyu cevaplamışlar işte. Gerisi laga luga.
*Bu videoyu iptalden hemen sonra çekmemişler belli ki. Araya 2 sene falan girmiş gibi duruyor.