Packed to the Rafters – Tanıtım
2 yorum pirate 28 Nisan 2025 08:33

Packed to the Rafters, Avustralya yapımı bir komedi drama dizisi. Bir aile draması. 2008-2013 yılları arasında Seven Network’te yayınlanmış. 6 sezondan oluşmakta. İlk 5 sezon 22, son sezon ise 12 bölüm uzunluğunda. Bölümler de 40-45 dakika uzunluğunda.
Yayınlandığı dönemde Avustralya’da en çok ilgi gören 5 dizi arasında gösterilmiş Packed to the Rafters. 1.5-2.4 milyon izleyici sayısı aralığında takılmış ilk 4 sezonunda pek bir düşüş yaşamaksızın. 5. sezonda ilk kez 1.5 milyon izleyici sayısının altını görmeye başlamış. 1.3-1.8 milyon izleyici sayısı aralığında seyretmiş bu sezonda. 6. ve son sezonda ise 1.2-1.6 milyon aralığında takılmış. Bu rakamlar hala iyi rakamlarmış tabii ama oyuncularda uzun süreli bir projede çalışmış olmanın getirdiği bir yorgunluk oluşunca, kanal da bütçe konusunda endişe duyar hale gelince bitirilmeye karar verilmiş dizi.

Aradan geçen uzun yılların ardından Amazon Prime aracılığıyla ve Back to the Rafters adıyla bir devam dizisi gelmiş. 2021 yılı sonbaharında yayınlanan dizi, tek sezon ve 6 bölümle sınırlı kalmış.

Bevan Lee (Between Two Worlds, A Place to Call Home, Marshall Law), dizinin yaratıcısı konumunda. John Holmes ise dizinin yapımcılığını üstlenmiş.

Julie-Dave Rafter çifti, kırklı yaşlarındalar ve evliliklerinde 25. yıllarını kutlamak üzereler. Birbirlerini de hala sevmekteler.

Çiftin 20-25 yaş aralığında 3 adet yetişkin çocukları var. İkisi geçmiş yıllarda evden ayrılmışlar ama bir tanesi onlarla kalmaya devam etmiş. Önceki 2 çocuğunun büyüyüp yuvadan uçtuğu anlar çifti, özellikle de Julie’yi hüzünlendirmiş, gözlerini yaşlandırmış. 23 yaşında, işsiz güçsüz, şımarık, laftan anlamaz, sorumluluktan uzak, beceriksiz, kısacası büyüyememiş bir velet olan Ben’in evden ayrılmasını ise gayet normal karşılıyor Julie. Dave’in ise neşesinden geçilmiyor, bir göbek atmadığı kalıyor. Bu mutluluk ise sadece birkaç saniye sürüyor ne yazık ki. Ben’in sırıta sırıta sadece 2 yandaki eve, kankası Carbo’nun yanına taşındığını gördüklerinde sevinçleri buruklaşıyor.

Yine de Ben’e sınırlar çizerek yıllar sonra nihayet baş başa kalabileceklerini düşünür haldeler tabii derken bundan sonrası tam bir bombardıman.
4 yatak odalı evlerine önce Julie’nin yaşlı babası Ted Taylor taşınıyor. Bundan tam 1 sene önce vefat etmiş Julie’nin annesi. Ted’in yası ise hala tüm şiddetiyle devam etmekte. Bir intihara ramak kala durumu yaşıyor Ted üstünde rahmetli eşinin bir elbisesi eşliğinde. Hem intihara ramak kala durumu hem de elbise saçmalığı derken komşularına rezil olduğunu düşünüyor ve evine dönmek istemiyor. Julie de ona kucak açıyor.
Ted’in taşınmasına izin veren çift, diğer oğulları Nathan ve gelinleri Sammy’nin daha önce reddetmiş oldukları taşınma isteğine de izin vermek zorunda kalıyorlar.
Kalan son boş oda da akşamleyin doluyor. Çiftin kızları Rachel da birlikte yaşadığı erkek arkadaşından fiziksel şiddet görüp aile evine sığınmak zorunda kalıyor.
Böylelikle Rafterların evi yeniden dolup taşmış oluyor ve hikayemiz başlıyor.
Ha bir de aynı gün içerisinde Dave’in işten kovuluşu var tabii. Julie ile aynı iş yerinde çalışan Dave, uzun yıllardır çalıştığı işinden bir anda kovuluyor. Bu durum onu bir hayli öfkelendiriyor ve maddi açıdan da büyük endişeye düşmesine sebep oluyor.

*Julie karakterinde Wanted, Under the Vines, Winter, Tripping Over, Halifax f.p. ve Halifax: Retribution dizileriyle tanınan Rebecca Gibney‘yi izleme fırsatı yakalıyoruz.
*Dave karakterine 800 Words, Aftertaste ve The Alice gibi dizilerle tanınan Erik Thomson hayat vermekte.
*Ben karakterinde Hugh Sheridan‘ı izliyoruz.
*Nathan karakterini H2O: Just Add Water dizisinden hatırlanabilecek Angus McLaren canlandırıyor.
*Sammy karakterinde Sirens, Upright ve The Time of Our Lives gibi dizilerden anımsanabilecek Jessica McNamee karşımıza çıkıyor.
*Rachel karakterinde Magic City, The Wrong Girl ve Love Child dizileriyle tanınan Jessica Marais‘i izliyoruz.
*Ted karakterini Michael Caton canlandırıyor.
*Nick ‘Carbo’ Karandonis rolünde Frayed dizisinden anımsanabilecek George Houvardas‘ı izliyoruz. Carbo’nun ebeveynleri memleketleri Yunanistan’a geri dönüş yapmışlar. Kankası Ben ile aynı kafada, aynı vurdumduymazlıkta, aynı beceriksizlikte ve aynı olgunlaşmamışlık seviyesinde. Tam anlamıyla tencere kapaklar kısacası ve yeni evlerinde partileme derdindeler.
*Hyde & Seek, Kick ve Wild Boys gibi dizilerle tanınan Zoe Ventoura‘yı Melissa Bannon rolüyle izleme şansı elde ediyoruz. Dave’in fazla miktarda ereksiyon hapı yutmaktan hastaneye kaldırıldığı sırada hastanede tanışıyoruz ilk olarak kendisiyle. Çekiciliği Dave’in de dikkatinden kaçmayan bir hemşire Melissa. Dave’e o sağlık müdahalesinde bulunuyor. Ertesi gün ise Melissa’nın Ben ve Carbo’nun yanına 3. ev arkadaşı olduğunu görüyoruz.
*Rake, Tidelands ve Wild Boys gibi dizilerden hatırlanabilecek Caroline Brazier ise Julie’nin ‘Cougar’ görünümlü iş arkadaşı ve aynı zamanda en yakın arkadaşı olan Chrissey Merchant rolüyle karşımıza çıkmakta.

6 sezonluk süreçte diziden yolu geçmiş ve en azından yarım sezon boy göstermiş oyuncular arasında Brooke Satchwell, Hannah Marshall, Jacob Allan, Zoe Cramond, Justin Rosniak, Camille Keenan ve Ryan Corr gibi isimler mevcut.

Diziye birden fazla bölümle konuk olmuş tanıdık simalar arasında Belinda Bromilow, Mike Booth, Brenna Harding, Jai Courtney, Sarah Snook, Celia Ireland, Daniel Lissing ve Phoebe Tonkin gibi isimler bulunmakta.

Tek bölümlük konuk oyunculardan oluşan havuzda ise Andy Whitfield, Alexandra Park, Stephen Peacocke, Ash Ricardo, Harriet Dyer, Ben Geurens, Eliza Taylor ve Gillian Alexy gibi tanıdık simalar mevcut.

Dizinin ilk 2 bölümünü izledim ve yeterli buldum. Kadroda tanıdık simalar mevcut. Erik Thomson’ı 800 Words ve Aftertaste dizilerinden severim. Burada oralardaki karizmaya sahip olduğunu söyleyemem ama onu burada da izlemek bir keyif olacaktır illaki. Rebecca Gibney’yi Wanted’dan tanırım. Buradaki daha genç ve daha güleç halini daha fazla sevdim bile şimdiden. Geçmişte Magic City dizisiyle dikkat çekmiş olan Jessica Marais’in burada o derece dikkat çekebildiğini söyleyemem ilk bölüm itibariyle ama yolu açık tabii. Angus McLaren’ın H2O: Just Add Water’daki sempatikliği burada yok. Caroline Brazier’ı Rake’den tanırım. Jessica McNamee’yi Upright’daki küçük rolünden anımsıyorum. Hoş hatun ama sarışın hali daha makbuldür. İlerleyen sezonlarda saçını boyamıştır sarıya umarım. Zoe Ventoura’yı ise gerçek manada ilk defa izleyeceğim burada ve iyi başlayanlardan biri olduğunu söylemek mümkün.
Ben Dave’in yerinde olsam; ne ukala oğlum Nathan’ın ne garip kayınpederim Ted’in ne kendisine bile saygısı olmayan alkolik kızım Rachel’ın ne de tekrar geri dönmek istediği takdirde şımarık oğlum Ben’in evimde ikamet etmelerine katiyen izin vermezdim bu arada. Gelin kızımız Sammy kalabilir ama. Onda bir sıkıntı yok.









yorumlar
S01E03
*Bu Nathan bu sevimsizlikle o hatunu nasıl tavlamış anlamam pek mümkün değil açıkçası.
*Nathan da Rachel da o kadar iticiler ki Ben ilk başta olduğu kadar kötü gözükmemeye başladı ister istemez kıyas yapınca.
*Melissa çekici hatun olabilir ama 3 kişinin yaşadığı yerde mutfağı o şekilde bırakan birinden bir cacık olmaz!
*İlk bölümde Ben’in 23 yaşında olduğunu duyduk. Dave ve Julie de 25. evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Ama Ben en küçük mü değil mi bilmiyorduk. Bu bölümde sıralamayı da yapmış olduk: Nathan > Rachel > Ben. 25>24>23 sanırım yaşlar da. Yani Nathan, Dave ve Julie evlenmeden önce doğmuş.
*Ulan dede, boğdun beni! Yeter lan!
S01E04
*Geçen bölümdeki sorumu duymuşlarcasına ‘Sammy-Nathan’ özel bölümü yapıvermişler. Nasıl tanıştıklarından başladık hikayelerine; evlilik vs. derken bugüne ulaştık bölüm sonunda. Nathan da bolca şansından bahsetti gerçi ama bu şanstan da ha öte bir şey bence. Hatun bu kadar güzel, çekici ve uyumlu olmasının yanı sıra bir de ultra zengin falanmış iyi mi? Yani tüm bu izlediklerimize rağmen daha fazla anlamaz hale geldiğimi söyleyebilirim Nathan’ın bu hatunu kapışındaki mantıksızlığı.
*Nathan’ın ailesinin yanındaki o rahatsız/kasıntı hallerinin sebebini de bölüm sonunda öğreniverdik. Bu duygusal çözülme anı bir sonuç verir ve daha insani bir Nathan izleriz umarım önümüzdeki bölümden itibaren.
*Anneannenin ölüm hikayesi de bölümde aradan çıkan ayrıntılardandı.
*Bu çocukların yaş olayı/sırası yine değişti. Yanlış anlamadıysam Rachel’ın en büyük çocuk olduğunu söyledi Julie laf arasında. Şaka yapmıyorduysa da Dave ile evlenmeden önce doğurduğunu belirtti. Son durum şöyle sanırım: Rachel > Nathan > Ben (26>24>23).
S01E06
Bu bölümde de Rachel özel bölümü yapmışlar. Embesil Rachel’ın o Daniel şerefsiziyle olan ilişkisini ilk tanıştıkları andan bugüne kadar mercek altına almışlar. Balığın kokacağı ilk baştan belliymiş ama sallayan kim? Erkek zevkine sıçtığımın Rachel’ında kayda değer bir pişmanlık belirtisi görmedim açıkçası ben tüm bölüm boyunca. Bu nasıl büyük bir egodur ki utanma diye bir şey kalmıyor, eriyip gidiyor içinde. Daha çoooook hata yapar bu embesil! Benim için kesinlikle evlat olsa sevilmez kategorisinde bir karakter Rachel.
S01E07
S01E05’i geçerek sezonun şu ana kadarki en kötü bölümü olmayı başardı.
Bazı bölümlerde iyi iş çıkarıyorlar; bazı bölümler ise hiç tat vermiyor. Ayarı yok cidden dizinin.
S01E09
İyi oldu Carbolar cidden böyle ya!